20. Hukuk Dairesi 2018/6538 E. , 2019/2261 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi asli müdahil ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 02/04/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacı-asli müdahil ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av...., davalı ... Yönetimi vekili Av....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 26.05.2014 havale tarihli dilekçesi ile; ... ili ... ilçesi ... köyünde 132 numaralı ... Kadastro Komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 1-2 vd. maddeleri gereği çalışma yaptığını ve ilan ettiğini, yapılan bu çalışmada murisinden intikal eden taşınmazlarının Devlet ormanı sınırı içinde bırakıldığını, murislerinden intikal eden taşınmazlara ait geçerli mülkiyet belgesinin 21 ...'1-evvel 1267/Miladi 25 Mart 1851 tarihli ... ... Mahkemesi tasdikli İstihkam ...eti olduğunu, bu ... ile ... ve ..., , ... ve ... ve ...l ile çevrili mülk araziyi ... ailesinden ...bey oğlu ... ...tarafından ... Mahkemesinde şahitler huzurunda nakit ödenen 6000 kuruş bedel karşılığında kök murisleri olan ...oğlu ... ... oğlu ..., ...oğlu ... Ağa adlı aile büyüklerine satıldığını belirterek 132 nolu ... Kadastro Komisyonu alanına giren kısmının mirasçılar adına hisseleri nispetinde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı ..., 2014/5 E. sayılı dosyaya verdiği 11.08.2014 havale tarihli dava dilekçesinde, ... ili ... ilçesi ... köyünde 132 numaralı ... Kadastro Komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 1-2 vd. maddeleri gereği çalışma yaptığını ve ilan ettiğini, yapılan bu çalışmada murisinden intikal eden taşınmazlarının Devlet ormanı sınırı içinde bırakıldığını, murislerinden intikal eden taşınmazlara ait geçerli mülkiyet belgesinin 21 ...'1-evvel 1267/Miladi 25 Mart 1851 tarihli ... ... Mahkemesi tasdikli İstihkam ... olduğunu, bu ... ... ile, ... arkasında bulunan ... yöresindeki ... ve ... isimli koyun gezeği ve ... civarıyla, ... ve ...ile çevrili mülk araziyi...ailesinden ...Bey oğlu . ... .. Bey tarafından ... ... Mahkemesinde şahitler huzurunda nakit ödenen 6000 kuruş bedel karşılığında kök murisleri olan...oğlu ...... oğlu ..., ... oğlu ... ... adlı aile büyüklerine satıldığını belirterek 132 nolu ... Kadastro Komisyonu alanına giren kısmının mirasçılar adına hisseleri nispetinde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
-2- 2018/6538-2019/2261
Davacı ... ve ..., 2014/8 E. sayılı dosyaya verdikleri 26.12.2014 havale tarihli dava dilekçelerinde, ... ili ... ilçesi ... köyünde 132 numaralı ... Kadastro Komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 1-2 vd. maddeleri gereği çalışma yaptığını ve ilan ettiğini, yapılan bu çalışmada murisinden intikal eden taşınmazlarının Devlet ormanı sınırı içinde bırakıldığını, murislerinden intikal eden taşınmazlara ait geçerli mülkiyet belgesinin 21 ...'1- evvel 1267/ Miladi 25 Mart 1851 tarihli ... ... Mahkemesi tasdikli İstihkam ... olduğunu, bu ... ... ile ... yöresindeki ... isimli koyun gezeği ve ... civarıyla, ... ve ... ...rı ile çevrili mülk araziyi... ailesinden ... ... Bey oğlu ... ... ... Bey tarafından ... ... Mahkemesinde şahitler huzurunda nakit ödenen 6000 kuruş bedel karşılığında kök murisleri olan İsaoğlu ... oğlu ... ... Ağa, ... ... oğlu ..., ... ... oğlu ... Ağa adlı aile büyüklerine satıldığını belirterek 132 nolu ... Kadastro Komisyonu alanına giren kısmının mirasçılar adına hisseleri