Hukuk Genel Kurulu 2018/942 E. , 2021/1309 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “rucuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Kütahya 2. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı ... ve davalı ...Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı ... ve davalı ...Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı ... (Kurum/SGK) vekili dava dilekçesinde; dava dışı sigortalı ...'in davalı ...de çalışmakta iken aynı işyerinde çalışan diğer davalı ...’ın sol gözüne vurması sonucu geçirdiği iş kazasında sol gözünün görme işlevini tamamen yitirdiğini ve %39,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığını, işverenin işyerinde yapmış olduğu uygulamaların hoşnutsuzluk yaratması nedeniyle işverenin de kusurlu olduğunu, sigortalı tarafından iş kazası nedeni ile Kütahya İş Mahkemesinde açılan 2012/380 E. sayılı tazminat davasında alınan bilirkişi raporunda davalıların %75 oranında kusurlu olduğu yönünde değerlendirme yapıldığını, davalı ... hakkında Kütahya 1. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını ve ceza davasında alınan Adli Tıp raporunda da sol gözün işlevini tamamen yitirdiğinin tespit edildiğini, yaralanma neticesinde 3.746,67TL hastane masrafı ile 726,80TL eczane gideri yapıldığını ve 2.238,43TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini ileri sürerek 2.236,73TL tedavi giderinin sarf ve tediye tarihinden itibaren, 1.119,21TL geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenme tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; olayın müvekkili işyerinde meydana gelmesi nedeniyle iş kazası kabul edildiğini, müvekkili şirketin olayın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, davalı ...’ın ceza davasında verdiği ifadesinde sigortalının kendisi ile alay ederek tahrik ettiğini belirttiğini, hak sahibi dosyasında müvekkili şirkete %15 kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, şirkette alay edilecek pozisyon bulunmadığı gibi, alaya alınacak bir görevlendirme de yapılmadığını, personelin alay edilecek pozisyona getirildiğine dair delil bulunmadığı gibi, tarafların da bu yönde iddiası bulunmadığını, dava konusu olay ile şirket tarafından yapılan iş organizasyonu arasında irtibat bulunmadığını, aniden gelişen ve olay yerinde bulunan diğer işçilerin dahi farkedemediği olay ile ilgili soyut ifadelerle kusur yüklenmesinin hukukî dayanağı olmadığını, Kurum müfettiş raporunda işverenin kusurunun olmadığının belirtildiğini ileri sürerek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
6. Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararı:
7. Kütahya 2. İş Mahkemesinin 24.03.2015 tarihli ve 2015/399 E., 2015/125 K. sayılı kararı ile; iş güvenliği uzmanları... ve ... tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan raporda davalı işçi ...'ın %60, davalı ...Ş.’nin %15, dava dışı sigortalının %25 oranında kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığı, bu heyete katılan Prof. Dr. ....’ün işverenin kusurlu olmadığına ilişkin karşı oyuna itibar edilmediği, Tavşanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/248 E., 2010/80 K. sayılı benzer nitelikteki davasında verilen kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2012/7501 E., 2012/16048 K. sayılı ilamı ile onandığı ve bu dosyaya emsal niteliğinde olduğu, davalı işverenin işyerinde işçiler arasında çıkabilecek sorunlar ve bu sorunlar sırasında yapılması gerekenler konusunda gerekli bilgilendirmeyi yapması ve bu hususun sürekliliğinin temini doğrultusunda gerekli gözetim ve denetimde bulunması gerektiğini, işyerinde tartışma çıkması hâlinde durumun derhal yetkililere iletilmesi ile soruna onların müdahale etmesinin sağlaması doğrultusunda talimatlandırma yapılmış ve talimatlandırmanın da uygulamaya geçirilmesi konusunda denetim ve gözetim uygulanmış olsaydı söz konusu olayın meydana gelmeyeceğini, bu nedenle davalı işverenin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.355,10TL tedavi masrafının ödeme, 1.228,79TL geçici iş göremezlik ödeneğinin sarf tediye tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Kütahya 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı ... ve davalı ...Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
9. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 11.04.2017 tarihli ve 2015/12610 E., 2017/3162 K. sayılı kararı ile; “..Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi olup, davalıların rücu alacağından sorumluluğu, ancak maddede öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Bu maddeye dayanan rücu davalarında kusurun belirlenmesinde, mahkemece, öncelikle iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, kusur oran ve aidiyeti konusunda bilirkişi incelemesine gidilmelidir.
Bilindiği üzere, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların beden ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler.
Eldeki dosyada, iş kazasında, davalı işverenin %15, sigortalının %25, davalı ...'ın %60 kusurlu olduğunu bildiren, DEÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. ... tarafından muhalefet şerhi konulan, bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, Mahkemece, davalı işveren şirketin kazanın oluşunda iş sağlığı ve işçi güvenliği mevzuatı yönünden kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru varsa miktarı yeterince araştırılmamıştır.
