4. Ceza Dairesi 2019/4093 E. , 2019/15113 K.
Silahla tehdit ve yaralama suçlarından sanık ...’ın, 5237 sayılı 106/2-a, 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının aynı Kanun’un 58. maddesi ve 5275 sayılı Kanun’un 108/3. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve 2017/334 esas, 2018/107 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 16/05/2019 gün ve .... kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2019 gün ve.... sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-Sanık ... hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 15/12/2016 tarihli ve .... soruşturma numaralı, ..... sayılı iddianamede sanığın eyleminin, yanında taşıdığı bıçağı ...'e doğru sallayarak doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde silahla yaralama olarak tanımlandığı,...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli ve .... sayılı kararında ise sanığın eyleminin '...akabinde...nin bıçak ile ...'i yaraladığı,... bunun haricinde yaralama eylemlerinin öncesinde...nin elinde bulunan bıçak ile ...'e söz konusu isteğini belirtmesi ve bu suretle de ... üzerine silah ile korkutuculuk unsuru ortaya çıktığı, neticesinde sanık ...'nin eyleminin silahla tehdit kapsamında da kaldığı, TCK 106/3. maddesi uyarınca ayrıca yaralanma eyleminden dolayı cezalandırılması gerektiği...' biçiminde kabul edilmesi karşısında, iddianamenin anlatım kısmında sanık ...'ın elinde bıçak varken mağdurdan talepte bulunduğuna dair bir anlatımın yer almadığı gözetilmeden, sanığın bu eylemi gerçekleştirdiği kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesinde,,
2-Sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan ...1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2015/579 esas, 2016/245 karar sayılı ilâmına ilişkin suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olduğu cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/5. maddesinde yer alan “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit ve yaralama suçlarından sanık ...’ın, 5237 sayılı 106/2-a, 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının
./..
.2.
aynı Kanun’un 58. maddesi ve 5275 sayılı Kanun’un 108/3. maddesi gereğince ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve 2017/334 esas, 2018/107 sayılı kararının,
1-Sanık ... hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 15/12/2016 tarihli ve 2016/6906 soruşturma numaralı, 2016/1853 esas ve 2016/1824 sayılı iddianamede sanığın eyleminin, yanında taşıdığı bıçağı ...'e doğru sallayarak doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde silahla yaralama olarak tanımlandığı,...4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli ve 2017/334 esas, 2018/107 sayılı kararında ise sanığın eyleminin '...akabinde...nin bıçak ile ...'i yaraladığı,... bunun haricinde yaralama eylemlerinin öncesinde...nin elinde bulunan bıçak ile ...'e söz konusu isteğini belirtmesi ve bu suretle de ... üzerine silah ile korkutuculuk unsuru ortaya çıktığı, neticesinde sanık ...'nin eyleminin silahla tehdit kapsamında da kaldığı, TCK 106/3. maddesi uyarınca ayrıca yaralanma eyleminden dolayı cezalandırılması gerektiği...' biçiminde kabul edilmesi karşısında, iddianamenin anlatım kısmında sanık ...'ın elinde bıçak varken mağdurdan talepte bulunduğuna dair bir anlatımın yer almadığı gözetilmeden, sanığın bu eylemi gerçekleştirdiği kabul edilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesinde,
2-Sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan ...1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2015/579 esas, 2016/245 karar sayılı ilâmına ilişkin suçun işlendiği tarihte 18 yaşından küçük olduğu cihetle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/5. maddesinde yer alan “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince, söz konusu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, mahkemece sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan hüküm kurulurken, CMK'nın 225. maddesine aykırı davranılıp davranılmadığının ve kabule göre de, silahla tehdit ve yaralama suçlarından hükmolunan hapis cezalarında, ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanmasının yasaya uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/11/2018 tarihli ve 2017/17-328 esas, 2018/575 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisnai hükümler dışında kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanun'un 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. CMK’nın 225. maddesi uyarınca ise; “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde gereğince hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir. Anılan kanuni düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya
./..
.3.
olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna açıkça aykırılık oluşturacaktır. Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak ifade edilen bu ilke uyarınca hâkim, ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuki çözüme kavuşturacaktır.
Soruşturma aşamasında elde ettiği delillerden ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüte yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunabilmelidir. CMK'nın 226. maddesindeki düzenlemeyle iddianamede anlatılan eylem değişmemiş olduğunda, kanun koyucu o eylemin hukuki niteliğinde değişiklik olmasını 'yargılamanın sınırlılığı' ilkesine aykırı görmemiş, bu gibi hallerde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç niteliğine göre bir hüküm kurulmasına imkân sağlamıştır. Bu düzenlemenin bir sonucu olarak mahkeme, eylemin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Örneğin, iddianamede hırsızlık olarak nitelendirilen eylemin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı görüşünde olan mahkemece, sanığa ek savunma hakkı da verilmek suretiyle bahse konu suçtan hüküm kurulabilecektir. Yine mahkemece eylemin görevi alanında bulunmayan bir suçu oluşturduğu kanaatine varılması halinde görevsizlik kararı verilebilecektir. Görevsizlik kararı yoluyla iddianameye konu edilmemiş bir olayın dava konusu haline getirilemesi mümkün değildir. Yani iddianamede anlatılmayan bir eylemden dolayı görevsizlik kararı verilmesi durumunda, bu eylemden dolayı hüküm kurulması da CMK'nın 225. maddesine aykırılık oluşturacaktır. İddianame veya yerine geçen görevsizlik kararında anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunularak iddianame ile dava açılması hâlinde gerekli görülürse davaların birleştirilmesi yoluna gidilebilecektir.