nispetinde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davacı ... ve ..., 2015/10 E. sayılı dosyaya verdikleri 20.01.2015 havale tarihli dava dilekçelerinde, ... ili ... ilçesi ... köyünde 132 numaralı ... Kadastro Komisyonunun 6831 sayılı Kanunun 1-2 vd. maddeleri gereği çalışma yaptığını ve ilan ettiğini, yapılan bu çalışmada murisinden intikal eden taşınmazlarının Devlet ormanı sınırı içinde bırakıldığını, murislerinden intikal eden taşınmazlara ait geçerli mülkiyet belgesinin 21 ...'1-evvel 1267/Miladi 25 Mart 1851 tarihli ... ... Mahkemesi tasdikli İstihkam ... olduğunu, bu ... ... ile, ... yöresindeki Kadıyurdu ve Karapınar, ..., ... isimli koyun gezeği ve ... civarıyla, ... ve ...ile çevrili mülk araziyi... ailesinden ... ... Bey oğlu ... ... ... Bey tarafından ... ... Mahkemesinde şahitler huzurunda nakit ödenen 6000 kuruş bedel karşılığında kök murisleri olan İsaoğlu ... oğlu ... İsa Ağa, İsaoğlu ... oğlu ..., ... ... oğlu ... Ağa adlı aile büyüklerine satıldığını belirterek 132 nolu ... Kadastro Komisyonu alanına giren kısmının mirasçılar adına hisseleri nispetinde tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Yargılama sırasında ... dava konusu taşınmazda lehine bağışlama senedi olduğunu, bu nedenle dava konusu taşınmazda hak sahibi olduğu belirterek davaya katılmıştır.
Mahkemece; mübayaa hüccetleri tapu kaydı sayılmadığı, talep edilen bölümün ... ilinin büyük bir kısmı ile ... ve ... illerinin bir kısmını kapsadığı, dayanak belgenin 132 nolu ... Kadastro Komisyonunun çalışma alanını kapsadığı kabul edilse dahi, dava konusu edilen alanda daha önce yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu bulunduğundan, kişilere ait kadastro parsellerini, kadastro harici bırakılan yerleri ve hatta bir bölümü de ormanları kapsayan alanın davacı veya murisleri adına tesciline hukuken imkan bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2016/4058-2017/9564 E.K. sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Onama kararına karşı katılan ... karar düzeltme isteminde bulunmuş, Dairemizin 2018/1110 – 5373 E.K. sayılı kararıyla “1-Katılan davacının ... kadastrosuna itiraz ve reddi istenilen hakim tarafından HMK’nun 41.maddesi uyarınca verilen geri çevirme kararına ilişkin karar düzeltme isteği yönünden; karar düzeltme dilekçesinde ... kadastrosuna ilişkin yazılı sebepler temyiz aşamasında da ileri sürüldüğü gibi 1086 sayılı HUMK‘nın 440/I maddesinde belirtilen dört hâlden hiçbirine de uymamaktadır. Diğer taraftan katılan davacı; 20.11.2015 tarihli dilekçe ile mahkeme hakimini reddettiği halde reddedilen hakimin, reddi hakim dilekçesini karar verilmek üzere merciye göndermeyip davaya devam ettiğini belirterek karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de dosya kapsamından mahkeme hakiminin 20.11.2015 tarihli reddi hakim dilekçesini inceleyip 6100 sayılı HMK’nın 41. maddesi uyarınca geri çevirme kararı vermek suretiyle yargılamaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nın 41. maddesinde 'Hâkimin reddi talebi, aşağıdaki hâllerde kabul edilmeyerek geri çevrilir:
a) Ret talebi süresinde yapılmamışsa.
b) Ret sebebi ve bu sebebe ilişkin inandırıcı delil veya emare gösterilmemişse.
c) Ret talebinin davayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa.
Bu hâllerde ret talebi, toplu mahkemelerde reddedilen hâkimin müzakereye katılmasıyla; tek hâkimli mahkemelerde ise reddedilen hâkimin kendisi tarafından geri çevrilir.