O halde, dosya kapsamına göre, Kurum müfettişi tarafından davalı işveren şirkete kusur verilmediği, ceza yargılamasında davalı şirket yetkililerinin ve işyeri temsilcilerinin sanık olarak yargılanmadığı, iş kazasına konu zararlandırıcı sigorta olayının aniden geliştiği ve bir anda meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, iş kazasının ne şekilde olduğu tereddütsüz belirlendikten sonra, davalı işveren şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur atfedilmesi halinde nedenlerini tartışan, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varsa çelişki de giderildikten sonra, varılacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı ...Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
10. Kütahya 2. İş Mahkemesinin 11.07.2017 tarihli ve 2017/200 E., 2017/208 K. sayılı kararı ile; iş kazası nedeniyle Kütahya 1. İş Mahkemesinde açılan 2012/360 E., 2014/1294 K. sayılı hak sahibi dosyasında 05.03.2013 tarihli kusur raporunda davalı ...'ın %60, davalıyı tahrik eden dava dışı sigortalının %25 oranında kusurlu bulunduğu, davalı işverenin kusurunun ise 4857 sayılı İş Kanun’un 77. maddesine göre işyerindeki işçilerin sağlığını ve güvenliğini korumak için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğu dikkate alındığında işverenin işyerinde böyle bir saldırıyı önleme ve caydırmak açısından işçilerin yerlerini değiştirirken aralarında tartışma çıkmayacak şekilde organizasyon kurması, işverenin işyerinde iş disiplinini tesis etmesi ve etkin kontrol ve denetim mekanizmasını oluşturması açısından gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle % 15 oranında olduğunun belirtildiği, tarafların kusur raporuna itirazı üzerine alınan 28.05.2013 tarihli ikinci kusur raporunda kazanın birinci sebebinin davalı ...'ın fevri davranışı ile kasıtlı bir şekilde yumruk atması olduğu ve %60 oranında kusurlu bulunduğu, kazanın ikinci sebebinin dava dışı sigortalının davalıyı tahrik etmiş olması dikkate alınarak % 25 oranında kusurlu bulunduğu, kazanın üçüncü sebebinin ise işverenin işyerinde yapmış olduğu uygulamalarla çalışanlar arasında kavgaya sebep olacak seviyede hoşnutsuzluk meydana getirdiği dikkate alınarak olayın kişilerin birbirleri ile olan şahsi husumetlerinden değil, işyerindeki görevlendirme ve görev değişikliklerinden kaynaklandığı, görev değişikliklerinin kişiler üzerinde strese, alaya alınmaya yol açması sebebiyle % 15 oranında kusurlu bulunduğunun belirtildiği, mahkemece bu oranlar kabul edilerek 132.310,85TL maddi ve manevi tazminata karar verildiği ve verilen hükmün 21. Hukuk Dairesince onandığı, uygulamada birlikteliği sağlamak, hukukî belirlilik ve 21. Hukuk Dairesince aynı olayla ilgili işveren ...nin sorumlu olduğuna ilişkin kesinleşen ilamın etkisi nazara alındığında eldeki davada ...nin sorumlu olmadığına karar verilmesinin yargı kararlarına duyulan güveni sarsacağından ve iş kazası dosyasında alınan raporlarda işverenin sorumluluğu, kusur oranları ve sorumluluk nedenleri aynı doğrultuda kabul edildiğinden bu hususun da 21. Hukuk Dairesi tarafından da kabul gördüğünden karar sonrası denetimden geçen dosyanın etkisi de gözetildiği gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davacı ... ve davalı ...Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 19.03.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda Kurum müfettişi tarafından iş kazası inceleme raporunda davalı işveren şirkete kusur verilmediği ve ceza yargılamasında davalı şirket yetkililerinin sanık olarak yargılanmadığı, eldeki rucuen tazminat davasında da hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda işverenin kusuru olmadığı yönünde muhalefet şerhi konulduğu dikkate alındığında, davalı işveren şirketin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, kusuru varsa miktarının yeterince araştırılıp araştırılmadığı buradan varılacak sonuca göre yeniden kusur raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
13. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
14. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
15. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
16. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, yeni hüküm olarak kabul edilir.
17. Somut olayda rucuan tazminat istemiyle açılan eldeki davada mahkemece Tavşanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/248 E., 2010/80 K. sayılı benzer nitelikteki dava dosyasının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onandığı ve bu dosyaya emsal olduğu ve yargılama sırasında alınan muhalefetli kusur raporunun işverene kusur yükleyen çoğunluk görüşüne itibar edildiği belirtilerek verilen davanın kabulü kararı Özel Dairece Kurum müfettişi tarafından davalı işveren şirkete kusur verilmediği, ceza yargılamasında davalı şirket yetkililerinin ve işyeri temsilcilerinin sanık olarak yargılanmadığı, iş kazasına konu zararlandırıcı sigorta olayının aniden geliştiği ve bir anda meydana geldiği, davalı işveren şirketin kusurunun bulunup bulunmadığı, kusur atfedilmesi hâlinde nedenlerini tartışan, iş sağlığı ve güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, varsa çelişki de giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahkemece iş kazası nedeniyle açılan tazminat davasında alınan kusur raporları değerlendirilerek ve alınan raporlar doğrultusunda Kütahya 1. İş Mahkemesince verilen kararın da eldeki davada verilen ilk karar sonrası onandığı, davalı şirketin kusurlu olduğuna ilişkin kesinleşen ilamın etkisi, uygulamada birlikteliği sağlamak, hukukî belirlilik ve eldeki davada işveren şirketin sorumlu olmadığına karar verilmesinin yargı kararlarına duyulan güveni sarsacağı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
18. Görüldüğü üzere mahkemece daha önce kararda değinilmediği hâlde iş kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat dosyasında alınan kusur raporları değerlendirilerek ve bu raporlar doğrultusunda verilen kararın 21. Hukuk Dairesince eldeki davada verilen ilk karar sonrası onandığı belirtilerek karar verilmiş olup, bu yeni delillerin ve direnme gerekçesinin Özel Daire denetiminden geçmediği açıktır.
19. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, ilk kararda yer almayan yeni deliller değerlendirilmek suretiyle yeni gerekçeye de dayalı olarak verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
20. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
21. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı ... ve davalı ...Ş. vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.11.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.