Ceza Genel Kurulu 2021/140 E. , 2021/602 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan)14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 292-79
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı, kasten yaralama, hakaret, şantaj ve tehdit suçlarından sanık ...'ın CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.03.2014 tarihli ve 292-79 sayılı hükümlerin Cumhuriyet savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 18.11.2020 tarih ve 8919-5097 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 09.01.2021 tarih ve 161266 sayı ile;
'...
Yargıtay 14. Ceza Dairesi Başkanlığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında ortaya çıkan görüş ayrılığı ve dolayısıyla itirazın konusu, sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sübut bulup bulmadığına ilişkindir.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12/06/2012 tarih ve 2012/37916 sayılı iddianamesinde, 'suç tarihi öncesinde akşam gazetesinde haber muhabirliği yapmaları nedeniyle birbirlerini tanıyan şüphelinin suç tarihinde müştekiyi cep telefonuyla arayarak birlikte gezmek istediğini söylediği bunun üzerine müştekinin kendisinin ....semtinde olduğunu belirttiği ve şüphelinin .....plakalı aracıyla müştekiyi aldığı daha sonra bira alarak araçta birlikte içmeye başladıkları ve bu arada şüphelinin sevk ve idaresindeki araçla Kemerburgaz da ki ormanlık alana gittiği ve burada içtiği bira nedeniyle sarhoş olduğunu daha sonra söyleyen müştekinin pantolonunu çıkararak kendisine arabanın içerisinde cinsel ilişkide bulunduğu, sabaha karşı kendisine gelen müştekinin durumu fark etmesi üzerine şüphelinin müştekinin çıplak fotoğraflarını çektiğini gerekirse internete vereceğini, şikayet etmemesini ve sabaha kadar kendisiyle cinsel ilişkide bulunduğunu belirttiğini bunun üzerine müştekinin karşı çıkınca kendisini doktor raporunda görüldüğü şekilde basit şekilde darp ettiği ve şikayette bulunduğu takdirde hayatının söneceğini belirterek tehditte bulunduğu ayrıca çıplak haldeki fotoğraflarını internette yayınlayacağını belirterek şantaj da bulunmak suretiyle atılı suçları işlediği daha sonra ertesi günü şüphelinin müştekinin kullandığı cep telefonuna çektiği mesajlarda 'akıllı ol sen deliysen ben önde gideniyim, beni delirtme, abilik gazete de kaldı, senin için her şeyi yaparım bunu bil seni kaybetmeyeyim, senin için neler yapacağımı görürsün sen biraz kafanı topla evdeki neden duruyor biliyormusun neyse her şeyi bilme', 'kimle , avukatınla mı görüşüyorsun senle mahkemede bile görüşmek güzel, ama aç teli seni tanıdığın piskopat kabadayılar var ya onlarda hiç fark etmez ben onları onlar beni tanır' , 'konuştun mu arkadaşlarınla veya tanıdığın piskopat veya avukatınla, adam nasıl tehdit edilir görürsün, beni kızlarımla kimse tehdit edemedi sen kimsin be' şeklinde tehdit ve hakaret içeren mesajlar göndermeye devam ettiği ayrıca ben seni istemediğim sürece sen benimle görüşeceksin ve benim olacaksın diyerek tehditlerine devam ettiği ve bu şekilde atılı suçların işlendiği' iddiasıyla, katılanın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki beyanları dosya kapsamındaki diğer deliller doğrultusunda değerlendirilerek sanığın üzerine atılı suçlar nitelendirilmiştir.
Sanık ... 23/05/2012 tarihinde soruşturma evresinde müdafii huzurundaki ilk ifadesinde katılan mağdure ile yaklaşık bir yıldan beri aynı gazetede çalıştıklarını, birlikte habere gittiklerini, bir süre sonra iş arkadaşlıklarının duygusal ilişkiye dönüştüğünü, evli olduğunu mağdurenin bildiğini, yaklaşık altı ay önce sevgili olduklarını, olay tarihine kadar herhangi bir cinsel ilişkilerinin olmadığını, olay günü telefonla görüştüklerini, mağdureyi ..... pazarından aracı ile aldığını, mağdurenin önce bir akrabasına gittiğini, oradan çıktıktan sonra birlikte .....'ya gittiklerini, araç içerisinde bira içtiklerini, Bağcılar'da bir barda eğlendikten sonra saat 04.00'de çıkıp çalıştıkları Akşam gazetesine geldiklerini, burada yarım saat kadar kaldıktan sonra alkolün etkisi ile ......'a ormanlık alana gittiğini, ormanlık alan içerisine park ettiğini, araç içerisinde alkolün etkisi ile katılan ... ile birlikte bir defa cinsel ilişkiye girdiğini, bu sırada onun baygın olmadığını, alkolün içerisine her hangi bir ilaç koymadığını, katılanı darp etmediğini, sabah saat 08.00'de araçtan inip biraz yürüyüş yaptıklarını, mağdurenin yürüyüş sırasında künyesinin olmadığını söylediğini, aracın içini beraber aradıklarını, künyeyi bulamadıklarını, ....Atışalanına geldiklerini, burada aracı yıkattığını, içini aradıklarını, altın künyeyi bulamadıklarını, daha sonra hamile kalmaması için bir eczaneden ilaç aldığını, onu evine bıraktığını, akşamüstü onun aradığını, konuştuklarını, daha sonra iki gün aramadığını, 23/05/2012 günü saat 19.00 sıralarında ona mesaj attığını ve ...... görüştüğünü, Ateş 'Ben başkasını seviyorum seninle bir şey yaşamak istemiyorum' dediği için ona mesaj gönderdiğini, tehdit etmediğini, şantaj amacıyla mağdurenin çıplak görüntülerini çekmediğini, suçlamayı kabul etmediğini belirtmiştir.
Sanığın soruşturma evresinde kolluk görevlileri tarafından alınan ifadesindeki eksikliklerin giderilmesine ilişkin 24/05/2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde, sanık öncelikle 23/05/2012 tarihli ilk ifadesini doğrulamıştır. Cumhuriyet savcısı tarafından 'sanığın mağdurun haberi olmadan ırzına geçtiğine' ilişkin delil niteliğindeki mesajlar ile savunma arasındaki çelişkiler sorulduğunda sanık, mesajları alkollü iken sadece onun kendisinden ayrılmasını engellemek ve korkutmak için gönderdiğini, kendisinde katılanın çıplak görüntüsünün bulunmadığını, katılanın birasına herhangi bir uyuşturucu koymadığını, katılanın adli raporlarında tespit edilen yaralanmalar ile bir alakasının olmadığını, kendisinin evli ve iki kızının olduğunu belirtmiştir.
Sanık ... 24/05/2012 tarihinde İstanbul 34. Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusunda, olay akşamı saat 19.00'da katılan ile buluşup bira alarak arabayla saat 23.00'e kadar dolaştıklarını, daha sonra ......müzikhole girip 03.00'e kadar içtiklerini, buradan çıktıklarında katılan kendisini pek iyi hissetmediği için yakında olan iş yerine, gazeteye gittiklerini burada katılanın lavaboya girdiğini kustuğunu gördüğünü, gazeteden dışarıya çıktıktan sonra saat 05.00 civarında ......tarafına gittiklerini ve arabayı park ettiği bir yerde ikisi de alkollü iken karşılıklı rızaları ile cinsel ilişkide bulunduklarını belirtmiştir. Sanık 23/05/2012 tarihli ilk ifadesinden ve 24/05/2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinden farklı olarak olay tarihinden önce de iki üç aydan beri bu şekilde cinsel ilişkilerinin olduğunu, ancak olay sonrası katılanın kendisiyle görüşmek istememesi, 'Ben artık başkasını seviyorum, senin kızların var, ailen var' demesi üzerine alkollü olarak katılana mesajlar gönderdiğini, onu darp etmediğini, sadece künye olayını konuştuktan sonra kendisine vurmaya çalıştığı için onun kolunu tuttuğunu, daha önce katılan gazetede lavaboya gittiğinde gelen ses üzerine girdiğinde düştüğünü gördüğünü, katılanın kalçası ve uyluğundaki yaralanmaların bu şekilde gerçekleşmiş olabileceğini belirtmiştir.
Sanık ... 06/02/2013 tarihinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında, mağdure ile 6 -7 ay öncesinden beri bir tanıştıklarını, her haftasonu Cuma günleri görüştüklerini, en son olayın olduğu iddia edilen Cuma günü de yine onu arabasıyla ...... pazarından saat 19.00 sıralarında aldığını, birlikte benzinliğe gittiklerini, birkaç bira aldıklarını, .....Sahile gittiklerini, gece 23.00-24.00'e kadar dolaştıklarını, sonra .....a bir kulübe gittiklerini ve barda 02.45'e kadar eğlendiklerini, oradan gazeteye geçtiklerini ve gazetede lavaboya gittiklerini, orada ... adlı nöbetçi şoför olan arkadaşının da kendilerini gördüğünü, bara daha önce de birkaç ... gitmiş olması sebebiyle tanıdığı müdür ...'in de kendilerini gördüğünü, katılanın madde aldığını da düşündüğünü, onun hem alkol hem de böyle madde kullanmış bir vaziyette eve gitmek istemediğini, Hasdal yolu üzerinde ağaçlık bir yere arabayı çektiğini, orada arabanın arka tarafındaki koltukta katılanın rızasıyla birlikte olduğunu, sabah 07.00 sıralarında katılan uyandığında künyesinin kaybolduğunu farkettiğini, aracın önünde arkasında aradıklarını, bulamadıklarını, oradan yıkamacıya gittiklerini, orada çalışanın her yere baktığını ancak künyeyi bulamadığını, daha sonra eve doğru yöneldiklerini ve birlikte oldukları için de kantılanın hamileliği önleyen hap almak istediğini, nöbetçi eczaneyi bulup aldıklarını, onu evine bıraktığını tanıklar ..., ... ve yıkamacı kişilerin duruşmada dinlenebileceklerini belirtmiştir. Sanık 23/05/2012 tarihli ilk ifadesinden ve 24/05/2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinden farklı olarak olay tarihinden önceki haftalarda da zorlama olmaksızın cinsel ilişkilerinin olduğunu, ancak katılanın eski nişanlısı ..... ile barışıp kendisi de istemediği için ayrılmayı temin amacıyla bu şekilde bir iftirada bulunduğunu tahmin ettiğini, katılan arabada uyuduğu esnada '......' diye sayıkladığını, bu konuda tartıştıklarını belirtmiştir. Ayrıca sanığa sorulması üzerine, aleyhe delilleri kabul etmediğini, katılanın gazeteye gittiklerinde düştüğünü, o gece katılanı eve bırakıncaya kadar aralarında kavga yaşanmadığını, hatta düştüğünde gazetedeki görevlinin de el atmak istediğini, ona 'ben hallederim sen karışma' dediğini, kesinlikle katılanın görüntülerini almadığını, zaten şarjının da olmadığını, mesajları katılanı korkutmak amacıyla gönderdiğini, olayın 18-19 Mayıs tarihinde olduğunu, oysa kendisiyle 22/05/2012 tarihinde oturup konuştuklarını ve katılanın eski nişanlısı ile birlikte olmak istediğini tekrarladığını, 'senin de 2 kızın var peşimi bırak dediğini, ayrılmamayı sağlama amacıyla bu mesajları çektiğini, ancak kendisinde katılanın herhangi görüntüsünün bulunmadığını, suçlamaları kabul etmediğini belirtmiştir.
Cinsel saldırı suçunun temel şekli TCK 102/1. maddesinde 'kişinin vücudu üzerinde, rızasına aykırı olarak, cinsel arzuları tatmine yönelik olan, ancak cinsel ilişki boyutuna varmayan cinsel davranışlarda bulunmak' olarak tanımlanmıştır. TCK 102/2. maddesinde ise cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, bu suçun nitelikli hali olarak tanımlanmıştır. Cinsel saldırı suçuyla korunan hukuksal değer, kişinin cinsel özgürlüğüdür (Durmuş Tezcan/ Mustafa Ruhan Erdem/ R. Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 16. Ed. Seçkin Yayıncılık, Ankara 2018, s. 324).
Cinsel saldırı suçuyla korunan hukuksal değerin 18 yaşını tamamlamış kişiler tarafından serbestçe tasarruf edilebilir nitelikte olması dolayısıyla, mağdurun cinsel davranışa gösterdiği rıza hukuka aykırılığı ortadan kaldırır. İlgilinin rızası cinsel temasın her aşamasında varlığını korumalı, aynı zamanda cinsel davranışın gerçekleşme biçimini de kapsamalıdır. Başlangıçta var olan rıza, daha sonra ortadan kalkarsa, rızanın ortadan kalkmasından sonraki fiil suç oluşturacaktır. İlgilinin rızasının sadece bedensel temasa ilişkin olduğu, ancak vücuda organ sokulmasını içermediği halde vücuda organ sokulması durumunda da yine suç oluşacak, mağdurun rızasından söz edilemeyecektir. TCK 102. maddesinin gerekçesinde, cinsel saldırı suçunu oluşturan fiillerin 'mağdurun iradesi dışında' gerçekleştirilmesi olduğu açıklanarak sayma yolu tercih edilmemiştir. Gerekçede örnek olarak mağdura karşı cebir veya tehdit ya da hile kullanılabileceği gibi, bilincinin yitirilmesine neden olmak veya uyku hâli dolayısıyla bilincinin kapalı olmasından yararlanmak suretiyle de bu suçların işlenebileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla bu tür araçların, mağdurun başlangıçtaki direncini kırmaya elverişli olarak kullanılmasıyla suçun işlenmesi mümkündür. Uygulamada, olayda rızanın olup olmadığının belirlenmesi, en zor konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Her olaya özgü ayrı bir değerlendirmeyi gerektiren bu araştırma, ancak somut olaydaki delillerin ve fail ile mağdurun kişisel özelliklerinin göz önünde tutulmasıyla, muhakemenin 'doğrudan doğruyalığı' ilkesi (CMK m.217) çerçevesinde gerçekleştirilebilir. Bu nedenle taraflarla ve delillerle bire bir temas eden hâkimin vicdani kanaati cinsel saldırı suçları bakımından ayrı bir önem ve değer taşımaktadır. Ancak vicdani kanaat keyfi değildir; yapılacak değerlendirme objektif ve kontrol edilebilir nitelikte olmalıdır. Kanun yolu incelemesinde denetlenebilir bir gerekçeyle bu mümkündür (Veli Kafes, Yargı Uygulaması Açısından Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102), II. Türkiye-Slovenya Uluslararası Hukuk Sempozyumu, Cinsel Suçlar ve Evlilik Hukuku, Prof. Dr. Yener Ünver (Ed), Mayıs 2014, s. 66- 68).
