Ceza Genel Kurulu 2008/1-92 E., 2008/155 K.
Ceza Genel Kurulu 2008/1-92 E., 2008/155 K.
TEHDİT
765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 52 ]
765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
"İçtihat Metni"
C... Lokantasını birlikte işletmekte olan A.K.... Ü.... ve M..... C...’nin ortaklıktan ayrılmalarının ardından; A.K.... Ü.... ve onun yanında yer alanlarla, M..... C...’nin babası M..... H.... C... ile kardeşleri Ö... Y.... C... ve M...... S.....C... arasında geçen olayların sonuncusu olan ve 16.09.2003 tarihinde M..... H.... C...’ye ait işyeri önünde M..... H.... C...’nin ölümü, S.... (M...) T.... ve A.K.... Ü....’in de yaralanması ile sonuçlanan olayla ilgili olarak taraflar arasında yaşanan tüm olayları kapsayacak şekilde iki ayrı iddianameyle açılan kamu davaları sonunda; Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesince 07.10.2005 gün ve 276-269 sayı ile; “
“(Diğer suçlarla ilgili hükümler yanında) …
…2- Sanık M...... S.....C...'nin; a- Şahısta hata sonucu babası maktul M..... H.... C...'yi kasten öldürdüğü ve S... T.... hayati tehlike geçirerek 25 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladığı anlaşılmakla, suç tarihi ve yapılan hesaplamalar sonucu 765 sayılı TCK hükümlerinin 5237 sayılı Yasa hükümlerine nazaran daha lehe hükümler taşıdığı anlaşıldığından, eylemine uyan 765 sayılı TCK.nun 52 ve 79. maddeleri delaletiyle 449. maddesi uyarınca 24 sene ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5252 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca sanığa verilen ağır hapis cezasının 24 sene hapis cezasına çevrilmesine, sanık atılı suçu haksız tahrik altında işlediğinden 765 sayılı TCK.nun 51/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılarak 18 sene hapis cezası ile tecziyesine, olayın oluş şekline göre bu olayda ağır tahrik hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, sanığın tevilli ikrarı lehine indirim sebebi kabul edilerek 765 sayılı TCK.nun 59/2. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle 15 sene hapis cezası verilmesine, olayın oluş şekline göre, sanık hakkında ayrıca S... T....’ı öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına yer olmadığına, 31. ve 33. maddelerin uygulanmasına,”
” hükmedilmiştir.
Bu hükümler; (diğer bazı sanıklar ve müdahiller tarafından temyiz edilmekle birlikte) sanık M...... S.....C... müdafileri tarafından sanık lehine, katılan S.... T.... vekili tarafından da sanık M...... S.....C... aleyhine temyiz edildiğinde; Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.11.2006 gün ve 2623-5280 sayı ile; “
“Eyüp C... dışındaki müdahillerin yasal süreden sonra vaki temyiz isteminin reddine,
Müdahale dilekçesi maktülün ölümünü kapsadığı, tehdit suçuna yönelik olmadığı, temyiz dilekçesinin ise tehdit suçundan verilen beraat hükmünü kapsadığı cihetle tehdit suçundan verilen beraat hükümleri inceleme dışı bırakılarak incelemenin M...... S.....ve Ö... Y.... hakkındaki hükme hasren yapılmasına karar verildi.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık M...... S.....ve Ö... Y....’un suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanık Ömer yönünden tahrike ve takdire, sanık M...... S.....yönünden takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık M...... S.....ve Ö... Y.... müdafilerinin M...... yönünden meşru müdafaa hali bulunduğuna, sübuta, eksik incelemeye, tahrikin derecesine, Ömer yönünden eksik incelemeye, meşru müdafaa hali bulunduğuna, suç vasfına, müdahiller S.... ve A.K.... vekilinin sanık Ömer yönünden tahrikin bulunmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
1-…
…….
