1. Ceza Dairesi 2020/1033 E. , 2020/2643 K.
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından ...(Kapatılan) 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/06/2003 tarihli ve 2002/370 esas, 2003/229 sayılı kararıyla 22 yıl 11 ay ağır hapis cezasına hükümlü ...'ın bu cezasının infazı sırasında, 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun gereğince 02/11/2004 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliyesine ilişkin ...(Kapatılan) 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/12/2004 tarihli ve 2004/595 müteferrik iş sayılı kararını müteakip, bir başka kan gütme saikiyle öldürmeye teşebbüs suçundan dolayı hakkındaki cezalandırılması sebebiyle tutuklama kararı nedeniyle cezaevinde bulunduğu sırada, denetim süresi içerisinde 10/11/2006 tarihinde işlemiş olduğu ceza infaz kurumuna yasak eşya sokmak suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm edilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 10/11/2006 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 23/02/2024 tarihi arasındaki sürenin aynen infazına dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21/02/2019 tarihli ve 2017/409 esas, 2018/178 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/03/2019 tarihli ve 2019/499 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre;
Adı geçen hükümlünün 24/01/1998 tarihinde işlemiş olduğu kan gütme saikiyle öldürmeye teşebbüs suçundan kovuşturma aşamasında 24/11/1998 tarihinde tutuklandığı, yapılan yargılama sonunda ...(kapatılan) 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/06/2003 tarihli ve 2002/370 esas, 2003/229 sayılı kararı (Uyarlama yargılaması sonucu ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/05/2018 tarihli ve 2017/409 esas, 2018/178 sayılı karar olduğu) ile 22 yıl 11 ay ağır hapis cezası verildiği,
Anılan kararın infazı devam ederken hükümlünün bu suçtan 24/11/1998 tarihinde tutuklanmadan önce, 06/08/1998 tarihinde işlemiş olduğu bir başka kan gütme saikiyle öldürmeye teşebbüs suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 22/05/2000 tarihli ve 1998/288 esas, 2000/133 sayılı kararı ile verilen 20 yıl ağır .../...
S/2
hapis cezasının infazı için ceza infaz kurumuna alındığı, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 29/04/2002 tarihli ve 2001/759 ilamat numaralı müddetnameye göre cezaevine giriş tarihinin 15/06/1999 olduğu, hakederek tahliye tarihinin 15/06/2019 olduğu, 4616 sayılı Kanunun 1/2. maddesi uyarınca hükümlünün çekmesi gereken cezası üzerinden 10 yıl indirim yapılarak infaz edilecek cezası bulunmadığından hükümlünün ilk cezaevine alındığı 15/06/1999 tarihi itibarı ile şartla tahliye edildiği,
Hükümlü hakkındaki başka suçlardan dolayı tutuklama müzekkereleri sebebiyle cezaevinden tahliye edilmediği, cezaevinde bulunduğu sırada kesinleştirilerek infaza verilen 26/05/1999 tarihinde işlemiş olduğu kan gütme saikiyle taammüden birden fazla kişiyi öldürme suçundan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/07/2003 tarihli ve 2002/318 esas, 2003/205 sayılı (Uyarlama yargılaması sonucu ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2009 tarihli ve 2008/205 esas, 2009/122 sayılı karar olduğu) ilamı ile hükmedilen müebbet hapis cezasının infazına ise 15/06/1999 tarihinde başlanıldığı, hakederek tahliye tarihinin 06/06/2035 olduğu ve şartla tahliye tarihi 13/06/2015 olduğu,
4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava Ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'un, 4758 sayılı Kanunla değişik ''Müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların veya şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir. İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır. Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezaların toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez.'' şeklindeki 1/2. maddesi nazara alındığında, somut olayda hükümlünün yukarıda belirtilen ilamlara konu suçların 4616 sayılı Kanun'nun yürürlük tarihinden önce işlendiği ve her üçünün de 4616 sayılı Kanun kapsamına giren suçlardan olduğu, 4616 sayılı Kanuna göre 1 kez indirim yapılacağından yeniden 10 yıl indirilemeyeceği,
Tüm bu mahkûmiyetler bakımından, 1 Haziran 2005 tarihinde mülga edilen 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde işlendiği ve hükmedilen cezaların anılan Kanun döneminde kesinleştiği, hükümlünün işlediği suçlardan dolayı aldığı cezaların ne şekilde içtima ettirileceği mülga Kanun hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği,
Somut olay nazara alındığında; hükümlü hakkında yukarıdaki ilamlar neticesinde verilen 20 yıl ağır hapis, 22 yıl 11 ay ağır hapis ve müebbet hapis .../...