Ceza muhakemesi hukukunda ispat, delil serbestisi ilkesine dayanmaktadır. Hukuka uygun şekilde elde edildiği sürece her şey yargılamada delil olarak kullanılabilir. Ancak her türlü delil eşit değerde değildir. Örneğin somut olaya ilişkin başka delil elde edilemediği durumlarda beyan deliller çok önem kazanmakla birlikte kural olarak tek başlarına mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli değildirler. Öte yandan, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar yapısı itibarıyla genellikle tanık olmadan ve çok açık delil bırakılmadan işlenen suçlar olduğundan bu suçların ispatında çoğunlukla beyan deliller belirleyici olmak durumundadır (Pınar Bacaksız/ Tuğba Bayzit, Yargıtay’ın Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda İspata Yaklaşımı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş Tezcan’a Armağan, Cilt 21, Özel Sayı, 2019, s. 382- 390).
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan özellikle basit cinsel saldırı, sarkıntılık, cinsel taciz gibi bazı suçların hiçbir delil bırakmadan işlenmesi mümkün olduğundan, beyan delillerin dosya kapsamı bakımından özenle değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirildiği nitelikli cinsel saldırı suçlarının gecikmeksizin adli mercilere intikal ettiği hallerde aslında birçok delile rastlamak mümkündür. Ancak, nitelikli cinsel saldırı suçlarında yaşanan travmanın etkisiyle, korku, kaygı ve benzeri sebeplerle bazen mağdur hemen yetkili kurumlara başvuramamakta ve gerek fiziksel gerekse psikolojik açıdan temizlenme, arınma gibi faaliyetlerle delillerin kaybolmasına neden olmaktadır. Yine mağdurun muhakeme sürecinde ortaya çıkabilecek ikincil mağduriyete maruz kalma endişesiyle bocalaması sonucunda, olayın soruşturma makamlarının önüne geç getirilmesi de delillerin kaybolmasına yol açabilmektedir (Veli Kafes, Yargı Uygulaması Açısından Cinsel Saldırı Suçu (TCK m.102), II. Türkiye-Slovenya Uluslararası Hukuk Sempozyumu, Cinsel Suçlar ve Evlilik Hukuku, Prof. Dr. Yener Ünver (Ed), Mayıs 2014, s. 76).
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların aydınlatılmasındaki özel güçlükler nedeniyle, suçun ispatı için mağdurun beyanının tek başına yeterli olup olmayacağı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Uygulamada, yargılamanın sadece beyan delillerle yapıldığı cinsel dokunulmazlığa karşı suçlara ilişkin olaylarda, zaman içerisinde mağdur kadının beyanına mutlak şekilde itibar edilmesi gerektiği fikri ortaya çıkmıştır. Bu konuda doktrinde birbirine zıt iki farklı görüş ortaya çıkmıştır. Bir görüşe göre, mağdurun beyanı başka delillerle desteklenmediği müddetçe kesinlikle muteber değildir. Bu görüşe göre, özellikle mağdur kadınsa, kendisine cinsel saldırıda bulunulduğuna ilişkin beyanı birçok nedenle gerçeğe aykırı olabilir. Mağdur ekonomik özgürlüğü olan kentli bir kadın ise bu durum çoğu zaman şantaj malzemesi olarak kullanılmaktadır. Kırsal kesimde ise bekaretini kaybetmiş ya da eşinden başka bir kişiyle ilişki yaşayan kadınlar toplumsal baskıya karşı korunma amacıyla suç isnadında bulunabilmektedir. Diğer görüşe göre ise mağdurun beyanına önyargıyla yaklaşılmamalıdır. Zira mağdur kadının toplum içindeki konumu dikkate alındığında bir kadının suça karşı koyması, suçu ilgili mercilere iletmesi kolay değildir. Özellikle kadının ekonomik açıdan zayıf olan ve toplum baskısıyla sürekli tehdit edildiği durumlarda cinsel saldırıya fiziksel ya da hukuksal olarak karşı koyması neredeyse imkansızdır. Oysa mağdurun beyanının mutlak şekilde doğru kabul edilmesi gibi, ön yargılı bir kabulle beyana itibar edilmemesi de maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyecektir (Pınar Bacaksız/ Tuğba Bayzit, Yargıtay’ın Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda İspata Yaklaşımı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş Tezcan’a Armağan, Cilt 21, Özel Sayı, 2019, s. 389).
Yargıtay cinsel dokunulmazlığa karşı suçların sadece beyan delillere dayandığı olaylarda, doktrindeki iki zıt görüş arasında somut olay adaletini gözeten bir değerlendirme yapmaktadır. Bazı kararlarda şüpheden sanık yararlanır ilkesini katı bir şekilde uygulamakta, bazen de mağdurun beyanını esas almaktadır. Yargıtay mağdurun beyanının doğruluğunu değerlendirirken genellikle şu kriterlere başvurmakta; şikayette geç kalma olup olmadığını, mağdurun anlatımlarındaki çelişkileri, faille suçtan önceki iletişimini, faille mağdurun ilişki geçmişini, beyanın hayatın olağan akışına uygun olup olmadığını, mağdur ile fail arasında husumet bulunup bulunmadığını ve mağdurun fiile direnme veya yardım isteme imkanı olan hallerde bu imkanı kullanıp kullanmadığını irdelemektedir (Pınar Bacaksız/ Tuğba Bayzit, Yargıtay’ın Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda İspata Yaklaşımı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş Tezcan’a Armağan, Cilt 21, Özel Sayı, 2019, s. 390-391).
Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 18/11/2020 gün ve 2016/8919 E. - 2020/5097 K. sayılı ilamı ile temyiz incelemesi sonucunda onanmasına karar verilen İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/03/2014 tarih ve 2012/292 E. 2014/79 K. sayılı kararında, 23/05/2012 tarihli mesaj tespit tutanağı, İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 07/06/2012 tarihli rapor, sanık müdafii tarafından kovuşturma aşamasında ibraz edilen ...... Gazetesi'ne ait ...... plakalı aracın konum bilgilerini gösteren GPRS kayıtlarını, tanıklar ... ...., ......'nın beyanlarını hükme esas alarak sanık ...'ın 'aşamalarda, katılanı 6-7 aydır tanıdığını, aralarında duygusal bir ilişki olduğunu, olay akşamı saat 19:00 civarında buluşup araba ile gezdiklerini, bir barda eğlendiklerini, saat 02:45 sıralarında bardan ayrılıp gazeteye geldiklerini, bu sırada düştüğünü gördüğünü, katılanın o durumda evine gitmek istememesi üzerine aracı ile birlikte Hasdal yoluna ağaçlık bir alana gittiklerini ve arabanın arka koltuğunda katılanın rızası ile cinsel ilişkide bulunduklarını, daha sonra katılanın künyesinin düştüğünü söylemesi üzerine arabada künye aradıklarını bulamadıklarını, bunun üzerine bir oto yıkamacısına gidip künyeyi arattıklarını ancak bulunmadığı, daha sonra da katılanın cinsel ilişkide bulunmaları nedeni ile hamile kalmayı önleyici bir hap almak istemesi üzerine bir nöbetçi eczane bulup doğum kontrol hapı aldıklarını, sonrasında da katılanı evine bıraktığını, katılan ile bu olaydan önceki haftalarda da cinsel ilişkiye girdiklerini, olaydan sonraki günlerde katılanın eski nişanlısı ile barışıp kendisinden ayrılmak istemesi nedeni ile katılana cep telefonu ile mesajlar gönderdiğini ... Sanığın olay gecesi katılanla birlikte bara, oradan da çalıştıkları gazete binasına gittikleri yönündeki savunmasının tanıklar .... ve ... ... tarafından doğrulandığı, katılanın da sanığın araç içerisinde ve sonrasında oto yıkamacısına gidip düşen künyesini aradıkları ve eczaneye gidip doğum kontrol hapı aldıkları şeklindeki savunmasını doğruladığı ... sanık müdafii tarafından ibraz edilen GPRS kayıtlarındaki araç hareketlerinin de sanığın savunmasını doğruladığı ... katılanın sanığın verdiği kutu biradan birkaç kutu içtikten sonra kendisinden geçtiğine ilişkin iddia beyanının, hayatın olağan akışına uygun olmadığı açık olup, sanığın atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine ilişkin, katılanın aşamalardaki soyut iddia beyanlarının dışında cezalandırılmasını gerektirir nitelik ve yeterlilikte kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediğini ... soruşturma aşamasında katılanın cep telefonunun incelenerek düzenlenen 23/05/2012 tarihli mesaj tespit tutanağında da şantaj suçunu oluşturacak nitelikte katılanın iddia beyanlarını doğrular herhangi bir tespit bulunmadığı gibi, taraflar arasındaki cinsel ilişkiye ilişkin herhangi bir görüntü kaydına da ulaşılamadığı ... sanık aşamalarda katılanı yaralamadığı, birlikte geldikleri gazete binasında düştüğünü gördüğü yönünde savunmada bulunmuş olup, gazete ulaştırma biriminde görevli tanık ... .... olay gecesi sanık ile katılanın alkollü şekilde gazete binasına geldikleri, öncesinde, duyduğu gürültü üzerine baktığında koridorda katılanın, arkasından da sanığın gittiğini gördüğü, taraflar binadan ayrıldıktan sonra da klozet kapağının da kırıldığını farkettiği ... Bu şekilde sanığın, katılanı yaralamadığı yönündeki savunması kısmen doğrulandığı ... Katılanda mevcut ve İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 07/06/2012 tarihli raporda belirtilen şişlik ve ekimozların sanığın katılanı yaralaması sonucu meydana geldiğine dair soyut iddia dışında dosyaya yansıyan delil bulunmadığı ... katılanın cep telefonundaki mesajların tespitine ilişkin 23/05/2012 tarihli mesaj tespit tutanağında (sanık) tarafından gönderildiği belirlenen mesajlarda hakaret ve tehdit niteliği taşıdığı iddia edilen sözlerin, katılana yönelik hakaret ve tehdit suçlarını oluşturmaya yeterli ibareler olmadığı' gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
Somut olayda, iddianameye konu suçlamalar bakımından sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki savunmalarının ve mağdurun beyanlarının dosya kapsamındaki somut deliller doğrultusunda değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi gerekmektedir.
1- Olayda mağdure ile failin suçtan önceki ilişkileri ve aralarında husumet bulunup bulunmadığı:
Sanık ... 23/05/2012 tarihinde soruşturma evresinde müdafii huzurundaki ilk ifadesinde 'katılan mağdure ile yaklaşık bir yıldan beri aynı gazetede çalıştıklarını, birlikte habere gittiklerini, bir süre sonra iş arkadaşlıklarının duygusal ilişkiye dönüştüğünü, evli olduğunu mağdurenin bildiğini, yaklaşık altı ay önce sevgili olduklarını, olay tarihine kadar herhangi bir cinsel ilişkilerinin olmadığını ... araç içerisinde alkolün etkisi ile katılan ... ile birlikte bir defa cinsel ilişkiye girdiğini' belirtmiştir. Ayrıca bu ifadesini 24/05/2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde de doğrulamıştır. Sanık 24/05/2012 tarihinde İstanbul 34. Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusunda ve 06/02/2013 tarihinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki savunmasında ise ilk iki ifadesinden farklı olarak 'olay tarihinden önceki haftalarda da rıza ile cinsel ilişkilerinin olduğunu' belirtmiştir.
Katılan ise ilk beyanında, iş yerinden çalışma arkadaşı olan sanık ...'ın 18/05/2012 günü saat 19.00 sıralarında telefonla arayarak nerede olduğunu sorduğunu, .....'de pazarda olduğunu söylediğini, görüşmek istediğini söylediğini, kendisi ile arkadaş olarak görüştüğünden herhangi bir sakınca görmedini, ....'ye gelmesini söylediğini, bir saat kadar sonra sanığın araçla geldiğini belirtmiştir. Katılan duruşmadaki beyanında ise, gazeteci olduğunu, sanığı da gazetede şoför olması nedeni ile 8 aydan beri tanıdığını, sanığın evinde mutsuz olduğunu ve iyi bir durumda olmadığını etrafındaki insanlarla paylaştığını, sanığa bir ümit vermediğini, ilgi duymadığını, sıcaklık duymadığını, bir arkadaşlığının da söz konusu olmadığını, olay günü akşam üzeri görüşmek istediğini söylediğini, iki - üç kez ısrarla aradığını, ısrarları üzerine kısa bir süre görüşürüm diye teklifini kabul ettiğini, arabayla gelip kendisini aldığını, sanığın arabada bira içtiğini, kendisinin alkol kullanmadığını, bira içmeyi teklif ettiğini, kullanmadığını söylediğini, arkadan poşet içinde bir kutu bira alıp açtığını, kutuyu açtığını ve içine bir şey atıp atmadığını görmediğini, verdiği biradan bir yudum aldığını ve 'rahat oldun mu abi' dediğini, ona her zaman 'ağabey' diye hitap ettiğini, evli ve 2 çocuklu olduğunu bildiğini, sanığın kayın pederinin de yine gazetenin ulaştırma servisinde çalıştığını söylemiştir.
Dosya kapsamına göre, olay tarihi öncesinde sanık ... ile katılan ...'in ..... Gazetesinde, haber araştırmada birlikte çalıştıkları, iş arkadaşlıkları dışında akşam buluşup görüşecek düzeyde samimiyetlerinin olduğu, katılanın sanığın ailesi hakkında bilgi sahibi olduğu ve sanıkla aralarında herhangi bir husumetin olmadığı anlaşılmaktadır. Sanık, katılan ile iş arkadaşlıklarının bir süre sonra duygusal ilişkiye dönüştüğünü ve yaklaşık altı ay önce sevgili olduklarını öne sürmüş, katılan ise sanığa 'abi' olarak hitap ettiğini, aralarında duygusal bir ilişkinin olmadığını, ona ümit vermediğini söylemiştir. Sanığın katılana gönderdiği 'Face den arkadaş istegi gonder vede akilli ol sen deliysen ben onde gideniyim beni delirtme abilik gzt kaldi' şeklindeki mesajda 'abilik gazetede kaldı' olarak anlaşılan ifade, katılanı kısmen doğrulamaktadır. Ancak olayın bütünü göz önünde tutulduğunda, sadece bu mesaja dayanarak sanık ile katılan arasında duygusal bir ilişkinin olup olmadığı kesin olarak belirlenememektedir.
Öte yandan sanığın savunması doğrultusunda, olay tarihinde sanık ile katılanın 'yaklaşık altı aydan beri sevgili oldukları' kabul edilse dahi bu ilişkinin 'cinsel ilişkiyi içerip içermediği' konusunun ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamında, sanığın 22/05/2012 günü katılanın telefonuna 'Hemen silmisin facede peki bendeki izlericgoruntuleri nasil sileceksin' diye mesaj göndermesi üzerine katılanın sanığa 'O zaman n mahkemede görüşürüz' şeklinde cevap yazınca, sanığın gönderdiği 'Bak gorusecek bise bulduk sana tuzak kuran anasini sikeyim sadece.ole gelişti ttarik kafamin güzelliği başka bise duşunup yapan şerefsizdir' şeklindeki mesajı dikkat çekmektedir. Sanık bu mesajda küfürlü bir ifadeyle katılana 'cinsel ilişki için tuzak kurmasının söz konusu olmadığını, katılanın .....'tan söz etmesi (ya da sayıklaması) ve sarhoşluğun etkisi ile olayın öyle geliştiğini'; kısacası, cinsel ilişkiyi planlamadığını spontane (kendiliğinden) olduğunu açıklamaya çalışmaktadır. Dosyadaki somut delillerden birisi olan bu mesajın, sanığın değişen savunmalarında yer alan 'olay tarihinden önceki haftalarda da rıza ile cinsel ilişkilerinin olduğu' ifadesiyle bağdaşmadığı; aksine sanık ile katılanın 'olay tarihine kadar herhangi bir cinsel ilişkilerinin olmadığına' ilişkin sanığın ilk ifadesini doğruladığı açıkça ortadadır.
Buna karşılık, TCK'nın 102/2. maddesinde eşe karşı cinsel saldırı suçu düzenlenerek, madde gerekçesine göre, evlilik birliği içinde bile, bir eşe diğer eşin cinsel özgürlüğü üzerinde sınırsız bir şekilde tasarruf etmek hakkının verilmediği göz önünde tutulduğunda, sanık ile katılanın ilişkisinin süreklilik gösteren cinsel ilişkiyi içerdiği kesin olarak belirlenmiş olsa dahi bu durumun sanığın üzerine atılı fiil açısından da mağdurenin rızasının varlığına kesin delil oluşturmayacağı ve bu olayda mağdurenin rızasının olup olmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
2- Olayda mağdurenin anlatımlarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, şikayette geç kalıp kalmadığı ve fiile direnme veya yardım isteme imkanının olup olmadığı:
Katılan ... .... 23/05/2012 tarihinde soruşturma evresindeki kolluk beyanında, aynı işyerinden çalışma arkadaşı olan sanık ...'ın 18/05/2012 günü saat 19.00 sıralarında telefonla arayarak nerede olduğunu sorduğunu, ....'de pazarda olduğunu söylediğini, sanığın görüşmek istediğini söylediğini, kendisi ile arkadaş olarak görüştüğünden herhangi bir sakınca görmedini, .....'ye gelmesini söylediğini, bir saat kadar sonra sanığın ....plakalı araçla geldiğini, .... ilçesinde Cerrahpaşa Hastanesi civarında ara sokaklarda gezmeye başladıkları sırada sanığın 'Hep sana işyerinde bira içeceğiz demiştim seninle gidememiştik, bugün seninle sohbet edip bira içeceğiz' dediğini, ona 'Ben içmem' dediğini, araçta kendisine teneke kutuda bira açıp verdiğini, yine 'İçmem' dediğini, ancak bir kutu bira içtiğini hatırladığını, ondan sonrasını hatırlamadığını, 19/05/2012 günü saat 08.00 sıralarında ormanlık ve gölet olan bir alanda kendine geldiğinde, aracın arka koltuğunda, alt kısmında iç çamaşırının olmadığını, çıplak olduğunu, sanığın ise uyanık ve üzerine abanmış vaziyette olduğunu gördüğünü, ne yaptığını sorduğunda, 'Seninle sabaha kadar cinsel ilişkiye girdim ve hep .... ismini sayıkladın ne .....mış' dediğini, 'Neden böyle bir şey yaptın?' deyince tekrar ilişkiye girmek istediğini, sanığa karşı koyması üzerine sert çıkıp kendisini darp ettiğini, ağlamaya başlayınca sanığın sakinleştiğini, kıyafetlerini istediğini, aracın içerisinde giyindiğini, sanığın hakaret ettiğini, yolda başı ağrıdığı için hep gözlerini kapattığını, sanığın 'Benden çocuğun olacak, senin görüntülerini telefona kaydettim seni özledikçe onlara bakarım' dediğini, ona 'Sen ne diyorsun?' dediğini, bir eczaneye götürmesini istediğini, eczaneden ilaç aldığını, kendisini evine bıraktığını ve özür dilediğini, darp sebebiyle kendisinde morluklar mevcut olduğunu, alkolün etkisi ile cinsel ilişkiye girdiğini hatırlamadığını, kendisine alkol ile ilaç verip vermediğini görmediğini ve bilmediğini, ayrıca boğuşma esnasında yeni aldığı, değeri 300-TL olan künyesinin kırıldığını, aracın içine düştüğünü, sanığın geri vermediğini, 20/05/2012 gününe kadar sanık ile görüşmediğini, o gün telefonla aradığını, sanığa görüşmek istemediğini söyleyip telefonu kapattığını, sanığın 22.05.2012 günü saat 20.18 sıralarında telefonuna 'Hemen silmisin facede peki bendeki izlericgoruntuleri nasil sileceksin' diye mesaj gönderdiğini, kendisine karşılık verince peşinden 'O zaman n mahkemede görüşürüz' diye mesaj gönderdiğini, ona tekrar cevap yazınca 'Bak görüşecek bise bulduk sana tuzak kuran anasini sikeyim sadece.ole gelişti ttarik kafamin güzelliği başka bise duşunup yapan şerefsizdir' diye mesaj atınca ona iki cevap yazdığını, sanığın 'Eğer bida kizlarimi kariştirirsan anla ama ben seni seviyorum ole kenara atamassunhe bide goruntelerde ..... adi geciyo hic bisey kanitlayamassin' diye mesaj geldiğini, bu mesaja da cevap verdiğini, sanığın 'Yanimda ol kendimi kotu hissediyorum v başka bir şey istemiyorum görüşelim her yerde seni görüyorum sanki her yerde sen varsin' diye mesaj gönderdiğini, buna da cevap verince 'Face den arkadaş istegi gönder vede akilli ol sen deliysen ben onde gideniyim beni delirtme abilik gzt kaldi senin için herşey yapanm bunu bil ve seni kaybetmiyim yeter kazanmak istedigimi o senin için neler yapacagimi görürsün, sen birez kafani topla evdeki neden duruyo biloyomusun neyse herseyyi bilme', 'Cigara bira uEZeei hap harika evin yakinindayim aİiyin istersen ok', 'Faceden kabul et yok kizim bole bise sensiz hayat i istemiyorum ister arkadass ister sen nasil istersen ok', 'Acamisin tel', 'Acacamu sun usak', 'Arrrrra', 'Tamam son kez konusacagiz', 'Acilll', 'Lütfen aç', 'Kimle avukatinlami gorusuyosun olsun senle mahkemede bile görüşmek güzel ama ac teli ha senin tanidigin piskopat kabadayilar varya onlarda hic faretmez beno tanolan tanir ben, bunları yaparken sahodimde var', 'tel ac', 'Ee konustunmu arkadaslarin veya tanidigin piskopat veya avukatinla adam nasil tehdit edilir görürsün beni kizlarimlaxkimse tehdit edemedi sen kimsin be' diyerek mesajla tehdit ettiğini, daha sonra telefonla arayarak .....'ta görüşmek istediğini söylediğini, kendisi ile son kez görüşmek üzere .....'ın yanına geldiğini, sanık ile yüzyüze görüştüğünde 'Ben seni istemediğim sürece sen benimle görüşeceksin ve benim olacaksın' diyerek tehdit ettiğini, karşı koyunca 'Elimde görüntülerin var' dediğini belirterek şikayetçi olmuştur. Katılan ... ..... ayrıca 24/05/2012 tarihinde soruşturma evresinde kolluk tarafından tekrar çağrıldığında, 19/05/2012 günü akşamı eve gittiğinde üzerindeki kıyafetleri, iç çamaşırlarını ve hatta ayakkabılarını dahi yıkadığını, kendisinin ve abisinin rezil olmasından korktuğu için olayı anlatmaktan çekindiğini, ancak sanığın telefonla tehditlere başlaması üzerine suç duyurusunda bulunduğunu açıklamıştır.
Katılan 15/11/2012 tarihinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki beyanında, gazeteci olduğunu, sanığı da gazetede şoför olması nedeni ile tanıdığını, olay tarihinde 8 aylık tanışıklıklarının olduğunu, onunla zaman zaman görüştüklerinde evinde mutsuz olduğunu ve iyi bir durumda olmadığını etrafındaki insanlarla paylaştığını, sanığa bir ümit vermediğini, ilgi duymadığını, sıcaklık duymadığını, bir arkadaşlığının da söz konusu olmadığını, olay günü akşam üzeri görüşmek istediğini söylediğini, iki-üç kez ısrarla aradığını, ısrarları üzerine kısa bir süre görüşürüm diye teklifini kabul ettiğini, arabayla gelip kendisini aldığını, sanığın arabada bira içtiğini, kendisinin alkol kullanmadığını, bira içmeyi teklif ettiğini, kullanmadığını söylediğini, arkadan poşet içinde bir kutu bira alıp açtığını, kutuyu açtığını ve içine bir şey atıp atmadığını görmediğini, verdiği biradan bir yudum aldığını ve 'rahat oldun mu abi' dediğini, ona her zaman 'ağabey' diye hitap ettiğini, evli ve iki çocuklu olduğunu bildiğini, sanığın kayınpederinin de yine ulaştırma servisinde olduğunu bildiğini, kendisini evine götürecekken, yolda giderken adeta idrakinin gittiğini, akşam saat 19.00 civarında buluştuklarını ve yarım saatlik bu konuşma dikkate alındığında belki saat 19.30'u dahi geçmeden, içtiği bira sonrasında baygınlık geçirdiğini ve ayıldığında da kısmen inşaat olan bir yerde kendisini bulduğunu, üstünde kıyafetinin olduğunu, altında hiç bir şey olmadığını, ayıldığında yine sendelediğini, sanığın yanında oturduğunu, üstünü ve suratını okşadığını, 'sürekli ...'ı sayıklayıp durdun, ne ...'mış' dediğini, ....'ın evlenmeyi düşündüğü arkadaşı olduğunu, saçını, yüzünü okşamaya devam edince 'elini çek' şeklinde kendisine tepki koyduğunu, tekrar üstüne abandığını ve birlikte olmayı istediğini ve 'Seninle cinsel ilişkiye girdim' dediğini, iki kızı olduğu için 'Oğlumu da sen doğurursun' dediğini, tekrar ilişki teklifine karşı koyunca, sanığın kendisini darp ettiğini, boğazına sarıldığını, arabanın koltuğunda baya mücadele ettiğini, arabaya bindiği sırada önde olduğunu, bu konuşmalar olduğu esnada aracın arka koltuğunda olduğunu, aralarında baya bir mücadele olduğunu, ağlama krizine girdiğini, 'Beni bırak bir şey hatırlamıyorum' dediğini, böyle davranınca bıraktığını, kendisini araçtan dışarıya attığını, dışarıda pantolonunu giyindiğini, kendisini eve bırakmasını, hiçbir şey hatırlamadığını söylediğini, aradan 10-15 dakika geçtiğini, yanına gelip yine dokunduğunu ve 'Birlikte olduk nasıl hatırlamıyorsun' diye söylediğini, sabah saat 07.00-08.00 civarında kolundaki künyenin olmadığı görünce aracın içinde onu aradığını, bulamadığını, künyenin arabanın içinde veya dışında düşmüş olabileceğini, aracın arka tarafında ve kendisi ile mücadele ederken künyenin kolunda olduğunu, bu esnada kırılmış olabileceğini, künyenin bulunmadığını, araca tekrar bindiğini, kendisini eve götürmesini istediğini, 'Senin görüntülerini çektim' dediğini, halen daha kafasının yerinde olmadığını, 'Ne görüntüsü?' dediğini, 'Saklayıp arada izlerim' şeklinde cevap verdiğini, kendisini eve bıraktığını, eve gitmeden önce bir eczaneye uğradıklarını, eğer bir hamilelik olur ise onu engellemek amacıyla hap aldığını, bunun öncesinde bir araç yıkama yerinde sanığın aracın içini dışını yıkattığını, yine de künyenin bulunmadığını, ayın 19'unda evine geldiğini, üstünü başını yıkadığını, yıkandığını, ertesi günü de bir yere çıkmadığını, ayın 20'sinde sanığın aradığını ancak onunla görüşmediğini, kendisine mesajlar attığını, bu mesajlarda tehditler, şantajlar söz konusu olduğunu, 'Tekrar benim ile olacaksın' dediğini, görüntülerinin olduğundan bahsettiğini, 'Benim olacaksın' şeklinde mesajlar çektiğini, ayrıca mağdureye sorulduğunda; herhangi bir bünyevi ve ruhsal rahatsızlığının olmadığını, ayılıp bayıldığı bir hastalığının olmadığını, bira kutusunun içine bir uyutucu madde atılıp atılmadığından da haberdar olmadığını, görmediğini, bu konuda da açık bir şey söyleyemeyeceğini, banyo yaptığı esnada da kendisini yokladığında cinsel ilişki olduğu kanaatine vardığını, külotunda vıcık vıcık bir şey olduğunu, yıkandığını, külotunu ve pantolonunu da yıkadığını, daha önce nişanlısı ile cinsel birliktelik yaşadığını, yine mağdureye sorulduğunda; biradan bir kez içtiğini, ancak bir yudumu aşkın bir miktarda içmiş olabileceğini, yarıya kadar içmediğini, ancak kendinden geçtiğini, bara gidip gitmediğini hatırlamadığını, gazete veya başka bir yere uğramadıklarını, gözünü açtıktan sonra eczane ve yıkama yerine gittiklerini belirtmiştir.
Katılanın, soruşturma evresinde kolluk görevlileri tarafından alınan 23/05/2012 ve 24/05/2012 tarihli tutanaklardaki anlatımları ile İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada olaya ilişkin tüm ayrıntıları ve eksiklikleri tamamlamaya yönelik sorular doğrultusundaki beyanı arasında doğal olarak farklılıklar bulunmakla birlikte, sanığın üzerine atılı suçlama açısından mağdurenin beyanı kendi içinde tutarlıdır. Zira, katılan alkol ya da başka bir madde sebebiyle kendinde olmadığı süreçte olanları hatırlamadığını öne sürmektedir. Bu nedenle, katılanın beyanlarının dosya kapsamındaki diğer delillerle uyumlu olup olmadığı değerlendirilmelidir.
İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında 'katılanın sanığın verdiği kutu biradan birkaç kutu içtikten sonra kendisinden geçtiğine ilişkin iddia beyanının, hayatın olağan akışına uygun olmadığı' değerlendirilmiştir. Oysa sanık ... soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki tüm savunmalarında, katılan ile saat 19.00 civarında buluştuktan sonra bira aldıklarını, gece 23.00'e kadar dolaştıklarını, sonra ..... Gece Kulübüne gittiklerini ve yaklaşık 03.00'e kadar içtiklerini, eğlendiklerini, buradan çıktıklarında katılan kendisini pek iyi hissetmediği için yakında olan iş yerine, gazeteye gittiklerini, burada katılanın lavaboya girdiğini kustuğunu gördüğünü belirtmiştir. Ayrıca sanık İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki 06/02/2013 tarihli duruşmada, daha ayrıntılı olarak, katılanı saat 19.00 sıralarında aldığını, birlikte benzinliğe gittiklerini, birkaç bira aldıklarını, ....'da sahile gittiklerini, gece 23.00 - 24.00'e kadar dolaştıklarını, sonra ....'a bir kulübe gittiklerini ve barda 02.45'e kadar eğlendiklerini, oradan gazeteye geçtiklerini ve gazetede lavaboya gittiklerini, orada ... adlı nöbetçi görevli olan arkadaşının da kendilerini gördüğünü, bara daha önce de birkaç ... gitmiş olması sebebiyle tanıdığı müdür ...'in de kendilerini gördüğünü, katılanın madde aldığını da düşündüğünü, onun hem alkol hem de böyle madde kullanmış bir vaziyette eve gitmek istemediğini, ..., ....yolu üzerinde ağaçlık bir yere arabayı çektiğini, orada arabanın arka tarafındaki koltukta katılanın rızasıyla birlikte olduğunu belirtmiştir.
Tanık... ...., sanığı tanımadığını, katılanın 12-13 yıldan beri yakın arkadaşı olduğunu, son iki yıldan beri ..... adlı arkadaşı ile evlenmeyi düşündüğünü, katılanı olayın ertesi günü tesadüfen aradığını, sesinin çok kötü geldiğini, ısrarla sebebini sorduğunda hiçbir şey anlatmadığını, ertesi gün evine ziyarete gittiğini, katılanın boynunda, kolunda, bileklerinde kızartılar ve morartılar gördüğünü, ne olduğunu anlayamadığını, ağladığını, kıpır kıpır, enerjik güleryüzlü kızın yerine başka birinin geldiğini gördüğünü, konuşmaya ve açmaya çalıştığını, o zaman kendisine açıldığını, tecavüze uğradığını, akşam üzeri iş çıkışı eve bırakayım teklifi üzerine sanığın aracına binerek eve doğru gittiğini, sonrasında hiçbir şey hatırlamadığını, ertesi sabah kendisini yarı çıplak araç içinde darp ve tecavüze uğramış halde bulduğunu, uyandığında da sanığın yine cinsel ilişkiye girme isteğini söylediğini, kabul etmediğini, bunun üzerine de darp edildiğini, araç içinde ve sabah uyandığında kafasında büyük bir ağırlık olduğunu, görme ve algılama yönünden de zorluklar çektiğini anlattığını, kendisinin durumunu kötü gördüğü için doktora gitmesini söylediğini ancak o gün gitmediğini, olay sonrasında da .....'de bir hastanede tedavi gördüğünü bildiğini söylemiştir.
Tanık..., olayı katılandan öğrendiği için tanıklığı dolaylı anlatımdır. Öte yandan, olayın ertesi günü katılanın evine gittiğinde onun boynunda, kolunda, bileklerinde gördüğünü söylediği kızarıklıklar ve morluklar 23/05/2012 ve 07/06/2012 adli raporlarla örtüşmektedir. Yine tanığın mağdurenin kişiliğindeki değişime ilişkin gözlemleri de mağdure hakkındaki Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 22/02/2013 tarihli Post Travmatik Stres Bozukluğu tanısı ile uyumludur.
Tanık ... ..., gazetede sanıkla aynı bölümde, ulaştırma bölümünde çalıştığını, sanıkla katılanın daha önceki arkadaşlıklarını, dostluklarını ve bunun derecesini bilmediğini, ancak o gece hatırladığı kadarı ile saat 03:00 sıralarında gazeteye geldiklerini, kendisinin içeride televizyon seyrettiğini, sabaha doğru bir gürültü duyduğunu ve baktığında dar koridor bir yere doğru bir bayanın gittiğini arkasından da sanığın gittiğini gördüğünü, sanığın kendisine ''oraya girme bayan var'' şeklinde bir hareket yaptığını, zaten oraya girme gibi bir niyetinin olmadığını, 5-10 dakika kaldıklarını, ayaküstü sohbet ettiklerini ve sonra gittiklerini, tahminen tuvalet ihtiyacı için geldiklerini, ikisinin de alkollü olduğunu, bayanın sarışın ve tahminen 1.60 boylarında oluğunu, bu bayanı daha önce de gazetede yanında sanık olmaksızın gördüğünü, lavaboya girmediği için klozet kapağının kırılmış olduğunu sonradan gördüğünü, neden ve nasıl kırıldığını bilmediğini söylemiştir.
Tanık ...., barın müdürü olduğunu, sanığı ara sıra iş yerine geldiği için tanıdığını, gününü kesin olarak bilmediğini fakat sanık yaza giriş gibi bir aylarda yanında bir bayan olduğu halde 00:30 gibi iş yerine geldiğini ve 02:30 gibi iş yerinden ayrıldığını, eğlendiklerini, gayet samimi olduklarını gördüğünü, bayanı sarı saçlı, kısa boylu ve tahminen 1.60 boylarında olarak hatırladığını, aralarındaki arkadaşlık derecesini bilmediğini, her ikisinin de alkol aldıklarını, sanığı ilk kez bir bayanla gördüğünü, ayda 2-3 kez erkek arkadaşları ile geldiğini söylemiştir.
Sanığın soruşturma evresindeki ifadelerinde herhangi bir şekilde sözü edilmeyen tanık ... ve sanığın tanıdığını söylediği ... Gece Kulübü müdürü ...'in duruşmada hazır edilmesi halinde dinlenilmelerine karar verilmiştir. Ancak, önceki duruşmada .... Gece Kulübü müdürü olarak adı geçen ... yerine getirilen tanık....'ın gece kulübü ile bağlantısı ve tanık ...'in olay gecesi gazetede görevli olup olmadığı araştırılmamıştır. Ayrıca olay tarihinden bir yıl sonra ilk kez duruşmada dinlenilen tanıkların, sanık ile katılanın bulundukları yerlere geliş - gidiş saatlerini ve katılanın saç rengini, boyunu hem birbirleriyle hem de sanığın savunmalarıyla son derece uyumlu bir şekilde hatırlamaları, tanıkların tarafsızlığına şüphe düşürmektedir.
Dosya kapsamına göre, .... Gazetesi'ne ait olan ..... plakalı aracın GPRS konum bilgileri incelendiğinde 18/05/2012 tarihinde saat 21.54 - 23.24 arasında ..... Sahil'de, 19/05/2012 tarihinde saat 00.19 - 03.19 arasında .....Gece Kulübü civarında, 19/05/2012 tarihinde saat 03.40 - 03.54 arasında ... Gazetesi civarında, 19/05/2012 tarihinde saat 05.49 - 08.29 arasında .... Köyü civarında aracın durduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu konum bilgileri sanığın savunmaları ile büyük ölçüde uyumlu görünmektedir. Öte yandan, katılanın soruşturma evresindeki kolluk beyanında, bir kutu bira içtiğini hatırladığını, ondan sonrasını hatırlamadığını, 19/05/2012 günü saat 08.00 sıralarında ormanlık ve gölet olan bir alanda kendine geldiğinde, aracın arka koltuğunda, alt kısmında iç çamaşırının olmadığını, çıplak olduğunu, sanığın uyanık ve üzerine abanmış vaziyette olduğunu gördüğünü söylediği, katılanın 15/11/2012 tarihli duruşmadaki beyanında ise, sanığın arabada bira içtiğini, kendisinin alkol kullanmadığını, bira içmeyi teklif ettiğini, kullanmadığını söylediğini, arkadan poşet içinde bir kutu bira alıp açtığını, kutuyu açtığını ve içine bir şey atıp atmadığını görmediğini, verdiği biradan bir yudum aldığını ve 'rahat oldun mu abi' dediğini, yolda giderken adeta idrakinin gittiğini, akşam belki saat 19.30'u dahi geçmeden, içtiği bira sonrasında baygınlık geçirdiğini ve ayıldığında kısmen inşaat olan bir yerde kendisini bulduğunu, üstünde kıyafetinin olduğunu, altında hiç bir şey olmadığını söylemiş; beyanları arasındaki kısmi çelişki duruşmada giderilmemiştir. Sanığın kullandığı aracın konum bilgilerine göre katılanın gece kulübüne ve daha sonra ..... Gazetesine girip çıktığı sırada baygın olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak bu süreçte katılanın alkol dışında başka bir madde kullanıp kullanmadığı ve dolayısıyla bilincinin yerinde olup olmadığı belirlenememiştir.
Dosya kapsamında, katılanın, sanık tarafından içkisine ilaç veya başka bir madde katıldığına ilişkin şüphesi, sanığın 06/02/2013 tarihli duruşmadaki savunmasında, katılanın alkolün yanı sıra madde aldığını düşündüğünü belirtmesi ve sanığın daha sonraki mesajlarında 'Cigara bira uEZeei hap harika evin yakinindayim aİiyin istersen' şeklindeki teklifi dikkate alındığında gerçekten şüpheli bir durum bulunmakla birlikte, katılanın o gece hem alkol hem de başka bir madde kullandığı kesin olarak tespit edilememektedir. Sonuç olarak, sanığın anlatımları da göz önünde tutulduğunda katılanın o gece ne miktarda alkol ya da başka bir maddeyi bilinçli veya bilinçsiz olarak kullanıp kullanmadığı belirlenememekle birlikte, cinsel ilişki öncesinde katılanın kendisini kaybedecek duruma geldiği kesin olarak anlaşılmaktadır. Zira sanığın savunmalarında, gece kulübünden çıktıktan sonra katılanın kendisini iyi hissetmemesi sebebiyle gazeteye gittiklerini, yine gazetede sarhoş vaziyette lavaboda düştüğüne ilişkin anlatımları katılanın kendisini kaybedecek duruma geldiğini kısmen doğrulamaktadır.
Katılan sabah uyandığında sanığın kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini söylemesiyle fiili öğrendiğini ve sanığın ısrarla tekrar ilişkiye girmek istemesi üzerine sanığa direndiğini, bu sebeple sanığın kendisini darp ettiğini öne sürmüştür. Sanık ... ise 23/05/2012 tarihli kollukta alınan ilk ifadesinde ve 24/05/2012 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde, katılanı darp etme iddialarını reddetmiştir. Sanık 24/05/2012 tarihli sorgusunda ve 24/05/2012 tarihli duruşmada ise 03.00 civarında gece kulübünden çıktıklarında katılan kendisini pek iyi hissetmediği için önce yakında olan iş yerine, gazeteye gittiklerini, saat 05.00 civarında da ....- ..... yolu üzerinde ağaçlık bir yere arabayı park ettiği bir yerde ikisi de alkollü iken karşılıklı rızaları ile arka koltukta cinsel ilişkide bulunduklarını, katılan arabada uyuduğu esnada '.....' diye sayıkladığını, sabah 07.00 sıralarında katılan uyandığında bu konuda tartıştıklarını, kendisine vurmaya çalıştığı için onun kolunu tuttuğunu, katılanın gazeteye gittiklerinde düştüğünü, o gece katılanı eve bırakıncaya kadar aralarında kavga yaşanmadığını, hatta düştüğünde gazetedeki görevlinin de el atmak istediğini, ona 'ben hallederim sen karışma' dediğini, katılanın kalçası ve uyluğundaki yaralanmaların bu şekilde gerçekleşmiş olabileceğini belirtmiştir.
Dosya kapsamında, tanık ...'in tarafsızlığı konusundaki şüpheler bir yana bırakılacak olursa, tanığın açıklamalarında, katılanın tuvalette düştüğüne ilişkin net bilgisi bulunmamakla birlikte, katılanın bu şekilde yaralandığına ilişkin sanığın sonraki evrelerdeki savunmaları dosya kapsamındaki 23/05/2012 ve 07/06/2012 adli raporlar ile örtüşmemektedir. Zira, söz konusu adli raporlarda olay tarihinden 4 gün geçmesine rağmen yapılan muayenede, katılanın 'sol kulak arkası saçlı deride 2 cm'lik şişlik, sol omuz arka kısım, sol omuz ön, sol omuz lateralde 2'şer cm ekimoz (kırmızı, pembe renk taze), sağ uyluk kalça arası arkada ekimoz (mor eski), sağ uyluk arkada 2 adet ekimoz, sol uyluk ön 2 adet 2-3 cm ekimoz' tespit edilmiştir. Katılanın vücudunun çok değişik yerlerinde ve ayrıca farklı yönlerindeki yaralanmaların tümünün sadece 'düşme' ile açıklanması mümkün değildir. Aksine, sanığın katılanla 'tartıştıklarına', 'kendisine vurmaya çalıştığı için onun kolunu tuttuğuna' ilişkin suçtan kurtulmaya yönelik açıklamaları, adli raporlar ile uyumlu bulunan katılanın beyanlarını doğrulamaktadır. Dolayısıyla şikayet konusunda bocaladığı ve kararsız kaldığı anlaşılan katılanın olayı adli mercilere 4 gün sonra bildirmesinin mağdurenin beyanına ve suçun sübutuna ilişkin diğer delillere olumsuz etkisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca suçta kullanılan .... plakalı aracın GPRS konum bilgilerine göre, sanık ile katılan .....Gazetesinden çıktıktan sonra aracın saat 04.59'da hareket ettiği, sanığın sözünü ettiği ...- .... yolundan saat 05.14- 05.24 arasında geçtiği ve saat 05.49'da ....Köyü civarında, katılanın 23/05/2012 tarihinde soruşturma evresindeki kolluk beyanı ile uyumlu ormanlık ve gölet bulunan bir bölgeye gittiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında, olay yerinde ayrıca bir inşaat olup olmadığı katılanın duruşmadaki beyanı açısından araştırılmamıştır.GPRS konum bilgileri aracın ..... Köyü civarındaki yerde saat 05.49 - 08.29 arasında, 2.5 saatten fazla durduğunu göstermektedir. Sanığın savunmasında katılanın saat 07.00 sıralarında uyandığını belirttiği göz önünde tutulduğunda, katılanın uyanmasından önce ve sonra geçen zaman dilimleri de katılanın beyanları ile uyumludur.
Sanığın gerek katılanı darp ettiği sırada gerekse olay sonrasındaki konuşmalarında hakaret, tehdit ve şantaj içeren sözler söylediği, bizzat sanığın savunmalarında 'katılanın çıplak fotoğraflarını çekmediği halde, sadece korkutmak amacıyla söylediği' belirtilerek ikrar edilmiştir. Sanığın ikrarının olayın bütünü içerisinde, sanığın mesajları da göz önünde tutulduğunda somut delillerle örtüşmesiyle söz konusu suçların sübut bulduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, dosya kapsamına göre, sanık alkolün etkisiyle veya kendinde olduğu halde, planlı ya da spontane olarak katılan ile vajinal yoldan cinsel ilişkiye girdiği sırada, katılanın alkol veya başka madde etkisiyle kendinden geçmiş ya da uyku halinde olduğu ve dolayısıyla cinsel ilişkiye rızasının bulunmadığı, fiile direnme imkanı bulunmayan katılanın beyanlarını açıkça doğrulayan somut delillerle ve kısmen sanık savunmalarıyla örtüştüğü hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşıldığından, sanığın sübut bulan nitelikli cinsel saldırı suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin sanık hakkındaki beraat hükmünün onanmasına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu,' görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 24.03.2021 tarih ve 613-2353 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdureye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının, kasten yaralama, şantaj, hakaret ve tehdit suçlarının ise sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin olup kasten yaralama, şantaj, hakaret ve tehdit suçlarının sabit olduğunun kabulü hâlinde Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; kasten yaralama, şantaj, hakaret ve tehdit suçları bakımından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure ...’nin haber muhabiri olarak görev yaptığı, aynı gazetenin ulaştırma biriminde çalışan sanık ...’ın ise evli ve çocuklu olduğu,
Katılan mağdurenin 23.05.2012 tarihinde müracaatta bulunması üzerine sanık hakkında soruşturmanın başlatıldığı,
23.05.2012 tarihinde Bayrampaşa Devlet Hastanesince katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; sol kulak arkası saçlı deride 2 cm uzunluğunda şişlik, sol omuz arka kısım, sol omuz ön ve sol omuz lateralde kırmızı-pembe renkli taze 2'şer cm ebadında ekimoz, sağ uyluk kalça arası arkada mor renkli eski ekimoz, sağ uyluk arkada 2 adet ekimoz, sol uyluk önde 2 adet 2-3 cm ebadında ekimoz bulunduğu,
07.06.2012 tarihinde İstanbul Adli Tıp Şube Müdürlüğünce katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; katılan mağdurede tariflenen lezyonların katılan mağdure üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olduğu,
23.05.2012 tarihli mesaj tespit tutanağına göre; katılan mağdurenin, kullanmakta olduğu 05xx 3xx3xx5 numaralı telefon hattına sanığa ait 05xx 5xx5xx9 numaralı hattan gönderilen mesajların cep telefonunda kayıtlı olduğunu beyan etmesi üzerine söz konusu cep telefonunun katılan mağdurenin rızasıyla teslim alındığı, yapılan incelemede; 05xx 5xx5xx9 numaralı hattan 05xx 3xx3xx5 numaralı telefon hattına; 'Hemen silmisin facede peki bendeki izlericgoruntuleri nasil sileceksin', 'O zaman n mahkemede görüşürüz', 'Bak gorusecek bise bulduk sana tuzak kuran anasini sikeyim sadece ole gelişti ttarik kafamin güzelliği başka bişe duşunup yapan şerefsizdir', 'Eğer bida kizlarimi kariştirirsan anla ama ben seni seviyorum ole kenara atamassunhe bide goruntulerde tarik adi geciyo hic bisey kanitlayamassin', 'Yanimda ol kendimi kotu hissediyorum v başka bir şey istemiyorum goruşelim her yerde seni goruyorum sanki her yerde sen varsin', 'Face den arkadaş istegi gonder vede akilli ol sen deliysen ben onde gideniyim beni delirtme abilik gzt kaldi senin için herşey yaparım bunu bil ve seni kaybetmiyim yeter kazanmak istedigimi o senin için neler yapacagimi gorursun sen birez kafani topla evdeki neden duruyo biloyomusun neyse herseyyi bilme', 'Cigara bira uEZeei hap harika evin yakinindayim aliyin istersen', 'Faceden kabul et yok kizim bole bise sensiz hayat i istemiyorum ister arkadass ister sen nasil istersen ok', 'Acamisin tel', 'Acacamu sun usak', 'Arrrrra', 'Tamam son kez konusacagiz', 'Acillll', 'Lutfen aç', 'Kimle avukatinlami gorusuyosun olsun senle mahkemede bile gorusmek guzel ama ac teli ha senin tanidigin psikopat kabadayilar varya onlarda hic faretmez beno tanolan tanir ben bunları yaparken sahodimde var', 'tel ac', 'Ee konustunmu arkadaslarin veya tanidigin piskopat veya avukatinla adam nasil tehdit edilir gorursun beni kizlarimlaxkimse tehdit edemedi sen kimsin be' içerikli mesajların gönderildiğinin tespit edildiği,
23.05.2012 tarihinde polis memurları tarafından düzenlenen tutanakta; sanığın üst aramasından çıkan ve kendisine ait olduğunu beyan ettiği, içerisinde 05xx 5xx5xx9 numaralı hattın takılı olduğu, .....marka telefonun sanığın rızasıyla incelendiğinin ve herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadığının belirtildiği,
19.03.2013 tarihinde sanık müdafisi tarafından sunulan savunma dilekçesi ekinde katılan mağdureyle sanık arasında Facebook isimli sosyal medya sitesinde gerçekleşen bir kısım mesajlaşmalar ile olay tarihinde sanığın kullandığı aracın GPRS kayıtlarının yer aldığı, mesajlaşmaların;
'Sanık: slm ateş
Katılan mağdure: canım
Katılan mağdure: (okunamadı)
Katılan mağdure: olur:)
22 Ocak
14 Şubat
Şeklinde olduğu,
GPRS kayıtlarından ise; 18.05.2012 tarihinde 21.54-23.24 saatleri arası konum bilgisinin '.... Mahallesi, ....., İstanbul' adresi, 19.05.2012 tarihinde 00.19-03.19 saatleri arası konum bilgisinin '.... Mahallesi, ..., İstanbul' adresi, 19.05.2012 tarihinde 03.44-04.54 saatleri arası konum bilgisinin '.... Mahallesi, .... İstanbul' adresi, 19.05.2012 tarihinde 05.29-05.34 saatleri arası konum bilgisinin '.... Merkez Mahallesi, ...., İstanbul' adresi, 19.05.2012 tarihinde 05.49-08.29 saatleri arası konum bilgisinin '.... Köyü, ...., İstanbul' adresi, 19.05.2012 tarihinde 11.19-12.59 saatleri arası konum bilgisinin '813. Sokak, ...Mahallesi, ...., İstanbul' adresi olduğu,
07.11.2013 tarihinde Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yazısına göre; katılan mağdurenin ikinci basamak ayaktan tedavi ünitesine ilk kez 22.02.2013 tarihinde başvurduğu, düzenli tarihlerle, post travmatik stres bozukluğu tanısıyla, fluoksetin 20 mg tedavi ile izlendiği, son başvurusunun 08.07.2013 tarihinde gerçekleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... 23.05.2012 tarihinde Kollukta; 18.05.2012 tarihinde saat 19.00 sıralarında aynı iş yerinde çalışma arkadaşı ve tanıdığı olan sanığın, telefonla arayarak nerede olduğunu sorduğunu, sanığa ....’de pazarda olduğunu söylediğini, sanığın, buluşmak istediğini söylemesi üzerine zaten arkadaşı olan sanıkla görüşmekte bir sakınca görmeyerek ondan ....’ye gelmesini istediğini, yaklaşık 1 saat sonra sanığın ..... marka aracıyla gelerek kendisini Haseki Hastanesinin yanında bulunan otobüs durağından aldığını, sanığın Cerrahpaşa Hastanesi civarındaki ara sokaklarda gezmeye başladığını ve bu sırada kendisine 'Hep sana iş yerinde bira içeceğiz demiştim. Seninle gidememiştik. Bugün seninle sohbet edip bira içeceğiz.' dediğini, aracın içinde teneke kutuda bira açıp verdiğini, kendisinin 'Ben içmem.' dediğini ancak birayı içmiş bulunduğunu, bir kutu bira içtiğini hatırladığını, sonrasını ise hatırlamadığını, 19.05.2012 tarihinde saat 08.00 sıralarında kendine geldiğinde sanığın aracının arka kısmında bulunduğunu, altında iç çamaşırının olmadığını ve çıplak olduğunu, sanığın ise uyanık bir vaziyette, kendisinin üzerine doğru abanmış bir hâlde olduğunu gördüğünü, ne yaptığını sorduğu sanığın 'Seninle sabaha kadar cinsel ilişkiye girdim ve hep .... ismini sayıkladın. Ne .....mış.' dediğini, 'Neden böyle bir şey yaptın?' diye sorduğu sanığın, tekrar cinsel ilişkiye girmek istediğini, kendisinin de karşı çıktığını, bunun üzerine sanığın, kendisini darp ettiğini, ağlamaya başlayınca sanığın da sakinleştiğini, sanıktan kıyafetlerini istediğini ve aracın içinde giydiğini, bulundukları yerin gölet bulunan, ormanlık bir alan olduğunu, daha sonra sanığın, kendisine hakaret ettiğini, yolda başı ağrıdığı için hep gözlerini kapalı tuttuğunu, sanığın bu sırada 'Benden çocuğun olacak. Senin görüntülerini telefona kaydettim. Seni özledikçe onlara bakarım.' şeklinde sözler söylediğini, sanığa 'Sen ne diyorsun?' diyerek eczaneden hap almasını söylediğini, .....’da ....Mahallesi civarında bir eczane bulduklarını, bu eczaneden ilacı aldıktan sonra sanığın, kendisini evine bıraktığını ve özür dilediğini, darp nedeniyle vücudunda morluklar bulunduğunu, alkolün etkisiyle cinsel ilişkiye girdiğini hatırlamadığını, sanığın, kendisine alkolle birlikte ilaç verip vermediğini görmediğini ve bilmediğini, ayrıca boğuşma sırasında yeni aldığı, 300 TL değerinde olan, üzerinde '......' yazılı künyesinin kırıldığını ve sanığın aracına düştüğünü, sanığın bu künyeyi geri vermediğini, 20.05.2012 tarihine kadar sanıkla görüşmediğini, sanığın 20.05.2012 tarihinde telefonla aradığını ancak görüşmek istemediğini söyleyerek telefonu kapattığını, 23.05.2012 tarihli mesaj tespit tutanağında yer alan mesajları göndermek suretiyle sanığın, kendisini tehdit ettiğini, akabinde telefonla arayan sanığın .....’ta buluşmak istediğini söylediğini, sanıkla son kez yüz yüze görüşmek için .....’ın yanına geldiğini, burada sanığın 'Ben seni istemediğim sürece sen benimle görüşeceksin ve benim olacaksın.' şeklinde sözler söylediğini, karşı koyması üzerine sanığın 'Elimde görüntülerin var.' dediğini, şikâyet edeceğini söyleyerek sanığın yanından ayrıldığını, bu sırada sanığın, kendisine 'Senden haber alamazsam ağabeyinle yakınlık, dostluk kurar, senin haberini alırım. ..... sen benim her zaman hayatımda olacaksın. Kolay çıkıp gidemeyeceksin.' dediğini, ertesi sabah avukatıyla görüşerek önce savcılığa sonra da emniyete geldiğini, kendisini alkol verip sarhoş eden, haberi ve rızası dışında kendisiyle cinsel ilişkiye giren, elinde görüntüleri olduğunu söyleyerek şantaj yapan, mesajla tehdit eden ve darp uygulayan sanıktan şikâyetçi olduğunu, uzlaşmak istemediğini,
24.05.2012 tarihinde Kollukta önceki beyanına ek olarak; 19.05.2012 tarihinde evine gittiğinde üzerinde bulunan iç çamaşırlarını, kıyafetlerini ve ayakkabılarını yıkadığını, korkarak bu olayı kimseye anlatamadığını, çevreden duyulacağı, ağabeyinin rezil olacağı endişesiyle ve ağabeyinden korkarak şikâyetçi olmadığını, şikâyetçi olmayı da düşünmediğini ancak sanığın olay gününden itibaren telefonla tehdit etmeye başlaması üzerine sanık hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ve olayı ağabeyine anlattığını,
Mahkemede; gazeteci olduğunu, sanığı da gazetede şoför olması nedeniyle tanıdığını, olay tarihi itibarıyla 8 aylık bir tanışıklıklarının olduğunu, sanıkla zaman zaman görüştüklerinde sanığın evinde mutsuz olduğunu, iyi bir durumda olmadığını söylediğini, sanığın, etrafındaki insanlarla bu durumunu paylaştığını, sanığa bir ümit vermediğini, ilgi duymadığını, bir arkadaşlıklarının da söz konusu olmadığını, olay günü akşamüzeri sanığın görüşmek istediğini söylediğini, iki-üç kez ısrarla aradığını, 'Kısa bir süre görüşürüm.' diye düşünerek sanığın teklifini kabul ettiğini, sanığın aracıyla gelip kendisini aldığını, arabaya bindiğinde sanığın bira içmekte olduğunu, kendisinin alkol kullanmadığını, sanığın, kendisine de bira içmeyi teklif ettiğini ancak kullanmadığını söylediğini, sanığın aracın arkasından poşet içinde bir kutu bira alıp açtığını ancak açtığı anı ve içine bir şey atıp atmadığını görmediğini, sanığın verdiği biradan bir yudum aldığını ve 'Rahat oldun mu ağabey?' dediğini, sanığa her zaman 'ağabey' diyerek hitap ettiğini, sanığın evli ve 2 çocuklu olduğunu, kayınpederinin de yine ulaştırma servisinde çalıştığını bildiğini, sanığın, kendisini evine bırakacağını düşündüğünü, yol üzerinde adeta idrakının gittiğini, buluşmanın saat 19.00 sıralarında gerçekleştiğini ve yarım saatlik konuşma dikkate alındığında saat 19.30'u geçmeden içtiği bira sonrasında baygınlık geçirdiğini, ayıldığında da kendisini kısmen inşaat olan bir yerde bulduğunu, üstünde kıyafetinin olduğunu ancak alt tarafında hiçbir şey bulunmadığını, ayıldığında yine sendelemekte olduğunu, yanında oturan sanığın, üstünü ve suratını okşadığını, kendisine 'Sürekli ...ı sayıklayıp durdun. Ne ....'mış.' dediğini, ....’ın evlenmeyi düşündüğü arkadaşı olduğunu, sanık, saçını, yüzünü okşamaya devam edince 'Elini çek.' diyerek sanığa tepki gösterdiğini, sanığın tekrar üstüne abandığını ve birlikte olmayı istediğini, 'Seninle cinsel ilişkiye de girdim.' dediğini, iki kız çocuğu olan sanığın 'Oğlumu da sen doğurursun.' şeklinde sözler söylediğini, ilişki teklifine tekrar karşı çıkması üzerine sanığın, kendisini darp ettiğini, boğazına sarıldığını, arabanın koltuğunda sanıkla bayağı mücadele ettiğini, arabaya bindiği sırada önde oturduğunu, bu konuşmalar olduğu esnada aracın arka koltuğunda bulunduğunu, ağlama krizine girdiğini, sanığa 'Beni bırak. Bir şey hatırlamıyorum.' dediğini, böyle davranınca sanığın, kendisini bıraktığını, araçtan dışarı çıktığını, dışarıda pantolonunu giyinerek sanığa, kendisini eve bırakmasını söylediğini, 10-15 dakika sonra yanına gelen sanığın yine kendisine dokunduğunu ve 'Birlikte olduk. Nasıl hatırlamıyorsun?' dediğini, saat 07.00-08.00 sıralarında künyesinin kolunda olmadığını görünce aracın içinde künyeyi aradığını ancak bulamadığını, künyenin arabanın içinde ya da dışında düşmüş olabileceğini, aracın arka tarafında sanıkla mücadele ederken künyenin kolunda olduğunu, boğuşma esnasında kırılmış olabileceğini, araca tekrar binerek sanıktan, kendisini eve götürmesini istediğini, sanığın da 'Senin görüntülerini çektim.' dediğini, bu esnada hâlen kafasının yerinde olmadığını ve sanığa 'Ne görüntüsü?' diye sorduğunu, sanığın da 'Saklayıp arada izlerim.' şeklinde cevap verdikten sonra kendisini eve bıraktığını, sorulması üzerine; eve gitmeden önce sanığın cinsel ilişkiye girdiklerini söylemesi üzerine bir eczaneye uğradıklarını ve hap aldığını, amacının korunmak, muhtemel bir hamileliği engellemek olduğunu, bunun öncesinde bir araç yıkama yerine de gittiklerini, sanığın aracın içini ve dışını yıkattığını, yine de künyenin bulunamadığını, 19.05.2012 tarihinde eve giderek üstünü başını yıkadığını ve kendisinin de yıkandığını, ertesi gün de evden çıkmadığını, sanığın 20.05.2012 tarihinde telefonla aradığını ancak sanıkla görüşmediğini, 22.05.2012 tarihinde de sanığın telefonla mesajlar gönderdiğini, bu mesajlardan da rahatsızlık duyarak avukatı aracılığıyla müracaatta bulunduğunu, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini, sorulması üzerine; herhangi bir bünyevi ve ruhsal rahatsızlığının bulunmadığını, ayılıp bayıldığı bir hastalığının olmadığını, bira kutusunun içine uyutucu bir madde atılıp atılmadığını da bilmediğini, görmediğini, bu konuda net bir şey söyleyemeyeceğini fakat banyo yaptığı esnada kendini yokladığını ve bir cinsel ilişki olduğu kanaatine vardığını, alt iç çamaşırında da sıvı bir şey olduğunu, iç çamaşırını ve pantolonunu da yıkadığını, daha önceden nişanlısıyla cinsel birliktelik yaşamış olduğunu, sorulması üzerine; biradan bir kez içtiğini, bir yudumu aşacak bir miktarda içmiş olabileceğini ancak yarısına kadar içmediğini, kendinden geçtiğini, sonraki aşamada bir bara gidip gitmediklerini hatırlamadığını, gözünü açtıktan sonra sanıkla arasında daha önce anlattığı konuşmaların geçtiğini, eczane ve oto yıkama yerine gittiklerini, gazete binasına veya başka bir yere uğramadıklarını, bu olay sonrasında herhangi bir tedavi görmediğini, ruh ve beden sağlığı yönünden herhangi bir yere sevkini talep etmediğini,
Tanık ....Mahkemede; zaman zaman müdürlüğünü yaptığı bara gelen sanığı bu nedenle tanıdığını, tam tarihini hatırlayamamakla beraber yaza doğru bir zamanda sanığın, yanında bir kadın olduğu hâlde saat 00.30 sıralarında bara geldiğini ve saat 02.30 sıralarında da iş yerinden ayrıldığını, sanıkla yanındaki kadının gayet samimi olduklarını, eğlendiklerini ve gittiklerini, nereye gittiklerini bilmediğini, sanığın yanındaki kadının sarı saçlı ve kısa boylu olduğunu hatırladığını, sanıkla yanındaki kadın arasındaki arkadaşlık derecesini bilmediğini, her ikisinin de alkol aldıklarını, ayda 2-3 kez erkek arkadaşlarıyla beraber bara gelen sanığı ilk kez bir kadınla gördüğünü,
Tanık ... .... Mahkemede; sanıkla katılan mağdurenin daha önceki arkadaşlıklarını ve bunun derecesini bilemediğini ancak o gece saat 03.00 sıralarında gazeteye geldiklerini hatırladığını, içeride televizyon seyrettiğini, gazetede ulaştırma bölümünde görevli olduğunu, sanığın da aynı bölümde çalıştığını, sabaha doğru bir gürültü duyarak baktığında dar bir koridora doğru bir kadının, arkasından da sanığın gittiğini gördüğünü, sanığın, kendisine 'Oraya girme. Bayan var.'' şeklinde bir hareket yaptığını, kendisinin de zaten oraya girme gibi bir niyetinin bulunmadığını, yaklaşık 5-10 dakika kaldıklarını, ayaküstü sohbet ettikten sonra gittiklerini, tuvalet ihtiyacı için geldiklerini tahmin ettiğini, ikisinin de alkollü olduğunu, kadının sarışın, tahminen 1.60 cm boylarında olduğunu, bu kadını daha önceden yanında sanık olmaksızın gazetede görmüş olduğunu, sonrasında nereye gittiklerini bilmediğini, klozet kapağının da kırılmış olduğunu sonradan fark ettiğini, neden ve nasıl kırıldığını bilmediğini,
Tanık... ....Mahkemede; sanığı tanımadığını, katılan mağdurenin anlatımıyla ismen bildiğini, katılan mağdureyi yaklaşık 12-13 yıldır tanıdığını, haftada bir iki kez mutlaka görüşüp sohbet ettiklerini, ayrıca katılan mağdurenin son iki yıldır .... isimli bir şahısla ciddi bir şekilde ilgilendiğini ve evlenmeyi düşündüğünü, bu olaydan sonraki gün tesadüfen katılan mağdureyi telefonla aradığını, sesinin çok kötü geldiğini, ısrarla sebebini sorduğunda ise katılan mağdurenin bir şey anlatmak istemediğini, bunun üzerine katılan mağdurenin evine ziyarete gittiğini, boynunda, kolunda, bileklerinde kızarıklıklar ve morluklar gördüğünü, ne olduğunu anlayamadığını, katılan mağdurenin ağlamakta olduğunu, katılan mağdureyle konuşmaya çalıştığını, katılan mağdurenin de, kendisine tecavüze uğradığını söylediğini, katılan mağdurenin 'Akşamüzeri iş çıkışı eve bırakayım.' teklifi üzerine sanığın aracına binerek eve doğru gittiğini, sonrasında hiçbir şey hatırlamadığını, ertesi sabah kendisini yarı çıplak araç içinde bulduğunu, darp ve tecavüze uğradığını, uyandığında da sanığın yine cinsel olarak birlikte olma isteğini söylediğini, sanığın bu talebini kabul etmediğini, bunun üzerine de darp edildiğini, araç içinde ve sabah uyandığında kafasında büyük bir ağırlık hissi olduğunu, görme ve algılama yönünden de zorluklar çektiğini kendisine anlattığını, sonrasında da katılan mağdurenin ....de bir hastanede tedavi gördüğünü bildiğini, sorulması üzerine; katılan mağdurenin annesinin ne şekilde vefat ettiğini bilmediğini, sadece öldüğüne dair bilgisinin olduğunu, katılan mağdurenin daha önce tedavi görüp görmediğini de bilmediğini ancak böyle bir durumun olması hâlinde katılan mağdurenin kendisine söyleyeceğini, sorulması üzerine; katılan mağdurenin durumunun kötü göründüğünü ve bu nedenle ona doktora gitmesini söylediğini ancak katılan mağdurenin o gün doktora gitmediğini, daha sonraki zamanda gitmiş olduğunu,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; katılan mağdureyle aynı iş yerinde çalıştıklarını ve yaklaşık 1 yıldır katılan mağdureyi tanıdığını, beraber haber yapmaya gittiklerini, arkadaşlıklarının duygusal ilişkiyle başladığını ve yaklaşık 6 ay süreyle sevgili olarak görüştüklerini, olay tarihine kadar aralarında bir cinsel ilişki yaşanmadığını, olay tarihinde katılan mağdureye telefon mesajı gönderdiğini, katılan mağdurenin araması üzerine telefonla görüştüklerini ve ..... pazarında olduğunu söyleyen katılan mağdureyi oradan aracıyla aldığını, önce katılan mağdurenin bir akrabasına gittiklerini, oradan çıkıp ....’ya geçtiklerini, araç içerisinde birlikte bira içtiklerini, devamında ....’da bulunan bir barda eğlendiklerini, saat 04.00 sıralarında çalıştıkları .... Gazetesi’ne gittiklerini, burada yaklaşık yarım saat kaldıktan sonra alkolün etkisiyle ....ormanlık bir alana gittiğini, aracı ormanlık alan içerisine park ettiğini ve araç içinde alkolün de etkisiyle katılan mağdureyle bir defa cinsel ilişkiye girdiğini, katılan mağdurenin baygın olmadığını, sabah saat 08.00 sıralarında araçtan inerek yürüyüş yaptıklarını, bu yürüyüş sırasında katılan mağdurenin künyesinin olmadığını söylediğini, bunun üzerinde aracın içinde künyeyi aradıklarını ancak bulamadıklarını, devamında... Atış Alanı’na gittiklerini, burada aracı yıkattığını, içini tekrar aradıklarını ve katılan mağdurenin altın künyesini bulamadıklarını, sonrasında eczaneye gittiklerini, katılan mağdurenin hamile kalmaması için ilaç aldığını ve onu evine bıraktığını, akşam saatlerinde katılan mağdurenin telefonla kendisini aradığını ve konuştuklarını, takip eden iki gün boyunca katılan mağdurenin, kendisini telefonla aramadığını, 22.05.2012 tarihinde saat 19.00 sıralarında katılan mağdureye mesaj gönderdiğini ve .....’ta buluştuklarını, burada katılan mağdurenin 'Ben başkasını seviyorum. Seninle bir şey yaşamak istemiyorum.' dediğini, bu sözler üzerine katılan mağdureye telefon mesajları gönderdiğini, katılan mağdurenin ona karşı olan duygularını ve evli olduğunu bildiğini, alkolün içerisine ilaç atmadığını, şantaj amacıyla katılan mağdurenin çıplak görüntülerini çekmediğini, tehdit ve darp etmediğini, suçlamaları kabul etmediğini,
Önceki beyanına ek olarak Savcılıkta; mesajları alkollüyken gönderdiğini, 'Hemen silmisin facede peki bendeki izlericgoruntuleri nasil sileceksin' içerikli mesajın okunarak sorulması üzerine; öyle bir görüntü olmadığını, sadece katılan mağdurenin, kendisinden ayrılmasını engellemek ve korkutmak için böyle bir mesaj gönderdiğini, sorulması üzerine; evli olduğunu ve iki kız çocuğunun bulunduğunu, katılan mağdurenin birasına herhangi bir uyuşturucu koymadığını ve bu şekilde onun ırzına geçmediğini, katılan mağdurenin doktor raporunun okunarak sorulması üzerine; belirtilen yaralanmalarla bir alakasının olmadığını, katılan mağdurenin, kendisine iftira attığını,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; katılan mağdureyle her cuma günü görüştüklerini, aralarında duygusal olarak da bir ilişkinin olduğunu, daha önce aynı yerde çalıştıklarını, daha sonra katılan mağdurenin ayrılıp .....’e geçtiğini, cuma günü katılan mağdurenin, telefonla arayarak .... pazarında olduğunu, görüşmek istediğini söylediğini, katılan mağdureyi aracıyla alarak önce surlara gittiklerini ve orada katılan mağdurenin bir akrabasına uğradıklarını, oradan bira alarak .... sahiline gittiklerini, sahilde gezip dolaştıklarını, katılan mağdureyi saat 19.00 sıralarında aldığını, ....’da dolaştıkları sırada saatin 23.00 sıraları olduğunu, orada sadece dolaşıp el ele tutuşarak gezdiklerini, sonra katılan mağdureyi evine bırakıp kendisinin de evine dönmeyi düşündüğünü ancak dönüş yolunda izinli oldukları için bara gitmeye karar verdiklerini,.... Müzikhol’de biraz alkol aldıklarını, saat 03.00 sıralarında bardan çıktıklarında katılan mağdure kendisini iyi hissetmediği için yakında bulunan iş yerine gittiklerini, katılan mağdurenin burada lavaboya girerek kustuğunu, gelen sesler üzerine lavaboya girdiğinde katılan mağdurenin düştüğünü gördüğünü, iş yerinden gazete alıp dışarı çıktıklarını, kendisini iyi hissetmeyen katılan mağdurenin eve gitmek istemediğini, düzelmek istediğini söylemesi üzerine saat 05.00 sıralarında araçla .... ve....tarafına doğru gittiklerini, arabayı....’da yol üzerinde bir yere park ettiğini, kendisinin de alkollü olduğunu ve araçta karşılıklı olarak rızayla cinsel ilişkiye girdiklerini, sonra araçtan inerek biraz yürüdüklerini, o sırada katılan mağdurenin 'Künyem yok.' dediğini, dönüp arabanın içini aradıklarını ancak künyeyi bulamadıklarını, arabayı .....’de bulunan '..... Oto Yıkama' isimli iş yerine çekip tekrar künyeyi aradıklarını ve yine bulamadıklarını, katılan mağdurenin 'Eczane bulalım.' demesi üzerine 19 Mayıs resmi tatil olduğu için .....tarafında bir nöbetçi eczaneye gittiklerini, buradan ertesi gün hapını aldıktan sonra katılan mağdureyi normal bir şekilde evine bıraktığını, aynı gün saat 16.00 sıralarında katılan mağdurenin telefonla arayarak 'Eşin evde mi?' diye sorduğunu, bu süreçte yaptıkları telefon görüşmelerinde katılan mağdurenin görüşmek istemediğini söylediğini, 22.05.2012 tarihinde saat 19.00 sıralarında ....’ta buluştuklarını, katılan mağdurenin 'Ben artık başkasını seviyorum. Senin kızların var. Ailen var.' dediğini, bu konuşmanın öncesinde katılan mağdureye 'Neden benimle olmak istemiyorsun?' diye sorduğunu, bu konuşmadan sonra da alkol aldığını ve katılan mağdureye birtakım mesajlar gönderdiğini, bu mesajlar nedeniyle pişman olduğunu, olay gününden önce de iki üç ay süreyle katılan mağdureyle bu şekilde cinsel ilişkiye girdiklerini, olay gününde de yine rızayla cinsel ilişki yaşadıklarını, bunların hiçbirinin zorla olmadığını ve hepsinin de arabada gerçekleşmediğini, katılan mağdurenin alkolün etkisiyle tam hatırlamıyor olabileceğini, kendisinin de alkollü olduğunu ancak zorlama yaşanmadığını, sorulması üzerine; künye olayını konuştuktan sonra katılan mağdurenin, kendisine vurmaya çalıştığını, o esnada katılan mağdurenin kolunu tuttuğunu, kalçası ve uyruğundaki izlerin lavaboda düştüğünde meydana gelmiş olabileceğini, kulağındakinin de aynı şekilde gerçekleşmiş olabileceğini,
Mahkemede; katılan mağdureyle 6-7 aydır devam eden bir tanışıklıklarının olduğunu, her hafta cuma günü görüştüklerini, en son olayın olduğu iddia edilen cuma günü saat 19.00 sıralarında katılan mağdureyi aracıyla .....’da bulunan ....pazarının yanından aldığını, birlikte benzinliğe gittiklerini, birkaç bira alarak.... sahile gittiklerini, saat 23.00-00.00’a kadar dolaştıklarını, sonra .....’da bir kulübe gittiklerini ve barda saat 02.45’e kadar eğlendiklerini, oradan gazeteye geçtiklerini ve lavaboya girdiklerini, bu sırada ... adlı görevlinin de kendilerini gördüğünü, ...’in nöbetçi olduğunu, ...’le konuştuğunu, katılan mağdurenin de bunu gördüğünü, barda da yine daha önce birkaç defa gitmesi nedeniyle tanıdığı ... Bey’in katılan mağdureyle kendisini gördüğünü, katılan mağdurenin madde aldığını da düşündüğünü çünkü 'Hem alkol hem de böyle maddeli bir vaziyette eve gitmeyeyim.' dediğini, bunun üzerine .... yolu üzerinde bulunan ağaçlık bir yere arabayı çektiğini, arabanın arka tarafındaki koltukta katılan mağdurenin rızasıyla birlikte olduklarını, saat 07.00 sıralarında kalktıklarını, katılan mağdurenin künyesinin kaybolduğunu fark ettiğini, aracın önünde ve arkasında künyeyi aradıklarını ancak bulamadıklarını, buradan oto yıkamacıya giderek tek tek her tarafı arattıklarını, künyenin yine bulunamadığını, sonrasında eve doğru yöneldiklerini, birlikte oldukları için katılan mağdurenin hamileliği önleyen hap almak istediğini, nöbetçi eczane bularak ilacı aldıktan sonra katılan mağdureyi evine bıraktığını, katılan mağdureyle olay gününden önceki hafta da yine beraber gezdiklerini ve cinsel ilişkiye girdiklerini, herhangi bir zorlama olmadığını, katılan mağdurenin, eski nişanlısı olan .....'la barışınca kendisinden ayrılmak istediğini, katılan mağdureden ayrılmak istemediği için ilişkiyi bitirmek isteyen katılan mağdurenin, kendisine bu şekilde bir iftirada bulunduğunu, katılan mağdurenin arabada uyuduğu esnada '.....' diye sayıkladığını ve bu nedenle katılan mağdureyle tartıştıklarını, sorulması üzerine katılan mağdureyle beraber gazeteye gittiklerinde katılan mağdurenin düştüğünü, o gece katılan mağdureyi eve bırakıncaya kadar aralarında herhangi bir kavga yaşanmadığını, hatta gazetedeki görevlinin de katılan mağdure düştüğünde yardım etmek istediğini ancak kendisinin görevliye 'Ben hâllederim. Sen karışma.' dediğini, kesinlikle katılan mağdurenin görüntülerini almadığını, zaten cep telefonunun şarjının olmadığını, katılan mağdureyi korkutmak amacıyla bu şekilde mesajlar gönderdiğini, bu olayın 18-19 mayıs tarihinde gerçekleştiğini ve katılan mağdureyle 22.05.2012 tarihinde oturup konuştuklarını, katılan mağdurenin eski nişanlısıyla birlikte olmak istediğini tekrarladığını, kendisine de 'Senin iki kızın var. Peşimi bırak.' dediğini, bu sözler üzerine mesajı gönderdiğini ancak elinde katılan mağdurenin herhangi bir görüntüsünün olmadığını, mesajları katılan mağdurenin, kendisinden ayrılmamasını sağlamak amacıyla gönderdiğini,
Savunmuştur.
Uyuşmazlık konularının ayrı ayrı ele alınmasında yarar bulunmaktadır
1- Sanığın katılan mağdureye yönelik beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı, kasten yaralama, şantaj ve hakaret suçlarının ise sabit olup olmadığı;
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Olay tarihinde haber muhabirliği yapan katılan mağdureyi tanıyan ve aynı gazetenin ulaştırma biriminde çalışan sanığın, katılan mağdureyi telefonla arayarak buluşmak istediğini söylediği, katılan mağdurenin... ilçesi ....semtinde olduğunu bildirmesi üzerine gazeteye ait araçla bulunduğu yere giderek katılan mağdureyi aldığı, katılan mağdurenin aşamalarda otomobile bindikten sonra sanığın teklifi ve ısrarı üzerine kendisine ikram ettiği biradan içtiğini, yol üzerinde idrakının kaybolduğunu ve baygınlık geçirdiğini, kendine geldiğinde kendisini kısmen inşaat olan bir yerde bulduğunu, üst kısmında kıyafetinin olduğunu ancak alt tarafında hiçbir şey bulunmadığını, yanında oturan sanığın, üstünü ve yüzünü okşarken 'Sürekli ....'ı sayıklayıp durdun. Ne ....'mış.' dediğini, sanığın, saçını, yüzünü okşamaya devam etmesi üzerine 'Elini çek.' diyerek sanığa tepki gösterdiğini, tekrar üstüne doğru gelerek birlikte olmak isteyen sanığın 'Seninle cinsel ilişkiye de girdim. Oğlumu da sen doğurursun.' şeklinde sözler söylediğini, ilişki teklifine tekrar karşı çıkması üzerine sanığın, kendisini darp ettiğini, boğazına sarıldığını, sanıkla yaşadıkları arbede sonrasında ağlama krizine girdiğini ve sanığa 'Beni bırak. Bir şey hatırlamıyorum.' dediğini, bu davranışları üzerine sanığın, kendisini bıraktığını ve araçtan dışarı çıktığını, 10-15 dakika sonra yanına gelen sanığın yine kendisine dokunduğunu ve 'Birlikte olduk. Nasıl hatırlamıyorsun?' diye sorduğunu, saat 07.00-08.00 sıralarında künyesinin kolunda olmadığını görünce aracın içinde künyeyi aradığını ancak bulamadığını, araca tekrar binerek sanıktan, kendisini eve götürmesini istediğini, sanığın da 'Senin görüntülerini çektim.' dediğini, o esnada hâlen kafasının yerinde olmadığını ve sanığa 'Ne görüntüsü?' diye sorduğunu, sanığın da 'Saklayıp arada izlerim.' şeklinde cevap verdiğini, eve gitmeden önce sanığın ilişkiye girdiklerine dair beyanı üzerine hamile kalmaktan çekinerek sanıktan bir eczaneye uğramasını istediğini, nöbetçi eczaneden ertesi gün hapı aldığını, ayrıca yine sanıkla bir oto yıkamacıya gittiklerini ve burada sanığın aracın içini ve dışını yıkattırdığını ancak kaybolan künyesinin yine bulunamadığını, sanığın, kendisini eve bırakmasından sonra banyo yaptığını ve üzerinde bulunan bütün kıyafetlerini yıkadığını, sanığın 20.05.2012 tarihinde telefonla aradığını ancak sanıkla görüşmediğini, 22.05.2012 tarihinde de sanığın mesajlar gönderdiğini, bu mesajlardan sonra son bir defa yüz yüze sanıkla görüşmeyi kabul ettiğini ve.....’ta buluştuklarını, sanığın, burada da 'Ben seni istemediğim sürece sen benimle görüşeceksin ve benim olacaksın. Elimde görüntülerin var. Senden haber alamazsam ağabeyinle yakınlık, dostluk kurar, senin haberini alırım. ..... sen benim her zaman hayatımda olacaksın. Kolay çıkıp gidemeyeceksin.' şeklinde sözler söylediğini, hakkında şikâyette bulunacağını söyleyerek sanığın yanından ayrıldığını, olay sırasında sanığın, ikram ettiği biraya uyutucu ya da uyuşturucu herhangi bir madde karıştırıp karıştırmadığını bilmediğini, görmediğini iddia ettiği, sanığın aşamalarda aralarında bir süredir gönül ilişkisi bulunan katılan mağdureyi aracıyla ....’den aldıktan sonra önce bir benzinliğe uğrayarak bira aldıklarını, devamında .... Sahil’e giderek dolaştıklarını, buradan ...’da bulunan bir bara giderek alkol almaya devam ettiklerini, katılan mağdurenin kendisini kötü hissetmesi nedeniyle barın yakınlarında bulunan gazete binasına gittiklerini, katılan mağdurenin lavaboya girdiğini ve istifra ettiğini, ayrıca binada bulundukları sırada alkolün de etkisiyle düşen katılan mağdurenin bu hâlde evine dönmek istememesi üzerine ..... yolu üzerinde ormanlık bir alana aracı park ettiğini ve aracın arka koltuğunda alkollü ancak baygın olmayan katılan mağdurenin de rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini, katılan mağdurenin uyku sırasında '.....' ismini sayıkladığını duyduğunu ve sabah saatlerinde uyandıklarında katılan mağdureyle aralarında bu nedenle tartışma yaşandığını, katılan mağdurenin künyesinin bileğinde olmadığını fark etmesi üzerine araç içinde künyeyi aradıklarını, bulamayınca bir oto yıkamacıya gittiklerini, yapılan temizlik sırasında da künyenin bulunamadığını, sonrasında eve doğru yola çıktıklarını, katılan mağdurenin ertesi gün hapı almak istediğini, nöbetçi eczane bularak ilacı aldıktan sonra katılan mağdureyi evine bıraktığını, birkaç gün sonra görüştüklerinde eski nişanlısı ile barışan katılan mağdurenin ilişkiye devam etmek istemediğini kendisine ilettiğini, bu durumu kabullenemediğini ve katılan mağdurenin, kendisiyle görüşmeye devam etmesini sağlamak amacıyla ona birtakım mesajlar gönderdiğini, kendisinde katılan mağdureye ait herhangi bir görüntü kaydının bulunmadığını, katılan mağdurenin nişanlısına dönmek için kendisi hakkında böyle bir suç isnadında bulunduğunu savunduğu olayda;
Olay günü sanık ile katılan mağdurenin aralarında gerçekleşen telefon görüşmesi sonucu karşılıklı anlaşarak saat 19.00 sıralarında buluşmaları, sanıkla kısa bir süre görüşmeyi planlayan katılan mağdurenin araç içerisinde sanık tarafından kendisine ikram edilen birayı içtikten sonra kendinden geçtiğini, sabah saatlerinde uyandığında aracın arka koltuğunda yarı çıplak bir vaziyette olduğunu fark ettiğini, bu sırada yanında bulunan sanığın cinsel ilişkiye girdiklerini söylediğini ve tekrar ilişkiye girmek için girişimde bulunduğunu ancak tepki göstermesi üzerine sanığın, kendisini darbettiğini iddia etmesine karşın katılan mağdureyle olay günü buluştuktan sonra birlikte bir gece kulubünde alkol alarak eğlendiklerine, gecenin ilerleyen saatlerinde buradan ayrılarak gazete binasına gittiklerine, lavaboyu kullanan katılan mağdurenin o esnada düştüğüne, akabinde .... köyünde ormanlık bir alanda aracı park ettiklerine dair sanık savunmasının dosyaya sanık müdafisi tarafından sunulan GPRS kayıtları ve tanıklar ... ile ....’ın beyanlarıyla doğrulanması, bilincinin yerinde olmadığı bir zaman aralığında sanıkla cinsel ilişkiye girdiğini kendine geldikten sonra yine sanıktan öğrendiğini ifade eden katılan mağdurenin, böyle bir olaydan sonra kaybolduğunu fark ettiği künyesini sanıkla beraber aramasının, sanıkla bir oto yıkamacısına gitmesinin ve devamında da muhtemel bir hamileliği önleme gayesiyle ertesi gün hapı almak için nöbetçi eczane aramasının, haber muhabirliği yapan, 29 yaşı içerisindeki katılan mağdurenin bilincinin yerinde olmadığı bir sırada gerçekleştiğini öğrendiği nitelikli cinsel saldırı eyleminden sonra evine dönerek banyo yapıp üzerinde bulunan tüm kıyafetlerini de yıkamasının, 19.05.2012 tarihinde yaşanan olaydan üç gün sonra sanığın, kendisine gönderdiği telefon mesajları üzerine durumu avukatıyla paylaşarak 23.05.2012 tarihinde adli makamlara müracaatta bulunmasının hayatın olağan akışına uygunluk göstermemesi, içkisine herhangi bir uyutucu-uyuşturucu madde katıldığını görmediğini, sanığın ikram ettiği biradan Kollukta bir kutu, Mahkemede ise bir yudum ya da bir miktar daha fazla içtiğini ifade eden katılan mağdurenin ne şekilde kendini kaybederek bilincini yitirdiğine dair net bir açıklamasının olmaması ve bu konuda herhangi bir iddiada da bulunmaması, tanık...’in Mahkemede alınan beyanında olay tarihinden bir gün sonra görüştüğü katılan mağdurenin, kendisine iş çıkışında eve bırakma teklifini kabul ederek sanığın aracına bindiğini söylediğini ifade etmesi, sanığın cep telefonunda yapılan incelemede herhangi bir görüntü kaydına rastlanılmaması, sanık tarafından katılan mağdureye gönderilen telefon mesajlarında da hakaret ve şantaj suçlarını oluşturacak bir ibarenin yer almaması, sanık savunması ve tanık ...’in katılan mağdureyle sanığın gazete binasına geldiklerini çıkan gürültü üzerine fark ettiği ve katılan mağdureyle sanık binadan ayrıldıktan sonra da klozet kapağının kırık olduğunu gördüğü şeklindeki beyanları, olay tarihinden önce sanıkla katılan mağdure arasında bir gönül ilişkisinin var olmasının veya husumetin bulunmamasının sanığın atılı suçları işlediği yönünde tek başına kanaate ulaşılmasını sağlayacak kriterler olmaması, bu hususların dosya kapsamındaki tüm delillerle birlikte ele alınmasının zorunlu olması karşısında katılan mağdure hakkında olaydan dört gün sonra düzenlenen adli raporda yer alan bulguların sanık tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilememesi hususları birlikte göz önüne alındığında; sanığın katılan mağdureye yönelik eylemini onun rızasına aykırı olarak gerçekleştirdiğini ve katılan mağdureye karşı hakaret, şantaj ve kasten yaralama suçlarını işlediğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığa atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı, hakaret, şantaj ve kasten yaralama suçlarını ise işlediğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının birinci uyuşmazlık yönünden reddine karar verilmelidir.
2-Sanığın katılan mağdureye yönelik tehdit suçunun sabit olup olmadığı;
Tehdit suçu TCK’nın 106. maddesinde;
'(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.' şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre, 'Gözdağı verme' anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu; söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk, A. Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, Ankara, 6. Bası, s. 100).
Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili 'Korkutmak amacıyla' yapmış olmasıdır (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Sevinç Matbaası, Ankara 1978, C. II, s. 127; A. Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C. II, s. 517 ve 873).
Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar TCK’nın 106. maddesinin gerekçesinde; 'Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.' şeklinde açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
23.05.2012 tarihli mesaj tespit tutanağına göre; katılan mağdurenin, kullanmakta olduğu 05xx 3xx3xx5 numaralı telefon hattına sanığa ait 05xx 5xx5xx9 numaralı hattan gönderilen mesajların cep telefonunda kayıtlı olduğunu beyan etmesi üzerine söz konusu cep telefonunun katılan mağdurenin rızasıyla teslim alınması ve yapılan incelemede; 05xx 5xx5xx9 numaralı hattan 05xx 3xx3xx5 numaralı telefon hattına 'Ee konustunmu arkadaslarin veya tanidigin piskopat veya avukatinla adam nasil tehdit edilir gorursun beni kizlarimlaxkimse tehdit edemedi sen kimsin be' içeriğinde mesaj gönderildiğinin tespit edilmesi, sanığın, eski nişanlısıyla barışarak kendisinden ayrılma isteğini dile getiren katılan mağdureye duyduğu öfkeyle söz konusu mesajları gönderdiğini savunması, mesajda yer alan '..adam nasıl tehdit edilir görürsün...' şeklindeki ifadenin katılan mağdurenin iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa atılı tehdit suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
İkinci uyuşmazlığa ilişkin olarak varılan bu sonuç karşısında, inceleme günü itibarıyla dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 tarihli ve 978-250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı gibi, yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.06.2011 tarihli ve 94-133; 22.11.2011 tarihli ve 203-238 sayılı kararlarında; Yargıtay ilgili Ceza Dairesince bir mahkûmiyet hükmü onanmakla kesinleşeceğinden, kesinleşme anına kadar işleyen dava zamanaşımının bu aşamada sona ereceği, bu karara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine yapılan incelemede, Ceza Genel Kurulunca itirazın kabulü halinde, Özel Daire onama kararı ile Ceza Genel Kurulunun karar tarihi arasında geçen sürenin, dava zamanaşımının hesaplanmasında göz önünde bulundurulmayacağı, ancak itirazın kabulü üzerine dosyanın derdest hale gelmesi nedeniyle yargılamaya devam edildiğinde, Ceza Genel Kurulunca itirazın kabulü tarihinden itibaren geçerli olmak üzere sürenin işlemeye devam edeceği ve dava zamanaşımının buna göre hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. İncelemeye konu dosyada ise, Özel Dairece onanmasına karar verilen hüküm, mahkûmiyet hükmü olmayıp beraat hükmü olduğundan, bu hükmün kesinleşmesinin zamanaşımını kesen, durduran veya sona erdiren bir sebep olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilmelidir.
Buna göre; sanığa atılı tehdit suçunun yaptırımı TCK’nın 106. maddesinin 1.fıkrasının ikinci cümlesinde 6 aya kadar hapis veya adli para cezası olarak öngörülmüş olup, anılan Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıl, aynı Kanun'un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise on iki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 23.05.2012 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan eylemle ilgili olarak, iddianame tarihinin 12.06.2012 olduğu ve zamanaşımının son olarak sanığın sorgusunun yapıldığı 06.02.2013 tarihinde kesildiği, bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin bulunmadığı da gözetildiğinde, TCK'nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen sekiz yıllık asli zamanaşımı süresinin 06.02.2021 tarihinde dolduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının ikinci uyuşmazlık yönünden kabulü ile Özel Daire onama kararının tehdit suçundan verilen beraat hükmü bakımından kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin tehdit suçundan verdiği beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında tehdit suçundan açılan kamu davasının TCK'nın 66/1-e, 67/4 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının;
a) Birinci uyuşmazlık yönünden REDDİNE,
b) İkinci uyuşmazlık yönünden KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 18.11.2020 tarihli ve 8919-5097 sayılı onama kararının tehdit suçundan verilen beraat hükmü yönünden KALDIRILMASINA,
3- İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesince sanık hakkında tehdit suçundan kurulan 06.03.2014 tarihli ve 292-79 sayılı beraat hükmünün, sanığın sabit olan tehdit suçu nedeniyle mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
Ancak, atılı suç için 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında tehdit suçundan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.