Ceza Genel Kurulu 2021/1 E. , 2021/596 K.
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince 14.06.2017 tarih ve 45-281 sayı ile; sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince 05.03.2019 tarih ve 353-68 sayı ile; sanığın TCK’nın 82/1-d, 35, 29, 62, 53, 63, 54 ve 58. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba, müsadereye ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
Bu hükme yönelik sanık müdafisi tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 03.12.2019 tarih ve 1180-2475 sayı ile; yargılama gideri yönünden düzeltilerek istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.09.2020 tarih ve 2337-1988 sayı ile;
“... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 03.12.2019 tarih ve 2019/1180 esas, 2019/2475 karar sayılı kararının, sanık ... müdafisine 16.12.2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sanık müdafisi tarafından 01.01.2020 tarihinde 15 günlük yasal süre dolduktan sonra temyiz edildiği anlaşıldığından temyiz isteminin CMK'nın 298. maddesi uyarınca reddine' karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.10.2020 tarih ve 3545 sayı ile;
“...Tebligatın alıcının hesabına 16.12.2019 tarihinde iletilmesini müteakip mevzuat gereği belirlenen 5 günlük süre sonunda 21.12.2019 tarihinde otomatik olarak okundu sayıldığından, tebliğ tarihinin 21.12.2019 tarihi olduğu kabul edilerek sanık ... müdafisi Av. ...'nin 01.01.2020 tarihinde vermiş olduğu temyiz dilekçesinin, 15 günlük yasal temyiz süresi içinde verilmiş olması nedeniyle Yargıtay 1. Ceza Dairesince sanık ... müdafisinin temyiz isteğinin esastan incelenmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.11.2020 tarih ve 4226-2970 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Mağdur sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan verilen kamu davasının düşürülmesi kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme; sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet kararı ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesine göre yapılan elektronik tebligatta, tebellüğ tarihinin muhatabın elektronik tebligatı okuduğu tarih mi yoksa tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu mu olduğu; bu bağlamda sanık müdafisinin temyiz talebinin süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığınca 12.01.2016 tarihli ve 52-51 sayılı iddianame ile; sanığın, babası olan mağduru kasten yaraladığı iddiası ve TCK’nın 86/1, 86/3-a-e, 29/1, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
Yargılama sırasında ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince 14.06.2017 tarih ve 45-281 sayı ile sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği,
Dosyanın gönderildiği ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince 05.03.2019 tarih ve 353-68 sayı ile sanığın TCK’nın 82/1-d, 35, 29, 62, 53, 63, 54 ve 58. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba, müsadereye ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği,
Hükme yönelik sanık müdafisi tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 03.12.2019 tarih ve 1180-2475 sayı ile; hükmün yargılama gideri bakımından düzeltilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın 16.12.2019 tarihinde e-tebligat yoluyla sanık müdafisinin tebligat hesabına başarılı bir şekilde konulduğu,
E-tebligatı 16.12.2019 tarihinde açan sanık müdafisinin, 01.01.2020 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesini sunduğu,
Dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.09.2020 tarih ve 2337-1988; sanık müdafisinin kararı 15 günlük yasal süre dolduktan sonra temyiz ettiği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası;
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir...”,
“Temel hak ve hürriyetlerin korunması” başlıklı 40. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ise;
“Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır...” şeklinde düzenlenmiş olup Anayasa'nın 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, 40. maddesinde, Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
Tebligat, genel bir anlatımla, hukuksal bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak amacıyla yetkili makamın yasal biçimde ve yazı veya ilan ile yapacağı belgeleme işlemidir. Tebligatın nasıl yapılacağı esas olarak 1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda düzenlenmiştir. (Ejder Yılmaz-Tacar Çağlar, Tebligat Hukuku, Yetkin Yayınevi, 6. baskı, s. 7).
28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı Kanun’un 48. maddesi ile değişiklik yapılan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesinin işlem tarihindeki hâli;
“Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar.
2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.
3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları.
4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri.
5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar.
6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları.
7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri.
