1. Hukuk Dairesi 2022/650 E. , 2022/4437 K.
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/06/2021 tarihli 2018/990 Esas, 2021/411 Karar sayılı kararıyla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen kararın davacı-karşı davalı tarafından istinafı üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22/11/2021 tarihli 2021/1414 Esas, 2021/1502 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davalı-karşı davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 02/06/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan (karşı davacılar) ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı (karşı davalı) ... vekili Avukat ..... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen tereke idare memuru ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, davalı kardeşleriyle birlikte mirasbırakan ...’in mirasçısı olduklarını, başka mirasçı bulunmadığını, dava konusu 38265 ada 8, 9 parsel sayılı taşınmazların davalı ..., ... ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı ..., 38927 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına devredildiğini mirasbırakan babası ...’in ölümünden sonra öğrendiğini, bu taşınmazların mirasbırakan tarafından davalılara satış yoluyla temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescilini; aşamalarda, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının 1/6 miras payı oranında iptali ile adına tescilini istemiş; karşı davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacılar, mirasbırakanın kendisinden önce ölen eşi Keziban’ın mallarıyla birlikte bir bütün olarak mal varlığını kura usulüyle çocuklarına paylaştırdığını, mal kaçırma iradesiyle değil, paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, dava konusu 8, 9 parseller ile anne Keziban’dan kalan dava dışı 592 parseli davalı ...’e, dava dışı 1315, 194 parselleri davalı ...’ye, dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını ( eski 1297 parsel) davalı ...’ye, 3 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını (eski 1297 parsel) davalı ...’ye, dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazın (eski 1320 parsel) 1/2 payını davalı ...’e, dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazın (eski 1320 parsel) 1/2 payını davacı ...’a verdiğini, davalı ...’nin 1315 parsel sayılı taşınmazı üzerine almadan doğrudan mirasbırakan üzerinden akrabaları dava dışı ... ...’a satış yaptığını, satış bedelinin ... tarafından alındığını, dava dışı 194 parselin de aynı şekilde dava dışı ... ...’a satıldığını, anneden kalan bu taşınmazların devrinin davacının da katılımı ile 30/04/2012 tarihinde yapıldığını, anneden kalan 592 parselin davalı ... adına tescili için davacının da imza attığını, dava dışı 17923 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 31 bağımsız bölümün bedeli davalı ... tarafından ödenerek davalı ... adına satın alınması suretiyle dava konusu 38927 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının davalı ... adına tescil edildiğini, davalı ...’nin bu taşınmaz üzerine soğuk hava deposu yaptığını ve iyiniyetli olup yapı değerinin arazi değerinden fazla olduğunu, dava konusu ... ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2'şer paylarla davalı ... ile davacı ...’a isabet ettiği halde davacının borçları sebebiyle taşınmaz kaydını üzerine almadığını, ancak davacının taşınmazda tasarruf ettiğini, davalı ...’in tapuyu devretme isteği olmasına rağmen davacının buna yanaşmadığını, mirasbırakanın bu paylaşım dışında dava dışı 31703 ada 7 ve 31702 ada 6 parsel sayılı taşınmazları bulunduğunu, paylaşım yapılırken dava dışı 38286 ada 13 parsel sayılı taşınmazda davacı dışındaki mirasçıların 1/6’şar miras paylarını davalı ...’ye devretmeleri üzerine taşınmazın 5/6 payının davalı ..., 1/6 payının davacı adına elbirliği mülkiyet şeklinde kayıtlı olup, bu taşınmazda esasen davalı ...’in payı olmadığını, zira davalı ...’in aynı yerde dava dışı 159 parseli aldığını, bu nedenle davacının dava dışı 38286 ada 13 parselde aslında payının 1/6 değil, 1/5 olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; davalı ... karşılık davasında, dava konusu ... ada 4 parsel sayılı taşınmazın paylaşım sonucu davacıya isabet eden 1/2 payının asıl davada davacı ... adına tesciline karar verilmesini; davalı ... ise karşılık davasında, 38286 ada 13 parsel sayılı taşınmazda asıl davada davacı ...’