Hukuk Genel Kurulu 2007/9-617 E., 2007/710 K.
Hukuk Genel Kurulu 2007/9-617 E., 2007/710 K.
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
SENDİKA KAPATMA DAVASI
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 49 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 56 ]
2821 S. SENDİKALAR KANUNU [ Madde 54 ]
2821 S. SENDİKALAR KANUNU [ Madde 6 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki 'tespit-iptal ve kayyım tayini sendika kapatma' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.İş Mahkemesince davanın kabulü dair verilen 05.12.2006 gün ve 2005/1137 E- 2006/568 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 20.02.2007 gün ve 2007/5140-4747 sayılı ilamı ile:
(...Davalı Tarım O.....-İş Sendikası üyesi olan davacılar ile birleşen dosyada davacılardan Türkiye O..... İşçileri Sendikası, davalı sendikanın yasada öngörülen şartlar sağlanmadan kurulduğunu bu nedenle fiil ehliyetinin bulunmadığını, tüzel kişilik kazanamadığını, zira; 2821 sayılı Sendika Kanunu'nun 63/1 fıkrası delaletiyle Türk Medeni Kanunu'nun 56.maddesine göre sendikanın, sendika kurucu üye koşullarını taşıyan en az yedi gerçek kişi ile kurulması gerektiği halde beş kurucu üyenin davalı sendikanın kuruluş tarihinde Türkiye O..... İşçileri Sendikasına üyesi olduklarını, Sendikalar Yasasının 22/1 ve 25/2.maddeleri gereğince sonraki üyeliklerin geçersiz olacağını, yine kurucu üye Yaşar G.....'in adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan 8 yıl ağır hapis cezasına hüküm giymiş olduğunu, Cevdet K.....'ın başka işkolunda kurulu bulunan işyerinde çalıştığı, Ayvaz Ş.....'in de çalışıp çalışmadığının dahi tespit edilemediğini, Arif D.... ve Selim G..... adlı kurucu üyelerin sendika tüzüğündeki imzalarının sahte olduğu dolayısıyla kurucular hakkında ağır ceza mahkemesinde kamu davası açıldığı, kısaca beş kurucu üyenin sendika kurucusu olma koşullarını taşımadıklarından TMK'nun 49.maddesi gereğince davalı sendikanın fiil ehliyetine sahip bulunmadığını, diğer taraftan Sendikalar Yasasının 10/3.maddesi gereğince sendika üye sayısı bini aşmadığından genel kurulun üyelerle yapılması gerektiğini, ilan edilen ilk toplantı tarihinde üye sayısının salt çoğunluğu ile toplanması gerekir iken 220 üye ile toplanıldığını, bunun yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek davalı sendikanın baştan itibaren kurulmamış olduğunu ve hukuki ehliyetinin bulunmadığının tespiti faaliyetlerinin durdurulmasına ve Bakanlık kaydının iptali ile yöneticilerin işten el çektirilmesine ve tasfiye işlemleri için kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı Bakanlık, davalı sendikanın kurucuları ve üyeleri ile ilgili davaların halen derdest olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı sendika ise, Sendikalar Kanununun 6. ve 54.maddelerinde sendika kuruluşu ve kurucu üyelerle ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler yapıldığını ve sendikanın kuruluşundaki eksiklik ve kanuna aykırılık durumlarında dava açabilecek kişilerin belirtildiğini,buna göre davacıların dava açma yetkilerinin bulunmadığını aktif husumet yokluğundan davanın usule aykırı olduğunu işkolu değişikliğinin sendikanın kuruluşundan sonra gerçekleştiğini, memnu hakların iadesi durumunda mahkumiyetin kuruculuğa engel oluşturmayacağını, sahte imza konusunda ceza davasının devam ettiğini, kaldı ki, sendikalarının üyesi olan davacıların açmış oldukları genel kurul toplantısının iptaline yönelik taleplerinin bir aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra dava açıldığından hak düşürücü süre nedeniyle reddini istemiştir.