8. Noterler.
9. Baro levhasına yazılı avukatlar.
10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler.
11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.
Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.
Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.
Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
Bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemleri, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülür. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi, sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
06.12.2018 tarihli 30617 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 1. maddesinde ise;
“(1) Bu Yönetmeliğin amacı, elektronik ortamda yapılacak tebligata ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
(2) Bu Yönetmelik, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciler tarafından Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT) vasıtasıyla yapılacak elektronik tebligata ilişkin hususları kapsar.”,
Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde;
“(1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: ... Bakanlığını,
b) Delil kaydı: Tebligatın; tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciden Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) tarafından teslim alındığına, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığına, okunduğuna ve usulen tebliğ edilmiş sayıldığına dair üretilen ve elektronik sertifika ile imzalanmış kayıtları,
c) Elektronik sertifika: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 9 uncu maddesinde nitelikleri belirtilen nitelikli elektronik sertifikayı,
ç) Elektronik tebligat: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligatı,
d) Elektronik tebligat adresi: PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve UETS’ye kaydedilen tebligat adresini,
e) Elektronik tebligat mesajı: Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci tarafından güvenli elektronik imza veya elektronik sertifikayla imzalanmış, tebliğ edilecek içerik, ekli dokümanlar ve tebliğ için gerekli muhatap bilgilerinden oluşan elektronik iletiyi,
f) Güvenli elektronik imza: 5070 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde nitelikleri belirtilen güvenli elektronik imzayı,
g) İşlem kaydı: PTT tarafından elektronik tebligat hizmetinin verilmesi esnasında meydana gelen ve mevzuat gereği kaydının tutulması zorunlu olan tüm bilişim sistemi işlem kayıtlarını,
ğ) Muhatap: Elektronik tebligat alıcısı gerçek veya tüzel kişiyi,
h) PTT: Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketini,
ı) Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci: Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili merci, idare, kurum, kuruluş ve kişileri,
i) UETS: Tebligat Kanunu ve bu Yönetmelik uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerini yürütmek amacıyla PTT tarafından kurulan, işletilen ve güvenliği sağlanan sistemi,
j) Zaman damgası: 5070 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde tanımlanan zaman damgasını,
ifade eder.” şeklinde tanımlamalar yapılmıştır.
Yönetmeliğin “Elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuru” başlıklı 6. maddesinde;
“(1) 5 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında kalanlar için başvuru, zorunluluğun başladığı tarihten itibaren bir ay içinde ilgili kurum, kuruluş veya birlik tarafından PTT’ye yapılır.
(2) Başvuruya aşağıdaki bilgi ve belgeler eklenir:
a) Kamu kurum ve kuruşları ile birlikler için Devlet Teşkilatı Merkezi Kayıt Sisteminde (DETSİS) yer alan benzersiz numara ve sistem bilgileri, DETSİS’e kayıtlı olmayanlar için tabi oldukları sistem bilgileri.
b) Merkezi Sicil Kayıt Sistemine (MERSİS) kayıtlı tüzel kişiler için MERSİS numarası ve sistem bilgileri, MERSİS’e kayıtlı olmayan tüzel kişiler için tabi oldukları sistem bilgileri.
c) Türk vatandaşı gerçek kişiler için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası da dâhil olmak üzere kimlik bilgileri; yabancı gerçek kişiler için yabancı kimlik numarası da dâhil olmak üzere kimlik bilgileri.
(3) PTT, ikinci fıkrada belirtilenler dışında da bilgi ve belge talep edebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın uygun görüşü alınmak suretiyle PTT tarafından belirlenir.”,
Yönetmeliğin “Elektronik tebligat adresinin oluşturulması ve teslimi” başlıklı 8. maddesinde;
“(1) PTT, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturur ve UETS’ye kaydeder.
(2) PTT, 5 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında kalanlar için oluşturduğu elektronik tebligat adresini, adres sahibine teslim edilmek üzere ilgili kurum, kuruluş veya birliğe gönderir. Teslim işleminin gerçekleştiği bilgisi kendisine iletildikten sonra bu adresi tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına derhâl sunar.
