T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2015/1162 Esas
KARAR NO :2022/200
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:23/11/2015
KARAR TARİHİ:02/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/06/2007 tarihinde ... sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken ... idaresindeki araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen kazada ...'in öldüğünü, kazanın oluşumunda sürücü ...'ın ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin ... nolu dosyasına göre asli kusurlu bulunduğunu, davalı ... Taşıt Bürosunun kazaya sebep olan aracın kazanın meydana geldiği tarihteki yeşil kart sigortacısı olması sebebiyle sorumlu olduğunu, bu sebeple davalı ... taşıt Bürosuna husumet tevcih edilerek dava açılmasının zaruretinin hasıl olduğunu, davalı ...'ın kazaya kusuruyla sebebiyet veren aracın sürücüsü olması, ...'ın ise ... plakalı aracın maliki olması nedeniyle sorumlu olduğunu, kaza sonucu vefat eden ...'ten geriye kalan annesi ... oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, trafik kazası tarihi itibariyle vefat eden ...'in annesi için belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmek gerektiği tüm bu nedenlerle belirsiz alacak davası olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile, kaza nedeniyle vefat eden ...'in annesi olan müvekkil ... için 7.500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ... vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Büro'nun yabancı plakalı araçların ülkemizde sebebiyet verdikleri kazalarda ortaya çıkan hasarların tedvirinde bu araçların sahip veya sürücüleri adına hareket etmeyip, kaza tarihini kapsayan geçerli Yeşil Kart sigortaları olması halinde bu sigorta şirketi adına hareket ettiğini, Trafik Kanunu ve Ticaret Kanunu hükümleri gereği, yabancı plakalı bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonrası ortaya çıkan hasarlar için kusur esasına göre ve yabancı sigorta şirketi adına Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası limit ve şartları çerçevesinde müvekkil Büro'nun sorumluluğunun doğduğunu, 30.06.2007 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden ...'in evli ve çocuklu olduğunu, annesine destek olduğunun ispatlanmasının gerektiğini, haksız davanın reddedilmesi gerektiğini belirttiğini, kusur konusunda çelişki bulunduğunu ve bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin de hukuka aykırı bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini ve ayrıca davacı tarafın gayri yasal ve haksız tüm taleplerinin reddini ve tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davanın BK ve KTK uyarınca 30/06/2007 tarihinde meydana geldiğini bu nedenle davanın zamanışımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, kazanın meydana geldiği yer müvekkillerin ikamet ettikleri yer ... ili olup, bu nedenle yetkili mahkemenin ... Mahkemesi olduğunu, meydana gelen kazada müvekkil ...'ın kusuru bulunmadığını, meydana gelen kazada ağır ve mutlak kusurlu olan tarafın maktul ... olduğunu, muris taksi sürücüsünün kullanmakta olduğu aracına normal yolcu sayısından çok fazla yolcu alması, kaza yerinde hiçbir fren izine rastlanılmamasının karşı tarafın kusurunu gösterdiğini, Kazadan hemen sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında fahiş hatalar bulunduğunu, Cumhuriyet Savcılığı hazırlık dosyasında bulunan ifadeler incelendiğinde müvekkilin yeşilde geçtiği, maktul ...'in kırmızıda geçmek suretiyle müvekkilin kullanmakta olduğu araca çarptığının anlaşılacağını, ticari takside de bulunan ve ifadesine başvurulan kişinin ifadesinin ilginç ve kaza ile alakası olmayan yön tarifinin kazayı görmediğinin göstergesi olduğunu, müvekkilin cezalandırılmasına karar verilen ceza yargılamasının tam bir hukuk skandalı olduğunu, ceza dosyasında birden fazla rapor alındığını, raporların bir kısmında müvekkilin kusursuz ya da tai kusurlu olduğu, dile getirildiğini en son adli tıp kurumundan alınan ve dosyaya davacı yanca delil olarak sunulan raporun baz alındığını, ve müvckkilin asli kusurlu olduğundan bahisle müvekkilin mahkumiyetine karar verildiğini, alınan raporlarda çelişki bulunduğunu, davacı yanın davasının haksız olduğunu, davacı yanın destekten yoksun kalması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, destekten yoksun kaldığının ispat etmesinin gerektiğini, kazadan sonra müvekkillerin ve ailesinin karşı tarafa gerekli ilgi ve alakayı gösterdiklerini, taziyelerde bulunulduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkiller aleyhine açılan davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesine, açılan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafça karşılanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve sair tüm evraklar hep birlikte incelenmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kazanın; 30/06/2007 tarihinde saat 22:30 sıralarında müteveffa sürücü ...' in sevk ve idaresindeki ... plaklı araç ile çevre yolunu takiben ... istikametinden gelip, ... istikametine seyretmekle iken, anılan yolda, olay mahalli ışık kontrollü kavşağa geldiğinde, istikametine yeşil yanmasıyla seyrine devam ederek kavşağa girdiğinde, karşı istikametten gelip kavşakta solunda kalan Tuna caddesi istikametine gitmek üzere istikametine yanan kırmızı ışıkta sola doğrultu değiştirerek kavşağa giren davalı sürücü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobille çarpışması şeklinde meydana geldiği, kaza sonucunda davacının oğlu olan müteveffa Seyit Sarıçiçek'in hayatını kaybettiği anlaşılmıştır. Kazaya sebebiyet veren ... plakalı araca ait trafik tescil kayıtlarının yapılan incelemesinde kaza tarihinde davalı ... adına kayıtlı olduğu, poliçe ve hasar dosyasının yapılan incelemesinde ise davalı ... Taşıtlar Bürosu Yeşil Kart (...) sahip olduğu belirlenmiştir.
... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin ... E, 2008/32 K. Sayılı dosyasının yapılan incelemesinde; ... hakkında taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası verildiği, kararın temyizde onandığı anlaşılmıştır.
İddia-savunma, poliçe hükümleri, talep kalemleri ve sorumluluklar denetlenmek suretiyle kusur tespiti ve destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 19/04/2018 tarihli raporunda özetle; trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit krokiden; olay mahalli yerleşim yeri içi ışık kontrollü üç yönlü T kavşak mahalli olduğu, yolun 12m genişliğinde asfalt kaplama orta refüjle bölünmüş tek yönlü cadde olduğu, vakit gece hava açık zeminini kuru olduğu, aydınlatma bulunduğu, kavşağı kontrol eden ışıkların faal olduğu, fren izi belirtilmediği, kaza tespit tutanağında hangi sürücünün ışık ihlali yaptığı belirlenemediğinden kusur tespiti yapılmadığı, müteveffa sürücü idaresindeki araçta istihab haddi üzerinde yolcu bulunmasının müteveffanın ölümünde etkisi bulunmadığı, olay mahallinin ışık kontrollü kavşak olması, kazanın kazaya karışan araçlardan birinin ışık ihlalinde bulunması neticesinde meydana geldiği müşahede edilmekle, ceza davasının yargıtayca onanarak kesinleşen gerekçeli kararında kabul gördüğü üzere kazanın davalı sürücü ...'ın kırmızı ışık ihlali yaptığı kabulü ile meydana gelen kazada; Davalı sürücü ... idaresindeki otomobil ile olay mahali kavşağa gelip, kavşakta istikametine yanan kırmızı ışığın varlığına rağmen ve gelen trafiği yeterince kontrol etmeden sola dönüş yaparak kavşağa girmesi ve sağından gelen aracın istikametini kapatması ile sebebiyet verdiği kazada %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü ... idaresindeki araç ile olay mahalli kavşağa geldiğinde istikametine yanan yeşil ışıkta kavşağa girdiği anlaşılmakla kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraflarca, Adli Tıp Kurumu raporuna itiraz edilmesi nedeniyle, ... 2.Ağır Ceza Mahkemesi, ... 5.Asliye Hukuk ve ... 2.Asliye Hukuk Mahkemelerinden alınan kusur raporlarınında değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu tarafından hazırlanan 14/06/2019 tarihli raporunda özetle; Dava dosyası ve ekli gönderilen ceza aşamasına ait bazı belgeler tarafımızdan incelendiği, ceza davasının gerekçeli kararı, Yargıtay onama ilamı, kaza tespit tutanağı ve kaza yeri basit krokisi, ifadeler, dava konusu kaza ile ilgili düzenlenmiş mevcut raporlar, dava ve cevap dilekçeleri, iddia ve itirazlar görüldüğü, müteveffa sürücünün ölümüne etki eden faktörler dikkate alınarak kaza irdelendiği, bu bağlamda müteveffa sürücü idaresindeki araçta istiap haddi üzerinde yolcu bulunmasının müteveffanın ölümünde etkisi bulunmadığı, olay mahallinin ışık kontrollü kavşak olması, olayın ışık ihlali sonucu meydana gelmesi, ceza davasının Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen gerekçeli kararında gördüğü üzere kazanın davalı sürücü ...’ın kırmızı ışık ihlali yaptığı kabul edilmiş ve bu kabule dayalı olarak aşağıdaki şekilde değerlendirme yapıldığı, bu itibarla ışık ihlali yaparak kazaya sebebiyet veren davalı sürücü ...’