Mahkemece davacıların dava açmaya ehil oldukları, davalı sendikanın kuruluş tarihinde beş kurucu üyesinin aynı işkolunda başka sendikaya üye olmaları ve bunlardan birinin de kurucu üye olmaya engel mahkumiyetinin bulunması dolayısıyla davalı sendikanın asgari olması gereken kurucu üye sayısının yediden ikiye düştüğü, kurucu üyelik koşullarını taşıyan iki üye ile sendika kurulamayacağından davalı sendikanın baştan itibaren tüzel kişilik kazanamadığının ve hukuki varlığının bulunmadığının tespitine ve faaliyetlerine son verilmek üzere kapatılmasına, buna bağlı olarak Bakanlık kaydının iptaline ve karar kesinleştiğinde tasfiye işlemlerinin yürütülmesi için kayyım atanmasına karar verilmiştir.
Her ne kadar mahkemenin hüküm kısmında davalı Tarım O.....-İş Sendikasının kapatılmasına karar verilmiş ise de; davacılar 2821 Sayılı Sendika Kanunu'nun 63/1.fıkrası delaletiyle Türk Medeni Kanunu'nun 49 ve 56.maddelerine dayanarak bu davayı açmış olduklarından ortada Sendikalar Kanununun 54.maddesine göre açılmış bir dava bulunmaması sebebi ile davalı sendikanın kapatılmasına ilişkin mahkeme kararının kesin olarak verildiğinin kabulü mümkün değildir. Zira kararın kesin olduğunun kabulü ancak Sendikalar Yasanının 54.maddesine uyarınca usulüne uygun tarafça açılmış davalarda yapılan yargılama sonucunda verilen sendikanın kapatılması kararları için söz konusudur.
Davacılar Türk Medeni Kanunu'nun 49 ve 56.maddelerinden hareketle dava açmışlar ise de, Sendikalar Yasası'ndaki özel düzenlemeler karşısında genel mahiyetteki Türk Medini Kanunun hükümlerini uygulanarak sonuca gitmek mümkün değildir.
Davanın dayanağı 2821 sayılı Sendika Kanunu'nun 6. ve 54.maddeleridir. 2821 sayılı Sendika Kanunu'nun 54.maddesi gereğince Sendikaların kuruluşu sırısında kanuna aykırılık veya eksiklik sebebi ile aynı Yasanın 6/7.fırkası uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı veya ilgili valilikçe başvurulması halinde görevli mahalli mahkeme gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek üç işgünü içerisinde sendika ve konfederesyonun faaliyetlerin durdurulmasını karar verebilir. Yasanın atıf yapılan 6/7 fıkrasında ise, 'tüzük ve bu madde de sayılan belgeler ile içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespiti veya bu Kanunda öngörülen kuruluş şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde, vali veya ilgili bakanlıkların her biri sendika veya konfederasyonun faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemeye başvurur.' yolunda düzenlemeye yer verilmiştir. Açıklanan bu düzenleme gereği sendikaların faaliyetlerinin durdurulması veya kapatılması davalarının açılmasında dava ehliyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı veya ilgili Valiliktir.