İlk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte başvurulabilir. ' hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenleme karşısında geri çevirme kararı verme yetkisi reddi istenilen hakime olup, ancak esas hükümle birlikte temyizi olanaklıdır.
Somut olayda da reddi istenilen hakim tarafından HMK'nın 41.maddesi uyarınca geri çevirme kararı verilmiş olup, katılan davacı, temyiz dilekçesinde yerel mahkemenin geri çevirme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmemiştir. Bilindiği üzere temyiz aşmasında ileri sürülmeyen hususlar karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyeceğinden katılan davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğide yerinde olmadığından ... kadastrosuna itiraz ve reddi istenilen hakim tarafından verilen geri çevirme kararına yönelik karar düzeltme isteklerinin reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Katılan davacının tescil davasına yönelik karar düzeltme isteğine gelince; kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi, aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiş, kadastro mahkemesinde bakılacak dava türleri de aynı Kanunun 26. maddesinde sayılmıştır. 3402 sayılı Kanunun 26/son maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görev ve yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. 6831 sayılı Kanunun 11. ve 3402 sayılı Kanununun 4. ve 12. maddeleri uyarınca ... kadastrosunun askı ilan süresi içinde açılan ... kadastrosuna itiraz davalarına bakma görev ve yetkisi de kadastro mahkemelerine aittir. Ancak ... kadastrosuna itiraz davasında kadastro mahkemesinin görev ve yetkisi dava edilen taşınmazı ... tahdit haritası içine alma veya çıkarmakla sınırlı olup tescil isteği hakkında esasa ilişkin hüküm kurulamaz. Ancak kadastro tespitine ve ... kadastrosuna itiraz davalarının birlikte kadastro mahkemesinde görülmesi halinde ... kadastrosu ve tescile yönelik hüküm kurulacaktır.
Somut olayda eldeki dava, genel arazi kadastrosunun askı ilan tarihinden sonra açılmış olup, dava edilen taşınmazların bir bölümü de genel arazi kadastrosu sırasında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyip tescil dışı bırakılan yerler olduğuna göre 3402 sayılı Kanunun 4, 12, 25, 26, 27 ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddesindeki yasal düzenlemeler karşısında tescil isteği yönünden davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olduğu gibi 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince de dava şartlarından olup mahkemece, davanın her aşamasında istek olmaksızın kendiliğinden gözetilir ve görevle ilgili hususlarda kazanılmış haktan söz edilemez. Görevin, kazanılmış hak kuralının bir istisnası olduğu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1959 tarih 1957/13 Esas - 1959/5 Karar sayılı kararında da belirtilmiştir.
Hal böyle olunca tescil isteği yönünden davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Açıklanan bu husus katılan davacının karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, Dairenin maddi yanılgıya dayalı onama kararının kaldırılarak, hükmün tescil isteği yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gereğine değinilerek katılan davacının tescil davasına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulüyle Dairenin 16/11/2017 gün ve 2016/4058 E. - 2017/9564 K. sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün tescil isteği yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularka yapılan yargılama sonucunda davacıların ... kadastrosuna itiraz talebi yönünden mahkemece verilen 20/11/2015 tarih 2015/3 Esas - 2015/10 Karar sayılı karar Yargıtay denetiminden geçmek sureti ile kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacıların esas ve birleşen 2014/5, 2014/8, 2015/10 Esas sayılı dosyalarıdaki tescil talebi yönünden mahkemenin görevsizliğine, 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkemeye başvurması halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm asli müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ... kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir.
... ve ... köylerinde, 132 nolu ... Kadastro Komisyonu tarafından yapılan ... kadastrosu ve 2/B uygulaması sonuçları sırası ile 24/04/2014 - 19/12/2014 - 11/07/2014 - 12/12/2014 tarihlerinde askı ilana çıkmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.037,00.-TL vekalet ücretinin asli müdahil ...'den alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ... Yönetimi ve Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.