(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi 2013/10923 E. , 2013/14924 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı borçlu ...'un alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına taşınmazı 1.5.2008 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu ..., dava konusu taşınmaz üzerine bina yapılması konusunda dava dışı ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, bina tamamlanmadığı için ... ile sorunlar yaşadığını, davacıların dava konusu taşınmaz üzerindeki daireleri mütaahit ...'dan aldıklarını, davacılar tarafından açılan tapu iptali tescil davası reddedildiğinden kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, diğer davalı ...'in kendisini dolandırdığını, bu konuda hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, devrin bedelsiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, vekili de müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek takdiri mahkemeye bıraktığını belirtmiştir.
Davalı ... vekili,taşınmazı 300.000,00 TL bedelle aldıklarını, davacılar tarafından sunulan 22.1.2003 tarihli adi belgenin tapu devri için yeterli olmadığını, davacılar tarafından sunulan tarihsiz protokoldeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalı borçlunun takibe yaptığı itirazdan vazgeçmesinin davacılar ile gizli anlaşma anlamına gelebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın 1.5.2008 tarihinde borçlu tarafından davalı ...'e 300.000,00 TL bedelle satıldığı, davacılar tarafından yapılan icra takiplerinin dava konusu tasarruftan sonra yapıldığı, alacağa dayanak yapılan belgenin 22.1.2003 tarihli haricen tanzim edilmiş protokol oluşu, icra takibine konu dayanak protokolün kambiyo senedine haiz veya resmi bir belge niteliğinde olmayıp her zaman tanzim edilebilecek bir belge olduğu, borçlu tarafından satışın bedelsiz olduğu iddia edilmiş olmasına rağmen resmi akit tablosunda satış bedelinin nakden ve tamamen ödendiği belirtildiğinden borçlunun bedelsizlik iddiasını ispatlayamadığı, ayrıca haricen tanzim edilmiş protokol altındaki imzanın davalı ...'e ait olmadığının tespit edildiği,davalı borçlunun hakkındaki takiplere önce itiraz edip sonra itirazından vazgeçmesi de dikkate alınarak tasarrufun iptali şartlarının davacılar lehine oluşmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da 'iyiniyet kurallarına aykırılık' nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, takip konusu borç 22.1.2003 tarihli protokolden kaynaklanmaktadır. Anılan protokol içeriğinden davalı ...'un adına kayıtlı Küçükçekmece ... Mahallesi Köşk Sokak 8956 parseldeki taşınmazının zemin kattaki büyük dükkanı 20.000,00 TL bedelle ...'e, 2.kattaki daireyi 20.000,00 TL bedelle ...'a, 4 kattaki daireyi 20.000,00 TL bedelle ...'e 5.kattaki daireyi 20.000,00 TL bedelle Seyide Aktür'e satarak bedellerini tahsil ettiği, daireler adı geçen alıcılar tarafından kullanılmakta olduğu tapu devirlerinin dava dışı Haydar Tunç tarafından Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada konan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasından sonra yapılacağı tapu devri yapılamadığı takdirde de satış bedellerinin ... tarafından yasal faiziyle iade edileceği hükme bağlanmıştır. Dosyada mevcut 6.8.1997 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden arsa sahibi davalı borçlu ... dava dışı mütaahit ... arasında dava konusu taşınmaz üzerine bina yapılmak üzere anlaşma yapıldığı, anlaşma gereği taşınmaz üzerine bodrum, zemin, beş normal ve çekme kat inşa edileceği arsa sahibine 1.ve 3.normal
katın tamamı anahtar teslimi onbeş ayda teslim edileceğinin belirtildiği, bodrum kat, sığınak ve kömürlük zemin kat dükkan ve normal katlarda da birer daire bulunacağının kararlaştırıldığı, diğer kat ve bağımsız bölümlerin mütahhite ait olacağı, yüklenici ...'nın 18.8.1999 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Delil olarak bildirilen Küçükcekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/784 Esas 2002/2014 karar sayılı dosyasından 24.11.1997 tarihli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu taşınmaz üzerinde 6.8.1997 tarihli sözleşme gereğince yüklenici ...'ya düşen 4. katın 100.000.000 TL bedelle ...'e kaba inşaat olarak satıldığı, 25.4.2001 tarihli keşif sonrası hazırlanan 9.5.2001 tarihli bilirkişi raporundan da dava konusu taşınmaz üzerinde bodrum, zemin, beş normal ve çatı katı dairesi olmak üzere 8 kattan oluşan bina bulunduğu,zemin kat 1 nolu dükkanın inşaatı tamamlanmamış halde ...'e, 2. normal katın iskan halinde ... tarafından oturulduğu, 4. Normal katın iskan halinde Zeki Karasögüt tarafından oturulduğu, 5 normal katta da iskan halinde ...'