10. Ceza Dairesi 2022/881 E. , 2022/11084 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/01/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 02/02/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İznik Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 03/03/2016 tarihli ve 2016/263 soruşturma, 2016/34 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi uyarınca bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, kararın şüpheliye tebliğ edilerek tedbirin infazı için İnegöl Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- İnegöl Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, şüphelinin 10/07/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak İznik Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2017 tarihli ve 2016/263 soruşturma, 2017/225 esas, 2017/222 sayılı iddianamesi ile İznik Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
3- İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2017/290 esas, 2018/291 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezanın aynı Kanun’un 51.maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 15/05/2019 tarihinde işlediği hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından Pamukova Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2020 tarihli ve 2019/225 esas, 2020/292 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine,
İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/02/2021 tarihli ve 2021/68 esas, 2021/213 sayılı kararı ile erteli hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, sanığın karara itiraz ettiği,
5- Mercii İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İznik Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/03/2016 tarihli ve 2016/263 soruşturma, 2016/34 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin aynı türden suç işlediğinden bahisle kamu davası açılmasını takiben yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine dair İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2017/290 esas, 2018/291 sayılı kararının 24/10/2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 15/05/2019 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, erteli hapis cezasının aynen infazına ilişkin İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/02/2021 tarihli ve 2021/68 esas, 2021/213 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suçlardan mahkum olduğunun ihbar edilmesini takiben, İznik Asliye Ceza Mahkemesince erteli hapis cezasının aynen infazına karar verilmiş ise de; 15/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/7. maddesinin ''Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.' şeklinde yeniden düzenlendiği, bu halde aynen infaz kararının verildiği 24/02/2021 tarihi itibariyle, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesi hususundaki kararın İnfaz Hakimliğince verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
Kabule göre,
Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı ve aynı Dairenin 05/10/2020 tarihli ve 2020/3684 esas, 2020/4900 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar 12/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin 15 gün yerine 7 gün olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, aynen infaz kararı verildiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilerek İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 02/02/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda İznik Cumhuriyet
Başsavcılığının 03/03/2016 tarihli ve 2016/263 soruşturma, 2016/34 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin 10/07/2016 tarihinde yeniden uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle belirlenmesi üzerine İznik Cumhuriyet Başsavcılığının 01/06/2017 tarihli ve 2016/263 soruşturma, 2017/225 esas, 2017/222 sayılı iddianamesi ile İznik Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli ve 2017/290 esas, 2018/291 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 24/10/2018 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 15/05/2019 tarihinde işlediği nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/02/2021 tarihli ve 2021/68 esas, 2021/213 sayılı kararı ile, erteli hapis cezasının aynen infazına karar verildiği, karara itiraz edilmesi üzerine de İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
1- İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2018 tarihli kararını takiben, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, İznik Asliye Ceza Mahkemesince erteli hapis cezasının aynen infazına karar verilmiş ise de;
15/04/2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51/7. maddesinin ''Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir.' şeklinde yeniden düzenlendiği, bu halde aynen infaz kararının verildiği 24/02/2021 tarihi itibariyle, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesi hususundaki kararın İnfaz Hakimliğince verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
2- Kabule göre,
a-) Şüpheli hakkında verilen 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, somut olayda, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz yoluna başvuru süresinin “15 gün” yerine “7 gün' olarak belirtilmek suretiyle şüphelinin yanıltıldığı, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; 'Kamu davasının açılmasının ertelenmesi' kararı ve bu karar ile birlikte verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru süresinin şüpheliyi yanıltacak biçimde “7 gün” olarak gösterildiği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, usulsüz olarak verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce yapılan tebligatlar hukuki sonuç doğurmayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, bu nedenle şüphelinin 10/07/2016 tarihli eylemini erteleme süresi içerisinde işlediğinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla kovuşturma şartının gerçekleşmediği,
b-) 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsendiği dikkate alındığında; tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, İznik Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNIS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının bu nedenle de kesinleşmediği, mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan; merciince itirazın bu nedenlerle kabulü yerine itirazın reddine karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; İznik Asliye Ceza Mahkemesince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte yeniden usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi gerektiğinden ve erteli hapis cezasının aynen infazı kararının infaz hakimliğince verilebileceği de gözetilerek, merciince itirazın bu nedenlerle kabulü yerine itirazın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/184 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.