4. Ceza Dairesi 2018/760 E. , 2018/4171 K.
Tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle, 265/1, 265/3 ve 43/2. maddeleri gereğince 1 yıl ve 1yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı kararının Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 11/04/2016 tarihli ve 2015/22788 esas, 2016/7310 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, Amasya Cumhuriyet Başsavcılığınca 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile daha önce uzlaşma kapsamında olmayan hükümlünün cezalandırıldığı 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. maddesinin uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşıldığından 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98/3. maddesi gereğince ilamın infazının durdurulup durdurulmayacağı hususunda karar verilmesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesi ile 6763 sayılı Kanun‘un değişiklik getiren ilgili maddeleri arasında gerekli değerlendirme yapılıp hükümlünün lehine olan yasanın belirlenerek uyarlama kararı verilmesi talebine ilişkin, hükümlü hakkındaki cezanın infazının durdurulmasına yer olmadığına, tehdit suçundan 1 yıl hapis cezası ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezalarının infazının devamına ilişkin Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı ek kararına karşı Amasya Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/188 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 05/05/2017 gün ve 94660652-105-05-83-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2017 gün ve 2017/30350 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın mağdur Cumhur Odabaş’a yönelik işlediği tehdit suçu ile görevli polis memurlarına yönelik gerçekleştirdiği görevi yaptırmamak için direnme suçlarının 5271 sayılı Kanun’un 253/3-2. cümlesinde “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” şeklinde tanımlanan birlikte işlenen suç olarak değerlendirilemeyeceği, her iki suçun bağlantılı suç olarak değerlendirilmesi gerektiği gibi görev yaptırmamak için direnme suçundan herhangi bir talebin bulunmaması karşısında, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. maddesinin uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından sanık ...’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle, 265/1, 265/3 ve 43/2. maddeleri gereğince 1 yıl ve 1yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı kararının Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 11/04/2016 tarihli ve 2015/22788 esas, 2016/7310 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, Amasya Cumhuriyet Başsavcılığınca 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile daha önce uzlaşma kapsamında olmayan hükümlünün cezalandırıldığı 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. maddesinin uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşıldığından 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98/3. maddesi gereğince ilamın infazının durdurulup durdurulmayacağı hususunda karar verilmesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesi ile 6763 sayılı Kanun‘un değişiklik getiren ilgili maddeleri arasında gerekli değerlendirme yapılıp hükümlünün lehine olan yasanın belirlenerek uyarlama kararı verilmesi talebine ilişkin, hükümlü hakkındaki cezanın infazının durdurulmasına yer olmadığına, tehdit suçundan 1 yıl hapis cezası ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezalarının infazının devamına ilişkin Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı ek kararına karşı Amasya Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/188 Değişik İş sayılı kararının, dosya kapsamına göre, sanığın mağdur Cumhur Odabaş’a yönelik işlediği tehdit suçu ile görevli polis memurlarına yönelik gerçekleştirdiği görevi yaptırmamak için direnme suçlarının 5271 sayılı Kanun’un 253/3-2. cümlesinde “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” şeklinde tanımlanan birlikte işlenen suç olarak değerlendirilemeyeceği, her iki suçun bağlantılı suç olarak değerlendirilmesi gerektiği gibi görev yaptırmamak için direnme suçundan herhangi bir talebin bulunmaması karşısında, 6763 sayılı Kanun değişikliği ile 5237 sayılı Kanun’un 106/1-1. maddesinin uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle merciince yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
CMK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz' şeklindeki düzenleme karşısında, sanık ...'ya yükletilen tehdit suçunda uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III-Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki 'Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.' şeklinde düzenleme karşısında, kesinleşen hükümlerde de uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06/12/2016 tarihli, 2014/13-194 esas ve 2016/466 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK'nın ''zaman bakımından uygulama'' başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ''suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına''na dair düzenleme ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ''Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını'' taşıyan 98/1. maddesinde ''Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.'' amir hükmü uyarınca, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir.Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan 'etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile 'ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz' şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde' (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde,
davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.' denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında tehdit ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından kamu davasının açıldığı, mağdur Cumhur Odabaş'ın şikayetinden vazgeçtiği, yargılama neticesinde Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/05/2013 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı kararıyla ve 'sanık ... ve mağdur Cumhur ODASAŞ arasında alacak verecek ilişkisinden kaynaklı sorunların bulunduğu, sanık ...'in suç tarihi olan 27.03.2009 günü saat 20:00 sıralarında mağdur Cumhur'un oturuğu Hançerli Mah. Liman reis soakakta 10 nolu apartmana girerek kapıyı çaldığı, kapının açılmaması üzerine kapıyı tekmeleyerek ve sert bir cisim ile vurarak dört yarı noktada hasara yol açacak şekilde zarar verdiği, evin içerisinde olduğunu düşündüğü mağdur Cumhur'u kastederek 'babanın kafasına sıkacağım' şeklinde tehdit içeren sözler sarfettiği, gürültüden rahatsız olan mahalle halkı tarafından durumun emniyet görevlilerine bildirildiği, olay yerine gelen müşteki polis memurlarının olayın mahiyeti ile ilgili soruşturma yaparken sokakta bulunan vatandaşların sanık ...'nın söz konusu suçla ilgisi oluduğunu söylemeleri üzerine, görevli polis memurlarının İbrahim'i yakalayarak gözaltına almak istedikleri sırada, sanık ...'in görevli polis memurlarına 'beni götüremezsiniz, alamazsınız' şeklinde sözler söylediği, devamında polisleri itekleyip fiilen karşı koyduğu, görevli polis memurlarının sanık ...'i yakalarken bu kez diğer sanıklar ... ve ...'in müştekilerin görevlerini yapmalarını engellemek ve sanık ...'i gözaltına almalarına engel olmak amacıyla müşteki polis memurlarına saldırdıkları, fiziksel kuvvet uyguladıkları, olay öncesi ya da olay sırasında görevli polis memurlarının sanıklara yönelik keyfi muamele ya da haksız tahrik içeren söz ya da davranışlarının bulunmadığı' biçimindeki gerekçeyle sanığın, TCK'nın 106/1-1.cümle, 265/1, 265/3 ve 43/2. maddeleri gereğince sırasıyla 1 yıl ve 1yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlerin Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 11/04/2016 tarihli ve 2015/22788 esas, 2016/7310 karar sayılı ilamıyla onandığı, Cumhuriyet savcısı tarafından 6763 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle tehdit suçundan hükmolunan ceza yönünden ek karar talep edildiği,
Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı ek kararıyla '6763 Sayılı yasanın 34. maddesi ile değişik 253. maddesinin 3. fıkrası gereği uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümleri uygulanmayacağından sanığın üzerine atılı diğer suçun TCK'nun 265 kapsamında kaldığından' şeklindeki gerekçeyle hükümlü hakkındaki cezanın infazının durdurulmasına yer olmadığına, tehdit suçundan 1 yıl hapis cezası ile görevi yaptırmamak için direnme suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezalarının infazının devamına karar verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından anılan karara 13/12/2016 tarihinde itiraz edildiği, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/188 Değişik İş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanığa yükletilen TCK'nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun müstakilen işlenmesi durumunda uzlaştırma kapsamında olduğunda şüphe bulunmamaktadır.
Çözüme kavuşturulması gereken sorun, CMK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz' şeklindeki düzenleme karşısında, sanık ...'nın TCK'nın 106/1-1. cümlesi kapsamında düzenlenen ve müstakil işlendiğinde uzlaştırma kapsamında bulunan tehdit suçunun, uzlaştırma kapsamında bulunmayan görevi yaptırmamak için direnme suçuyla birlikte işlenip işlenmediğidir. Suçların birlikte işlenip işlenmediği hususunun, suçlar arasında bağlantı bulunup bulunmadığı hususundan farklı olduğu kuşkusuzdur. 'Bağlantılı suç' kavramına, CMK'nın 8 vd. maddelerinde değinilmiş, 'birlikte işlenme' kavramı ise CMK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde kullanılmıştır. İşlenen suçlar arasında bağlantı bulunması bu suçların birlikte işlendiği anlamına gelmemektedir. Aksinin kabulü CMK'nın 8. maddesinin ikinci fıkrasındaki 'Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.' şeklindeki düzenlemeye aykırı olacaktır.
Somut olay irdelendiğinde; saat 20.00 sıralarında, sanık ...'nın mağdur Cumhur Odabaş'ın oturduğu apartmana girerek kapıyı çaldığı, kapının açılmaması üzerine kapıyı tekmeleyerek ve sert bir cisim ile vurarak dört ayrı noktada hasara yol açacak şekilde zarar verdiği, evin içerisinde olduğunu düşündüğü mağdur Cumhur'u kastederek 'babanın kafasına sıkacağım' şeklinde tehdit içeren sözler sarfettiği, gürültüden rahatsız olan komşular tarafından olayın kolluğa bildirildiği, 27/03/2009 tarihli ve saat 21.00'da kolluk görevlileri tarafından düzenlenen olay görgü tespit ve yakalama tutanağında, saat 20.10 sıralarında olayın telsizden bildirilmesi üzerine 20.13 sıralarında olay yerine gelindiğinin, olay yerinde bulunan bir vatandaşın tehdit savuran kişinin olay yerinden ayrıldığını beyan ettiğinin, bu esnada olay yerine yaklaşık 50 metre mesafede bulunan ekibin yardım istemesi üzerine oraya intikal edildiğinin, orada bulunan sanık ...'nın polis ekibine
direndiğinin, sanığın etkisiz hale getirildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Bu açıklamalar karşısında, sanığın önce mağdur Cumhur Odabaş'ı tehdit ettiği, daha sonra olay yeri olan apartmandan ayrıldığı, yaklaşık 50 metre ileride sanığın kolluk görevlileri tarafından yakalandığı, orada da sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini gerçekleştirdiği, eylemlerin gerçekleştirildiği yerler ve zaman dilimi dikkate alındığında, sanığın eylemleri arasında bağlantı bulunduğu ancak eylemlerin birlikte gerçekleştirilmediği belirlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar nazara alındığında; sanığın eylemlerini gerçekleştirdiği yerler ve zaman dilimi dikkate alınarak, eylemler arasında bağlantı bulunduğunun ancak eylemlerin birlikte gerçekleştirilmediğinin anlaşılması karşısında, CMK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz' şeklindeki yasal düzenlemenin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, Cumhuriyet savcısının 6763 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle tehdit suçundan hükmolunan ceza yönünden talebinin kabulüyle dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçeyle talebin reddine dair Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/12/2016 tarihli ve 2013/31 esas, 2013/552 sayılı ek kararında ve bu ek karara yönelik Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın kabulü yerine reddine ilişkin Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/188 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli ve 2016/188 Değişik İş sayı ile verilip kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 01/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.