ın olayda asli ve tek kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varan heyetimizce dosyada mevcut 19/04/2018 tarihli raporumuz oluşa uygun bulunularak bu raporumuza uyulmuş, bu sürücü haricinde başkaca kişi yada unsurlara kusur atfedilen yukarıda tarihleri yazılı bilirkişi raporları isabetsiz bulunularak bu raporların sonuçlarına iştirak edilmediği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce de, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi incelemeleri yeterli ve isabetli bulunmuş, Yargıtay incelmesinden geçen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu tespitlerinin yerinde olduğu, ceza yargılaması aşamasındaki tanık ifadeleri de göz önüne alınarak, kazanın davalı sürücü ...’ın kırmızı ışık ihlali nedeniyle meydana geldiğine kanaat edilmiştir.
Mahkememizce, aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişinin sunduğu 23/12/2019 tarihli raporunda; 30.06.2007 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden ...'ten dolayı destek tazminat talebinde bulunan davacı anne ...'in talebine ilişkin olarak; davacı anne ... adına hesaplanan destek tazminatının 15.683,65 TL olduğu, söz konusu tutara davanın açıldığı 23.11.2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Tarafların rapora beyanları ve yargılama devam ederken meydana gelen mevzuat değişikliği göz önüne alınarak, aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Aktüer bilirkişinin sunduğu, 22/02/2021 tarihli raporda özetle; sonuç olarak 30/06/2007 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden ...'ten dolayı destek tazminat talebinde bulunan davacı anne ...' in talebine ilişkin olarak davacı anne ... adına hesaplanan destek tazminatının 37.731,74 TL olduğunu, söz konusu tutara davanın açıldığı 23/11/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği hususların görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda sunmuş olduğu talep artırım dilekçesi ile belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, davacı için 37.731,74 TL olarak talebini arttırmıştır.
Haksız fiil nedeniyle ölüm halinde uğranılan maddi zararlar 6098 sayılı TBK 53.maddesinde; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olarak belirtilmiştir. Yasal düzenlemeye göre ölenin yardımından faydalananlar, ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Destekten yoksun kalma tazminatında amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır, destek tazminatı fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır.
Müteveffanın gelir durumunun SGK kaydı ile tespit edildiği destekten yoksun kalma tazminatı hesabının belirlenen ücret üzerinden yapılması gerekmektedir. Davacının, müteveffanın annesi olduğu, kaza tarihi itibariyle de eşi ve çocukları bulunması nedeniyle mirasçı sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Ancak, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre davacının talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan asli ve bağımsız bir talep hakkı olmakla, anne ve babanın çocukları kaç tane olursa olsun, maddi durumları ne derecede bulunursa bulunsun, hatta gelecekleri, müesseselerce (sosyal güvenlik kurumlarınca) garanti altına alınmış olsa bile, bir gün zarurete düşüp düşmeyecekleri, çocuklarına muhtaç olmayacakları önceden kestirilemez. Ölüm meydana gelmese idi, yakın veya uzak bir süre içinde ölenin yardımından faydalanması kuvvetle muhtemel bulunan kimselerin de maddi tazminat isteyebileceğini kabul etmek gerekir. Desteğin, sahip bulunduğu veya sahip olacağı mali imkanlarıyla, destekten yoksun kalana sağlığında temin ettiği veya edeceği; farazi desteğin ise gelecekte sağlayabileceği yardımlar göz önünde bulundurulmalıdır. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, müteveffanın ölümü durumuyla, davacının destekten yoksun kalma talebinde bulunabileceği, Müteveffa ... kaza tarihinde evli ve üç çocuğunun olduğu, çocuklarının
29.08.1998, 26.04.2001, 25.01.2007 doğumlu oldukları, Yargıtay kararları doğrultusunda destek
tazminat hesabında eşler için 2’şer pay, çocuklar ile anne ve baba için 1’er pay ayrılması gerektiği
yönündeki kararları doğrultusunda davacı anne için ayrılan destek payının ayrılacağı, alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın bu esaslar dikkate alınarak yapıldığı, yine raporun kusur tespiti açısından oluşa uygun olduğu, raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varıldığından hükme esas alınmıştır.
