1. Hukuk Dairesi 2021/2815 E. , 2022/1660 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ...
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10/12/2015 tarihli ve 2013/483 Esas - 2015/546 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18/12/2020 tarihli ve 2020/3424 Esas-2020/6175 Karar sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Eylül 1332 tarih, 2 sıra numaralı tapu kaydının, Hazine-i Celile-i Evkaf namına kayıtlı olduğunu, bu tapu kaydı dava konusu 185 ada 68, 76, 78, 93, 123, 126, 129, 164 parsel sayılı taşınmazları kapsamına aldığı halde kadastro çalışmaları sırasında söz konusu taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, vakıf mallarının zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının ayrı ayrı iptali ile Evkafı Mazbutadan Hacı Veli Camii ve Çeşmesi Vakfı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu 185 ada 123 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın babasından kendisine kaldığını, taşınmazın yüzyıllardır ailesine ait olup, vakıf taşınmazlarının, adına kayıtlı taşınmazın kuzey batısında kaldığını, dava tarihine kadar davacı kurumun kendilerinden herhangi bir hak veya ecrimisil talebinde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu 185 ada 76 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, taşınmazın müvekkiline atalarından kaldığını ve yıllardır müvekkili ve ailesi tarafından kullanıldığını, taşınmazın vakıf malı olmadığını, kaldı ki vakfın kendi ağaçlarını işaret koyarak belirlediğini, bu sistemin halen devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalılar ... ve müşterekleri cevap dilekçesinde; dava konusu 185 ada 78, 126, 129 ve 164 parsel sayılı taşınmazların, müvekkillerinin murisleri olan anneleri ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazların özel mülk vasfında olup, yıllardır müvekkilleri tarafından kullanıldığını, davacı vakfın arazilerinin sınırlarını genişletmeye çalıştığını, kaldı ki davacı vakfın bu yerlerde 100-150 yıllık zeytin ağaçlarının bedenlerini çentik ve ağaç burgusu ile oymak suretiyle işaretlediğini ve vakfın sınırlarını belirlediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 185 ada 93 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin murisi olan babası ... ... adına kayıtlı olduğunu, murisin ölümüyle taşınmazın müvekkili ile murisin diğer mirasçılarına kaldığını, dava konusu taşınmazın vakıfla ilgisi olmayıp, vakıf taşınmazları ile arada başkaca taşınmazlar olduğunu ve taşınmazın müvekkilinin ailesi tarafından 100 yılı aşkın zamandır kullanıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
5. Davalı ... ve müşterekleri cevap dilekçesinde; dava konusu 185 ada 68 parsel sayılı taşınmazın murisleri olan babalarından geldiğini, bölgede vakıflara ait taşınmazlar bulunduğunu, vakıf yetkililerinin bu taşınmazları şahıslara kiraladığını ancak kiralanan yerlerde bulunan ağaçların üzerlerinde, ağaçların vakfa ait olduğuna dair mühürler bulunduğunu, dava konusu taşınmazın vakıf malı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyaları birleştirilmek suretiyle yapılan yargılama sonunda, 10/12/2015 tarihli ve 2013/483 Esas, 2015/546 Karar sayılı kararıyla, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, vakıf zeytinliklerinin sınırlarının “VZ” harfleri ile işaretlenerek belirlendiği, bu zeytinliklerin köylülere kiralanmak suretiyle kullanıldığı, dava konusu taşınmazların ise davalılara ait olup, onlar tarafından uzun yıllardır kullanıldığı, kaldı ki bölgede 80 dönümlük vakıf zeytinliği olmadığı, tapu kaydının miktar bölümüne “8 dönüm” ibaresinin yanlışlıkla “80 dönüm” olarak yazılmış olabileceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, dayandıkları tapu kaydının mahallinde uygulanmak yerine, tapu kayıt miktarının 8 dönüm olabileceği düşüncesiyle hareket edildiğini, taşınmazların sınırında bulunan 92 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının geldi kayıtlarının getirtilip mahallinde uygulanmadığını, yöntemince tapu uygulaması yapılmadığını beyan ederek, temyiz isteminde bulunmuştur.