5237 sayılı TCK'nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
'(1)Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2)Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a)Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b)Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3)Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4)Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5)Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
(6)Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7)Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
./..
.4.
(8)Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9)Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
İncelenen dosyada;
Sanık ...'ın katılan ...'e yönelik 13/08/2016 tarihinde gerçekleştirdiği ve...Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15/12/2016 tarihli ve 2016/6906 soruşturma, 2016/1853 esas, 2016/1824 sayılı iddianamesinde '... bunun üzerine müşteki şüpheli ...'ın da, yanında taşıdığı bıçakla müşteki Şüpheli ...'e doğru sallayarak müşteki şüpheli ...i doktor raporuna göre BTM ile giderilecek şekilde silahla yaraladığı...' biçiminde tanımlanan eylemi nedeniyle TCK'nın 86/2, 86/3.e, 29, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve 2017/334 esas, 2018/107 sayılı kararıyla '......nin ...'i yumruk vurmak sureti ile yaraladığı, bunun üstüne ...'in ise elinde bulunan motorun anahtarı ile...ye vurduğu, akabinde...nin bıçak ile ...'i yaraladığı, sonrasında Bertan ve Umut'un da ayrıca ...'e yönelik silah olmaksızın ...'i yaraladıkları, bunun haricinde yaralama eylemlerinin öncesinde...nin elinde bulunan bıçak ile ...'e söz konusu isteğini belirtmesi ve bu suretle de ... üzerine silah ile korkutuculuk unsuru ortaya çıktığı, neticesinde sanık ...'nin eyleminin silahla tehdit kapsamında da kaldığı, TCK 106/3 maddesi uyarınca ayrıca yaralanma eyleminden dolayı cezalandırılması gerektiği anlaşılmıştır.' şeklinde kabul edilen eylemi nedeniyle sanığın, TCK'nın 106/2-a, 86/2, 86/3-e ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/03/2016 tarihli ve 2015/579 esas, 2016/245 sayılı hükümlülüğü nedeniyle sanığın 2. kez mükerrir olduğuna, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, hükümlere yönelik sanığın istinaf talebinin...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/02/2018 tarihli ve 2017/334 esas, 2018/107 sayılı ek kararıyla süreden reddine karar verildiği, ek kararın sanığa tebliğine karşın istinaf kanunu yoluna konu edilmediği,
Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/03/2016 tarihli ve 2015/579 esas, 2016/245 sayılı kararının incelenmesinde, suç tarihinin 23/07/2015 olduğu, sanığın TCK'nın 86/2, 86/3-e maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/06/2011 tarihli ve 2011/11 esas, 2011/457 sayılı kararı nedeniyle cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, hükmün 14/04/2016 tarihinde kesinleştiği,
Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/06/2011 tarihli ve 2011/11 esas, 2011/457 sayılı kararının incelenmesinde, suç tarihinin 19/10/2010 olduğu, sanığın hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından cezalandırılmasına, yaş küçüklüğü nedeniyle hakkında TCK'nın 31/2. maddesinin uygulanmasına karar verildiği, temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, hükmün 15/09/2014 tarihinde Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin 2014/25425 sayılı kararı ile düzeltilerek onanması suretiyle kesinleştiği,
Dosya içerisinde mevcut...2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20/11/2013 tarihli ve 2013/376 esas, 2013/519 sayılı kararıyla sanık ...'ın 02/03/1996 olan doğum tarihinin, 01/01/1990 olarak düzeltilmesine karar verildiği, hükmün 20/12/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
./..
.5.
Sanık ..., mağdur ... ve inceleme dışı suça sürüklenen çocuklar ... ile ...'nin aşamalardaki anlatımlarında, sanık ...'nin elinde bıçakla mağdur
...'ten bir talepte bulunduğuna yönelik ifadeleri bulunmamaktadır. Buna karşılık, sanık ... duruşmada doğruladığı kolluk ifadesinde, mağdur ...'in kendisine yumruk attığını, yere düştüğünü, mağduru korkutmak için bıçağı çektiğini, üzerine saldırması sonucunda bıçağın mağdurun sol bacak baldırına girdiğini, onu isteyerek yaralamadığını, sadece korkutmak istediğini beyan etmiştir.
