16. Ceza Dairesi 2017/1852 E. , 2017/5470 K.
TALEP: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2017 tarih ve 2017/40375 sayılı yazısı ile,
Terör örgütü propagandası suçundan suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’in, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 31/3 ve 52/2. maddesi uyarınca 7.300,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2016 tarihli ve 2014/22 esas, 2016/283 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuklar hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan dolayı Aydın Çocuk Mahkemesinin 22.03.2013 tarihli ve 2013/14 esas, 2013/169 sayılı kararı ile mahkumiyetlerine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olunması karşısında, suça sürüklenen çocukların aynı eylemi sebebiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2012 tarihli ve 2012/438 soruşturma, 2012/189 sayılı iddianamesi ile açılan mükerrer davanın, 5271 sayılı Kanunun 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 13.06.2017 gün ve 94660652-105-09-4294-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
OLAY:
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2016 tarih 2014/22 esas 2016/283 karar sayılı terör örgütü propagandası suçundan suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik dosyanın incelenmesinde;
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/438 soruşturma 2012/189 esas ve 2012/132 numaralı 06.11.2012 tarihli iddianamesi ile TMK 10. madde ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine aralarında suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’inde bulunduğu 16 şüpheli hakkında özetle 21.03.2012 tarihinde Aydın il merkezi miting alanında 12.00 - 16.00 saatleri arasında Barış ve Demokrasi Partisinin düzenlediği 'Nevruz Kutlaması' konulu açık hava toplantısında terör örgütü yandaşlarının alan girişinde ve içerisinde '..., Akp şaşırma bizi dağa taşırma, selam selam imralıya bin selam, ...'a özgürlük, Pkk halktır halk burada, kürdistan sizinle gurur duyuyor, kürdistan faşizme mezar olacak, gençlik ...'nun fedaisidir' şeklinde Pkk/kck terör örgütünün, elebaşısının ve mensuplarının lehine slogan attıkları, kimliklerini gizlemek için yüzlerini kapattıkları, bu kapsamda yapılan soruşturmada kimliklerini gizlemek amacı ile yüzlerini kapatan, slogan atan, sözde örgüt bayrağı olan tişörtü üzerlerinde taşıyan kişilerin tesptine dair yapılan çalışma sonucunda ... in 'PKK halktır halk burada, Şehit Namırın (şehitler ölmez), ... (yaşasın başkan ...); ...'ın ise ... şeklinde slogan attığının tespit edildiğinden 3713 sayılı Yasa kapsamında terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarının talep edildiği görülmüştür.
İddianamede ...'in ... oğlu ...'dan olma 27.03.1994 doğumlu olduğu, Ağrı ili Doğubayazıt ilçesi, İncesu Köy/mahalle 39 cilt 13 aile sıra no, 52 sıra no da nüfusa kayıtlı kişi olarak; ...'ın ise ... oğlu, ...'dan olma, 20.05.1994 doğumlu, Muş ili ... ilçesi, ... Köy/mahallesi, 6 cilt, ... aile sıra no, .... sıra no da nüfüsa kayıtlı kişi olarak belirtildikleri; yine dosya içerisinde yer alan fezlekede ve ekinde ...'ın ... T.C. kimlik numaralı, ...'in ise 24868104632 T.C. kimlik numaralı kişiler olduklarına dair nüfus kayıtlarının bulunduğu görülmüştür.
