1. Ceza Dairesi 2013/5023 E. , 2014/1176 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak
HÜKÜM : 1-Sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK.nun 81, 29, 62/1, 53/1, 170/1-c, 62/1, 53/1, 63 ve 54. maddelerine göre, 10 yıl hapis, 10 ay hapis cezası.
2-Sanık ... hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 81, 35/2, 29/1, 62/1, 53/1, 170/1-c, 62/1, 53/1, 6136 sayılı Kanunun 13/1, 52/2, 53/1, 58/6, 63 ve 54. maddelerine göre, 4 yıl 2 ay hapis, 10 ay hapis, 1 yıl 8 ay hapis, 1000 TL adli para cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-Sanık ... mağdur ... yönelik eylemini, maktul ... kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım olarak nitelendiren yerel mahkeme uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, sanık ... TCK.nun 37/1 maddesi yollaması ile kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiğine yönelen tebliğnamedeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
2-Sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz istemlerinin sanık sıfatı ile yapıldığı kabul edilerek; sanık ... hakkında mağdur ... kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardım, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık ... hakkında maktul ... kasten öldürme ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelemesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... mağdur ... kasten öldürmeye teşebbüse yardım ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin sübuta, haksız tahrikin varlığına, lehe yasa hükümlerinin uygulanmadığına, katılan Seydi'nin eksik incelemeye, haksız tahrik bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
A-Sanık ... mağdur ... kasten öldürmeye teşebbüse yardım ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerde; TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen hak yoksunluğunun, kendi altsoyu dışında kalan kişiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olduğunun gözetilmemesi yasaya aykırı ise de bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulandığı bentlerin, 'sanığın, 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1-c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına' olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, sanık ... hakkında mağdur ... kasten öldürmeye teşebbüse yardım ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),
B-Sanık ... hakkında maktul ... kasten öldürme ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçları ile sanık ... hakkında kasten güvenliği tehlikeye sokma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık ... pazarlamacılık yaptığı ve bu nedenle sık sık şehir dışına çıktığı, olay tarihinden yaklaşık bir hafta önce sanığın yine şehir dışında bulunduğu sırada arkadaşı olan tanık ... sanığı telefonla arayarak '... senin hakkında ... ibnelik yapıyormuş, kendisini başkalarına pazarlıyormuş' şeklinde sözler söylediği, sanığında bu duruma sinirlendiği ancak meselenin üzerine gitmediği,
Olay günü sanık ... şehirde bulunduğu sırada tanık ... isteği üzerine gündüz saatlerinde buluştukları, tanık ... yine aynı konuyu açarak diğer sanık ..., sanık ... hakkında 'kendisini ve karısını erkeklere pazarladığı' şeklinde dedikodular çıkardığını, '... sözlerinin yenilir yutulur şeyler olmadığını, bunun altında kalamayacağını, bunun dedikodusunun bile yeteceğini, etrafta duyulursa ... şehirde kimsenin yüzüne bakamayacağını' söylediği, sanık ..., ... ayrılıp eve gittikten sonra sinirini yatıştıramadığı ve diğer sanık ... ile
konuşmaya karar verdiği, bu nedenle olay günü saat 20:30 sıralarında sanık ...'u telefonla aradığı ve kendisiyle özel bir konu görüşmek istediğini belirttiği, ... kendisine çarşıya gelmesini söylediği, sanık ... arabayla saat 21:00 sıralarında belirtilen yerde yol kenarına aracını park ettiği, kısa bir süre sonra sanık ... araçla gelerek sanık ... aracının yakınında durduğu, sanık ... aracında sağ ön koltukta maktul ..., arka koltukta ise tanıklar... ... ve ... bulunduğu, sanık ... araçtan inip sanık ... yanına geldiği ve özel bir konu görüşmek amacıyla sanık ...'u kendi aracına davet ettiği, sanık ... ise ayağının sakat olduğunu ve yürüyemediğini söyleyerek araçtan inmediği, burada konuşabileceklerini söylediği, araç içerisindeki kişiler nedeniyle sanık ... konuşmaya çekindiği, sanık ... da başka olayları sebebiyle hasımlarının bulunmasından dolayı sanık ... hasımları tarafından gönderilmesinden endişe duyarak, sanık ... 'o zaman beni takip et, ben bir eve uğrayayım, ondan sonra konuşuruz' dediği, önde sanık ... arkada ise sanık ... aracı olacak şekilde hareket ettikleri, sanık ... evinin önüne geldiğinde durduğu, sanık ... ise eve fazla yaklaşmadan biraz uzağa aracını parkettiği, sanık ... yanında oturan maktul ... arkadan gelen araçtaki kişinin kendisini öldürmek niyetinin olabileceğini, eğer böyle bir durum olursa kendisini korumasını ve evden av tüfeğini almasını söylediği, maktul ... araçtan inerek evden av tüfeğini alıp tekrar araca bindiği, daha sonra sanık ... aracı ile oradan uzaklaştıkları, sanık ... önde giden aracı gözden kaybettiği, kısa bir süre sonra sanık ..., sanık ... telefonla arayarak ... marketin önüne gelmesini söylediği, sanık ... da tarif edilen yere giderek aracını park ettiği, bu sırada sanık ... aracıyla gelip sanık ... aracının yaklaşık 20-30 metre uzağına aracını park ettiği, sanık ... aracından maktul ... elinde tüfekle indiği, sanık ... da aracından inerek kapının yanında durduğu, maktul ... sanık ... 'emanet varsa ver, ondan sonra konuşalım' dedikten hemen sonra ... doğru av tüfeği ile ateş ederek yaraladığı, sanık ... da aracın ön koltuğunda bulunan av tüfeğini alarak maktul ... av tüfeği ile ateş ettiği, maktul ... ve sanık ... karşılıklı olarak birbirlerine ateş ettikleri, sanık ... ise bu sırada aracından inmeden üzerinde bulundurduğu tabanca ile havaya ateş ederek olay yerinden araç ile kaçmaya başladığı, sanık ... da korkup yakında bulunan bir manavın yanında bulunan kasaların arkasına saklandığı, kısa bir süre sonra olay yerine polislerin geldiği, polislerin geldiğini gören sanık ... saklandığı yerden havaya doğru tüfekle ateş etmesi sonucu polisler tarafından yakalandığı, maktul ... av tüfeği saçma yaralanmasına bağlı olarak hayatını kaybettiği olayda;
a-Sanık ..., kendisine yönelmiş ve devam etmekte olan haksız saldırıyı, o anki hal ve koşullara göre, saldırıyla orantılı bir şekilde defetme zorunluluğu içerisinde ve meşru savunma koşulları altında hareket ettiğinin kabulü ile maktul ... kasten öldürme suçundan hakkında TCK.nun 25/1 ve CMK.nun 223/2-d maddeleri gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken eylemin tahrik altında kasten öldürme suçunu oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi,
b-Sanık ... olay sırasında tabanca ile yaptığı atışların, maktul ... ... yönelik suç işleme iradesini kuvvetlendirmeye yönelik olduğu ve bu nedenle sanığın mağdur ... kasten öldürmeye teşebbüs suçuna yardımdan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, TCK.nun 44. maddesi de dikkate alınarak tabanca ile yaptığı atışlar nedeniyle hakkında ayrıca TCK.nun 170/1-c maddesinde belirtilen genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
c-Sanık ... aksi kanıtlanamayan savunmasına göre; saklandığı yerden kendisini emniyet güçlerinin bulması amacıyla havaya ateş ettiğinin anlaşılması karşısında, kasten genel güvenliği tehlikeye sokma suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... müdafiinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesindeki temyiz itirazları ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sanık ... müdafiinin tahliye talebinin kabulü ile sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu yada hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, Üyeler Dilaver Kahveci ve Eyüp Yeşil'in sanık ... eyleminin haksız tahrik altında kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturması nedeniyle yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği yönündeki karşı oyları ve oyçokluğu ile 03/03/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Sanıklar ... ve ... arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, sanık ... ... hakkında “ibnelik yapıyor, kendisini ve karısını erkeklere pazarlıyor” şeklinde söylenti çıkardığı, bu durumu görüşüp konuşmak üzere buluşmaya karar verdikleri, sanık ... aracı ile olay mahalline silahlı vaziyette gittiği, bir süre sonra başka bir araçla yanında 3 arkadaşı olduğu halde sanık ... geldiği karşı tarafın kalabalık olması nedeniyle sanık ... sanık ...'la konuşmaktan çekindiği, daha önceden gerçekleşen olay nedeni ile ayağından yaralı olan ve koltuk değneği ile yürüyebilen sanık ... karşı tarafın silahlı olduğunu görmesi üzerine, arkadaşlarla birlikte eve dönerek silahlanmak istediği, diğer sanık ... da aracını takip etmesini söylediği, sanık ... yanındaki maktul ... “... kendisini öldürmek isteyen hasımlardan birisi olabileceğinden, saldırı halinde kendisini korumasını” söylediği, daha sonra ... evden av tüfeği alarak araca döndüğü, bu arada tarafların birbirlerini gözden kaybetmeleri nedeni ile tekrar telefonla görüşüp hadisenin gerçekleştiği market önünde buluştukları, araçlarını 20-30 kadar mesafede park ettikten sonra, sanık ... yanındaki arkadaşı ... elindeki av tüfeği ile araçtan indiği,
Bu aşamadan sonra gerçekleşen olayla ilgili iki farklı anlatımın bulunduğu;
Tanık ...'in beyanına göre, maktul ... av tüfeği ile araçtan indikten sonra, diğer sanık ... da aracından inerek silahları birbirlerine doğrulttukları, karşılıklı olarak ateş ettiklerini, kendisinin olay yerinden kaçtığını,
Tanık ... ise, maktul ... av tüfeği ile araçtan indikten sonra, kendi aracının ön kapısı yanında duran ve kapıyı kendisine siper edinen ... bir el ateş ettiği, onun da arabanın ön koltuğundan tüfeği alarak birkaç el maktule daha sonra ise arabaya doğru ateş ettiğini, sanık ... arabayı hareket ettirerek olay yerinden kaçtıkları, şeklinde beyanda bulunmuştur.
