Ceza Genel Kurulu 2019/635 E. , 2021/518 K.
Kararı Veren
Müşteki : Muravvathon Kosımova
Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'ün TCK’nın 103/1 birinci ve üçüncü cümleleri, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki kez 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.05.2018 tarihli ve 123-245 sayılı hükümlerin sanık müdafisi ile katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesince 18.10.2018 tarih ve 3054-1636 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık müdafisi ile katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 16.09.2019 tarih ve 144-10858 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.10.2019 tarih ve 97817 sayı ile;
'...İtiraz Nedenleri: Muhakeme alenidir, Mahkeme kararları da aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir. Hukuk güvenliğinin sağlanması açısından mahkeme kararlarının imzalı aslı karar kartonlarında muhafaza edilir. Tarafların yargılamaya katılan hakimler ile katiplerin kim olduğunu bilme ve onları reddetme hakkı vardır. Bu nedenlerle yasa ve yönetmeliklerde mahkeme kararlarının biçimi ve muhafazası açıkça belirlenmiştir.
Mevzuat:
1-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürürtülmesine Dair Yönetmelik
Hükmün korunması
Madde 214 - (1) Elektronik ortamda hazırlanan hüküm, hükme katılan başkan ve hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak UYAP veri tabanında saklanır. Ayrıca hükmün çıktısı hükme katılan başkan ve hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanıp mahkeme mührüyle mühürlenerek karar kartonunda muhafaza edilir.
2- Ceza Muhakemesi Kanunu
Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar
Madde 232 - (1) Hükmün başına, 'Türk Milleti adına' verildiği yazılır.
(2) Hükmün başında;
a)Hükmü veren mahkemenin adı,
b)Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,
c)Beraat kararı dışında, suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
d)Sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı,
Yazılır.
(3)Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur.
(4)Karar ve hükümler bunlara katılan hâkimler tarafından imzalanır.
(5)Hâkimlerden biri hükmü imza edemeyecek hâle gelirse, bunun nedeni mahkeme başkanı veya hükümde bulunan hâkimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.
(6)Hüküm fıkrasında, 223 üncü Maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun Maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
(7)Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır ve mühürlenir.
İstisnalar
Madde 282 - (1) Duruşma açıldığında aşağıda gösterilen istisnalar dışında bu Kanunun duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümleri uygulanır:
a) Duruşma, bu Kanunun öngördüğü genel hükümlere göre başladıktan sonra görevlendirilen üyenin inceleme raporu okunur.
b) İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü de okunur.
c) İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları, bilirkişi raporu, bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar okunur.
d) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılır.
Sonuç ve istem: Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, hukuk güvenliğinin sağlanması açısından önemli görüldüğünden, hükmün tebliğname ve itiraznamede belirtildiği gibi bozulmasına,' görüşüyle itiraz yoluna müracaat etmiştir.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 26.11.2019 tarih ve 7081-12771 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararda zabıt kâtibinin adı ve imzasının bulunmasının gerekip gerekmediği, bu bağlamda bulunmamasının bozma nedeni yapılıp yapılmayacağının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesince 17.05.2018 tarih ve 123-245 sayı ile sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/1.1-3. cümleleri, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca iki defa 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükümlere yönelik sanık müdafisi ile katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya ve dosya ile birlikte sunulan delillerin incelenmesi sonucunda Yerel Mahkemece sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, zabıt kâtibi ile müzakereye katılan başkan ve üyeler tarafından elektronik imza ile imzalanan bu kararın da sanık müdafisi ile katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 16.09.2019 tarih ve 144-10858 sayı ile hükümlerin onanmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
07.10.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesi için kabul edilmiş olan olağan bir kanun yolu olup ikinci derecedir. 5235 sayılı Kanun'un 3. maddesinde de istinaf incelemesi yapacak olan bölge adliye mahkemelerinin “adli yargı ikinci derece mahkemeleri” olduğu açıkça belirtilmiştir. İstinaf kanun yolunda ilk derece mahkemesinin hükmü, hem delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki hatalar yönünden hem de sabit kabul edilen olaylara hukuk normları uygulanırken hata yapılıp yapılmadığı yönünden incelenir.
Maddi sorunun incelenmesinin kapsamına göre istinaf geniş anlamda istinaf ve dar anlamda istinaf olarak ikiye ayrılmaktadır. Klasik istinaf da denilen geniş anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmakta iken dar anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmaz, yalnızca gerekli görülen hususlarda öğrenme muhakemesi yapılmak suretiyle ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tespitler kontrol edilir. Günümüzde genel eğilimin dar anlamda istinaftan yana olduğu görülmektedir. 5271 sayılı CMK'nın 282. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine ve keşfin yapılmasına karar vereceğinden, CMK'nın dar anlamda istinafı kabul ettiği söylenebilir.