TMK 10. maddesi ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli iddianamenin kabulü kararı ile mahkemenin 2012/23 esasına kaydedilen dava dosyası kapsamında 13.11.2012 tarihinde yapılan tensip zaptı ile sanıklar ... ile ...'in suç tarihi itibari ile çocuk konumunda oldukları, 6352 sayılı Yasanın 75 maddesi ile değişik 3713 sayılı Yasanın 10. maddesinin son fıkrası uyarınca çocukların yargılanmasının mahkemelerinde mümkün olmadığından, 3713 sayılı Kanundaki uyarlı özel düzenlemeye ilişkin soruşturma ve kovuşturma hükümlerinin suça sürüklenen çocuklara uygulanması olanağı bulunmadığından iddianame dahilinde adı geçen ... ile Adem Göçer hakkında kamu davasının diğer sanıklar hakkında varolan kamu davasından ayrılması yasal zorunluluğuna nazaran 3713 sayılı Kanunun 10. maddesinin son fıkrası delaletiyle 5271 sayılı Kanunun 10/1 maddesi uyarınca kamu davalarının tefrikine; tefrik nedeni ile sanıklar ... ve ... yönüyle kamu davasının ayrı ve yeni bir esasa kaydına, kayıt sonrasında asıl dosyasından onaylı örnekler ile yeni bir dosya oluşturulmasına, görevsizlik hususunun anılan dosyasında CMK 33. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısının yazılı görüşü alındıktan sonra tensiben takrir olunmasına diğer sanıklar yönünden yargılamanın mahkememizin 2012/23 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verildiği görülmüştür.
TMK 10. maddesi ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012 /23 esas sayılı 6526 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik 3713 sayılı Yasanın geçici 14/4 maddesi uyarınca verilen 07.03.2014 tarihli devir kararı ile dosyanın Aydın Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve 2014/4 esas sayılı dava dosyasının 13.03.2014 tarihinde Aydın 1. Ağır Ceza mahkemesine devredildiği ve 2014/22 esas sayısı aldığı anlaşılmıştır.
Aydın 1. Ağır Ceza mahkemesinin 12.05.2016 tarihinde 2014/22 esas sayılı duruşmasında iddia makamının tüm sanıkların 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları, suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olan Serhat ve Adem hakkında TCK'nın 31/3 maddesinin uygulanmasına, Serhat ve Adem dışındaki sanıklar hakkında TCK 53. maddesinin uygulanmasına karar verilmesinin talep ve mütalaa ettiği, 27.09.2016 tarihinde yapılan 20. celse duruşma tutanağında dosyanın karara çıkartıldığı; hükmün 2 nolu bendinde sanıklar ... ve ... hakkında 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi uyarınca teşdiden 1 yıl 6 ay hapis cezası verilerek cezadan TCK'nın 31/3 maddesi uyarınca takdiren 1/3 oranında indirim yapılmak sureti ile 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına; TCK'nın 50/3 maddesi gereğince TCK'nın 50/1-a maddesi uyarınca cezanın adli para cezasına çevrilmesine ve TCK'nın 52/2 maddesi uyarınca günlüğü 20 TL den 7300 TL adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, TCK nın 52/4 maddesi gereği adli para cezasının 20 eşit taksit halinde sanıklardan tahsiline dair istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği görülmüştür.
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/22 esas 2016/283 karar sayılı 27.09.2016 tarihli gerekçeli kararı incelendiğinde karar başlığında ... ile ...' in isimlerinin yazılı olduğu, kararda savunma kısmında her iki sanığın üzerine atılı suçlamayı kabul etmediklerini suçsuz olduklarını beyan ettiklerinin belirtildiği ve hükmün tefhim edildiği duruşmada belirtilen şekilde her iki sanık hakkında verilen hükmün yazıldığı, mahkemenin 24.11.2016 tarihli kesinleşme şerhinde 10.11.2016 tarihinde her iki sanık yönünden de ayrı ayrı verilen adli para cezasına dair hükmün istinaf yoluna gidilmeden kesinleştiğinin belirtildiği görülmüştür.
Gerekçeli kararın sanık ...'e, 02.11.2016 tarihinde bizzat mernis adresine çıkartılan tebligat ile tebliğ edildiğine dair tebligat zarfının; sanık ...'a ise evde bulunmaması nedeni ile aynı konutta yaşayan babası...'a 18.10.2016 tarihinde gerekçeli kararın mernis adresinde tebliğ edildiğine dair tebligat zarfı dosya içerisinde bulunmaktadır.