2- Sanık M...... S.....hakkındaki hükmün incelenmesinde;
a) Sanığın hasmını hedef alıp ateş ettiği istikamette kendi babası olan maktülün de bulunduğunu görmesine ve onun da isabet alabileceğini öngörmesine rağmen, babasını sakınmadan yaptığı ateşler sonucu onu vurup öldürmesinde haksız tahrik indiriminden yararlanamayacağı da gözetilerek 5237 sayılı TCK.nun 21. maddesinin 2. cümlesinde belirtilen ağırlaştırılmış müebbet hapsin, müebbet hapse tahvili ve 62. madde ile de cezanın indirime tabi tutulması gerekirken yazılı şekilde ceza verilmesi,
b) Sanığın esas hedefi olan mağdur müdahil S....’e yönelik eylemde onu sırtından vurup ağır şekilde yaralamasından dolayı tahrik altında öldürmeye teşebbüsten ayrıca ceza verilmesi gerekirken tatbik yeri bulunmayan 52 ve 79. maddelerin tatbiki suretiyle ceza verilmemesi,
c)…
……….
Kanuna aykırı olup, sanık M...... S.....müdafii ve müdahiller A.K.... ve S.... vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan sanıklar M...... S.....ve Ö... Y.... hakkındaki hükmün bozulmasına, maktülün ölümünden dolayı aleyhe temyiz bulunmadığından sanık M...... S.....hakkında bu suçtan verilen ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın korunmasına, ceza miktarına ve tutuklulukta geçen süreye göre, sanık M...... müdafilerinin tahliye isteminin reddine…
….”
” karar verilmiştir.
Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25.05.2007 gün ve 16-137 sayı ile;
“(Diğer suçlarla ilgili hükümler yanında)
2- Sanık M...... S.....C...’nin;
Babası M..... H.... C...’nin ölümü ve S... T.... adı ile mahkememizde yargılanan M... T....’ın yaralanması olayında; tüm dosya kapsamına göre ve 765 sayılı Yasanın hükümleri ile 5237 sayılı Yasanın hükümlerinin incelenmesi, karşılaştırılması ve değerlendirilmesinde, 765 sayılı Yasada olası kast ile ilgili hükümlerin olmadığı ve bu hususta Yargıtay 1.Ceza Dairesi ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrarlı kararlarının olduğu, ayrıca; M...... S.....C...’nin olay sırasında seri halinde A......... Ü.....’i öldürme kastı ile müteaddit defalar ateş ettiği, ateş sırasında babasını öldürdüğü veya yaraladığı şeklinde bir olay görmediği ve bu olayı müteakip durup yeniden ateş etmeye başlamadığı, özetle; kastında bir yenileme olayı olmadığı, mahkememizin kabulünün de bu şekilde olduğu, 765 sayılı Yasanın 52. ve 79. madde hükümleri nazara alındığında, bu olayda 71. maddedeki içtima hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı kanaat ve sonucuna varıldığından, bu nedenle suç tarihi nazara alınarak, yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler sonucu 765 sayılı TCK hükümlerinin 5237 sayılı TCK hükümlerine nazaran daha lehe hükümler taşıması nedeni ile; sanık M...... S.....C...’nin bu eylemi ile ilgili olarak Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 29/11/2006 gün ve 2006/2623 esas, 2006/5280 karar sayılı bozma ilamındaki 2 nolu kısmın (a) ve (b) bendi ile ilgili kısımda direnilmesine ve bu şekli ile;
a) Sanık M...... S.....C...’nin katılan sanık A......... Ü.....’i öldürme kastı ile seri halde ateş etmesi sonucu, şahısta ve hedefte hata sonucu babası maktul M..... H.... C...’yi öldürdüğü ve S... T.... ismi ile yargılanan M... T....’ı doktor ve adli tıp raporlarında belirtildiği şekilde hayati tehlike geçirecek ve 25 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladığı anlaşıldığından, sanığın müsnet suçtan eylemine uyan 765 sayılı TCK.nun 52 ve 79. maddeleri delaletiyle 449. maddesi uyarınca 24 sene ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5252 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca sanığa verilen ağır hapis cezasının 24 sene hapis cezasına çevrilmesine, 765 sayılı Yasanın 51/1. maddesi uyarınca cezada 1/4 oranında indirim yapılarak sanığa 18 sene hapis cezası verilmesine, olayın oluş şekline göre bu olayda ağır tahrik hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına, 765 sayılı TCK.nun 59/2. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle sanığın 15 sene hapis cezası ile tecziyesine, olayın oluş şekline göre, sanığın ayrıca S... T.... olarak yargılanan M... T....’ı öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına yer olmadığına, 765 sayılı Yasanın 31. ve 33. maddelerinin uygulanmasına,
Sanık M...... S.....C... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ve Ö... Y.... C... hakkında mağdur A.K....’i öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hükme ilişkin olarak bozmaya uyulmasına, ayrıca da Ö... Y.... C...’nin 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan beraatına”
” hükmedilmiştir.