Başka bir anlatımla bu kurumlar dışında özel ve tüzel kişiler bu tür dava açma ehliyetine sahip değildir. Davacıların anılan kurumlara dava açmaları için başvurmaları gerekir iken; dava açma ehliyeti bulunmadıkları halde sendikaların faaliyetlerinin durdurulması ve kapatılması için dava açmaları yasal olarak mümkün değildir. Birleştirilen her iki davadaki davacıların sendikanın faaliyetlerinin durdurulması ve kapatılması isteklerinin aktif husumet ehliyetlerinin bulunmaması sebebi ile reddi gerekir iken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Davacılardan Nebahat Uslu ve Vahdet Mahmut Akınoğlu ayrıca sendika ilk genel kurulunun iptalini talep ettiklerinden ve bu istekle ilgili davayı açmak için aktif husumet ehliyetine sahip bulunduklarından adı geçen davacıların sendikanın olağan genel kurulunun iptali istemi ile ilgili işin esasına girilerek hüküm kurulması yerine yazılı gerekçe ile bu istek ile ilgili karar verilmemiş olması da bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davalı Tarım O..... İş Sendikası üyesi olan asıl davacılar ve bu dosya ile birleşen davanın davacısı Türkiye O..... İşçileri Sendikası benzer şekilde; davalı Tarım O..... İş Sendikasının kanunen gerekli kuruluş şartları sağlanmadan kurulduğunu, kanuna göre en az yedi gerçek kişi tarafından kurulması gerektiğini ancak, beş kurucu üyenin davalı sendikanın kuruluş tarihinde Türkiye O..... İşçileri Sendikasının üyesi olduğunu, bu durumda sonraki üyeliklerinin geçersiz bulunduğunu, öte yandan kurucu üyelerden Yaşar G.....'in ağır hapis cezasına hükümlü olması, Cevdet K.....'ın başka bir iş kolunda faaliyet gösteren işyerinde çalışıyor olması, Arif D.... ve Selim G.....'in ise sendika tüzüğündeki imzalarının sahte olması ve haklarında resmi evrakta sahtecilik suçlamasıyla kamu davası açılmış bulunması nedeniyle, sendikanın kurucu üyeleri olmalarının mümkün olmadığını, bu durumda davalı Sendikanın kanunun aradığı koşulları taşıyan yedi üye tarafından kurulmadığını, dolayısıyla davalı sendikanın fiil ehliyetinin bulunmadığını ve tüzel kişilik kazanmadığını; diğer taraftan sendika genel kurulunun yasal çoğunluk sağlanmadan toplanıp karar aldığını, bunun da kanuna açıkça aykırı olduğunu ileri sürerek; sendikanın baştan beri kurulmamış olduğunun ve hukuki ehliyeti bulunmadığının tespitine, faaliyetlerinin durdurulmasına, bakanlık kaydının iptaline, yöneticilerin işten el çektirilmesine ve tasfiye işlemleri için sendikaya kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Tarım O..... İş Sendikası; davacıların Sendikalar Kanununun 6 ve 54.maddelerinde sayılan kimselerden olmamaları nedeniyle aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, kuruluş tarihinde bir kısım üyelerin başka bir sendika üyesi olmasına rağmen noter vasıtasıyla önceki sendikadan istifa ettiklerini, bu nedenle bu hususun sendikanın tüzel kişiliğine bir etkisinin olmayacağını, olsa olsa istifanın kanunen geçerli olduğu tarihten itibaren üyeliğin gerçekleştiğinin kabul edilebileceğini, Yaşar G.....'in memnu hakların iadesi kararını aldığını, Cevdet K.....'ın çalıştığı yerin iş kolu değişikliği kararının sendikalarının kurulduğu tarihten sonra gerçekleştiğini, Arif D.... ve Selim G..... hakkında açılan davanın devam ettiğini, bir mahkumiyetin söz konusu olmadığını, bu nedenle burada ileri sürülen eksikliklerin sendikanın tüzel kişiliğine bir zarar vermesinin söz konusu olamıyacağını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ileri sürülen iddiaların bir kısmının geçersiz olduğunu, bir kısmının ise, yargı organlarının görev alanına girdiğinden Bakanlıkça bir işlem yapılamayacağını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini cevaben bildirmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Hiç şüphesiz sendikalar demokratik toplum düzeninde vazgeçilmez bir sivil toplum kuruluşudur. Bu nedenle özel düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Sendikalar Kanununun 2.maddesine göre; İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri kuruluşlara sendika denmektedir. Benzer bir tanım Anayasa'nın 51.maddesinde de yer almıştır.
Yasal düzenlemede göze çarpan en önemli özellik sendikaların üyelerinin ortak, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacının 'çalışma ilişkileri' çerçevesinde gerçekleştirileceğidir. Sendikaların söz konusu ortak amacı onları hem derneklerden ve hem de ticaret ortaklıklarından ayırır. Bu amaç sayesinde sendikalarda; derneklerden farklı olarak 'amacın özelleştirilmesi' söz konusu olmaktadır. (Ö.Eyrenci, Sendikalar Hukuku, İstanbul 1984)
Aralarındaki farklılıklar nedeniyle, sendikalar uygulamasında Dernekler Kanununa başvuruyu azaltmak için, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu bazı konularda ayrıntılı düzenlemeler yapmış ve sendikaların Dernekler Kanunu'na bağımlılığını bir ölçüde azaltmıştır.