V. YARGITAY İLAMI
Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18/12/2020 gün ve 2020/3424 Esas, 2020/6175 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar:
Yargıtay onama ilamına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri:
Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; temyiz dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar etmiş, buna ilaveten Mahkemece vakıf zeytinliklerinde bulunan ağaçların gövdelerine işaret konulduğu belirtilmiş ise de, zamanla ağaçların çaplarının genişlemesi ve doğa şartları nedeniyle bu işaretlerin bir kısmının kaybolduğu veya kaybolmaya yüz tuttuğunun göz önünde bulundurulmadığını, öte yandan dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporunun keşfi izlemeye elverişli olmadığını beyan ederek, Yargıtay onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda, Milas ilçesi, Çomakdağ-Kızılağaç mahallesi çalışma alanında bulunan 185 ada 68 parsel sayılı 3.398,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ...... ... adına; 185 ada 76 parsel sayılı 1.901,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına; 185 ada 78, 126, 129 ve 164 parsel sayılı sırasıyla 401,12, 225,64, 2.855,99 ve 239,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ... ... adına; 185 ada 93 parsel sayılı 116,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... ... adına ve 185 ada 123 parsel sayılı 390,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise ... ... adına, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ayrı ayrı zeytinlik vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir.
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi ise şöyledir.
“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.
D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.
Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14. ve 17. madde hükümleri uygulanır.”
3.3. Değerlendirme
Mahkemece, kararın (III.) paragrafında yer alan gerekçelerle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Davacı ..., Eylül 332 D. 2 sıra numaralı, 80 dönüm miktarındaki “Evkaf-ı Mazbutdan çeşmeye meşrut 400 sak zeytinlik” vasıflı tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazları, komşuları ile bir arada gösterir birleşik kroki getirtilip dosya arasına alınmamış, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan 185 ada 2, 3, 4, 5, 61, 62, 63, 77, 81, 92, 95, 144; 191 ada 39, 40, 44, 45, 47,48, 51 ila 60, 67, 68, 74 ila 77, 83 ila 92 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri, varsa dayanakları ile birlikte getirtilmemiş, davacının dayandığı tapu kaydının sınırları mahallinde yapılan keşifte okunup, yerel bilirkişilerden sınır yerlerinin zeminde gösterilmesi istenilmemiş, tapu kaydı yöntemince uygulanıp kapsamı belirlenmemiş, davacının dayandığı tapu kaydına, teknik bilirkişi tarafından rapora ekli krokide kapsam tayin edilmeye çalışılmıştır.
Öte yandan, dosya arasında bulunan Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğünün, dava tarihinden önce Hukuk Servisine hitaben yazdığı 22/02/2013 tarihli yazısında, ... tarafından, Eylül 332 D. 2 sıra numaralı tapu kaydına dayanılarak, ilk etapta dava konusu taşınmazlar ile birlikte dava dışı 185 ada 77, 81, 92, 124, 132, 133, 142, 145 ve 173 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak dava açılması, davaların lehe sonuçlanması halinde ise aynı adada bulunan diğer taşınmazlara yönelik olarak dava açılması gerektiği belirtildiği halde, davacı tarafından aynı tapu kaydına dayanılarak dava konusu taşınmazlar dışında başkaca taşınmazlara ilişkin olarak da dava açılıp açılmadığı araştırılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu taşınmazları, komşuları ile bir arada gösterir birleşik kroki getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazların sınırında bulunan 185 ada 2, 3, 4, 5, 61, 62, 63, 77, 81, 92, 95, 144; 191 ada 39, 40, 44, 45, 47,48, 51 ila 60, 67, 68, 74 ila 77, 83 ila 92 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve varsa dayanağı belgeler, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise oluşan tapu kayıtları getirtilip dosya arasına alınmalı, davacı tarafından aynı tapu kaydına dayanılarak, başkaca davalar açılıp açılmadığı araştırılmalı, varsa eldeki dava ile birleştirme hususu değerlendirilmeli, bilahare mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Taşınmazların başında yapılacak keşif sırasında, davacının dayandığı tapu kaydı ve yapılacak araştırmaya göre varsa tapu kaydının krokisi uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 20/A maddesi uyarınca belirlenmelidir. Ancak tapu kaydının krokisi yoksa, zemine uygun değilse veya uygulama kabiliyeti yoksa, bu durumda tapu kaydının sınırlarına itibar edilmeli; bu amaçla dayanak tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup, sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için davacıya tanık dinletme imkanı sağlanmalı, uygulamada komşu 191 ada 49 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 17/01/1952 tarih, 21 sıra numaralı tapu kaydı ile komşu 185 ada 27 ila 31; 191 ada 17 ila 22 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören 19/10/1932 tarih, 40 sıra numaralı tapu kaydından da yararlanılmalı, bu kayıtların dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli ve bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir.
Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, taşınmazların vakıf malı olarak bilinip bilinmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir, keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazların tarımsal niteliğini bildiren ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte incelenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
VII. SONUÇ
Hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, sehven onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18/12/2020 tarihli ve 2020/3424 Esas, 2020/6175 Karar sayılı onama ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA ve hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde karar düzeltme isteminde bulunana iadesine, 01/03/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.