4. Ceza Dairesi 2018/3222 E. , 2018/13026 K.
Sanık ... hakkında tehdit suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair Ermenek Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19/04/2017 gün ve 2017/121 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 02.04.2018 gün ve 2017/19593 esas, 2018/6227 k. sayılı kararıyla,
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'nin itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönler incelenmeksizin HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
I-İTİRAZ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/05/2018 gün ve KD - 2018/41466 sayılı yazısı ile,
'İTİRAZ EDİLEN KARAR: Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 02/04/2018 gün ve 2017/19953 Esas, 2018/6228 Karar sayılı kararı.
İTİRAZ EDEN: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
KONUNUN TAKDİMİ: Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı 25/03/2011 tarih ve 2011/88 sayılı iddianamesi ile; sanığın, katılana yönelik silahla tehdit ve hakaret suçlarından eylemine uyan 5237 s. TCK'nun 106/2-a, 125/1, 125/4, 54 maddelerine göre cezalandırılmasına, sanık hakkında 5237 s. TCK'nun 53. maddesindeki güvenlik tedbirlerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin, 03/02/2012 tarih ve 20111/94 Esas ve 2012/74 Karar sayılı ilamıyla, TCK 106/2-a, 62 md 1 yıl 8 Ay hapis ve TCK 53/1, 54 md. , TCK 125/1-4, 62 md 87 gün Adpc ve TCK 52/2 md 1.740 TL Adpc cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün sanık tarafından yasal süresi içinde temyiz edildiği, ve Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/03/2016 tarih ve 3013/41215 Esas ve 2016/4727 Karar sayılı ilamıyla,
1- Hakaret suçundan yapılan temyiz incelemesinde, sanık hakkında verilen hükmün, nitelik ve niceliğine göre temyiz edilmez olduğu anlaşıldığından 5320 sk 8/1,1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesince temyiz isteminin reddine.
2- Tehdit suçuyla ilgili olarak yapılan temyiz incelemesinde,
Sair temyiz itirazlarının reddine, ancak,
a-Tanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’nin soruşturma aşamasında alınan ifadelerinde, olayda bıçak görmediklerini belirtmeleri, katılanın mahkemede, sanığın elinde bıçak olmadığını, cebinden çıkartacağı sırada tanıklar Habip, Ömer ve Ahmet’in tuttuğuna dair anlatımı ve sanığın aşamalarda, hakaret ve tehdit ettiği, ancak bıçak çekmediği yönündeki savunması karşısında, eylemin ne suretle TCK’nın 106/2-a maddesi uyarınca silahla tehdit suçunu oluşturduğu açıklanmadan ve sanıktan ele geçirilen Adli Emanette kayıtlı bıçağın tek başına bu suçun oluştuğuna ilişkin bir delil olamayacağı gözetilmeden, eylemin TCK’nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine uyma ihtimali tartışılarak hüküm verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
b-Sanığın, katılan ...’ın kendisine ve ölmüş annesine hakaret ettiğini ve kendisinin de bu duruma sinirlenerek katılana yönelik tehdit suçunu işlediğini belirtmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi üzerinde durulup, haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
c-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, bozmayı gerektirdiği nedenle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bozma üzerine, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, tehdit suçundan yeniden hüküm kurularak 19/04/2017 tarih ve 2016/161 Esas 2017/121 Karar sayılı ilamıyla TCK'nın 106/1-1. ve 62. md 5 ay hapis ve TCK'nın 53/1. md cezalandırılmasına karar verildiği,
Hüküm, yasal süresi içinde sanık ... tarafından temyiz edilmekle, yapılan temyiz incelemesinde, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/04/2018 tarih ve 2017/19953 Esas ve 2018-6227 Karar sayılı ilamıyla, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirdiği nedenle, usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bozulmasına karar verildiği,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/04/2018 tarih ve 2017/19953 Esas ve 2018-6227 Karar sayılı ve sanık hakkında işlediği kabul edilen tehdit suçuna yönelik olarak uzlaştırma hükümlerini uygulanmasına ilişkin bozma kararının hukuka aykırı nitelikte olduğu zira, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin ilk hükmünün, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/03/2016 tarih ve 3013/41215 Esas ve 2016/4727 Karar sayılı ilamıyla, suç vasfına yönelik olarak bozulduğu ve sanık ...'nin eyleminin TCK 106/1. maddesi kapsamında bulunduğu kabul edilerek sanık ... ve müşteki ...'a 09/01/2017 tarihli görüşme tutanağında uzlaştırma teklif edildiği, ancak müştekinin 2011 yılından bu yana davam vardır, sanık sürekli hakaret ve küfür etmektedir sanık hakkında şikayetçiyim uzlaşmak da istemiyorum ' şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında sanık hakkında bozma ilamı doğrultusunda TCK 106/1. maddesince tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirdiği nedenle, usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bozulmasına karar verilmesinin hukuka aykırı nitelikte bulunduğundan sanık hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/04/2018 tarih ve 2017/19953 Esas ve 2018-6227 Karar sayılı bozma kararının kaldırılması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ: itiraza konu uyuşmazlığın, sanık hakkında Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2017 tarih ve 2016/161 Esas ve 2017/121 Karar sayılı ilamında bozma ilamı doğrultusunda 5271 sayılı C.M.K'nun 253-254 md kapsamında uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığına ilişkindir.
Uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 73. maddesinin 8. fıkrasında, 'Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir' hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nun 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması halinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 2. maddesiyle, 5237 sayılı TCK'nun 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin 8. fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nun 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. Yapılan bu düzenlemeye göre uzlaştırmanın bir ceza muhakemesi kurumu olduğu açık ise de, birey ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi nedeniyle maddi ceza hukukunu da ilgilendirdiği tartışmasızdır.
5271 sayılı CMK'nun 5560 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değiştirilen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza
Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez' şeklinde belirlenmiş iken, suç tarihinden sonra 09.07.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle CMK'nun 253. maddesinin üçüncü fıkrasına 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz' cümlesi eklenmiş,
02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı 'Uzlaştırma' olarak değiştirilmiş ve;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza
Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçları,
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştıram yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz...' şeklinde maddenin kapsamı genişletilmiştir.
Görüldüğü gibi, 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK'nun 106. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanunun 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren CMK’nun 'Mahkeme tarafından uzlaştırma ' başlıklı 254. maddesi;
'(1) Kamu davasının açılması halinde, uzlaşmaya tâbi bir suç söz konusu ise, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen usule göre, mahkeme tarafından da yapılır.
(2) Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine karar verilir' şeklinde iken,
19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 25. maddesi ile;
'(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır.
(2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır' biçiminde yeniden düzenlenmiş,
02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile CMK'nun 254. maddesinin birinci fıkrası;
'Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.' şeklinde değiştirilmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03/02/2012 tarih ve 20111/94 Esas ve 2012/74 Karar sayılı ilamıyla sanık ... Devece hakkında verilen mahkumiyet kararıyla ilgili yapılan temyiz incelemesinde,
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/03/2016 tarih ve 3013/41215 Esas ve 2016/4727 Karar sayılı ilk bozma ilamıyla,
Sanığın, tehdit eylemin TCK’nın 106. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesine uyma ihtimali tartışılarak hüküm verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, hükmün suç vasfına yönelik bozulduğu,
Sonrasında, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin bozma ilamı doğrultusunda sanığın eyleminin TCK 106/1-1. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilerek uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına karar verdiği ve sanık ... ve müşteki ...'a 09/01/2017 tarihli görüşme tutanağında uzlaştırma teklif edildiği, ancak müştekinin 2011 yılından bu yana davam vardır, sanık sürekli hakaret ve küfür etmektedir sanık hakkında şikayetçiyim uzlaşmak da istemiyorum 'şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında bozma ilamı doğrultusunda TCK'nın 106/1. maddesince tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden,
Sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirdiği nedenle, usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün bozulmasına ilişkin kararın hukuka aykırı nitelikte bulunduğundan sanık hakkında CMK'nun 253-254. maddelerinde yazılı uzlaştırma hükümleri uzlaştırma bürosu tarafından yerine getirildiği, ve tarafların uzlaşmadıkları dosya kapsamından anlaşıldığı halde Yüksek Mahkemece sanık hakkındaki hükmün uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bozma kararını hukuka aykırı niteliktedir.
Bu itibarla, Yüksek Dairesinin uzlaştırma hükümlerinin uygulanması istemiyle verilen bozma kararının kaldırılarak, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin sanık ... hakkında verilen TCK'nın 106/1, 62 md 5 ay hapis ve TCK'nın 53/1. md cezalandırılmasına ilişkin kararın onanması istemiyle, anılan karara itiraz edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre;
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 02/04/2018 tarih ve 2017/19953 Esas ve 2018-6227 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA,
3- Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2017 tarih ve 2016/161 Esas ve 2017/121 Karar sayılı ilamının uzlaştırma hükümlerinin uygulanmadığı ve müştekinin uzlaşmak istememesi nedeniyle sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının ONANMASINA,
4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,
İsteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II-İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, sanık tarafından temyizi üzerine 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gire 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmiş olması ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında
bulunduması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununu 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek uzlaştırma hükümleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunması buluması nedeniyle bozulmasına dair Dairemizin 02.04.2018 tarihli kararına yönelik olup, Dairemizin 14.03.2016 tarih ve 203/41215 E. 2016/4727 K. nolu bozma kararından sonra Mahkemenin dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderdiği ve tarafların uzlaşamadıklarına dair rapor alınmış olduğunan, tarafların uzlaşamadıklarının tespit edilmiş olmasına ilişkindir.
III-KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçesi yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizin 02.04.2018 gün ve 2017/19593 esas, 2018/6227 sayılı sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün, bozulmasına dair kararının itiraz nedeniyle KALDIRILMASINA,
Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan, Ermenek Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2017 tarihli ve 2016/161 esas, 2017/121 karar sayılı hükmünün yeniden incelenmesi neticesinde:
Bozma üzerine Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanık ...'ye yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ...'nin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki onama görüşüne uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 02/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.