ün oturduğu tespit edilmiştir. Küçükçekmece 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/158 D.İş dosyasındaki 31.5.1999 tarihli tespit raporuna göre dava konusu taşınmaz üzerindeki binada yüklenici ...'ya düşen dairelerden 30.9.1997 tarihli sözleşme ile 2 normal katın kaba inşaat olarak ...'a, 7.12.1997 tarihli sözleşme ile zemin kat arka cephe 1 nolu dükkanın ...'e, 5.katın kaba inşaat olarak 5.12.1997 tarihinde ...'e satılıp teslim edildiği,31.5.1999 tespit tarihi itibarıyla 2.katta ...'ın oturduğu mütahitten kaba inşaat olarak aldığı daireyi kendisinin tamamladığı, 4.kattaki dairede ... oturduğu mütahitten kaba inşaat olarak aldığı daireyi kendisinin tamamladığı ve halen oturduğu, 5.kattaki dairenin ... tarafından mütahitten kaba inşaat olarak alındıktan sonra Seyide tarafından sıvasının ve döşeme şaplarının attırıldığı belirlenmiştir. Bu durumda davalı borçlu ile dava dışı mütahit ... arasındaki 6.8.1997 tarihli sözleşme gereğince mütahitte düşen zemin kat 1 nolu dükkan, 2.4,5.katlardaki dairelerin kaba inşaat olarak davacılara 30.9.1997, 24.11.1997, 5.12.1997 ve 7.12.1997 tarihlerinde kaba inşaat olarak satıldığı, davacılarında aldıkları taşınmazlarda 1999'dan beri oturdukları anlaşılmaktadır.
Davalı ... tarafından davacılar aleyhine açılan Küçükcekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/804 Esas 2011/944 Karar sayılı dosyasındaki 20.4.2011 tarihli bilirkişi raporundan da dava konusu taşınmazın zemin katında ..., 2.katında ..., 4.katında ..., 5.katında ...'ün oturduğu,dava tarihi olan 20.11.2008 tarihi itibarıyla Seyide tarafından alınan taşınmazın kaba inşaat değerinin 59.500 TL, mevcut değerinin 85.000 TL, ... ve ...'ın oturduğu dairelerin ise kaba inşaat değerinin 63.000 TL mevcut halinin 90.000 TL olduğunun belirlendiği, davacı vekili tarafından da rapora itiraz edilmediği, yargılama sonunda davalılar ..., ... ve ...'ün dava konusu 8965 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gayrımenkule olan müdahalelelerin men'ine, davacının ecr-i misil isteğinin reddine karar verildiği kararın 11.9.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacılar tarafından yapılan icra takiplerinin dava konusu tasarruftan sonra yapıldığı, alacağa dayanak yapılan belgenin 22.1.2003 tarihli haricen tanzim edilmiş protokol oluşu,icra takibine konu dayanak protokolün kambiyo senedine haiz veya resmi bir belge niteliğinde olmayıp her zaman tanzim edilebilecek bir belge olduğu davalı borçlunun hakkındaki takiplere önce itiraz edip sonra itirazından vazgeçmesi de dikkate alınarak tasarrufun iptali şartlarının davacılar lehine oluşmadığı gerekçesi davanın red gerekçeleri arasında gösterilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dosyadaki mevcut maddi ve hukuki veriler birlikte değerlendirildiğinde davalı borçlu dava konusu taşınmaz üzerine bina yapımı konusunda dava dışı mütahit ... ile 6.8.1997 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmış anılan sözleşme gereğince müteahhit kalan daireler 24.11.1997 - 7.12.1997 tarihleri arasında kaba inşaat olarak davacılara gayrımenkul satış vaadi sözleşmesiyle satılmıştır. Anılan sözleşme tapuya şerh edilmediğinden 3.kişilere karşı ileri sürülmez ve tapuda nakil borcu (dava açılmamadığı için)doğurmaz ise de davacıların anılan daireleri aldıkları tarihten beri kullandıkları yukarıda belirtilen dosya içerikleri ve bilirkişi raporları ile sabit olduğundan ve müteahhite düşecek daireler davalı borçluya kaldığından davalı borçlu tarafından daire bedellerini ödeme yükümlüğü doğmakta olup davacıların davalı borçludan gerçekten alacaklı oldukları dolayısıyla takip konusu 22.1.2003 tarihli borç protokolününde geçerli olduğunun kabulü gereklidir. Davacıların takiplerinin iptali istenen tasarruftan sonra yapılması sonuca etkili olmadığı gibi borcun tasarruftan önce doğduğuda anlaşılmaktadır.