Sanıkların anlatımları tamamen çelişkilidir, olayın her iki görgü tanığının anlatımı birbiriyle uyumlu değil ise de, tanık ...'in anlatımının hayatın olağan akışına uygun bulunduğu, zira maktul ... ilk atışına anında karşılık verilmesinden anlaşılacağı üzere silahın sanık ... elinde olduğu, kaldı ki diğer tanık anlatımına göre de; sanık ... silahına anında ulaşılabilecek mesafede ve atışa hazır biçimde bulunduğu ve derhal karşılık verilmek suretiyle ölüme sebebiyet verildiği gözönüne alındığında, tarafların karşılıklı silahlı bir çatışmaya girdikleri anlaşılmaktadır. Bu durumu her iki tarafında birbirleriyle adeta duello etmek, kendisini savunmadan ziyade karşı tarafı yaralamak veya öldürmek amacıyla hareket ettikleri kanaatine varılmıştır.
Uygulama ve öğretiler kabul edildiği gibi meşru savunma hukuka uygunluk nedeni olup, şartları saldırıya ve savunmaya ilişkin olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Saldırıya ilişkin şartlar;
a-Bir saldırı bulunmalıdır,
b-Saldırı haksız olmalıdır,
c-Bir hakka yönelik olmadır,
d-Saldırı ve savunma eş zamanlı olmalıdır.
Savunmaya ilişkin şartlar;
a-Savunma saldırana karşı olmalıdır,
b-Savunma zorunlu olmalıdır,
c-Savunma ile saldırı arasında oran bulunmalıdır,
Bu düzenleme karşısında somut olayımıza geldiğimizde, tarafların önceden isteyerek karşılıklı çatışmaya girdikleri, bir başka tabirle düelloda bulundukları, İç Hukukumuzda ve Uluslararası Hukukta; düellonun meşru olarak görülmediği “düello halinde kasten adam öldürme veya şartları varsa tasarlayarak adam öldürme suçlarından cezalandırılmanın gerekeceği” (Prf. Dr. Sulhi Dönmezer, kişilere va mallara karşı cürümler 11. Basım 81.sayfa) aynı şekilde; “düello tarzındaki karşılıklı saldırılarda, iki tarafın da savunma için değil saldırı maksadı ile hareket etmeleri nedeni ile meşru müdafaadan yararlanamayacağı” düşünülmektedir. ... Yorumlu Uygulamalı Türk Ceza Kanunu 1. Cilt Sayfa: 623)
Uygulamada ise; düello tarzındaki karşılıklı çatışmalarda meşru savunma olmaz, haksız tahrik hükümleri uygulanabilir. (YCGK. 15/01/1979 tarih 472-2 sayılı karar)
Karşılıklı çatışmaya giren, ölüm veya yaralanma sonucunu kabullenen tarafların haklı bir nedenle hareket ettikleri söylenemez. Kanun hiçbir kimseyi kahramanlığa, kabadayılığa, şerefsiz ya da alçak şekilde hareket etmeye zorlayamaz, meşru savunma durumunda kanun hiç kimseyi kaçmaya zorlayamayacağı gibi kabadayılığı da teşvik etmemiştir. Yerel Mahkemenin isabetli olarak belirttiği gibi her iki tarafın da hadise bu boyuta gelmeden onur ve haysiyetlerine dokunmayacak şekilde olay mahallinden uzaklaşma imkanları var iken, saldırı amacıyla olay mahalline gelip eylemi gerçekleştirmelerini Hukuka uygun hareket olarak görmek ve meşru savunmadan istifade ettirmek kanunun amacına uygun olmayacağı, mafya olarak isimlendirilen kişi veya guruplar arasındaki silahlı çatışmaları teşvik edeceği kanaatine varıldığından,
sayın çoğunluğun yerel mahkemenin kararının bozulmasına ilişkin görüşüne iştirak edilmemiştir.
03/03/2014 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı...'nin huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii avukat ...'ın yokluğunda 06/03/2014 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.