(3) PTT, 5 inci maddenin ikinci fıkrası kapsamında kalanlar için oluşturduğu elektronik tebligat adresini ilgilisine teslim eder ve bu adresi tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercilerin kullanımına derhâl sunar.'
Yönetmeliğin “Elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılması” başlıklı 9. maddesinde ise;
“(1) Tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merci, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim eder.
(2) UETS, elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırır.
(3) Gizliliğin sağlanması amacıyla tebliğ edilecek içerik ve ekli dokümanlar, UETS tarafından şifrelenir ve bunlar ancak muhatap tarafından görülür.
(4) Gerek UETS içi ve gerekse sistemler arası entegrasyon yoluyla yapılan tebligata ait delil kayıtları, elektronik tebligat mesajının tamamının ulaştığı anda üretilir.
(5) Elektronik yolla tebligat, idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birime yapılır. Temsile yetkili olan kişilerin ayrı bir elektronik tebligat adresinin bulunması bu kuralın uygulanmasına engel olmaz.
(6) Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” şeklinde açıklamalar yapılmıştır.
Buna göre Yönetmeliğin 5. maddesinin (ğ) bendinde tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olanlar arasında 'Baro levhasına yazılı avukatlar' gösterilmiş, 6. maddesinde elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuru, 8. maddenin 1. fıkrasında PTT'nin başvurunun yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde elektronik tebligat adresini, gerçek kişiler için kimlik bilgilerini, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgilerini esas almak suretiyle tek ve benzersiz olacak şekilde oluşturacağı ve UETS’ye kaydedeceği, 9. maddesinde de tebligat çıkarmaya yetkili makam ve mercinin, elektronik tebligat mesajını hazırlayarak, UETS’ye teslim edeceği, UETS'nin elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştıracağı, elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan; 5271 sayılı Kanun’un “Kararların gerekçeli olması” başlıklı 34. maddesinin ikinci fıkrası;
“Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.”,
“Temyiz istemi ve süresi” başlığını taşıyan 291. maddesinin usul işleminin yapıldığı 2019 yılındaki şekli;
“(1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.”,
“Temyiz başvurusunun içeriği” başlığını taşıyan 294. maddesi;
“(1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
(2) Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.”,
“Temyiz gerekçesi” başlığını taşıyan 295. maddesi ise;
“(1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
(2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.
(3) Müdafii yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilir; tutanak hâkime onaylatılır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi hakkında 262 nci madde, tutuklu sanık hakkında ise 263 üncü madde hükümleri saklıdır.”
Hükümlerini içermektedir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 03.12.2019 tarihinde verilen düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın 16.12.2019 tarihinde e-tebligat yoluyla sanık müdafisinin tebligat hesabına başarılı bir şekilde konulduğu, e-tebligatın aynı tarihte sanık müdafisince açılarak okunduğu, sanık müdafisinin 01.01.2020 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesini sunduğu anlaşılan dosyada;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde muhatabın elektronik tebligatı tebellüğ etmiş sayılacağı tarihe ilişkin olarak “Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır” hükmü gözetildiğinde elektronik tebligatta tebellüğ tarihinin elektronik tebligatın muhatabın elektronik posta hesabına ulaştığı veya okunduğu tarih değil, tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonu olduğu; bu nedenle sanık müdafisinin elektronik posta hesabına 16.12.2019 tarihinde ulaşan tebligatın, Kanun’daki açık hüküm gereği 21.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu nedenle sanık müdafisinin 01.01.2020 tarihinde sunduğu gerekçeli temyiz dilekçesinin 15 günlük yasal süresi içinde yapıldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanan itirazının kabulüne, Özel Dairenin temyiz isteminin süre yönünden reddine dair kararının kaldırılarak dosyanın, sanık müdafisinin temyiz dilekçesi bakımından temyiz incelenmesi yapılması için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2337-1988 sayılı temyiz isteminin süre bakımından reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık müdafisinin 01.01.2020 tarihli temyiz dilekçesindeki temyiz talepleri bakımından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.