4. Hukuk Dairesi 2021/19218 E. , 2021/7880 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince talep edilmiş, davalılardan ... İnş. Taahhüt San. ve Tic. A.Ş ve ... vekillerince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23/10/2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... ve ... vekili Av. ... ... ve davalı ... İnş. Taahhüt San. Ve Tic. A.Ş. Vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkillerinin yolcu olduğu ve dava dışı ... tarafından sevk ve idare edilen... plakalı araç ile D-130 karayolu ... istikametinde seyir ederken ... ışıklı kavşağa gelindiğini, bu kavşakta tali yoldan gelip ışıklı kavşak içerisinde petrole gitmekte olan sürücü ... yönetimindeki ... plakalı araç ile müvekkillerinin içerisinde yolcu olduğu... plakalı aracın çarpıştığını, meydana gelen kaza sonucu sürücü ...’ın öldüğü ve müvekkillerinin de yaralandığını, müvekkillerinin söz konusu araçta yolcu olup kazada hiçbir kusurlarının bulunmadığını, kazanın ... ışıklı kavşağındaki trafik ışıklarının arızalı olması nedeniyle gerçekleştiğini, davalılardan ... İnş. Taah. San. ve Tic. AŞ’nin kazanın meydana geldiği yolun yapımını gerçekleştirdiği ve davalılardan ... ve ...’nın anılan davalı şirketin elemanı olduklarını, bu davalıların trafik işaretlerinin denetlenmesinden sorumlu olduklarını, davalılardan ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin yol yapım işinin kontrolünü üstlendiğini, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda davalılardan ..., ..., ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin sorumlusu ... ve Karayolları Genel Müdürlüğü çalışanı Ahmet Taner Hergüner kusurlu olduklarından cezalandırılmalarına karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere davacılardan ... için 1.000 TL iş gücü kaybı ve 50.000 TL manevi tazminat, davacılardan ... için 1.000 TL iş ../...
gücü kaybı, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kocaeli 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/307 Esas sayılı dosyası kapsamına göre müvekkilinin hiç bir şekilde kusurundan söz edilemeyeceğini, müvekkilinin olay tarihinden önce ve sonra olay yerinde bulunmadığını, görevli olarak Karayolları 1.Bölge Müdürlüğünde bulunduğunun kanıtlandığını, davanın hukuki dayanağının olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş vekili öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, esas yönden ise müteveffanın kazanın meydana gelmesinde asli derecede kusurlu olduğunun Adli Tıp raporu ile sabit olduğunu, yalnızca müvekkili şirket ve diğer davalılara sorumluluğun atfedilmesini kabul etmediklerini, ayrıca davacıların taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekili öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuş, sürücü ...'ın 2/8 oranında kusurlu olduğunun Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile tespit edildiğini, dava konusu kazanın sebebi olarak gösterilen sinyalizasyon sistemindeki arıza iddiasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığının belirsiz olduğunu, davacının bu kazayı zenginleşme aracı olarak görerek fahiş bir tazminat talebinde bulunduklarını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde; tazminat sorumluluğunun yapılan sözleşmeler nedeniyle müvekkiline yükletilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/142 esas sayılı dosyası, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/217 esas sayılı dosyası, alınan bilirkişi raporları tüm dosya kapsamı değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne, davacılardan ... yönünden 227.316, 51 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacılardan ... yönünden 5.641,72 TL maddi ve 9.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karar davalılardan ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ vekili, davalılardan ... vekili, davalılardan ... ve ... vekili ile davalılardan ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davalılardan ... vekili ve ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu kazanın, D-130 Karayolu ... ışıklı kavşağında meydana geldiği, Karayolları Genel Müdürlüğünün 'Kocaeli ... Deprem Bölgelerindeki Daimi Yerleşim Alanları Bağlantı Yolları 3. Grup İşi”ni müteahhit olarak davalılardan ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ’ye, yol yapımının 'Kontrollük Danışmanlık
ve Mühendislik Hizmetleri İşi'ni de diğer davalı şirket ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye ihale ettiği, anılan yolun yapımına dair olarak müteahhit ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ ile yapılan ilk sözleşmede, işin yürütülmesi esnasında alınacak trafik güvenliğine dair yükümlere ilişkin maddeler olmakla birlikte sinyalizasyon sisteminin kurulmasına dair bir yükümlülük getirilmediği, işin devamı sırasında karayollarına yapılan müracaatlar üzerine Karayolları 1. Bölge Müdürlüğünce kazanın meydana geldiği yerdeki sinyalizasyon sisteminin projelendirilmesinin de davalılardan ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ’den istenildiği, 04/06/2003 tarihinde sinyalizasyon projesi onaylanarak sinyalizasyon sisteminin tesisi için ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ’ye verildiği ve anılan şirket tarafından da alt taşeron olarak dava dışı şirkete sinyalizasyon sistemini yaptırdığı ve teslim aldığı, Karayolları Genel Müdürlüğünce müteahhit ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ’ye sonradan yaptırılan sinyalizasyon işinin, yol yapımına dair ilk sözleşmenin konusuna dahil edilebilecek bir iş artışı olmadığı ve yol yapımına ilişkin ilk sözleşmenin konusundan tamamen farklı bir iş niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Karayolları Genel Müdürlüğü ile kontrol firma olan davalılardan ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen sözleşmesinin 2. maddesinde “İstanbul ve Kocaeli illeri deprem bölgelerindeki daimi yerleşim alanlarının 3 Grup halinde yaptırılacak karayolu bağlantı yollarının yapımı işlerinin ‘Kontrollük ve Danışmanlık, Mühendislik Hizmetleri’ işi olup müşavir ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ihale edilmiştir” şeklinde olup sonradan yaptırılan sinyalizasyon sisteminin kontrollüğü ve denetimi işinin de Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından davalılardan ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye verildiğine dair bir ek sözleşme ya da görevlendirme yazısı dosyaya sunulamamıştır.
