15. Ceza Dairesi 2014/8864 E. , 2014/11171 K.
Tebliğname No : 15 - 2014/90220
MAHKEMESİ : Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2013/173 (E) ve 2013/283 (K)
SUÇ :Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına nazaran, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Müşteki H.. Ş..'in suçtan doğrudan zarar gördüğü ancak duruşma tarihi usülüne uygun tebliğ edilmediği için katılan sıfatını alamadığı anlaşılmış isede sanığın temyiz dilekçesi katılma talebi olarak kabul edilerek 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK'nın, 158. maddenin İkinci fıkrasında yer alan,bu düzenlemeyle failin, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırı sayıldığını ileri sürerek ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak,başkasından menfaat temin etmesi nitelikli dolandırıcılık kabul edilmektedir. Suçun maddî unsuru, kamu görevlileri yanında hatıra sayıldığının, onlarla ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, yapılacak aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere, para veya başkaca menfaat almak, kabul etmektir.
Kamu görevlisi, TCK. md. 6’da tanımlanmış ve açıklanmıştır. Bu suçun meydana gelmesi için, suç konusunun resmî nitelikte bir iş olması ve failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan bahsederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmesi gerekir.Faildeki ahlaki kötülüğün,yalnız başkalarını dolandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu görevlilerini şüphe altına sokmasındaki vahameti,suçu nitelikli hâle getirmiştir.
Bu iddia yapıldığında, o kamu görevlisinin gerçekten var olup olmadığı, yada o işi yapmaya yetkili bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisi sayılmayan bir kişiyle ilişkisinden dolayı bir yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Kamu görevlisinin taraflarca tanınan ve bilinen bir görevli olması aranmaz. Asıl olan tarafların anladıkları ve anlattıkları memurun makam olarak belirlenebilen bir görevli olmasıdır. Failin mağdurdan sağladığı çıkarı…. Başsavcısına, …kaymakamına, vereceğim şeklindeki beyanında Başsavcının, Kaymakamın kişi, makam ve görev olarak yeterince belirliliği bulunmaktadır. Failin,belirli bir memur yanında hatırı sayıldığından bahsedilmeksizin, bakanlardan, milletvekillerinden, hakimlerden, tanıdıkları olduğu ve işi halledeceğini söyleyerek çıkar sağlanması halinde basit dolandırıcılık söz konusu olacak ve TCK' nın 158/2. maddesi uygulanamıyacaktır. Keza, failin, belli bir memur yanında hatırı sayıldığından söz etmeksizin kendisini Kamu kurumunda görevli (müfettiş, genel müdür vb.) olarak tanıtıp müştekinin tayinini yaptırabileceğini söylemesi halinde eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
Kamu görevlisine gerçekten ve onun bilgisi içinde çıkar sağlanmış ise eylem rüşvet suçunu oluşturacaktır.
Sanığın müştekiler ile irtibata geçerek müştekilerin çeşitli sıfatlar ile tarafı oldukları derdest olan yargılama dosyalarının, kesinleşmiş olan infaz dosyalarının veya kesinleşmek üzere Yargıtay incelemesinde bulunan veya Yargıtay'a gönderilmek üzere olan dosyalarının kendisi tarafından Yargıtay üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet savcısı olan tanıdıkları vasıtası ile ve bazen de Elmalı Adliyesinde görev yapan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, Başsavcısı, Cumhuriyet savcıları vasıtası ile müştekilerin lehine olabilecek şekilde sonuçlandırabileceği vaadinde bulunarak ve bunların karşılığında da bu kişilere ev eşyaları gibi hediyeler almak, evlerinin tadilatlarını yaptırmak ve işlemler sırasında gerçekleştirilecek masraflarda kullanmak bahanesi ile müştekilerden nakit para, senet gibi haksız menfaatler temin ettiği, bu kapsamda;
Katılan S.. B..'nun Elmalı İcra Hukuk Mahkemesinin 2008/104 Esas sayılı dosyası kapsamında görülen davasının karara çıkarak Yargıtaya gönderilmesi üzerine daha önce ismini duymuş olduğu sanık G.. Ç.. ile tanıştığı, sanığın söz konusu kararı tanıdıkları ve Yargıtay'da savcı olarak görev yapan yeğeni vasıtası ile onaylatacağını karşılığında 600 TL para alacağını beyan ettiği, katılan S.. B..'nun da 550 TL para verebileceğini söyleyerek belirttiği miktarı Antalya ÇarşıPTT'sinden 04/10/2010 tarihinde sanığa gönderdiği, açıklama bölümünde 2008/104 dosya bedeli yazılı olduğu,Katılan E.. K..'nın kardeşi, katılan R.. K..'nın oğlu olan Y.. K..'nın cezaevinde hükümlü olarak bulunması sebebiyle, sanık ile görüştükleri, sanığın her iki katılana Y.. K..'yı