19. Ceza Dairesi 2018/8284 E. , 2020/2278 K.
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ...'ın 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52. maddeleri gereğince 63.600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi uyarınca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı konulmasına dair Adana 2. İcra Ceza Mahkemesinin 17/04/2018 tarihli ve 2017/328 esas, 2018/395 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı'nın 03.12.2018 gün ve 2018 - 13009 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2018 gün ve KYB. 2018/98569 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1-5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesinin, '(Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz.' şeklinde olduğu ve 5237 sayılı Kanun'un gün para cezası sistemini benimsemiş olması karşısında, sanığın üzerine atılı bulunan suç bakımından öncelikle 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesini müteakip, devam eden artırım ve indirimler yapıldıktan sonra neticeten belirlenen cezanın çek bedelinden az olması halinde, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı esas alınmak suretiyle cezanın yükseltilmesi gerektiği gözetilmeksizin, doğrudan çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı esas alınarak cezanın belirlenmesinde,
2-5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, dosya kapsamına göre ise çek hesap sahibi olan Milliler Dağıtım Gıda Tarım Lojistik İnşaat Anonim Şirketi'nin yanı sıra sanık hakkında da çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilmesinde isabet görülmediği,
Gerekçeleriyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5941 sayılı Çek Kanunu'nun 'Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı' başlıklı 5/1. maddesi;
(1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (bu fıkranın ikinci cümlesinde bulunan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” ibaresi, 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/7/2017 tarihli ve E.: 2016/191, K.: 2017/131 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.',
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 'Adlî para cezası' başlıklı 52. maddesi;
'(1)Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2)En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3)Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
(4)Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.',
'Cezanın belirlenmesi' başlıklı 61.maddesi;
(1) Hakim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2)Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3)Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4)Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5)Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6)Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7)(Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
(8)(Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.
(9)(Ek: 6/12/2006 – 5560/1 md.) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.
(10)Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir.' Hükümlerini içermektedir.
Yukarıda yazılı mevzuat çerçevesinde somut uyuşmazlığın çözümüne gelince;
1-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (2-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesinde '...Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır...' şeklinde açıkça yazılı hükmü karşısında;
Somut uyuşmazlıkta suça konu edilen çek hesabının 'MİLLİLER Dağıtım Gıda Tarım Lojistik ve İnşaat A.Ş.' unvanlı bir (tüzel kişi) sermaye şirketi olması, sanığın tüzel kişiyi tüm konularda münferiden temsile yetkili kişi olması, tüzel kişi adına çek keşide etmesi ve ayrıca tüzel kişinin organlarından biri olması nedenleriyle,
Mahkemece kurulan hükümde hem gerçek kişi sanığın hem de çek hesabı sahibi tüzel kişinin çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmesinde kanuna ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği '2-' numaralı sebep yönünden yerinde görülmediğinden REDDİNE,
2-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (1-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
5941 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan kurulan ve kanun yararına bozmaya konu edilen hükümde yerel mahkemece;
'Sanığın, 21/03/2017 keşide tarihli, C1 0486350 çek numaralı ve 65.000,00 TL bedelli çek yönünden, üzerine atılı üzerine atılı “çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına neden olmak” suçunu işlediği anlaşılmakla; suçu işleyiş biçimine, suç kastının yoğunluğuna, suç konusu çekin miktarına göre eylemine uyan 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi uyarınca takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak, sanık hakkında belirlenecek olan Adli Para cezasının miktarı 10/10/2017 tarih 30206 sayılı resmi gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarih ve 2016/191 Esas, 2017/131 Karar sayılı iptal kararı uyarınca şikayete konu çekin karşılıksız kalan miktarı 63.590,00 TL den az olamayacağından 3180 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığa verilen gün para cezasının bir günü 5237 sayılı TCK'nin 52/2. maddesi uyarınca sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önüne alınarak takdiren 20 TL den hesap edilerek sanığın 63.600,00 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanık hakkında verilen cezada başkaca arttırım ve indirim yapılmasına takdiren yer olmadığına,...' şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir.
5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesinde düzenlenen suçun yaptırımı, öncelikle mahkemece belirlenecek '(gün) adli para cezası', şayet mahkemece hükmedilecek temel ceza çekin karşılıksız kalan miktarından az çıkarsa bu sefer çekin karşılıksız kalan miktarınca belirlenecek '(nispi) adli para cezası'dır.
Mahkemece temel cezanın belirlenmesi sırasında takdir edilecek cezanın üst sınırı 1500 gün, alt sınırı ise; Kanun'da açıkça belirtilmediğinden TCK'nin 52/1. maddesinde yazılı olduğu üzere 5 gün olacaktır.
5237 sayılı TCK'nin 61. maddesinde, hakimin somut olayın özelliklerine göre Kanun'da yer alan alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirleyebileceği, adli para cezasına hükmedilirken artırım ve indirimlerin gün üzerinden yapacağı ve yine Kanun'da açıkça yazılmadığı sürece cezalarda artırım veya indirim yapılamayacağı emredici olarak düzenlenmiştir.
Buna göre somut uyuşmazlıkta yerel mahkemece; sanık hakkında 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesinde düzenlenen suçtan dolayı cezai yaptırım belirlenirken, TCK'nin 61. maddesi gözetilerek, öncelikle Kanun'un öngördüğü alt ve üst sınırlar arasında (5 gün ila 1500 gün arasında) gün para cezasına hükmedilmesi, gerekli artırım ve indirimlerin bu miktar üzerinden yapılması, bulunan gün para cezasının TCK'nin 52/2. maddesi gereği (20 ila 100 TL arasında) takdir edilecek bir günlük miktarla çarpılması, bulunacak sonuç ceza, şayet 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesine göre suça konu çekin karşılıksız kalan kısmından az olursa bu kez adli para cezası miktarının çekin karşılıksız kalan miktarına çekilmesi ve infaza esas sonuç cezanın bu şekilde belirlenmesi gerekirken; sanığın doğrudan ve 5941 sayılı Kanun'da öngörülen takdir yetkisini de aşmak suretiyle 3180 gün adli para cezasına mahkum edilmesinin açıkça kanuna aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayana ihbarname içeriği 1- numaralı sebep yönünden yerinde görüldüğünden, Adana 2. İcra Ceza Mahkemesinin 17/04/2018 tarihli ve 2017/328 Esas, 2018/395 Karar sayılı hükmünün, 5271 sayılı CMK'nin 309/4-d maddesi gereği kanun yararına BOZULMASINA,
Bozma gereği yeniden uygulama yapılarak yerel mahkemece verilen kararın 'HÜKÜM' başlığı altında yer alan '1-' ve '2-' numaralı maddelerin hükümden çıkartılmasıyla yerine;
1-)Sanığın 5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi gereği 5 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığa verilen gün para cezasının TCK'nin 52/2. maddesi gereği günlüğü takdiren 20 TL'den hesaplanarak (5x20TL=) 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına,
2-)5941 sayılı Kanun'un 5/1. maddesi gereği hükmedilecek adli para cezası, suça konu çekin karşılıksız kalan miktarından az olmayacağından, sanığın NETİCETEN 63.590,00 TL ADLİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMASINA,'
yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına, hükmün infazının düzeltilen adli para cezası üzerinden yapılmasına, 02.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.