10. Ceza Dairesi 2021/6818 E. , 2021/11124 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 04/05/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2018 tarihli ve 2018/147183 soruşturma, 2018/44027 esas, 2018/36100 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İstanbul Anadolu 16.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, iddianamede; şüpheli hakkında daha önce 2017/79275 sayılı soruşturma sonucunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verildiği, ihlal nedeniyle erteleme kararının kaldırılarak 26/02/2018 tarihinde düzenlenen iddianame ile İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/159 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, 04/05/2018 tarihli eylemi nedeniyle TCK’nın 191/6.maddesi gereğince doğrudan dava açıldığı, hususunun belirtildiği,
2- İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanunun 51.maddesi gereğince cezanın ertelenmesine, 1 yıl 8 ay denetim süresi belirlenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, karar verildiği, kararın 26/02/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
3- İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/159 esas, 2018/462 sayılı kararının incelenmesinde;
a) Sanığın 17/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2017 tarihli ve 2017/79275 soruşturma, 2017/3067 sayılı kararı ile TCK’nın 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 31/05/2017 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşmesinden sonra infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği, yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine erteleme kararının kaldırılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2018 tarihli ve 2017/79275 soruşturma, 2018/10114 esas, 2018/8386 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı,
b) İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/159 esas,2018/462 sayılı kararı ile; ısrar şartının oluşmadığı gerekçesiyle “davanın durmasına” karar verildiği, kararın 19/06/2018 tarihinde kesinleştiği,
4- İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/342 esas, 2015/369 sayılı kararının incelenmesinde;
a) Sanığın 09/09/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 51.Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/342 esas, 2015/369 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/05/2015 tarihinde kesinleştiği,
b) Kanun yararına bozma incelemesine konu İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli kararı ile ihbarda bulunulması üzerine;
İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2019/222 esas, 2019/313 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza Dairesinin 18/03/2020 tarihli ve 2019/2314 esas, 2020/773 sayılı kararı ile, istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 6545 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7/2 maddesi gereğince zorunlu olarak verilmesi gereken karar niteliğinde olduğundan, denetim süresi içinde işlenen suçun bu denetimin ihlali niteliğinde olduğu gerekçesiyle İstanbul Anadolu 16.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna gidilmesi için İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına, karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu madde kullanmak suçundan sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesinde yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında;
1- Sanık hakkında, 17/02/2017 tarihli uyuşturucu madde bulundurmak eyleminden yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2017 tarihli ve 2017/79275 soruşturma, 2017/3067 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararını müteakip, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2018 tarihli ve 2017/792752 soruşturma, 2018/10114 esas, 2018/8386 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda sanığın üzerine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi koşulu gerçekleşmediğinden bahisle İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/159 esas, 2018/462 sayılı kararı ile kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın 19/06/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, sanığın 04/05/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, mevcut incelenen dosyadaki suç tarihinin 04/05/2018 olması ve bu suçun önceki 17/02/2017 tarihli eyleme ilişkin olarak verilmiş olan 22/05/2017 tarihli kamu davasının açılmasının
ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olması karşısında, Cumhuriyet savcısı tarafından yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip ihbarda bulunması gerekirken, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2018 tarihli ve 2018/147183 soruşturma, 2018/44027 esas, 2018/36100 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmasında,
2- Sanık hakkında 09/09/2013 tarihli uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanma eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/342 esas, 2015/369 sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesi uyarınca hapis cezasına hükmedildiği ve 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 5 yıllık denetim süresi içinde işlendiği iddia edilen 04/05/2018 tarihli ikinci suçun, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesi gereğince “ihlal” niteliğinde olup olmadığının ve buna bağlı olarak da hükmün açıklanıp açıklanmayacağının ilk suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar veren İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle ikinci suçtan dolayı kendisine dava açılmış olan İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesince, ilk suça ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı veren İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesine birleştirme talepli ihbarda bulunularak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ilk suça ilişkin davanın derdest hale gelmesi sağlandıktan sonra, her iki suça ilişkin birlikte inceleme yapılarak delillerin değerlendirilmesi, ikinci suç bakımından mahkûmiyete yeterli delil bulunduğu ve bu suçun ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde işlendiğinin tespiti halinde bir karar verilmesi gerektiği, 04/05/2018 tarihli eylemin 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/8. maddesi gereğince zorunlu olarak verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair 21/05/2015 tarihli kararın denetim süresi içerisinde işlenmesi sebebiyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma yasağı bulunduğu ve bu suçun sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği cihetle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem sebebiyle sanığın mahkumiyetine karar verilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 04/05/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde;
1- Sanık hakkında, 17/02/2017 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 22/05/2017 tarihli ve 2017/79275 soruşturma, 2017/3067 sayılı kararı ile, beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 26/02/2018 tarihli ve 2017/792752 soruşturma, 2018/10114 esas, 2018/8386 sayılı iddianamesi ile kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/06/2018 tarihli ve 2018/159 esas, 2018/462 sayılı kararı ile yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile kamu davasının durmasına karar verildiği, kararın 19/06/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla,
Sanığın 04/05/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemi nedeniyle İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, incelenen dosyadaki suç tarihinin 04/05/2018 olduğu, 22/05/2017 tarihli erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, ancak yargılama sonucunda durma kararı verilerek bu kararın kesinleştiği, 04/05/2018 tarihli suçun önceki 17/02/2017 tarihli eyleme ilişkin olarak verilmiş olan 22/05/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının ihlali niteliğinde olduğu anlaşıldığından,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5. maddesinde yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısı tarafından önceki davanın durma kararı ile sonuçlandığı ve bu kararın kesinleştiği dikkate alınarak , yeni bir soruşturmaya konu edilmeyip ihbarda bulunması gerekirken, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 02/10/2018 tarihli ve 2018/147183 soruşturma, 2018/44027 esas, 2018/36100 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması, kanuna aykırıdır.
2- Sanık hakkında 09/09/2013 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda İstanbul Anadolu 51.Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/342 esas, 2015/369 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62.maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 29/05/2015 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içerisinde 04/05/2018 tarihinde işlediği suç nedeniyle cezalandırıldığının İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli kararı ile ihbarda bulunulması üzerine, İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2019/222 esas, 2019/313 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği,
28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” amir hükmü ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/5. fıkrasında yer alan, “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.” şeklindeki ve 9. fıkrasında yer alan 'Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır' şeklindeki düzenlemeler birlikte dikkate alındığında,
İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2014/342 esas, 2015/369 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 2. fıkrasına göre verildiğinin kabulü gerekeceği, sanığın 04/05/2018 tarihli eylemini, İstanbul Anadolu 51. Asliye Ceza Mahkemesince zorunlu olarak verilen ve 29/05/2015 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde gerçekleştirmesi nedeniyle, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/5. maddesi uyarınca ayrı bir soruşturma ve kovuşturma yapma
yasağı bulunduğu ve bu suçların sadece ilk suçtan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlali sayılabileceği, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, mahkemesince açılan kamu davasında “düşme kararı” verilip ihbarda bulunulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, kanunî zorunluluk üzerine verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılan eylem nedeniyle, mahkemesince, açılan kamu davasında 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “düşme kararı” verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkûmiyet kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/663 esas, 2019/129 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.