Bir kısım sanıkların istinaf yasa yoluna başvurmaları üzerine dosya İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderildiği, bu aşamada suça sürüklenen çocuklar hakkında kapatılan TMK 10. maddesi ile görevli İzmir 12 Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/27 esas ve 2012/15 karar sayılı 16.11.2012 tarihli görevsizlik kararının ve suça sürüklenen çocuklar hakkında bu görevsizlik kararına istinaden Aydın Çocuk Mahkemesinde 2013/14 esas, 2013/169 karar sayılı 22.03.2013 tarihli ilamı verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın tespitinin yapıldığı, belirtilen Aydın Çocuk Mahkemesi kararında suç tarihinin 21.03.2012 tarihi olarak yazılı olduğu, TMK 10. maddesi ile görevli İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 06.11.2012 tarihinde tanzim edilen iddianame kapsamında 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi gereğince cezalandırılmaları istemi ile İzmir 12. Ağır Ceza mahkemesinde açılan kamu davasında verilen görevsizlik kararına istinaden suça sürüklenen çocukların yargılamasının yapıldığının belirtildiği,yapılan yargılama sonucunda 3713 sayılı Yasanın 7/2, TCK'nın 31/3, 62, 50/3, 52/4, 63. maddeleri uyarınca 4000 TL adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırıldıkları, CMK 231 ve ÇKK'nın 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair itiraza tabi olarak karar verildiğinin görülmüştür. 31.01.2017 tarihli İzmir Bölge Adliye Mahkemesi yazısı ile Aydın çocuk mahkemesinden belirtilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın her iki sanık yönünden açıklanıp açıklanmadığı hususunun bildirilmesinin istenildiği, 31.01.2017 tarihli Aydın Çocuk Mahkemesinin cevabi yazısı ile hükmün açıklanmadığının bildirildiği görülmüştür.
02.02.2017 tarihli İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2017/206 esas sayılı tetkik inceleme r...ru başlıklı r...runda 'suça sürüklenen çocuklar hakkında 06.11.2012 tarihli iddianame ile sanıklar ile birlikte terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, açılan davanın kapatılan İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine 2012/23 esas numarası alarak tevzi edildiği, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli tensip zaptı ile suça sürüklenen çocuklar Serhat Çiçekli ve ... hakkında ayırma kararı verdiği, ayrılan dosyanın 2012/27 esas numarasını aldığı, 16.11.2012 tarih 2012/27 esas 2012/15 karar sayılı ilam ile Aydın Çocuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilerek Aydın Çocuk Mahkemesine gönderildiği, Aydın Çocuk mahkemesinde yapılan yargılama sonrasında suça sürüklenen çocukların cezalandırılmasına karar verilip hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, yapılan yazışmada hükmün açıklanmadığının bildirildiği, dolayısıyla suça sürüklenen çocuklar hakkında aynı eylemle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişken ayrıca incelemeye konu Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/22 esas 2016 /283 karar sayılı ilamı ile cazalandırılıp sonuç olarak 7300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştirildiği tespit edilmekle ilgili mahkemesine ve Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına bildirim yapılmasının gerektiği' şeklinde tespitin yapıldığı;
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 2017/206 esas ve 2017/256 karar sayılı 08.02.2017 tarihli kararında da 'Her ne kadar suça sürüklenen çoçuklar Serhat Çiçekli ve ... hakkında hüküm verilip kesinleşme işlemi yapılmış ve bu kişiler yönünden istinaf talebi yok ise de; suça sürüklenen çocuklar hakkında 06.11.2012 tarihli iddianame ile sanıklar ile birlikte terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığı, açılan davanın kapatılan İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine 2012/23 esas numarası alarak tevzi edildiği, İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli tensip zaptı ile suça sürüklenen çocuklar Serhat Çiçekli ve ... hakkında ayırma kararı verdiği, ayrılan dosyanın 2012/27 esas numarasını aldığı, 16.11.2012 tarih 2012/27 esas 2012/15 karar sayılı ilam ile Aydın Çocuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilerek Aydın Çocuk Mahkemesine gönderildiği, Aydın Çocuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonrasında suça sürüklenen çocukların cezalandırılmasına karar verilip hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, yapılan yazışmada hükmün açıklanmadığının bildirildiği, dolayısıyla suça sürüklenen çocuklar hakkında aynı eylemle ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişken ayrıca incelemeye konu Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/22 esas 2016 /283 karar sayılı ilamı ile cezalandırılıp sonuç olarak 7300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştirildiği tespit edilmekle mahkemesine ve Aydın Cumhuriyet Başsavcılığına bildirim yapılmasının gerektiği anlaşılmıştır.' şeklinde oybirliği ile kesin olarak hüküm tesis edildiği görülmüştür.
Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/22 esas 2016/283 karar sayılı 24.02.2017 tarihli ek kararı ile suça sürüklenen çocuklar ... ile ... hakkında mükerrir ceza verildiği anlaşıldığından hükmedilen para cezasına dair ilamların infazının durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Kanun Yararına bozma istemlerinde istemle bağlı olunduğu hususu nazara alınarak yapılan incelemede; uyuşmazlığın mükerrer bir davanın bulunup bulunmadığı hususu kapsamında haklarında aynı eylem nedeni verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunan suça sürüklenen çocuklar hakkında itiraza konu olan dosya kapsamında mahkumiyet kararı verilip verilemeyeceğine yöneliktir.
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Kanun yoluna başvuru konusu yapılan kararın, 27.09.2016 tarih 2014/22 esas ve 2016/283 karar sayılı Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen mahkumiyet kararı olduğu ve belirtilen kararın 10.11.2016 tarihinde her iki sanık yönünden de ayrı ayrı kesinleştiği dikkate alınarak, hükme etkili olan ve temyiz nedeni olabilecek olan bir hukuka aykırılığın kanun yolunda bozma nedeni olarak ileri sürülebileceği, hukuka aykırılığın sanıkların hukuki durumunu etkileme veya değiştirme olasılığına sahip olması gerektiği, ciddi boyuta ulaşmayan davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etkili olan hatanın bulunmaması durumunda, ayrıca delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülmesi nedeni ile bu yasa yoluna başvurulamayacağı nazara alınarak;
Her ne kadar dosya içerisinde yer alan ve yukarıda safahatı da anlatılan belgelerden TMK 10. maddesi ile görevli İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/132 iddianame numaralı 06.11.2012 tarihli iddianamesi ile TMK 10. maddesi ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesine suça sürüklenen çocuklar hakkında kamu davasının açıldığı ve mahkemesince 13.11.2012 tarihinde yapılan tensip zaptı ile açılan davanın 2012/23 esas sayılı dosyadan tefrikine karar verilerek 2012/27 esasa kaydının yapılmasına müteakip; dosya içerisine sonradan intikal eden kararlardan anlaşılacağı üzere kapatılan TMK 10 maddesi ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/27 esas ve 2012/15 karar sayılı 16.11.2012 tarihli görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın Aydın Çocuk Mahkemesinin 2013/14 esas sayısına kaydının yapılarak, 2013/169 karar sayılı 22.03.2013 tarihli ilam ile karara çıktığı anlaşılmakta ise de Aydın Çocuk Mahkemesinin 2013/14 esas sayılı dava dosyası ile tefrik kararı verilen TMK 10. maddesi ile görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/27 esas sayılı dava dosyalarının fiziken dosya içerisinde olmadığı; bu kapsamda Bölge İstinaf Mahkemesince verilen karar ile dosya içerisine celp edilen Aydın Çocuk Mahkemesi kararının 5271 sayılı Yasa ve Anayasa hükümleri karşısında ispat gücü hususunda bir tereddüt bulunmadığından fiziki dosyanın yargılama aşamasında bu dosya içerisine getirtilerek incelenmek yeterli görüldüğünden bu aşamada dosya içerisinde bulunan Aydın Çocuk Mahkemesinin suça sürüklenen çocuklara ilişkin ilam örneği ispat açısından yeterli görüldüğünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2017 tarih ve 2017/40375 sayılı yazısı ile yapılan kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden CMK 309. maddesi uyarınca kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2017 tarih ve 2017/40375 Kanun Yararına Bozma talebinin kabulü ile Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin suça sürüklenen çocuklar hakkındaki 27.09.2016 tarih 2014/22 esas ve 2016/283 karar sayılı kararının mükerrer olması nedeniyle CMK 223(7) maddesi dikkate alınarak CMK 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA;
Bozma sebebine göre, yeniden yargılama yapılması gerektiğinden dosyanın bu amaçla mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.