Sendikalar Kanunu'nun 63.maddesi işçi ve işveren sendikaları ve konfederasyonları hakkında; Sendikalar Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde Medeni Kanun ve Dernekler Kanunu'nun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağını öngörmektedir.
Özellikle belirtelim ki, burada açıklanan 'aykırı olmama' koşulu geniş olarak anlaşılmalı ve uygulanacak Dernekler Kanunu'ndaki kuralın Sendikalar Kanunu'ndaki herhangi bir kurala değil, sendikaların genel amaç ve özelliğine de aykırı olmamasına dikkat edilmelidir. Bu itibarla Dernekler Kanunu'nun sendikalar için uygulanabilirliği kabul olunan bir kuralına aykırılık Dernekler Kanunu'nda bir yaptırıma bağlanmışsa, bu yaptırım kuralının sendikalar için de uygulanabileceği kabul edilmelidir. (Prof.Dr.Fevzi Şahlanan, Sendikalar Hukuku İstanbul 1995 s.18. vd.) Dolayısıyla Dernekler Kanunu'ndaki bir kuralın sendikalara uygulanabilmesi için aynı konuda Sendikalar Kanunu'nda bir düzenleme bulunmaması gerekir.
Davacılar Türk Medeni Kanunun 49 ve 56.maddelerinden hareketle dava açmışlar ise de, aynı konuyu düzenleyen Sendikalar Kanunu'nun 6 ve 54.maddelerinde hüküm bulunduğundan artık genel nitelikteki Türk Medeni Kanunu'ndaki hükümlerin uygulanması mümkün değildir.
Hal böyle olunca somut olayda, özel ve ayrıntılı düzenlemeler içermesi nedeniyle 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 6 ve 54.maddelerinin uygulanması gerekir.
Hemen belirtelim ki, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 54.maddesi hükmüne göre; sendikaların kuruluşu sırasında kanuna aykırılık veya eksiklik sebebi ile bu kanunda öngörülen kurulma şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde, aynı kanunun 6.maddesinin 7.fıkrası uyarınca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı veya ilgili Valilikçe başvurulması halinde iş davalarına bakmakla görevli mahkeme gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek üç işgünü içerisinde sendika veya konfederasyonun faaliyetinin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için altmış günü aşmayan bir mehil verir. Eğer verilen mehil sonunda tüzük ve belgeler kanuna uygun hale getirilmemişse, mahkeme sendika veya konfederasyonun kapatılmasına karar verebilir.
Kanunda da açıkça işaret edildiği üzere; sendikalar kurulurken gerek kurucu üye olan kişilerin nitelikleri, gerekse evrak ve tüzüğünde meydana gelebilecek kanuna aykırılık veya eksikliklerin giderilmesi amacıyla, sendikaların faaliyetlerinin durdurulması veya kapatılması davalarının açılmasında aktif dava ehliyetinin kimde olduğu, diğer bir söyleyişle kimlerin dava açabileceği sınırlı olarak sayılmıştır. Dava açma hak ve yetkisi Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına veya ilgili Valiliğe aittir. Bu durumda, aynı sendika üyesi kişilerin yada bir başka sendikanın dava açma ehliyeti bulunmamaktadır.
Davacıların idari mercilere dava açmaları için başvuru imkanları bulunmaktadır. Bu nedenle davalı sendikanın faaliyetlerinin durdurulması ve kapatılması amacını güden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekir.
Ne var ki, davalı Tarım O..... İş Sendikası üyesi davacılar genel kurul kararının da iptalini talep ettiklerinden ve bu talep yönünden aktif dava ehliyetine sahip olduklarından, genel kurulun iptali davası ile ilgili işin esasına girilerek, bu yönden hüküm kurulması gerekirken, bu istekle ilgili karar verilmemiş olması doğru bulunmamıştır.
S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 03.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.