Sanık ... hakkında...Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 15/12/2016 tarihli ve 2016/6906 soruşturma numaralı, 2016/1853 esas ve 2016/1824 sayılı iddianamede sanığın eyleminin, '...yanında taşıdığı bıçağı ...'e doğru sallayarak doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde silahla yaralama...' olarak tanımlanması,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve .... sayılı kararında ise sanığın eyleminin '...akabinde...nin bıçak ile ...'i yaraladığı,... bunun haricinde yaralama eylemlerinin öncesinde...nin elinde bulunan bıçak ile ...'e söz konusu isteğini belirtmesi ve bu suretle de ... üzerine silah ile korkutuculuk unsuru ortaya çıktığı, neticesinde sanık ...'nin eyleminin silahla tehdit kapsamında da kaldığı, TCK 106/3 maddesi uyarınca ayrıca yaralanma eyleminden dolayı cezalandırılması gerektiği...' biçiminde kabul edilmesi, CMK’nın 225/1. maddesi uyarınca, hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilmesi, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu iddia olunan eylemin dışına çıkılmasının, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılmasının ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının kanuna açıkça aykırılık oluşturması, görevsizlik kararı yoluyla iddianameye konu edilmemiş bir olayın dava konusu haline getirilmesinin yani iddianamede anlatılmayan bir eylemden dolayı görevsizlik kararı verilmesi durumunda, bu eylemden dolayı hüküm kurulmasının mümkün olmaması, iddianame veya yerine geçen görevsizlik kararında anlatılan ve kapsamı belirlenen olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunularak iddianame ile dava açılması hâlinde gerekli görülürse davaların birleştirilmesi yoluna gidilmesinin gerekmesi karşısında, iddianamenin anlatım kısmında sanık ...'ın elinde bıçak varken mağdurdan talepte bulunduğuna dair bir anlatımın yer almadığı gözetilmeden, sanığın bu eylemi gerçekleştirdiği kabul edilerek, TCK'nın 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle CMK'nın 225. maddesine aykırı davranılmış, sanığın duruşmada doğruladığı soruşturma evresindeki ifadesinde geçen, öncelikle mağduru korkutmak için bıçağı çektiği iddiasını içeren ve iddianamede de yer almayan eylemi ile ilgili olarak Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulması, kamu davası açılması halinde ise gerekli görülmesi halinde davaların birleştirilmesi yoluna gidilmesi ve sanığın hukuksal durumunun mevcut kanıtlara göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilmemiştir.
Yine,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/03/2016 tarihli ve 2015/579 esas, 2016/245 sayılı hükümlülüğü nedeniyle sanığın 2. kez mükerrir olduğuna, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine karar verilmiş ise de, adı geçen ilam incelendiğinde, sanık hakkında,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/06/2011 tarihli ve.... sayılı kararı nedeniyle cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, hükmün 14/04/2016 tarihinde kesinleştiği,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/06/2011 tarihli ve.... sayılı kararı incelendiğinde ise, suçların tarihinin 19/10/2010 olduğu, sanığın hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından cezalandırılmasına, yaş küçüklüğü nedeniyle hakkında TCK'nın 31/2. maddesinin uygulanmasına karar verildiği, temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine, hükmün 15/09/2014 tarihinde Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin .... 425 sayılı kararı ile düzeltilerek onanması suretiyle ..... sayılı kararıyla, sanığın 02/03/1996 olan doğum tarihinin, 01/01/1990 olarak düzeltilmesine karar verildiği, hükmün 20/12/2013 tarihinde kesinleştiği, Yargıtay 13. Ceza Dairesi'nin, sanığın yaşı ile ilgili bir değerlendirmede bulunmadığı gibi, yaş küçüklüğü nedeniyle indirim yapılarak verilen hapis cezalarının onanmasına hükmettiği gözetildiğinde, sanığın, Yargıtay denetiminden de geçen...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 28/06/2011 tarihli ve 2011/11 esas, 2011/457 sayılı kararına konu suçları işlediği 19.10.2010 tarihinde yaşının onsekizden küçük olması nedeniyle, söz konusu mahkumiyetlerin TCK'nın 58/5. maddesine göre ikinci kez tekerrür uygulamasına esas teşkil etmeyeceği gözetilmeden kurulan,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve ...... sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, yaralama suçundan kurulan,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve ..... sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Yargılamanın tekrarlanması yasağına ve aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre,
Yaralama suçundan kurulan hükümde yer alan ve sanık hakkında tekerrür uygulamasına ilişkin kısmın;
'Sanığın,...1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 03/03/2016 tarihli ve .... sayılı kararı ile yaralama suçundan hükmedilen ve 14.04.2016 tarihinde kesinleşen 6 ay hapis cezası nedeniyle mükerrir olduğu anlaşıldığından, hükmedilen cezasının, TCK'nın 58/7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre infaz edilmesine, infazdan sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına' şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
İnfazın bu hüküm üzerinden yapılmasına, kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına,
2-Tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, tehdit suçundan kurulan,...4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 13/02/2018 tarihli ve.... sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-b maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.