Hükümler; (diğer bazı sanıklar ve müdahillerle birlikte) sanık M...... S.....C... müdafii ve katılan M... T.... vekili tarafından (M...... S.....C... aleyhine) temyiz edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.04.2008 gün ve 225348 sayılı tebliğnamesi, hem direnmeye konu edilen sanık M...... S.....C... hakkındaki hükümle ilgili olarak hem de uyulan sanık Ö... Y.... C... hakkında öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hükümle ilgili olarak daire kararı paralelinde ve “
“bozma”
” isteklidir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Ceza Genel Kurulu’ndaki inceleme; hükümde açıkça ısrar edildiği ifade edilen ve sanık M...... S.....C... hakkında maktul M..... H.... C... ve mağdur M... (S....) Tutar’a karşı işlemiş olduğu suçlardan verilen hükümlere hasren yapılmış, temyiz davasına konu edilen diğer hükümlerin ise Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
C... Lokantasını birlikte işletmekte olan A.K.... Ü.... ve M..... C...’nin ortaklıktan ayrılmalarının ardından; A.K.... Ü.... ve onun yanında yer alanlarla, M..... C...’nin babası M..... H.... C... ile kardeşleri Ö... Y.... C... ve M...... S.....C... arasında 16.09.2003 tarihinde meydana gelen ve M...... S.....C...’nin tabanca ile ateş etmesi sonucu M..... H.... C...’nin ölmesi, M... T....’ın da yaralanması tarzında gerçekleşen olayla ilgili olarak Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında ortaya çıkan ve Ceza Genel Kurulu’nca çözülmesi gereken uyuşmazlık eylemin nitelendirilmesine ilişkindir.
Bununla birlikte; işin esasına girilmeden önce, tespit edilen ön meselenin görüşülmesi gerekmiştir:
Dosya ön mesele ile sınırlı olarak incelendiğinde; sanık M...... S.....C... tarafından silahla yaralanmış bulunan mağdurun isminin soruşturma sırasında S.... T.... olarak belirlenip, iddianameye bu şekilde yazıldığı, bozmadan önceki yargılama boyunca da bu şekilde bilindiği ve nihayet hükmün aynı şekilde verildiği görülmektedir.
Bu sırada S.... T.... Mersin 5. Noterliğinin 08.07.2004 gün ve 19445 sayılı vekaletnamesi ile Av. F.... A.... ve Av. E.... A....’ü kendisine vekil olarak tayin etmiştir. Nitekim, Av.F.... A.... 09.07.2004 tarihinde mahkemeye sunmuş olduğu dilekçe ile sanık M...... S.....C... hakkında S.... T....’ı öldürmeye teşebbüsten açılmış olan davaya katılmak istediklerini bildirmiş, mahkemece de 09.07.2004 tarihli duruşmada, S.... T....’ın müdahil, Av.F.... A....’ün ise müdahil vekili olarak kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan, 07.10.2005 tarihinde verilen hüküm, katılan S.... T.... vekili Av.F.... A.... tarafından müdahil vekili sıfatıyla temyiz edilmiş ve Yargıtay 1. Ceza Dairesince diğer temyizler yanında bu temyize de dayalı olarak incelenmek suretiyle bozulmuştur.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında mağdurun asıl isminin S.... T.... değil, M... T.... olduğu; bununla birlikte M... T....’ın yargılama boyunca kardeşi olan S.... T....’ın kimliği ile hareket ettiği ortaya çıkmıştır.
Buna karşılık; ortaya çıkan yeni duruma uygun olarak iddianamede gerekli değişiklik yapılmadığı gibi, duruşmada şikayetçi olduğunu bizzat dile getiren M... T....’ın müdahilliğine da karar verilmemiştir.
Bozmadan sonraki yargılama sonunda ise; sanık M...... S.....C... hakkında mağdur M... T....’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş ve bu hüküm müdahil M... T.... vekili sıfatıyla Av. F.... A.... tarafından sanık aleyhine temyiz edilmişse de; M... T.... tarafından Av. F.... A....’ü vekil tayin eden bir vekaletname bulunmamaktadır.