S/3
cezalarının tamamı üzerinden içtima kararı alınıp, on gün ile üç yıl arasında bir süre belirleyerek bu sürenin geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet hapis cezasının infazına karar verilmesi, hükümlü hakkında tek bir müddetname düzenlenerek şartla tahliye ve bihakkın tahliye tarihinin belirlenmesi, çekmesi gereken ceza üzerinden 4616 sayılı Kanun uyarınca 10 yıl indirim uygulanması gerekirken, şartla tahliye kararı sonrasında usulüne göre verilmiş bir içtima kararı ile tanzim edilmiş bir müddetname bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 21/02/2020 gün ve 94660652-105-34-15301-2019-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
765 sayılı TCK’nin 68-77. maddelerinde cezaları toplanması kurumunu düzenlemiş olup, temel ilke olarak toplama sisteminin benimsemekle birlikte toplama işlemi sonucunda 77. maddesiyle öngörülen üst sınırın aşılamayacağını belirtmiştir.
5237 sayılı TCK’da bir kimsenin işlediği birden fazla suçtan dolayı mahkûm olduğu cezaların ne şekilde toplanacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
5275 sayılı CGTİK’nun 99. maddesinde ise: 'Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsız varlıklarını ayrı ayrı korurlar. Ancak, bir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunur ise, 107'nci maddenin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı istenir' hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme karşısında sanığın işlediği birden fazla suçtan dolayı verilen cezalar belirli bir üst sınır olmaksızın hepsini çekmesi gerekmektedir. Ancak koşullu salıverilme aşamasında uygulanacak üst sınırlar saptamıştır.
Cezaların toplanması (içtimaı) koşullu salıverilme hükümleriyle yakından ilişkili olup uygulanması zorunludur.
5237 sayılı TCK’nin 7/3. maddesinin hükmü karşısında, suç tarihi göz önünde bulundurularak koşullu salıverilmeye ilişkin uygulanacak yasa, hükümlünün özgürlüğünü en az kısıtlayacak şekilde belirlenmeli, buna göre de cezaların ne şekilde toplanacağı saptanmalıdır.
.../...
S/4
Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.05.1992 tarihli ve 1/67-129 sayılı kararında açıklandığı gibi, 'cezaların toplanmasına konu olabilecek hüküm veya ceza kararnamelerin fiilen ve hukuken infazının olanaklı bulunması zorunludur. Yasada düzenlenen belli bir infaz şekli olan koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanmasından sonra cezanın fiilen ve hukuken infaz edildiğinin kabulü gerekir. Böylece hukuken ve fiilen infaz edilmiş bir ceza nedeniyle hükümlünün tekrar cezaevine alınmasına olanak yoktur. Öyleyse koşullu salıverilmesine karar verilen hükümlünün, o suç nedeniyle bir daha cezaevine alınamayacağı göz önüne alındığında, koşullu salıverme tarihinden sonra bihakkın salıverme tarihinden önce kesinleşen mahkûmiyetlerinin, koşullu salıverme kararı verilen kararlarlarla toplanmasına yasal olanak bulunmamaktadır'.
22/12/2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasanın 1/2 maddesi gereğince müebbet hapis cezasına mahkum olanların çekmeleri gereken toplam cezalarından, şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilenlerin, ayrı ayrı tarihte verilmiş olsa bile indirimin toplam ceza üzerinden yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/02/2002 tarih ve 2002/6-42-156 Esas-Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; 4616 sayılı Yasanın 1/2 fıkrasından istifade edebilmek için;
a- Suçun 23/04/1999 tarihinden önce işlenmiş olması,
b- Suçun türü itibari ile 4616 sayılı Yasanın 1/5 fıkrası kapsamındaki istisnalar içinde olmaması,
c- Muhtelif suçlardan dolayı cezaların ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile indirimin bir sefere mahsus olmak üzere en fazla 10 yıl olarak yapılması öngörülmüştür.
4616 sayılı Yasanın 1/2 maddesi '2. müebbet ağır hapis cezasına hükümlü olanların çekmeleri gereken toplam cezalarından; şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûm edilenler ile aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsî hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin toplam hükümlülük süresinden on yıl indirilir. İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır. Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezalarının toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez' denilmektedir. Bu haliyle, hükümlünün ancak bir kez yasa hükmünden faydalanması gerektiği ise, yasanın amir hükmüdür.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.01.2004 gün 2003/6-292 esas, 2004/5 sayılı kararına göre 4616 sayılı Yasa kapsamına giren suçlardan verilen cezalar ile bu yasa kapsamına tabi olmayan cezaların toplanmasına yasal engel bulunmamaktadır,
.../...
S/5
Anayasa Mahkemesinin 18.07.2001 tarihli ve 4-332 sayılı kararında vurgulandığı üzere, '4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasayla düzenlenen 2. bentteki kurallar, müebbet ve 10 yıldan fazla süreli hükümlülükler bakımından cezadan indirim öngören, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından veya toplam hükümlülük sürelerinden on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi veya hükümlülük süresi dolmuş olanlar bakımından ise, belirli bir süreyle suç işlemelerine bozucu koşuluna bağlanmış toplu özel af niteliğindedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.01.2004 tarihli, 2003/6-392 esas ve 2004/05 sayılı kararında, 'bazı suçlar yönünden verilen cezaların 10 yıllık bölümünün çekilmiş sayılması gibi hükümlü lehine sonuçlar doğuran ve hukuki niteliği toplu özel af olarak belirlenen bu yasal düzenlemelerle cezaların infazı konusunda 647 sayılı Yasadan farklı bir sistem öngörülmediği gibi cezaların toplanmasına engel bir hüküm de sevkedilmemiştir. Öte yandan, gerek hükmedilen ağır hapis cezaları toplamının 36 yılla sınırlandırılmasına ilişkin TCY'nin 71/1. maddesinde öngörülen kural, gerekse 4616 sayılı Yasada öngörülen ve yukarıda açıklanan kurallar hükümlü lehine getirilen yasal düzenlemeler olduğundan, bu kuralların hükümlü aleyhine sonuç doğuracak biçimde yorumlanmasına da olanak bulunmamaktadır' denilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.04.2007 gün ve 32-97 ile 06.11.2007 gün ve 190-228 sayılı kararları başta olmak üzere bir çok kararında ayrıntıları belirtildiği üzere; Gerek yargısal kararlarda gerekse öğretide tartışmasız kabul edilen ilkeler şunlardır.
