4. Ceza Dairesi 2020/596 E. , 2020/8516 K.
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ünye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/09/2019 tarihli ve 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı iddianamenin iadesine dair, Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/09/2019 tarihli ve 2019/348 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 20/12/2019 gün ve 94660652-105-52-17405-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30/12/2019 gün ve 2019/133476 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire'ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Her ne kadar şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, Mahkemesince ' ... şüpheli hakkında müştekiye yönelik, 04.06.2018 tarihinde, cep telefonundan gönderdiği mesajlarla, 31.07.2019 tarihinde ise, elinde grebi ile “bu eve giremezsin seni keserim” şeklinde sözler sarf etmek suretiyle zincirleme biçimde silahla tehdit suçunu işlediğinden bahisle TCK'nun 106/2-a, 43/1 53 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır. Her ne kadar TCK’nun 43/1 maddesi gereğince, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, yakın zamanda işlenen aynı nevi suç nedeniyle, arttırım uygulanmak suretiyle tek bir ceza verileceği hüküm altına alınmış ise bu durum, farklı tarihlerde işlenen her bir suçun kovuşturma şartı ve diğer koşulları yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu kapsamda sanığın üzerine atılı müştekiye yönelik 31.07.2019 tarihinde işlediği iddia olunan tehdit suçu TCK’nun 106/1-1.cümle maddesi kapsamında kalmakta olup, 6763 sayılı yasanın 34 maddesi ile değişik 5271 sayılı TCK’nun 253/1-b-3 maddesi gereğince uzlaştırmaya tabi bir suç olduğu halde soruşturma aşamasında sanık ile müşteki arasında uzlaştırma müessesesinin uygulanmadığı ...' gerekçesiyle iadesine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun'un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun'un 170/2. maddesinde yer alan 'soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.' hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, somut olayda Cumhuriyet savcısının atılı eylemi zincirleme şekilde gerçekleşen ve uzlaşmaya tâbi olmayan silahla tehdit olarak nitelendirdiği, mahkemenin bu hukukî nitelendirme ile bağlı olmadığı, Mahkemesince eylemin uzlaşmaya tâbi olan tehdit olarak nitelendirilmesi hâlinde kovuşturma aşamasında da uzlaştırma işlemlerine başvurulabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Ünye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/09/2019 tarihli ve 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı iddianamenin iadesine dair, Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/09/2019 tarihli ve 2019/348 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun'un 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 174/2. maddesinde suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanun'un 170/2. maddesinde yer alan 'soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.' hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, somut olayda Cumhuriyet savcısının atılı eylemi zincirleme şekilde gerçekleşen ve uzlaşmaya tâbi olmayan silahla tehdit olarak nitelendirdiği, mahkemenin bu hukukî nitelendirme ile bağlı olmadığı, Mahkemesince eylemin uzlaşmaya tâbi olan tehdit olarak nitelendirilmesi hâlinde kovuşturma aşamasında da uzlaştırma işlemlerine başvurulabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Ünye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/09/2019 tarihli ve 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı iddianamenin iadesine dair, Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/09/2019 tarihli ve 2019/348 iddianame değerlendirme sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasını açma görevi başlıklı 170. maddesi;
'(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Şüphelinin kimliği,
b) Müdafii,
c) Maktul, mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği,
d) Mağdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimliği,
f) Şikâyette bulunan kişinin kimliği,
g) Şikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun Maddeleri,
i) Yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, şüphelinin sadece aleyhine olan hususlar değil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, işlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiği; suçun tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, ilgili tüzel kişi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.' biçimindedir.
Anılan Kanun'un iddianamenin iadesine ilişkin 174. maddesi;
'(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170 inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.' şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen dosyada;
Şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, Ünye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/09/2019 tarihli, 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı ve 'yukarıda açık kimlik bilgileri bulunan müştekinin olay tarihinde Esenkale Mah.'de babadan kalma eve gittiğinde, aralarında daha öncesinden husumet bulunan abisi ile karşılaştığını, abisinin kendisine elinde grebi olduğu halde kendisini 'bu eve giremezsin seni keserim' şeklinde sözler söylemek suretiyle tehdit ettiğini, yine abisi olan şüphelinin kullanmakta olduğu cep telefonuna ... numaralı cep telefonundan, 'fındıkta gorusuruz az kaldı ıkı ay sabret', 'km oldumu sana o zaman gostercem bekle', 'yanlız ordakılerle helalleş tamam bende burdakılerle helalleşecem' şeklinde mesajlar atmak suretiyle tehdit ettiğini beyan ederek şikayette bulunması üzerine soruşturma işlemlerine başlanıldığı, şüphelinin alınan savunmasında özetle kardeşinin evin önüne geldiğinde kapının önünde oturduğu için elinde grebi olduğunu, burada aralarında geçen konuşmada kardeşinin kendisine yer vermeyeceklerini söylemesi