Sonuç olarak; olayın asıl mağduru olan M... T.... bozmadan önceki yargılama boyunca S.... T.... kimliğiyle hareket etmiş, bu kimlikle vekaletname verdiği avukat tarafından duruşmalarda temsil edilmiş, yine bu avukat tarafından müdahale talebinde bulunularak davaya müdahil olunmuş, sonuçta da verilen hüküm aynı avukat vasıtasıyla müdahil S.... T.... vekili sıfatıyla aleyhe temyiz edilmiştir. Hatta, Yüksek Daire bu temyize istinaden hükmü bozmuştur.
Bozmadan sonra asıl kimlik ortaya çıktığında ise M...’nın kendi kimliğiyle duruşmada şikayetçi olduğunu söylemiş olmasına rağmen yeni bir müdahale kararı verilmediği gibi, M...’nın ayrı bir vekaletname vermediği Av. F.... A...., M... T.... vekili sıfatıyla duruşmalara iştirak etmiş, verilen son hükmü de, müdahil M... T.... vekili sıfatıyla sanık aleyhine temyiz etmiştir.
Bu durumda;
1-Yerel Mahkemenin ilk hükmünde yer alan “
“…M...... S.....C...’nin bulunduğu yerdeki camekanın camını kırdıktan sonra baba oradan çekil diyerek orada bulunan A......... Ü..... ve arkadaşlarını hedef alıp, yanında taşıdığı …
… silahla ateş ettiği ve bu tabancadan çıkan kurşunlardan bir tanesinin babasına isabet ederek, babasının olay yerine düştüğü ve ayrıca S.... T....’ın da …
…. yaralandığı…
…” şeklindeki kabulle, direnme kararında yer alan “
“…M...... S.....C..., parayı kendilerinden isteyen A......... Ü.....’i hedef almış, ilk geldiğinde ona karşı agresif hareketlerde bulunmuş, daha sonra da yine onu hedef alarak ateş açmış, ancak, kaderin cilvesi açtığı ateş sonucu tabancasından çıkan kurşunlardan bir tanesi babasının ölümüne, diğeri de tesadüfen olay yerinden geçerken kalabalık olduğunu gördüğü için kavgaya değil, ayırmaya ve ne olduğunu anlamaya gelen S.... T....’ın yaralanmasına neden olmuştur…
…” şeklindeki kabulün, kimin hedef alındığı noktasında açık farklılıklar ihtiva etmesi,
2-Direnme hükmünde 765 ve 5237 sayılı Yasalardan hangisinin sanık lehine olduğunun tartışıldığı bölümde, 5237 sayılı Yasa gereğince hesaplama yapılırken ilk hükümde düşünülmeyen “
“olası kast”
” ihtimaline yer verilmesi,
3-Suç mağdurunun; ilk hükümde “
“S.... T....”
”, ikinci hükümde ise “
“M... T....”
” olarak gösterilmesi,
Nedenleriyle; “
“direnme”
” olduğu belirtilen hükmün, aslında “
“yeni bir hüküm”
” olduğunun kabul edilmesi gerekeceğinden, Özel Dairece değerlendirme yapılmamış olan hususların ilk defa Ceza Genel Kurulu’nda görüşülmesi ve karara bağlanması mümkün olmadığı gibi; S.... T.... ve M... T....’ın müdahillik durumlarının, son hükmün M... T....’a tebliğinin gerekip gerekmediğinin, S.... T....’ın müdahillik kararının kaldırılması halinde bu tasarrufun ilk hüküm dahil tüm dosya kapsamına getireceği yeniliklerin ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan itiraz yoluna gidilmesini istemek dahil tüm diğer durumların Özel Dairece değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, bozmadan sonra verilen ve kısmen “
“uyma”
”, kısmen de “
“eylemli uyma”
” niteliğindeki hükümlere yönelik temyiz itirazlarının tümünün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;
1-Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.05.2007 gün ve 16-137 sayılı hükmünde ısrar edildiği belirtilen kısımların; direnme değil, yeni hüküm niteliğinde olduğuna,
2-Dosyanın; temyize konu edilen tüm hükümlerle ilgili olarak inceleme yapılması için, Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.06.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.