1- Cezaların içtimai bir infaz kurumu ve işlemidir.
2- İçtimaya dahil olan suçlar hukuken bağımsızlıklarını korurlar ve her suç yönünden ayrı ayrı sonuçlar doğururlar,
3- İnfaza ilişkin uygulamalar kazanılmış hak oluşturmadığından, içtimaya ilişkin uygulamalar da lehe oluşan hatalar kazanılmış hakka konu olmazlar,
4- Sonradan yürürlüğe giren ve lehe hükümler içermesi nedeniyle uygulanması gereken yasanın tatbikinde infaza ve bu kapsamdaki içtima hükümlerinin gözetilmesiyle sonraki yasanın lehe olduğunun reddinin ve önceki yasanın lehe kabulünün olanaklı sayılması kabul edilemez.
1412 sayılı CYUY, 765 sayılı TCY ve 647 sayılı CİY döneminde kabul edilen bu ilkeler, 5271 sayılı CYY, 5237 sayılı yeni TCY ve 5275 sayılı CGTİY döneminde de geçerliliğini korumaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Hükümlünün cezalandırılmasına ilişkin ceza kararlarının kesinleşme ve koşullu salıverilme tarihleri karşılaştırıldığında iki ayrı kişiye karşı işlediği asli faili belli olmayacak şekilde kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ve 16.04.2001 tarihinde kesinleşen 22.05.2000 tarihli ve 1998/288 esas, 2000/133 karar sayılı hükmü ile aldığı toplam 20 yıl ağır hapis cezasından dolayı ... Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.04.2002 tarihli, 2001/759 ilamat nolu müddetnameye göre 15.06.1999 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği, koşullu salıverilme tarihinden sonra asli faili belli olmayacak şekilde tasarlayarak kasten öldürme ve tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından ...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.06.2003 tarihli, 2002/370 esas, 2003/229 karar sayılı kararı ile verilen toplam 22 yıl 11 ay ağır hapis cezasının 02.11.2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; birinin kesinleşme tarihi diğerlerinin koşullu salıverilme tarihlerinden sonra olduğundan bu cezaların toplanması olanağı bulunmadığından, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.07.2003 tarihli ve 2002/318 esas, 2003/205 sayılı kararına konu tasarlayarak kan gütme saikiyle öldürmeye azmettirme suçunun suç tarihinin 26.05.1999 olması nedeniyle bu suçtan kurulan hüküm yönünden 4616 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığındığı halde bu yasa hükmünün uygulanması gerektiğine ilişen kanun yararına bozma isteminin yerinde olmadığı ancak hükümlünün 29.04.2002 tarihinde, 4616 sayılı Yasanın 1/2. maddesi dikkate alınarak 15.06.1999 tarihinden geçirli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği gözetilmeksizin ...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.12.2004 tarihli ve 2004/595 değişik iş sayılı kararıyla 4616 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınarak koşullu salıverilmesine karar verilmesinin yerinde olmadığı gibi tasarlayarak öldürmeye azmettirme suçundan ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.07.2003 tarihli, 2002/318 esas ve 2003/205 karar sayılı kararıyla verilen ve 29.06.2004 tarihinde kesinleşen müebbet hapis cezası ile asli faili belli olmayacak şekilde tasarlayarak kasten öldürme ve tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından ...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.06.2003 tarihli, 2002/370 esas, 2003/229 karar sayılı kararı ile verilen ve 02.11.2004 tarihinde kesinlen 22 yıl 11 ay ağır hapis cezasının 765 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca toplanması ve tek bir müddetname düzenlenmesi suretiyle koşullu salıverilme ve bihakkın tahliye tarihinin belirlenmesi mümkün olduğu halde infazda karışıklığa ve tereddüte neden olacak, hangi suç nedeniyle hangi tarihler arasında infaz yapıldığı dahi belirlenemeyecek şekilde uygulama yapılmasının yerinde olmadığı, hükümlünün hangi tarihlerde hangi suç nedeniyle almış olduğu cezasının infaz gördüğü kesin olarak tespit edildikten sonra karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin verilen kararın yerinde olmadığı ve bu yöne ilişen kanun yararına bozma isteminin yerinde olduğu anlaşılmakla;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.03.2019 tarihli ve 2019/499 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.