Dava ön şartları arasında bulunan davacıların alacağının gerçek alacak olduğu, borçlu hakkındaki icra takiplerinin kesinleştiği,iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, borçlu hakkında düzenlenmiş kat'i aciz belgelerinin ibraz edildiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değeri arasında fark bulunmadığı belirlenmiş ise de davalı 3.kişinin taşınmazı aldığı tarihte 22 yaşında olduğu, 24.8.2007 tarihinden itibaren ... inşaat ünvanı ile ticari faaliyete başladığı, yine tasarruf tarihinden sonra 7.8.2008 tarihinde kurulan İn Fa İnşaat Taah. Tur. Gıda Otom San ve Tic. Ltd. Şti'nde 20.000 TL ile hissedar olduğu, sunulan banka hesap hareketlerinden 22.3.2008 tarihi itibarıyla hesap bakiyesinin 3,97 Tl olduğu, 22.6.2007 tarihinde Kilyos'da 27.000 TL bedelle arsa aldığı anlaşılmaktadır.
Küçükcekmece 3.icra müdürlüğünün 2008/8524 takip sayılı dosyasındaki 8.6.2010 tarihli haciz tutanağı içeriğinden borçlunun işsiz, başkalarının yardımıyla geçinen emanet eski eşyaları kullanan biri olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı borçlu 11.7.2008 tarihinde Küçükcekmece Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikayet dilekçesi ile dava konusu taşınmazdaki kiracıları çıkarması için Av....'e vekalet verdiğini, kiracıları çıkaramayınca dava konusu taşınmazı avukatının telkinleri ile avukatı tarafından belirlenen ...'e bedelsiz devrettiğini belirterek ... ve Av.... hakkında şikayet dilekçesi vermiş, Fatih hakkında dolandırıcılık suçlamasından takipsizlik, tehdit suçundan ise mahkumiyet hükmü kurulmuş; avukat hakkındaki şikayet ise Adalet Bakanlığı'na gönderilmiştir. Eldeki davada tanık olarak dinlenen Av... ifadesinde davalı ... ve Fatih'in geçmişte müvekkileri olduğunu,birbirlerini büroda tanıdıklarını, dava konusu taşınmaz üzerindeki haciz ve tedbirleri kaldırdığını Fatih'e binayı almasında sakınca olmadığını söylediğini ve satış yapıldığını dosyaya ibraz edilen protokolü kendisinin düzenlemediğini beyan etmiştir.
Dava konusu taşınmaz üzerinde sekiz katlı bina olması, davalı borçlu ile davalı ...'in tanık ...'in beyan ettiği gibi satış öncesi tanışıyor olmaları, borçlunun dava konusu taşınmazı 300.000,00 TL gibi bir bedelle satmasına rağmen başkalarına muhtaç halde yaşaması, davalı ...'in yaşı ve ekonomik durumu gibi maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirilerek ayrıca adı geçen avukat hakkında soruşturma açılıp açılmadığı da araştırılp belirlendikten sonra dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde kapsamında iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 1.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.