... Taşıt Bürosunun Çalışma Esas ve Usulleri Hakkındaki Yönetmeliğin 'Büronun amacı' başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca yurt dışında sigortalanmış bulunan ve geçerli olan sigorta sertifikası taşıyan motorlu kara taşıt araçları sahipleri veya sürücüleri tarafından Türkiye'de sebebiyet verilmiş hasarların, doğrudan doğruya idare ve ödenmesi hususundaki işlemleri yapmak, büronun amaçları arasında sayılmıştır. Bu nedenle yabancı plakalı araçların Türkiye'de karıştıkları kazalarda, şayet geçerli bir yeşil kart sigortaları varsa, bunların sigorta yaptırmalarına gerek olmaksızın araçlarının neden olacağı zararlar karşılanacaktır. Yeşil kart poliçesi o ülkede düzenlenmiş zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi gibi kabul edilecektir. Türkiye' nin de üyesi bulunduğu Avrupa Konseyi mensuplarının 20 Nisan 1959 tarihinde imzaladıkları '... Mecburi Mesuliyet Sigortasına dair Avrupa Sözleşmesi' gereğince ülkemizde de tüzel kişiliği haiz ... Şirketleri Birliği ...kurulmuş olup, yeşil kart sistemi uygulanmaktadır. Dava konusu kazada, kazaya yol açan ... plakalı aracın, ..., geçerli bir yeşil kart sigortasının olduğu, 2012 yılı Trafik Sigortası Teminat limitinin sakatlanma ve ölüm olaylarında kişi başı 60.000,00-TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında, davalı ...' ın işleten sıfatıyla, davalı ...' ın sürücü sıfatıyla, diğer davalı ise sigortacı sıfatıyla poliçe limiti ile destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, kazanın 30/06/2007 tarihinde meydana geldiği, ceza yargılaması nedeniyle uzamış zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, davanın ise 23/11/2015 tarihinde açıldığı tespit edildiğinde, davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş, , davalı ... ve davalı ...' ın kaza tarihi, diğer davalının ise dava tarihi ile temerrüde düştüğü tespit edilmekle, kazaya konu araç hususi olduğundan, bu tarihten itibaren yasal faiz uygularak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, 37.731,74 TL'nin davalılar ... ve ... yönünden 30/06/2007 tarihinden itibaren diğer davalı yönünden dava tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (davalı ... Taşıtlar Bürosu yönünden Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.577,45 TL karar harcından peşin alınan 27,70 TL ve 104,00 TL ıslah harcı toplamı 131,70 TL'den mahsubu ile geri kalan 2.445,75 TL bakiye harcın (davalı ... Taşıtlar Bürosu yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacının yaptığı 59,50 TL İlk masraf, yargılama aşamasında yapılan tebligat posta ve bilirkişi ücreti toplamı olan 1.806,00 TL, ıslah harcı 104,00 TL olmak üzere toplam 1.969,50 TL yargılama giderinin (davalı ... Taşıtlar Bürosu yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılmış olan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.659,76 TL vekalet ücreti takdirine, bunun davalılardan (davalı ... Taşıtlar Bürosu yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleşene kadar yapılacak yargılama giderlerinin davacı gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştikten sonra bakiye avansın istek halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/03/2022
Katip ... Hakim ...
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır