Hukuk Genel Kurulu 2019/636 E. , 2021/1572 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.02.2011 tarihinde işe başlayan müvekkilinin son alt işvereninin ... Bilgisayar Yemek Sanayi Tem. Taah. Tic. Ltd. Şti. (... Ltd. Şti.) olduğunu, 30.06.2014 tarihinde yenilenen ihale sonucunda işten çıkartıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Belediye Başkanlığı (Belediye) vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının yerinde olmadığını, zira işverenin müvekkili olmayıp davanın taraf sıfatı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davacının asgari ücretle çalıştığını, yıllık izin ücreti ve diğer işçilik alacaklarını da hak etmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 23.03.2016 tarihli ve 2015/275 E., 2016/301 K. sayılı kararı ile; davalının taraf sıfatıyla ilgili itirazının yerinde olmadığı, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İzsu) yazısı ve dosya kapsamı dikkate alındığında davalı Belediyenin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ispat edemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, yıllık izin ücreti talebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2017/5177 E., 2018/2840 K. sayılı kararı ile; “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık işyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde işyeri devri halinde devreden ve devralan işverenin sorumluluğu düzenlenmiş olup, maddeye göre “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır”. İş sözleşmesinin devri kendine özgü üçlü bir ilişki olup devreden işverenin, devralan işverenin ve de işçinin rızasının uyuşması sonucu ortaya çıkmaktadır.
6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca 'devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur' denilmektedir
Somut olayda, davacı, davalı ... Belediyesinde 30.06.2014 tarihine kadar çalışmış, ardından hizmet alım sözleşme süresinin sona ermesi nedeni ile iş akdi feshedilmiştir. 6360 sayılı 'Onüç İlde Büyiikşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' uyarınca, İzmir Valiliği bünyesinde oluşturulan Devir, Tasfiye ve Paylaşım Komisyon kararı gereği 01.07.2014 tarihinde bir grup personel devir alınmıştır. Davacı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının alt işvereni olarak faaliyet gösteren ... A.Ş bünyesinde 01/07/2014 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkemece davacının devralınan işçiler arasında olmadığı, 01/07/2014 tarihinde yeni bir iş ilişkisi kurulduğu gerekçesi ile feshe bağlı haklardan olan kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretlerinin kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesi gereğince işyeri devri ile birlikte iş sözleşmesi de devralana geçer, 6111 sayılı yasa gereği iş sözleşmesinin herhangi bir işleme gerek kalmaksızın devralana geçtiğinin kabulü gerekir. Her ne kadar Devir, Tasfiye ve Paylaşım Komisyon kararı ekli listesinde yer alan devredilen işçiler arasında davacı işçi yer almamakta ise de 31.06.2014(30.06.2014) tarihine kadar devreden işveren ... Bilgi Yem. San. Ltd. Şti.'nde çalıştığı bu şirket tarafından herhangi bir fesih bildirimi yapılmadığı davacının ara vermeden 01.07.2011(01.07.2014) tarihinden itibaren devralan işveren nezdinde çalışmaya başladığı dikkate alındığında iş sözleşmesinin belirtilen hükümler uyarınca işyeri devri ile birlikte devralan dava dışı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına geçtiği anlaşılmaktadır. Bu durumda devir ile birlikte iş sözleşmesi sona ermediğinden buna bağlı kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacaklarının da talep edilmesi mümkün değildir. Söz konusu taleplerin reddi yerine kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 22.03.2019 tarihli ve 2018/493 E., 2019/286 K. sayılı kararı ile; İzsu’nun 09.12.2015 havale tarihli cevabi yazısı uyarınca davacının davalı tarafından devir alınmadığı, 04.07.2014 tarihi itibariyle ... İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruması ve İyileştirmesi, müşavirlik ve Proje Hizmetleri Ticaret A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne verilen “İzsu Genel Müdürlüğü bünyesindeki içme suyu ve atık su arıtma tesisleri ile buna bağlı birimlerin işletilmesi, bakımı ve onarımı hizmetleri için personel çalıştırılması işi” konulu ve 4734 sayılı Kanun kapsamında Genel Müdürlüğün Su Arıtma Dairesi Başkanlığı Su Arıtma Şube Müdürlüğü Ödemiş içme suyu arıtma biriminde çalışmaya başladığı, bu durumda davacı ile yeni bir iş sözleşmesi yapıldığından iş sözleşmesinin devam ettiğinden bahsedilemeyeceği ve iş sözleşmesinin 30.06.2014 tarihinde sona erdiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 30.06.2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği iddiasıyla kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının tahsili istemiyle açılan eldeki davada, davacının hizmet döküm cetveline göre 01.07.2014 tarihinde dava dışı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının alt işvereni olarak faaliyet gösteren ... A.Ş. nezdinde çalışmaya başlamasının yeni bir iş sözleşmesi kapsamında mı, yoksa işyeri devri niteliğinde mi olduğu; buradan varılacak sonuca göre kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
12. Öncelikle uyuşmazlık konusu ile ilgili yasal düzenlemelere kısaca değinilmesinde yarar bulunmaktadır.