Ayrıca davacıların içerisinde yolcu olduğu aracın sürücüsü ...’ın vefatı nedeniyle Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/217 esas sayılı dosyasında maddi ve manevi tazminat davası açılmış ve bu dosyada da davalılar ... ve ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti zarardan sorumlu tutulmuştur. Kararın anılan davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05/02/2019 tarihli 2018/5751 esas ve 2019/925 karar sayılı ilamında “ dava konusu trafik kazasının meydana geldiği sinyalizasyon sisteminin kontrol ve denetimi işinin Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından davalılardan ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’ye verildiğine dair bir ek sözleşme ya da görevlendirme yazısı dosyaya sunulmadığı, anılan davalıların yalnızca bölgedeki karayolu ve bağlantı yollarının yapım işlerinin kontrol, danışmanlık, mühendislik işlerini üstlendiği, bu nedenle sonradan yapılan sinyalizasyon sisteminin çalışmamasından kaynaklanan sorumlulukları olmadığından davalılar ... ve ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuşsa da davacılar vekilinin karar düzeltme istemi reddedilmiş ve bu şekilde bozma ilamı kesinleşmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalılar ... ve ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin sadece anılan bölgedeki karayolu ve bağlantı yollarının yapım işlerinin kontrol, danışmanlık ve mühendislik işlerini üstlendiği, sinyalizasyon sistemi arızası ile ilgili sorumlulukları bulunmadığı yukarıda açıklanan ve kesinleşen yargılama sonrası verilen Yargıtay ilamı ile anlaşıldığından ../...
davalılar ... ve ... Müş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti hakkındaki davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
2) Davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçeye, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b) Davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar vekili 26/03/2015 havale ve harç tarihli dilekçesi ile maddi tazminat istemini ıslah etmiş; davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş vekili süresinde ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinin birinci fıkrasında; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.” şeklinde, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 455. maddesinin ikinci fıkrasında “Eğer fiil birkaç kişinin ölümünü mucip olmuş veya bir kişinin ölümü ile beraber bir veya birkaç kişinin de mecruhiyetine sebebiyet vermiş ve bu yaralanma 456 ncı maddenin 2 nci fıkrasında beyan olunan derecede bulunmuş ise dört seneden on seneye kadar hapis ve 1.000 liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile mahkum olur.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Aynı Kanun’un zamanaşımını düzenleyen 102. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ise “Beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis veya beş seneden ziyade hapis yahud hidematı ammeden müebbeden mahrumiyet cezalarından birini müstelzim cürümlerde on sene,” şeklindedir.
Trafik kazası sonucunda bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına neden olunması, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğindedir. 2918 sayılı Kanun'da iki yıl olarak düzenlenen 'kısa zamanaşımı süresinin' başlangıcı, zarar görenin zararı ve faili öğrenme tarihidir. Zararın öğrenilmesi, kanunun açıkladığı anlamda zarar veren olayın sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu ve zararın kapsamını belirleyebilecek bilgiye sahip olunması anlamına gelir. Zarar tamamlanmadan zarar gören açısından zararın belli olduğu kabul edilemez. Zararın tamamlanması ise tüm sonuçları ile bilinmesi ile mümkündür. Kanunda 10 yıl olarak düzenlenen zamanaşımı süresi ise olay tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacıların trafik kazası sonucu yaralandığı ve aynı kazada davacıların yolcu olduğu aracın sürücüsünün ise vefat ettiği, dava konusu eylemin aynı zamanda suç teşkil ettiği, olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 455/2. ve 102/1-3 maddeleri gereğince dava konusu olayda ceza zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu olay 09/05/2004 tarihinde meydana gelmiş ve davacılar vekili tarafından dava 26/03/2015 tarihinde ıslah edilmiştir.
Şu durumda davanın ıslah edildiği tarih itibarıyla 2918 sayılı Kanun'un 109. maddesinde düzenleme altına alınan 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 455/2 ve 102/1-3 maddeleri uyarınca olayın bağlı olduğu 10 yıllık uzamış zamanaşımı süresi geçmiştir. Davalılar ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından ıslaha karşı zamanaşımı def'i ileri sürüldüğüne göre ıslah edilen kısım yönünden davacıların istemlerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir. Kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2/b) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar ... İnş. Taah. San ve Tic AŞ vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının (2/a) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... İnş. Taahhüt San. ve Tic. A.Ş., ... ve ...'ya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 01/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.