ın payının 1/6 değil, 1/5 olduğunun tespit ve tesciline karar verilmesini istemiş; davalılardan Ömer’in yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçı eşi Hasibe davaya dahil edilmiş, kardeşleri olarak davacı ve diğer davalılar da mirasçı olduğundan davalı ...’in terekesine temsilci atanmak suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının, mirasçılar adına tescil talebini bilahare miras payına hasrettiği, mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket ettiği, kura usulüyle yapılan paylaştırmada davacıya da yer isabet ettiği, ancak davacının borçları nedeniyle tapu kaydını üzerine almayıp fiilen taşınmazda tasarruf ettiği, muris muvazaasından söz edilemeyeceği gerekçesiyle asıl davanın reddine; paylaştırma kapsamında davacı-karşı davalıya isabet eden taşınmazların devri gerektiği gerekçesiyle karşı davanın kabulü ile karşı davacı ... adına kayıtlı dava konusu ... ada 4 parselin 1/2 payının iptali ile karşı davalı ... adına tesciline, yine karşı davacı ... ile karşı davalı ... üzerine elbirliği mülkiyet şeklinde kayıtlı olan dava konusu 38286 ada 13 parsel sayılı taşınmazda karşı davacı ... adına kayıtlı 5/6 paydan 1/30’ unun iptali ile karşı davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacının muris muvazaası nedeniyle 1/6 miras payı oranında iptal tescil talep ettiğini, yargılama sonucu asıl davanın reddine, bir kısım davalının karşı davasının ise kabulüne karar verildiğini, paylaşım sonucu davacıya da yer verildiğinin, ancak davacının borçları nedeniyle kaydı üzerine almadığının, davacıya düşen yeri davacının kullanarak ya da kiraya vererek tasarruf ettiğinin savunulduğunu, neticeten mirasbırakanın paylaştırma yaptığının davalı tarafça ileri sürüldüğünü, davacının paylaşımdan haberi olduğu hatta devir işleminde imzası bulunduğu beyan edilmiş ise de, sözkonusu taşınmazların dava konusu olmadığını, dava konusu taşınmazların davacının bilgisi dışında devredildiğini, Mahkemenin paylaşımı kabul ettiğini ancak kabule göre adil bir paylaşım da olmadığını, davacıya pay verilmediğinin davacı tanık beyanlarıyla ve tapu kayıtlarıyla ispatlandığını, davalı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacıya 1/2 payı verildiği iddia edilen ... ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacı adına kayıtlı pay bulunmadığını, bu taşınmazdaki 1/2 payın davacı adına tescilinin karşı dava ile istenmesindeki amacın da asıl davayı bertaraf etmek olduğunu, davacının belirtilen dönemde borcu da olmadığını, davacıya mirasbırakandan geçen bir taşınmaz bulunmadığını, paylaştırmanın varlığı bir an için kabul edilse bile değerler arasında fark olduğunu, davacının paylaştırma kurasına dahi katılamadığını, davalı ...’ye devredilen dava konusu taşınmazın değerinin yüksek olduğunu, muris muvazaası sabit olduğu halde asıl davanın reddinin doğru olmadığını, karşı davada ... ada 4 parsel sayılı taşınmazın ½ payının davacıya isabet ettiği ileri sürülerek bu payın davacı adına tescilinin istenildiğini ancak karşı davada böyle bir talepte bulunulamayacağını, davalı ... ile davacı adına elbirliği mülkiyet şeklinde kayıtlı 38286 ada 13 parsel sayılı taşınmazda ise tapu kaydına göre davacının 1/6, davalı ...’nin 5/6 payı olduğu, davalı ...’nin diğer kardeşlerinin paylarını satın aldığı, ancak kardeşleri ...’in 159 no’lu parseli alması nedeniyle 13 parselde payı olmadığı, 13 parselde aslında davalı ...’nin 4/5, davacının 1/5 payı olduğu karşı davada ileri sürülmüş ve bu parselde davacının payının tespiti ve tescili istenilmiş ise de, davalı ...’in bu taşınmazda payı olduğu ve payını resmi olarak davalı ...’ye devrettiğinin tapu kayıtlarıyla sabit olduğunu, kaldı ki Tapu Müdürlüğü tarafından 38286 ada 159 parsel sayılı taşınmaz bulunmadığının da bildirildiğini, mirasbırakan tarafından davalı ...’e dava dışı 38285 ada 13 parsel sayılı 2.598,82 m2 miktarlı taşınmazı verildiğini, bu taşınmazda da davacıya pay verilmediği gibi davalı ...’in karşı davaya konu edilen 38286 ada 13 parselde de hissedar olduğunu, karşı davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın kabulü ile 1/6 miras payı oranında iptal tescile, karşı davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22/11/2021 tarihli 2021/1414 Esas, 2021/1502 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket etmediği ve paylaştırma yapılmadığı, davacıya 1/2 pay verildiği savunulan taşınmazın tamamının davalı ... adına kayıtlı olup, mirasbırakan tarafından davacıya yapılan bir temlik bulunmadığı, asıl dava açıldıktan sonra karşı dava açmak suretiyle denkleştirme yapılmaya çalışılmasının bir önemi olmadığı, kaldı ki davalıların, davacının iradesini zorlayacak şekilde davacı adına tescil talebiyle karşı dava açmalarının da mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı-karşı davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353.1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, asıl davanın kabulü ile davacının talebini payına hasretmesi de nazara alınarak 1/6 miras payı oranında davacı adına iptal tescile, karşı davanın ise reddine karar verilerek yeniden hüküm tesis edilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacılar vekili duruşmalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacının mirasçılar adına tescil istekli olarak davayı açtığını, Bölge Adliye Mahkemesince davacının 1/6 miras payı oranında iptal tescile karar verildiğini, bu durumda davanın kısmen kabulünden söz edilebileceğini ve bunun yargılama giderlerinin hesabında nazara alınması gerektiğini,
2.2. Muris muvazaasının şartları bulunmadığını, mirasbırakanın tüm mirasçıların bilgisi dahilinde paylaştırma yaptığını, mirasbırakanın, müteveffa eşinin mal varlığı ile kendi mal varlığını bir bütün olarak ele alıp, bu bütünü çocuklarına eşit şekilde pay ettiğini, kura yoluyla paylaşım yapıldığını, tapudaki intikallerde davacının da imzası bulunduğunu, bu durumun yok sayıldığını, tapuda 30.04.2012 tarihinde paylaşım kapsamında davacının da imzasıyla işlem yapıldığını, anneden kalan ve davalı ...’e isabet eden dava dışı 592 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e devri konusunda davacının da imza attığını, davacının anneden kalan taşınmazlarla ilgili karşılıksız olarak miras payından vazgeçmediğine göre neyin karşılığı imza attığını açıklaması gerektiğini,
2.3. Kura sonucu .......... ada 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının davacıya isabet ettiğini, davacının bu payını fiilen kullanmak ve kiraya vermek suretiyle tasarruf ettiğini, tanık beyanlarıyla bu durumun sabit olduğunu, davacının borçları nedeniyle bu taşınmazın tapu kaydını üzerine almadığını, davalı ... adına tamamı kayıtlı olan bu taşınmazın ½ payının davacıya devri ... tarafından teklif edildiği halde davacının, alacaklılarına gitmemesi için payını üzerine almadığını,
2.4. Kura ile belirlenen payların da adil olduğunu, mirasbırakanın paylaştırma için davacıyı defalarca çağırdığını, davacının ilk toplantıya katılmaması üzerine kuranın ertelendiğini, sonraki hafta kura çekilmeden yine davacıya haber edildiğini, ancak davacının yine katılmadığını, davacıya paylaşım ile verilen taşınmazın değerinin bilirkişi raporuna göre 75.490,08 TL olduğunu, diğer mirasçılara verilenden daha değerli olup, buna rağmen mirabırakanın kura yoluyla yaptığı paylaşıma rıza göstermeyerek mesnetsiz bir muris muvazaası iddiasıyla bu davayı açtığını,
2.5. Davacının paylaşım sonucu kendisine düşen taşınmazları almaması nedeniyle davalı ... ile davalı ...’nin karşı dava açarak davacı adına tescilini istemek zorunda kaldıklarını, kuradan davacının haberi olduğunun tanık beyanlarıyla da anlaşıldığını,
2.6. Davalı ... adına kayıtlı olan dava konusu 38927 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının yapı inşaa ettiğini, yapının değerinin arazi değerinden fazla olduğunu, TMK’nın 724. maddesine göre ileri sürdüğü defi hakkında karar verilmediğini, davalı-karşı davacı ... ile ...’nin karşı davalarının reddinin doğru olmadığını belirterek, istinaf kararının bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide 'muris muvazaası' olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı- karşı davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı-karşı davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı-karşı davacılardan alınmasına, asıl dava yönünden aşağıda yazılı 13.792,35 TL bakiye onama harcının davalı-karşı davacılardan alınmasına, karşı dava yönünden alınması gerekli 80,70 TL onama harcı peşin alındığından karşı dava yönünden başka harç alınmasına yer olmadığına, 02/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.