Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/5141 E. , 2021/2951 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/5141
Karar No: 2021/2951
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasında mal varlığının bulunduğu, terör olayları nedeniyle köyden göç ettiğinden bahisle uğranıldığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 5 No'lu Zarar Tespit Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
(Davacı vekili tarafından sunulan 18/12/2012 havale tarihli temyiz dilekçesinde, davacının mal varlığının ... köyü ... (..., ...) mezrasında bulunduğu, dava dilekçesinde sehven ... mezrası olarak belirtildiği beyan edilmiştir.)
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 18/01/2017 tarih ve E:2013/6059, K:2017/325 sayılı bozma kararına uyularak, davacı vekili tarafından sunulan 18/12/2012 tarihli temyiz dilekçesinde, davacının taşınmazlarının ... köyü, ... (..., ...) mevkiinde bulunduğu, dava dilekçesinde taşınmazlarının bulunduğu yer olarak sehven ... mezrası yazıldığı ileri sürülerek kadastro çalışmalarında davacı adına ... köyü, ... mezrasında taşınmaz tespit edildiğine ilişkin kadastro tespit tutanağının dilekçeye eklendiği; 5233 sayılı Kanun uyarınca zararların tazmini istemiyle yapılan başvuruda, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyünden terör olayları nedeniyle göç edildiğinin belirtilmesi, ... Muhtarlığınca düzenlenen ilmuhaberde davacının ... mezrasında ikamet ettiğinin yer alması ve temyiz dilekçesine ek olarak sunulan kadastro tespit tutanağında ... köyü, ... mezrasında davacı adına taşınmaz tespit edilmesi karşısında, anılan yerleşim yerinin terör olayları veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle tamamen boşalmış/boşaltılmış olması halinde, 5233 sayılı Kanun uyarınca, varsa, davacının zararlarının (mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde) tazmin edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı; 08/03/2018 tarihinde yapılan ara karara verilen cevapta, ... ... mezrasının terör veya terörle mücadeleden doğan faaliyetler nedeniyle idare veya halk tarafından boşaltılmadığı, halen kullanılmakta olduğu, kış aylarında iki aile, yaz aylarında altı ailenin sürekli olarak kaldığı, mezranın hiç boşaltılmadığı, mezrada koruculuk sisteminin olmadığı, kalan ailelerin korucu aileleri olmadığı, davacı veya yakınlarına yönelik 1993 yılı ve öncesinde terör saldırısının bulunmadığı, cami ibadet yeri ve sağlık ocağının bulunmadığı, elektrik ve suyun faal olduğunun bildirildiği; bu durumda, mezranın idare veya halk tarafından kısmen ya da tamamen boşaltılmadığı, mezrada koruculuk sisteminin olmadığı, yaz ve kış aylarında sürekli oturan ailelerin olduğu, bu ailelerin korucu aileleri olmadığı, mezrada elektrik ve suyun faal olduğu, davacı veya yakınlarına yönelik 1993 yılı ve öncesinde gerçekleşmiş somut bir terör saldırısının bulunmadığı anlaşılmakla, uğranıldığı iddia edilen zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminine olanak bulunmayıp, davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasının terör nedeniyle boşalan yerleşim yerlerinden olduğu, ... İlçe Jandarma Komutanlığının terör nedeniyle boşalan köylerin boşaldığı tarihi gösterir çizelgesinin ve bahse konu mezranın terör nedeniyle boşaldığına yönelik Danıştay incelemesinden geçerek kesinleşmiş mahkeme kararlarının sunulmakta olduğu, Mahkeme kararında bahsi geçen Tunceli Jandarma Komutanlığının 04/04/2018 tarihli tutanağının gerçeği yansıtmadığı, zira zararın meydana geldiği tarihten çok sonra, yeterli araştırma yapılmadan ve bahsedilen çizelge göz ardı edilerek tutulduğu, ... köyü, ... mezrasının davalı idarece boş olduğunun kabul edilmesi karşısında Mahkemenin tekrardan araştırma yaparak gerçeği yansıtmayan tutanağa dayanarak köyün boşalmadığına karar vermesinin hukuka uygun olmadığı, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından; Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasında mal varlığının bulunduğu, terör olayları nedeniyle köyden göç ettiğinden bahisle uğranıldığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 5 No'lu Zarar tespit Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
(Davacı vekili tarafından sunulan 18/12/2012 havale tarihli temyiz dilekçesinde, davacının mal varlığının ... köyü ... (..., ...) mezrasında bulunduğu, dava dilekçesinde sehven ... mezrası olarak belirtildiği beyan edilmiştir.)
İLGİLİ MEVZUAT:
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun'un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; 'terör eylemleri' veya 'terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler' sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından 'tamamen' boşaltılmış/boşalmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından/boşalmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararın idarece karşılanması mümkündür. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir.
Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanında, 5233 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinden anlaşıldığı üzere, terör olaylarına bağlı olarak güvenlik kaygıları nedeniyle (örneğin bu sebeple yerleşim yerinin terkedilmesi vb.) mal varlığına ulaşılamamadan kaynaklanan zararların da tazmini öngörülmektedir. Bir terör olayı sonucu münferit olarak kendisi veya yakınları doğrudan zarar gören ya da bu şekilde gerçekleşen ölüm ve/veya yaralama olayları kendisi veya yakınlarına yönelen kimselerin, başta yaşam haklarından endişe ederek, güvenlik kaygısı duymaları doğaldır. Dolayısıyla, bu kapsamda oluşan zararların tazmini de anılan hükmün bir gereğidir. Bu durum, yukarıda belirtilen nesnel kriterin yanında, her davacı yönünden ayrıca öznel olarak da bir irdeleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aksi bir değerlendirme, her bir davacının öznel durumundan kaynaklı olarak ileri sürdüğü hususların irdelenmemesi anlamına gelir ki, bu durum Anayasa'da öngörülen adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil eder.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, Mahkemenin 08/03/2018 tarihli ara kararına cevaben Tunceli İl Jandarma Komutanlığının 13/04/2018 tarihli yazısı ekinde gönderilen 04/04/2018 tarihli tutanağa dayanılarak, mezranın idare veya halk tarafından kısmen ya da tamamen boşaltılmadığı, mezrada koruculuk sisteminin olmadığı, yaz ve kış aylarında sürekli oturan ailelerin olduğu, bu ailelerin korucu aileleri olmadığı, mezrada elektrik ve suyun faal olduğu, davacı veya yakınlarına yönelik 1993 yılı ve öncesinde gerçekleşmiş somut bir terör saldırısının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; Jandarma tarafından tanzim ve tasdik edilen ''... İlçe Jandarma Komutanlığına Ait Terör Nedeniyle Boşalan Köylerin Tarihini Gösterir Çizelge'' de ... köyü, ... mezrasının 1994 tarihinde boşaldığının yer aldığı, Mahkemenin 08/03/2018 tarihli ara kararına cevaben Tunceli Valiliği Zarar Tespit Komisyonunca gönderilen, Komisyonun ... tarih ve ... sayılı işlemi ile başvuru listesinin incelenmesinden, ... köyü, ... mezrasına ödemede bulunulduğunun anlaşıldığı, ilgili işlemde, '' ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı kararında, ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında mevcut İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin ... tarih ve ... sayılı yazısı ekinde yer alan ve Tunceli ili genelinde terör olayları nedeniyle boşalan yerleşim birimlerini gösteren listenin incelenmesinde, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (...) mezrasının terör eylemleri nedeniyle tamamen boşaldığının anlaşıldığı, ayrıca Mahkemenin 17/04/2012 tarihli ara kararı ile davalı idare ve Tunceli İl Jandarma Komutanlığından Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasının terör olayları nedeniyle 1987-2004 tarihleri arasında idarece veya halk tarafından kendiliğinden boşaltılıp boşaltılmadığının, boşaltılmış ise hangi tarihlerde boş kaldığının sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenildiği, cevaben gönderilen ve Mahkemenin kaydına 01/06/2012 ve 12/07/2012 tarihlerinde giren yazılar ve eklerin incelenmesinden ... (...) mezrasının terör olayları nedeniyle boşaldığının belirtildiği gerekçesiyle başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği'' ne yönelik kararından bahsedildiği, anılan ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden incelenmesinden, davalı idarece temyiz edilmediğinin anlaşıldığı; bununla birlikte Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (...) mezrasına yönelik Danıştay kararlarının incelenmesinden, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 18/01/2017 tarih ve E:2013/6059, K:2017/325 sayılı kararının, temyizen incelenmekte olan Mahkeme kararıyla uyulmasına karar verilen bozma kararı olduğu, davada önce Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasında uğranılan zararların tazmin edilmesinin istendiği, bu nedenle (karar tarihinde yetkili) ... İdare Mahkemesince ... mezrasının terör nedeniyle tamamen boşalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu karar temyiz edilirken zarara uğranılan yerin ... mezrası değil ... köyü ... (..., ...) mezrası olduğunun ileri sürülmesi üzerine Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince, ... (..., ...) mezrasının terör olayları veya terörle mücadele faaliyetleri nedeniyle idarece veya köy halkı tarafından tamamen boşaltılıp boşaltılmadığının araştırılarak 5233 sayılı Kanun kapsamında varsa zararların mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde tazmin edilmesine yönelik karar verildiği, aynı Dairenin başka bir dosyada verdiği … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında ise, başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (...) mezrasının tamamen boşaltıldığı, eksik inceleme sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onandığı, yine Dairemizin 11/06/2020 tarih ve E:2019/2937, K:2020/1843 sayılı kararıyla ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin iptali yolundaki kararının gerekçeli onandığı, anılan Mahkeme kararında, ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında mevcut İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğinin ... tarih ve ... sayılı yazısı ekinde yer alan ve Tunceli ili genelinde terör olayları nedeniyle boşalan yerleşim birimlerini gösteren listenin içeriğinden, Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (...) mezrasının terör eylemleri nedeniyle tamamen boşaltıldığının anlaşıldığı, öte yandan Mahkemenin E:... sayılı dosyasında yapılan 17/04/2012 tarihli ara kararı ile davalı idare ve Tunceli İl Jandarma Komutanlığından Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mezrasının terör olayları nedeniyle 1987-2004 tarihleri arasında idarece veya halk tarafından kendiliğinden boşaltılıp boşaltılmadığının, boşaltılmış ise hangi tarihlerde boş kaldığının sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenildiği, cevaben gönderilen yazılar ve eklerin incelenmesinden ... (...) mezrasının terör olayları nedeniyle boşaldığının belirtildiğinin yer aldığı; bu halde 5233 sayılı Kanun kapsamında zarar iddiasında bulunulan Tunceli ili, ... ilçesi, ... köyü, ... (..., ...) mezrasına yönelik dayanakları ortaya konularak verilmiş Mahkeme kararları ve davalı idarenin anılan mezrada 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödemesinde bulunması da göz önünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine yönelik Mahkeme kararında hukuka ve hakkaniyete uygunluk bulunmamıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden onanması gerektiği oyuyla çoğunluk görüşüne katılmıyorum.