üzerine kendisinin 'ben de seni o zaman eve almıyorum' dediğini, sonrasında kardeşinin çekip gittiğini, kendisini grebi ile kovalamadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, bahse konu mesajları müştekinin kendisine telefonda 'biz fındık sezonunda geldiğimizde evi boşaltsın' demesi üzerine attığını beyan ettiği, şüphelinin tevil yollu ikrar içeren savunması, diğer müşteki beyanları, tanık anlatımları, mesaj metinlerine dair ekran görüntüleri ile tüm soruşturma evrakı birlikte değerlendirildiğinde, şüphelinin önce ekran görüntülerinde belirtildiği üzere 4 Haziran 2019 tarihinde müştekiye cep telefonun gönderdiği yukarıda belirtilen mesajlarıyla, olay tarihinde de elinde bulunan grebi ile 'bu eve giremezsin seni keserim' şeklinde sözler söylemek suretiyle zincirleme biçimde atılı silahla tehdit suçunu işlediğine dair hakkında kamu davası açılmasını gerektirir şüphe oluşturacak delil elde edildiği' biçiminde düzenlenen iddianameyle şüphelinin TCK'nın 106/2.a, 43/1, 53. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/09/2019 tarihli ve 2019/348 iddianame değerlendirme sayılı kararıyla 'Her ne kadar TCK’nun 43/1. maddesi gereğince, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, yakın zamanda işlenen aynı nevi suç nedeniyle, arttırım uygulanmak suretiyle tek bir ceza verileceği hüküm altına alınmış ise bu durum, farklı tarihlerde işlenen her bir suçun kovuşturma şartı ve diğer koşulları yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırmamaktadır. Bu kapsamda sanığın üzerine atılı müştekiye yönelik 31.07.2019 tarihinde işlediği iddia olunan tehdit suçu TCK’nun 106/1-1. cümle maddesi kapsamında kalmakta olup, 6763 sayılı yasanın 34 maddesi ile değişik 5271 sayılı TCK’nun 253/1-b-3 maddesi gereğince uzlaştırmaya tabi bir suç olduğu halde soruşturma aşamasında sanık ile müşteki arasında uzlaştırma müessesesinin uygulanmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda şüphelinin üzerine atılı 04.06.2018 tarihli iddiaya konu eylem yönünden uzlaştırma müessesesi uygulanmadan direkt iddianame düzenlenmesi nedeniyle iddiamanenin 5271 sayılı CMK’nun 174/1-c maddesi gereğince iadesine karar vermek gerektiği...' şeklindeki gerekçeyle iddianamenin iadesine karar verildiği, Cumhuriyet savcısı tarafından 17/09/2019 tarihinde anılan karara itiraz edildiği, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla, uzlaştırma müessesesi uygulanmadan usul ve yasaya aykırı iddianame düzenlendiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/11/2018 tarihli ve 2017/17-328 esas, 2018/575 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 2. fıkrasında, 'Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.' hükmüne, anılan maddenin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir. CMK'nın 174. maddesinde ise iddianamenin iadesi müessesesi düzenlenmiş, Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamenin hangi durumlarda ve sürede iade edilebileceği hüküm altına alınmış, iddianamenin iadesi nedenleri sınırlı olarak sayılmış, anılan maddenin ikinci fıkrasında da suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceği düzenlenmiştir. Süresi içerisinde iade edilmeyen iddianamedeki eksiklikler artık kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından giderilecektir. Bu düzenlemelerden Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu anlaşılmaktadır. CMK'nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir. Mahkeme iddianamedeki fiil ve faili ile bağlı ise de, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir.
CMK'nun 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını 'yargılamanın sınırlılığı' ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkân sağlamıştır. Yine suç vasfının değişmesi halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerekirse bu husus yargılama aşamasında mahkemesince yerine getirilebilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; Ünye Cumhuriyet Başsavcılığının 06/09/2019 tarihli ve 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı iddianamesinde belirtildiği üzere, şüphelinin 04.06.2019 tarihli ve TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit eylemi ile 31.07.2019 tarihli ve aynı mağdura yönelik silahla tehdit eyleminin, Cumhuriyet savcısı tarafından, bütün halde zincirleme şekilde silahla tehdit suçunu oluşturduğu değerlendirilerek, sanığın TCK'nın 106/2-a, 43/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir. Soruşturma evresinde suçun hukuki nitelendirmesi Cumhuriyet savcısına ait olup, onun değerlendirmesine tabi hususlar iddianamenin iadesine konu edilemez. Somut olayda Cumhuriyet savcısı, eylemleri bütün halde uzlaşma kapsamında bulunmayan silahla tehdit suçu olarak kabul etmiş, iki eylemin kovuşturma şartı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi hususunu, CMK'nın 174/1-c maddesindeki '...uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işler...' olarak nitelememiştir. Şayet yargılama sırasında eylemlerin ayrı ayrı değerlendirilerek, şüphelinin 04.06.2019 tarihli eyleminin, ulaşma kapsamında kaldığı kanaatine varılırsa, uzlaştırma işlemleri mahkeme tarafından CMK'nın 254. maddesi uyarınca yerine getirilebilecektir.
Açıklanan nedenlerle, silahla tehdit suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ünye Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 06/09/2019 tarihli ve 2019/4098 soruşturma, 2019/1472 esas, 2019/1289 sayılı iddianamenin, uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmediği gerekçesiyle iadesine dair, Ünye 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/09/2019 tarihli ve 2019/348 iddianame değerlendirme sayılı kararında ve bu karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine ilişkin, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, mercii Ünye Ağır Ceza Mahkemesi'nin 25/09/2019 tarihli ve 2019/713 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.