9. Ceza Dairesi 2015/17425 E. , 2016/2148 K.
Mahkemesi :Çocuk Ağır Ceza
Adalet Bakanlığı tarafından, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma veya kabul etmek suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında düzenlenen iddianamenin iadesine ilişkin karara yönelik itirazın reddi yönündeki... Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 06.04.2015 tarihli 2015/306 değişik iş sayılı kararının bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 27.11.2015 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
İncelenen dosyadan;
a-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 16.12.2013 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı bulundurmak veya kullanmak suçundan ...Cumhuriyet Başsavcılığının 18.07.2014 tarih 2013/170334 soruşturma ve 2014/254 karar sayı ile üç yıl süre ile kamu davasının ertelenmesine ayrıca denetimli serbestlik tedbiri uygulamasına karar verildiği,
b-... Cumhuriyet Başsavcılığı'nca suça sürüklenen çocuğun ... Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce yapılan tebligata rağmen başvurmadığı gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak 11.03.2015 tarihinde 2015/755 sayılı iddianame ile suça sürüklenen çocuk hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ve bulundurma suçundan 191 ve 31/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davasının açıldığı,
c-... 2. Çocuk Mahkemesi'nce 20.03.2015 tarihinde 2015/143 sayı ile suça sürüklenen çocuk hakkında kendisine yüklenen yükümlülüklere uymakta ısrar etme hali için en azından suça sürüklenen çocuk bu kararın infazı için Cumhuriyet Başsavcılığı'nca aranıp getirtilerek uymamakta ısrar halinde kovuşturma açılacağı konusunda uyarılması, buna rağmen uymaması halinde iddianame düzenlenmesi gerekirken, sadece denetime başlaması hususunda çağrı kağıdı çıkarıldıktan sonra düzenlenen iddianamenin iadesine karar verildiği,
d-Cumhuriyet savcısının 27.03.2015 tarihli dilekçesiyle bu karara itiraz etmesi üzerine ... Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce 06.04.2015 tarihinde 2015/306 değişik iş sayı ile “iade sebebinin yerinde olduğu” gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma ve ihbar yazısında;
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan suça sürüklenen çocuk ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair ... Cumhuriyet Başsavcılığının 18.07.2014 tarihli ve 2013/170334 soruşturma, 2014/121 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligata uymadığından bahisle infaz kayıtları kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.03.2015 tarihli ve 2013/170334 soruşturma, 2015/11960 esas, 2015/755 sayılı iddianamenin iadesine dair ...Çocuk Mahkemesinin 20.03.2015 tarihli ve 2015/143 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin ... Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin 06.04.2015 tarihli ve 2015/306 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191. maddesinde;
“(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. (4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği,
5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde;
“(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği,
Yine Denetimli serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 40. maddesinde;
“(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. ... (3) Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet başsavcılığına geri gönderilir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği,
Somut olaya bakıldığında ise suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararda, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği tedbir ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar edilmesi halinde dava açılacağının ihtar edildiği, bu kararın suça sürüklenen çocuk müdafiine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştiği, denetimli serbestlik müdürlüğünce tebliğ tarihi itibari ile 18 yaşını doldurmuş suça sürüklenen çocuğun kendisine 10 gün içerisinde müracaat edilmesine ilişkin ihtarlı davetiye çıkartıldığı ve tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla, bahse konu düzenlemeler uyarınca usulüne uygun olarak yapılan çağrıya karşın denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmeyen suça sürüklenen çocuğun yükümlülüklerini yerine getirmemekte ısrar ettiğinin kabulü gerekeceği ve kamu davası açılma koşulunun oluştuğu cihetle,
itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir denilerek, 06.04.2015 tarihli kararın bozulması istenmiştir.
TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, 'kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır ' hükmüne yer verilmiştir. Suça sürüklenen çocuk'a 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmış, suça sürüklenen çocuk başvuruda bulunmamıştır. Suça sürüklenen çocuk'un kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için suça sürüklenen çocuk'a 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde suça sürüklenen çocuk hakkında dava açılması gerekir.
Somut olayda 'ısrar koşulu' gerçekleşmemiştir. Bu durum CMK'nın 174. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kıyasen uygulanarak bir 'kovuşturma şartı' olduğundan, iddianamenin iadesi ve bu karara yönelik itirazın reddi kararı doğrudur.
Açıklanan durumlara göre, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı aracılığıyla yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.