13. İşyeri devri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan madde; “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.
14. İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz.
15. İş sözleşmesini sona erdiren en önemli sebeplerden biri fesihtir. Fesih, sürekli (belirli ya da belirsiz süreli) bir iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, tek taraflı ve karşı tarafa ulaşması gerekli bozucu yenilik doğuran bir haktır. Dolayısıyla fesih karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuran, karşı tarafın kabulünü gerektirmeyen bir irade açıklamasıdır (Senyen Kaplan, Emine Tuncay: “Belirli Süreli İş Sözleşmesinin Haksız Feshinin Hüküm ve Sonuçları”, Sicil İş Hukuku Dergisi, 2016, Sayı: 36, s. 23).
16. Kural olarak fesih bildirimi herhangi bir şekle tabi değildir. Fesih bildirimi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Hatta bazı durumlarda örneğin işçinin elinden işyeri giriş kartının alınması, işyerine sokulmaması ya da işçinin devamsızlık yapması gibi hâllerde iş sözleşmesinin eylemli olarak feshedilmesi de mümkündür. Dolayısıyla sözleşmeyi fesheden tarafın, iş sözleşmesini sona erdirme iradesini yeterli açıklıkta ortaya koyması gereklidir.
17. Fesih bildiriminde bulunma hakkı, sözleşmenin her iki tarafına, yani işçi ve işverene tanınmıştır. Çünkü sonsuza dek uzanıp sona erdirilemeyecek bir iş ilişkisi, tarafların kişilik haklarına ters düşer (Centel, Tankut; İş Güvencesi, 1. Baskı, İstanbul 2013, s. 11). Bununla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin ihbar önelli feshi (süreli fesih) ile aynı Kanun’un 24 ve 25. maddelerinde düzenlenen haklı nedenle derhal fesih hakkı hem işçi hem de işverene tanınmış iken, 18. maddesinde düzenlenen geçerli sebeple fesih hakkı sadece işverene tanınmış bir haktır.
18. Diğer taraftan, Özel Daire bozma kararında geçen 6360 sayılı Kanun’a değinmekte de yarar bulunmaktadır.
19. 12.11.2012 tarihinde kabul edilen 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (6360 sayılı Kanun) başlığında değişiklik yapılmış olup, buna göre, 14.03.2013 tarihli ve 6447 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle, bu Kanunun başlığında yer alan “On Üç” ibaresi “On Dört” olarak, “Yirmi Altı” ibaresi “Yirmi Yedi” olarak değiştirilmiştir.
20. 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “Büyükşehir belediyesi kurulması ve sınırlarının belirlenmesi” başlıklı 1. maddesinin 2. fıkrası ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olduğu hükmüne yer verilmiş, Geçici 1. maddenin 8. fıkrasına göre de, “Bu Kanunla büyükşehir ilçe belediyesi olan belediyelerce yürütülen su, kanalizasyon, katı atık depolama ve bertaraf, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere personel, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları, komisyonca ilgisine göre büyükşehir belediyesi ile ilgili bağlı kuruluş arasında paylaştırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
21. 6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile Geçici 1. maddesinin 8. fıkrasının, aynı Kanun’un “Yürürlük” başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine göre, ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre anılan maddelerin ilk mahalli idareler genel seçim tarihi olan 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği görülmektedir.
22. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgular ışığında değerlendirme yapıldığında; davacı iş sözleşmesinin yenilenen ihale sonucunda 30.06.2014 tarihinde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının tahsili talebiyle eldeki davayı açmış, mahkemece iş sözleşmesinin 30.06.2014 tarihinde feshedildiği kabul edilerek alacaklar hüküm altına alınmıştır.
23. Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; davacının iş sözleşmesinin feshedilmediği, 6360 sayılı Kanun çerçevesinde işyeri devri nedeniyle başka bir alt işveren nezdinde çalışmasına devam ettiği, fesih gerçekleşmediğinden feshe bağlı alacakların talep edilmesinin mümkün olmadığı ve açıklanan bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
24. Ancak davacı, davalı ... Belediye Başkanlığının alt işverenleri nezdinde ve en son ... Ltd. Şti. işçisi olarak Su ve Kanalizasyon Müdürlüğüne bağlı elektrik teknikeri unvanıyla çalışırken 30.06.2014 tarihinde yenilenen ihale sonucunda iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürmüştür.
25. 6360 sayılı Kanun ile su ve kanalizasyon işleri Büyükşehir Belediyesine devredilmişse de, davalı ... Belediye Başkanlığı, iş sözleşmesinin sona erme şekliyle ilgili bir beyanda bulunmamıştır. Öte yandan dosyada bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün 09.12.2015 havale tarihli cevabi yazısında açıkça davacının Ödemiş Belediye Başkanlığından devir alınmadığının bildirildiği görülmüştür. Böyle olunca iş sözleşmesinin davalı ... Belediye Başkanlığının son alt işvereni olan dava dışı ... Ltd. Şti. tarafından 30.06.2014 tarihinde feshedildiği, davacının hizmet döküm cetveline göre 01.07.2014 tarihinde dava dışı İzmir Büyükşehir Belediyesinin alt işvereni olan dava dışı ... A.Ş. işyerindeki çalışmasının yeni bir iş sözleşmesi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
26. Ayrıca; Özel Daire bozma kararında “Davacı İsteminin Özeti” kısmında davacının 01.02.2006 tarihinde kepçe operatörü olarak çalışmaya başladığı ve İşkur tarafından işsizlik maaşı bağlandığını ileri sürdüğü belirtilmişse de, davacı dava dilekçesinde 08.02.2011 tarihinde çalışmaya başladığını ileri sürmüş olup, davacının İşkur tarafından işsizlik maaşının bağlandığı ve kepçe operatörü olarak çalıştığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı, “Davalı Cevabının Özeti” kısmında su ve kanalizasyon işlerinin Büyükşehir Belediyesinin yetki alanına girdiği yönünde davalı savunmasının bulunmadığı, kararın “Gerekçe” kısmında Devir, Tasfiye ve Paylaşım Komisyon kararından bahsedilmekle birlikte yine dosyada bu yönde bir kararın yer almadığı ve davacının 31.06.2014 tarihine kadar devreden işveren yanında, 01.07.2011 tarihinden itibaren devralan işveren nezdinde çalıştığı yönündeki açıklamalarda tarihlerin de hatalı olduğu, açıklanan hususların bahsedilen sebeplerle dosya kapsamına uygun olmadığı, dolayısıyla maddi hataya dayalı olduğu tespit edilmiştir.
27. Öte yandan, dava tarihi 25.03.2015 olmasına rağmen direnmeye ilişkin karar başlığında 29.05.2018 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
28. O hâlde 30.06.2014 tarihinde fesih olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilmesi isabetli olup, direnme kararı yerindedir.
29. Ne var ki; işin esasına yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin temyizi yönünden direnme uygun bulunduğundan işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.12.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.