tahliye ettirebileceğini, Elmalı Adliyesinde tanıdığı bir savcı olduğunu arasının iyi olduğunu, yardım edebileceğini, ancak savcının yemek masraflarının olduğunu, savcının aracına lastik alacağını ve savcıya para ödeyeceğini beyan ederek 10.000 TL para istediği, katılan E.. K..'nın 5000 TL'yi Sahilkent'deki evinde ödediği, kalan 5000 TL'yi de annesi R.. K.. ile birlikte yine Sahilkent'e ödediği, sanığın, katılanların yakını olan Y.. K.. ile cezaevinde görüştüğü tahliye ettirme vaadini onada tekrarladığı 'kendisini tahliye ettireceğini, Yargıtayda tanıdığı ceza dairesi üyelerinin olduğunu, Elmalı Ağır Ceza Reisiyle ve Başsavcısıyla dostluğunun olduğunu ve yardımcı olacağını' beyan ettiği, tahliye gerçekleşmemesi nedeniyle dolandırıldıklarını anladıkları,
Katılan R.. Y..'in katılan M.. Y..'in oğlu olduğu, müşteki R.. Y..'in Elmalı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/72-369 esas-karar sayılı kararı ile aldığı kesinleşmiş cezası bulunması nedeniyle katılan H.. A.. vasıtasıyla sanıkla buluştukları sanığın katılanlara Yargıtay'da çalışan bir savcının kendi öz yeğeni olduğunu, ayrıca Yargıtay Ceza Dairelerinde birçok arkadaşının olduğunu, infazını durdurtabileceğini, bunun için savcı olan yeğenine ev eşyaları ve televizyon hediye alıp göndereceğini, belirterek 8000 TL para istediği, katılanların sanığa 2012 yılının Temmuz veya Ağustos ayı vadeli 8000 TL senet verdiği, sanığın sonradan yaptığı masrafların 8000 TL'yi geçtiğini 4000 TL daha kendisine verilmesi gerektiğini söylediği, katılan R.. Y..'in sanığa 2012 yılının yaz aylarında yanında tanık Ö.. S.. bulunduğu halde 2000 TL para verdiği, bu tarihten sonra sanığın isteği üzerine katılanın 3000, 1000 ve 1500 TL şeklinde toplam 12000 TL daha sanığa ödediği, katılanların sanığa toplamda 12000 TL nakit, 8000 TL senet verdikleri, ancak R.. Y..'in infazın durmaması sonucu cezaevine girmesi nedeniyle dolandırıldırıldıklarını anladıkları,
Katılan R.. A..'ın sanığı tanık S.. A.. vasıtasıyla tanıdığı 2011 yılının Kasım ayında katılanın Elmalı Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı ile hapis cezası alması sebebiyle tanık S.. A.. ile birlikte sanığın yanına gittikleri. katılanın Ceza aldığını söylediği. Evraklarını gösterdiği. sanığın, katılana Yargıtay'da cezasının ikiye katlanma riski olduğunu, riski ortadan kaldırmak için kendisinin yardımcı olabileceğini söylediği, Yargıtay 6. ya da 8. Ceza Dairesinde üye arkadaşları olduğunu, Yargıtayda savcı olan yeğenleri olduğunu yeğeni vasıtasıyla dosyanın bu dairelerden birine düşmesini sağlayacağını, ancak bunun için yeğeni olan Yargıtay Savcısına bir plazma televizyon hediye etmeleri gerektiğini söylediği, Televizyonu hediye olarak katılanın getirmesini, kendisinin de göndereceğini söylediği. Fakat katılanın yanında parasının olmadığını, iki üç gün içinde gelip televizyonu getireceğini söyleyerek sanığın yanından ayrıldığı, Yine müşteki İ.. Ş..'in oğlunun kasten adam öldürme suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldığı 2012 yılı içinde sanığın katılanı arayıp görüşmek istediği, buluştuklarında sanığın Yargıtaydan emekli olduğunu Elmalı'daki tüm hakim savcıları tanıdığını, hatta bir kısmının evinde kiracı olduğunu, kendilerini evine yemeğe davet edecek kadar samimi olduğunu, oğlunun cezasının düşürülmesi için onlardan yardım isteyeceğini, ancak bunun için onlara söz verdiği, koltukları alıvermesi gerektiğini söyleyerek 3000 TL para istediği, katılanın düşünmek üzere oradan ayrıldığı, katılanın olayı anlattığı patronu tanık M.. A..'nun Ç.. soyisimli ailede Yargıtay'dan emekli yoktur, uzak dur demesi üzerine katılanın sanık ile irtibatını kestiği daha sonra sanığın katılanı arayarak Ankara'ya gittiğini biraz para çıkarırsa oğlunun dosyasına bakacağını söyleyerek para istediği, fakat katılanın sanığa para vermediği