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararları düzenleyen CMK'nın 280, davanın yeniden görülmesine karar verilmesi hâlinde duruşma hazırlığı aşamasında yapılacak işlemlerin yer aldığı aynı Kanun'un 281 ve duruşma açıldığında uygulanacak kanun maddeleri ile istisnalarını düzenleyen 282. maddelerine değinilmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK'nın 'Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma' başlıklı 280. maddesi;
'(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkumiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hâllerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
e) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
f) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya önödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek:18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşçasına verilen kararlardan yararlanırlar.',
'Duruşma hazırlığı' başlıklı 281. maddesi;
'(1) Duruşma hazırlığı aşamasında bölge adliye mahkemesi daire başkanı veya görevlendireceği üye, 175 inci madde hükümlerine uygun olarak duruşma gününü saptar; gerekli çağrıları yapar.
(2) Mahkemece, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenilmesine ve keşfin yapılmasına karar verilir.',
'İstisnalar' başlıklı 282. maddesi ise;
'(1) Duruşma açıldığında aşağıda gösterilen istisnalar dışında bu Kanunun duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümleri uygulanır:
a) Duruşma, bu Kanunun öngördüğü genel hükümlere göre başladıktan sonra görevlendirilen üyenin inceleme raporu anlatılır.
b) İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü anlatılır.
c) (Değişik:20/7/2017-7035/17 md.) İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu anlatılır.
d) (Ek:20/7/2017-7035/17 md.) Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar anlatılır.
e) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılır.
f) (Ek:17/10/2019-7188/28 md.) Sanık, müdafii, katılan ... vekilinin davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmemesi hâlinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise, her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir.' şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere; 5271 sayılı CMK'nın 280. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararlar 'istinaf başvurusunun esastan reddi', 'düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi', 'hükmün bozulması' ve 'davanın yeniden görülmesi' olarak sayılmış, davanın yeniden görülmesi kararını veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin duruşma sonunda ya istinaf başvurusunu esastan reddedeceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kuracağı belirtilmiştir.
5271 sayılı CMK’nın 282. maddesinde ise bölge adliye mahkemesince davanın yeniden görülmesine karar verilmesi durumunda maddede sınırlı şekilde sayılan istisnalar dışında CMK'nın duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla bölge adliye mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi durumunda madde metninde yer alan atıf söz konusu olmayacak, CMK’nın duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümlerinin uygulanması aranmayacaktır.
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 'Toplantı ve karar' başlıklı 46. maddesi;
'Her daire, bir başkan ve iki üyenin katılmasıyla toplanır. Görüşmeler gizli yapılır, kararlar çoğunlukla verilir. (Ek cümleler:20/2/2019-7165/6 md.) İş yoğunluğu dikkate alınarak, üye sayısının yeterli olması hâlinde dairelerde birden fazla heyet oluşturulabilir. Oluşturulan diğer heyetlere, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun belirleyeceği üye başkanlık eder.
Hukukî veya fiilî nedenlerle bir daire toplanamazsa, bölge adliye mahkemesi başkanının kararıyla diğer dairelerden, bu da mümkün olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca diğer bölge adliye mahkemelerinden yetkili olarak görevlendirilen üyelerle eksiklik tamamlanır.
Daire başkanının hukukî veya fiilî nedenlerle bulunamaması halinde dairenin en kıdemli üyesi daireye başkanlık yapar.' şeklinde düzenlenmiş olup madde metnine göre bölge adliye mahkemesinde yapılacak müzakerelerin gizli yürütülmesi esastır. Bu müzakerelere Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi ya da başka bir görevlinin katılması söz konusu değildir.
Öte yandan, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hüzmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 'İdarî işler, bilgi işlem ve yazı işleri ile diğer müdürlük hizmetlerinin yürütülmesi' başlıklı 8. maddesinin 12. fıkrasının (ğ) bendinde; karar ve tutanakları başkan, daire başkanı, üye, Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcıvekili ve Cumhuriyet savcısının bildirdiği şekilde dikkat ve itina ile yazarak imzalaması zabıt kâtibinin görev ve sorumlulukları arasında sayılmıştır. Söz konusu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; bir başkan ve iki üyenin katılımıyla yürütülen gizli müzakere sonucu beliren iradenin zabıt kâtibi tarafından karara aktarılacağı ancak müzakereye katılması söz konusu olmayan zabıt kâtibinin doğrudan bir işlem tanıklığının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece sanık hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi, kararda müzakereye katılan başkan ve üyelerin adlarının yer alması, keza kararın zabıt kâtibi ile başkan ve üyeler tarafından elektronik imza ile de imzalanması, müzakereye katılan Başkan ve Üyeler tarafından kararın imzalanmasının gizli yapılan müzakere neticesinde oluşan iradeye uygun olarak yazıldığını ortaya koyması, gizli yapılan müzakereye katılmayan ve bu nedenle işlem tanıklığı da bulunmayan zabıt kâtibinin kararda adı veya imzasının bulunmamasının taraflar açısından hukuk güvenliğini ihlal eden bir yanının bulunmaması, kaldı ki hükümleri temyiz eden sanık müdafisi ve katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekilinin de temyiz dilekçelerinde, kararın sahteliği yönünde bir iddiayı ileri sürmediklerinin anlaşılması karşısında, Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararda zabıt kâtibinin adı ve imzasının bulunmasının gerekli ve zorunlu olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, yerinde olmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı ile dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; kararda zabıt katibinin adı ve imzasının bulunmasının gerekli olduğu ancak mahallinde giderilmesi mümkün görülen bu eksikliğin bozma nedeni olamayacağı, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.11.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.