10. Ceza Dairesi 2020/17038 E. , 2022/7183 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İzmir 8.Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188, 2015/278 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15/09/2020 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 16/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 18/09/2014 tarihli ve 2014/62742 soruşturma,2014/1062 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 10/10/2014 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği,tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden 24/09/2014 tarihinde infazı için İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 08/10/2014 tarihli ve 2014/7434 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 21/10/2014 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 26/12/2014 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 23/02/2015 tarihli ve 2014/62742 soruşturma, 2015/6725 esas ve 2015/5537 sayılı iddianame ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 8.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- İzmir 8.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 07/04/2015 tarihli ve 2015/188 esas, 2015/278 sayılı kararı ile, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15/04/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanığın denetim süresi içerisinde 08/07/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas,2017/1101 sayılı kararı ile mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine;
İzmir 8.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 29/06/2018 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
6- İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/773 esas ve 2017/1101 karar sayılı dosyasının incelenmesinde;
a-) Sanığın 08/07/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 12/09/2017 tarihli ve 2017/90233 soruşturma, 2017/31865 esas, 2017/24031 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede şüpheli hakkında daha önce İzmir 8.Asliye Ceza Mahkemesine 2015/188 esas sayılı kamu davasının açıldığı, sanığın mahkumiyetine karar verildiği hususunun belirtildiği,
b-) İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas,2017/1101 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 12/01/2018 tarihinde istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/09/2014 tarihli ve 2014/62742 soruşturma, 2014/1062 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirine uygun davranmadığından bahisle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 23/02/2015 tarihli ve 2014/62742 soruşturma, 2015/6725 esas, 2015/5537 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1-2 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188 esas, 2015/278 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde işlediği uyuşturucu madde kullanmak suçundan İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas, 2017/1101 sayılı kararı ile mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, yapılan yargılama neticesinde, adı geçen sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 191/1-2 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188 esas, 2015/278 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen sanığa tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğine rağmen 10 gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmamış ve bunun üzerine kamu davası açılarak yapılan yargılama sonucunda 07/04/2015 tarihli kararla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve
tedavinin gereklerine uymamakla ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, buna rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde kamu davasının açılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, suçun işlendiği 16/06/2014 tarihi itibari ile yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi uyarınca suç tarihi itibari ile sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, mahkemece ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve ceza miktarı itibari ile sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince belirlenmesi, teşdiden üst sınırdan ceza takdir edildi ise gerekçesinin gösterilmesi gerekirken, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibari ile sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince ceza takdir edilerek hüküm kurulmasında, isabet görülmemiştir.” denilerek İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188, 2015/278 sayılı kararı ile aynı mahkemenin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 16/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 18/09/2014 tarihli ve 2014/62742 soruşturma, 2014/1062 sayılı karar ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve sanık hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 23/02/2015 tarihli iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188 esas, 2015/278 sayılı kararı ile, sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 15/04/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde 08/07/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas, 2017/1101 sayılı kararı ile mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına ve sanığın 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1-2 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
1-İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/04/2015 tarihli ve 2015/188 esas, 2015/278 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201
sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle kararın doğrudan sanığın MERNIS adresine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, erteleme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediği, karar kesinleşmeden denetimli serebestlik müdürlüğünce infaz işlemlerine başlanamayacağı gibi,
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için şüpheliye gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğine rağmen 10 gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmamış ve bunun üzerine kamu davası açılarak yapılan yargılama sonucunda 07/04/2015 tarihli kararla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, sanığın kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta 'ısrar' ettiğinin kabul edilebilmesi için 'önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde kendisine yüklenen yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakla ısrar etmiş sayılacağı' uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, buna rağmen başvuruda bulunmadığı takdirde kamu davasının açılması gerektiği, kaldı ki İzmir Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan 08/10/2014 tarihli çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarılarak Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilmesinin de Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olduğu, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
2-İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2018 tarihli ve 2018/215 esas, 2018/524 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, suçun işlendiği 16/06/2014 tarihi itibari ile yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin ceza miktarının “bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası” olduğu, daha sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile ceza miktarının artırılarak “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” olarak düzenlendiği, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi uyarınca suç tarihi itibari ile sanığın lehine olan kanun maddesinin uygulanması gerektiği cihetle, mahkemece ceza miktarının suç tarihinde yürürlükte olan ve ceza miktarı itibari ile sanık lehine olan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince belirlenmesi gerektiği gözetilmeden suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve ceza miktarı itibari ile sanık aleyhine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi gereğince ceza takdir edilerek hüküm kurulması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerindedir.
Ancak;
İncelemeye konu İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi kararlarının bozulması halinde, mahkemece CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “kamu davasının durmasına ve
18/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının infazının devamına” karar verilmesi gerektiğinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği iddia edilen İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/773 esas ve 2017/1101 karar sayılı dosyasındaki 08/07/2017 tarihli ikinci suçun, 16/06/2014 tarihli ilk suçtan dolayı verilen 18/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali sayılması gerekeceğinden, 08/07/2017 tarihli ikinci suçun, 5237 sayılı Kanun’un 191/5.maddesi gereğince ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmasına kanuni engel bulunduğu, bu nedenle sanığın mahkumiyetine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından, açıklanan gerekçe ile İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas, 2017/1101 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle;
İzmir 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/773 esas, 2017/1101 sayılı kararına karşı, yukarıda açıklanan gerkçe ile kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE,
02 /06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.