Katılan H.. A..'ın sanığı, R..A..ve S.. A.. vasıtasıyla ihbar tarhinden yaklaşık olarak 3-4 sene öncesinden beri tanıdığı, katılanın bir gün başka bir sebeple sanığın bürosunda bulunduğu sırada Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan ve katılanın, katılan sıfatına sahip olduğu 2010/226 Esas sayılı dosyasından sanığa bahsettiği, sanığın, katılana 'tutuklanırsın, sen bu mahkeden zararlı çıkarsın, karşı taraf senden yüklü miktarda tazminat alır' dediği ancak kendisinin bu işi halledebileceğini belirterek ve konuyu halletmek için kendisi tarafından iyi tanındığını söylediği Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanının yardımcı olacağını ancak başkanın Antalya ilindeki evine pimapen takılması gerektiğini bunun masraflarının da kendileri tarafından karşılanması gerektiğini söyleyerek bu masraflara karşılık 9500 TL para istediği, bunun üzerine katılanın 30/06/2011 tarihinde 6500 TL'lik senet düzenleyerek sanığa verdiği, daha sonra 2011 yılının Temmuz, Ağustos aylarında 3000 TL elden verdiği, yine aynı yıl içerisinde 4000 TL ve 2500 TL elden ödediği, ve senedi geri aldığı ancak sanığın geri vediği senedin renkli fotokopi olduğu sonradan anlaşıldığı, sanığın her defasında katılana masrafların arttığını beyan ederek hilelerini sürdürdüğü mahkemede işini göreceği vaadiyle Elmalı'daki evini taşıttığı, sanığın katılan H.. A..'ın Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davasının 08/09/2011 ve 29/09/2011 tarihlerindeki duruşma günlerinde Elmalı Adliyesine geldiği, müştekide dosyayı takip ediyor izlenimi yaratmak amacıyla Adliye koridorlarında, Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonu önünde ve kalemin bulunduğu koridorlarda dolaştığı, bu durumun HTS raporlarından tespit edildiği, sanığın duruşma gününde kullanmış olduğu .. nolu hattının Elmalı istikametine doğru Y.. Köyünden, A.. Köyünden ve E..ilçesindeki baz istasyonlarından hizmet aldığı ve aynı telefonun hattının öğleden sonraki saatlerde tekrar Kumluca ilçesinden hizmet aldığının anlaşıldığı,
Katılan Z.. A..'ün Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden 2009/215 esas sayılı davası için köylüsü olan İ.. S.. vasıtasıyla sanıkla tanıştığı, sanığın Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanını tanıdığını kendisine ödemede bulunulması halinde, Reis'in
davayı halledeceğini beyan ederek ofisinde iki ayrı taksitte 2000 TL ve 2600 TL olmak üzere toplamda 4600 TL para aldığı, iddia edilen olaylarda;
1-Sanık hakkında katılan H.. Ş.. ve M.. Ş..'e karşı dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne, katılan S.. B..'na karşı ve katılanlar R.. Y.. ve M.. Y..'e karşı dolandırıcılık suçlarından, katılan R.. A.. ve müşteki İ.. Ş..'e karşı dolandırıcılığa teşebbüs suçlarından katılanlar H.. A.. ve Z.. A..'e karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine, yönelik incelemede;
Katılanlar ve tanık ifadeleri, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı karşısında sanığın katılan S.. B..'na karşı ve katılanlar R.. Y.. ve M.. Y..'e karşı eyleminin dolandırıcılık suçlarını, katılan R.. A.. ve müşteki İ.. Ş..'e karşı eyleminin dolandırıcılığa teşebbüs suçlarını katılanlar H.. A.. ve Z.. A..'e karşı eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 158/2. maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu yönündeki kabullerde ve sanığın katılanlar H.. Ş.. ve M.. Ş..'e karşı eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturmadığından beraatına ilişkin kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanığın katılan H.. A..'a karşı dolandırıcılık eylemini zincirleme biçimde gerçekleştirdiği halde 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesinin sanık hakkında uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
Sanığın katılanlar R.. Y.. ve M.. Y..'e karşı eyleminin yalnızca R.. Y..'in kesinleşen cezasının infazını durduracağı gerekçesiyle haksız menfaat temini niteliğinde olup, baba oğul olan katılanların sözkonusu para ve senetten bir kısmını birinin diğer kısmını diğerinin vermesinin ikisine karşı suç işlendiğini göstermeyip, sanığın eyleminin bu açıdan tek eylem olduğu, ancak sanığın bir bütün halde katılanlardan yapacağını iddia ettiği iş için istediği ilk miktar dışında, yaptığı masrafların 8000 TL'yi geçtiği gibi çeşitli bahanelerle farklı tarihlerde para almaya devam etmesi nedeniyle zincirleme suç oluştuğundan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi yerine 43/2. maddesinin uygulanması sonucu değiştirmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve müdafi, Cumhuriyet savcısı, katılan M.. Ş..'in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında katılanlar E.. K.. ve R.. K..'ya karşı dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede,
Sanığın katılanlara karşı eyleminin yalnızca her iki katılanın ortak yakını Y.. K..'nın cezaevinden tahliyesini sağlayacağı iddiasıyla haksız menfaat temini niteliğinde tek eylem olduğu halde, her iki katılana karşı zincirleme biçimde dolandırıcılık kabulü ile yazılı şekilde 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesinin uygulanması
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.