Ceza Genel Kurulu 2016/58 E. , 2016/335 K.
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların TCK'nun 37/1. maddesi delaletiyle 158/1-f-son, 62/1, 52 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 41.660 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına ilişkin, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.07.2011 gün ve 127-232 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 22.06.2015 gün ve 13261-27209 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.11.2015 gün ve 356776 sayı ile;
“...'ın... Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketi'nin gayriresmi ortağı olduğu, şirketin Yenimahalle Belediyesine ait Çayyolu Ümit Mahallesinde park yapım işini yüklendiği, 07.08.2007 tarihinde işe başlandığı, bu çerçevede taahhüt edilen işlerden futbol sahası ve yürüyüş yoluna suni çim yapımını temin için 05.09.2007 tarihinde, ..... Spor Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (yetkilisi ...) ile 55.300 Lira bedelli işin 8.000 Lirası peşin, geri kalanı ileri tarihli (30.11.2007 ve 30.12.2007) 23.650'şer Lira bedelli iki çek verilmek üzere sözleşme imzalandığı,... Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketi tarafından taahhüt edilenin aksine çek yerine senet verildiği, senetlerin ödenmemesi üzerine 05.02.2008 tarihinde sözleşmenin yenilenerek 5.000 Lirasının sözleşme anında peşin, geri kalanı 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli 25.150'şer Lira bedelli iki çek verilmesi hususunda anlaşmaya varıldığı, dava konusu sahte çekin imzalanan 2. sözleşme uyarınca 20.04.2008 tarihli olarak tanzim edildiği, park yapımı işinin 04.01.2008 tarihinde teslim edildiği, hak edişin 18.03.2008 tarihli olduğu,
Çek üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 28.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda; çekin ön yüzündeki yazı ve imza ile çekin arkasındaki ... yazısının ...'a, ...'a ve ...'e ait olmadığı, ...'a atfen atılan imzanın ....'ın elinden çıkmayıp örnek imza modeline benzetilme gayretiyle takliden atıldığı,
...'ın aşamalardaki savunmalarında;.... ile gayriresmi iş ortaklığı yaptığını, müştekiden aldıkları hizmete karşılık....'ın adını yazıp imzasını taklit etmek suretiyle oluşturulan çek verdiğini hakkında icra takibi yapıldığında öğrendiğini, Belediyeye... Limited Şirketi adına yapılan iş nedeniyle hak edişlere ....'ün gerçek olmayan alacaklar yaratıp onlar adına icra takibi yaptırıp haciz koydurduğunu, bu nedenle kendisinin de mağdur olduğunu, söz konusu çek nedeniyle Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/1576 esas sayılı dosyası ile dava açtığını, müşteki ...'ün çekin kendisinin de bulunduğu ortamda ... ismi ile tanıtılan kişi tarafından keşide edilip kendisi tarafından ciro edildiği yönündeki beyanı ile....'ın iddialarını kabul etmediğini beyan ettiği,
...'ün aşamalardaki savunmalarında; ...’u tanımadığını, ...’ün şirketinden kendi şirketi adına sentetik çim aldıklarını, malları almadan önce yapılan anlaşma gereği toplam 80 bin Lira değerinde parça bono düzenleyip bu senetleri ...’e verdiklerini, daha sonra ...'ün senet karşılığı mal teslimatı yapamayacağını bildirerek çek veya nakit para istemesi üzerine ...'ın çek bulabileceğini söyleyip 15-20 gün sonra doldurulmuş vaziyette suça konu çeki getirdiğini ve birinci ciranta olarak huzurunda imzaladığını ve çekin birlikte gittikleri ...’ün bürosunda ....'ın tarif ettiği elemana .... tarafından teslim edildiğini, çek bedelinin ödenmesi ve çekin geri alınması için ....'a 50.000 Lira verdiğini, ancak şahsın parayı şahsi borçları için kullandığını sonradan öğrendiğini, bu nedenle şirketin zararını gideremediklerini beyan ettiği,
Müşteki ...'ün talimat ifadesinde doğruluğunu beyan ettiği 28.01.2009 tarihli savcılık ifadesinde;... Mühendislik ile yaptıkları sözleşme uyarınca verilmesi taahhüt edilen çekler yerine senet verilmesi ve senetlerin ödenmemesi üzerine sözleşmeyi yenilediklerini, buna göre 5.000 Lira peşin, 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli 25.150'şer Lira bedelli iki adet çek verilmesi hususunda anlaştıklarını, çeki almak amacıyla Ankara'ya şirketin Cebeci'deki adresine gittiğini, ....,.... ile kendisine ... olarak tanıttıkları bir şahsın şirkette olduğunu, .... isimli şahsın çeki yanında keşide ettiğini, ardından .... ve....'ın cirolayarak çeki kendisine teslim ettiklerini beyan ettiği,
Söz konusu çekin, ... tarafından boş vaziyette kaybedildiği, imza incelemesi neticesinde çekin .... tarafından keşide edilmediğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bu bağlamda; Yüksek Dairenizin ilâmının, ... ve ...'ün üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin kabulüne ilişkin Mahkeme kararının onanmasına dair kısmına Başsavcılığımızca iştirak olunmakla birlikte,... Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketi ile ..... Spor Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasındaki birinci sözleşmenin 05.09.2007 tarihinde yapılması, çek ve ödeme taahhütlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle 05.02.2008 tarihinde, aynı iş nedeniyle yeni bir sözleşme yapılarak 5.000 Lirasının sözleşme anında peşin geri kalanı 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli 25.150'şer Lira bedelli iki çek verilmesi hususunda varılan anlaşma çerçevesinde, suça konu çekin bu ikinci sözleşmede belirlenen şarta uygun olarak 20.04.2008 tarihli olarak tanzim edildiği,
Dolayısıyla; Yargıtay C.G.K'nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında, önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi karşısında, Mahkemece hükümlüler açısından nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, anılan suçtan beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetlerine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu' görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat ederek, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Daire tarafından 14.12.2015 gün ve 14697-32203 sayı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
05.09.2007 tarihli sözleşme ile sanık ...’ün ortağı ve yetkilisi, sanık ...’ın ise gayriresmi ortağı olduğu... T Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketinin 55.300 Lira karşılığında, 1400 metrekaresi yürüyüş yolu, 450 metrekaresi futbol sahası olmak üzere toplam 1850 metrekarelik suni çim alanı yapılmak üzere katılan ...’ün yetkilisi olduğu ..... Spor Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile anlaştıkları, sözleşme bedelinin 8.000 Lirasının peşin, geri kalan kısmının ise 30.11.2007 ve 30.12.2007 tarihli iki ayrı çek verilmek üzere ödenmesinin kararlaştırıldığı, ancak sanıkların şirketinin, katılanın şirketine çek yerine senet verdiği, senetlerin ödenmemesi üzerine katılan ...’ın talebi ile 05.02.2008 tarihinde sözleşmenin yenilenerek, 55.300 Liralık bedelin 5.000 Lirasının peşin, geri kalan kısmının 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli çeklerle ödenmesi şeklinde değiştirildiği, bu sözleşme gereğince keşideci kısmında ... yazan 25.000 Lira bedel ve 20.04.2008 tarihli suça konu çekin sanıklar tarafından ciro edilerek katılana verildiği, ancak çekin karşılıksız çıktığı,
Suça konu çek üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 16.04.2009 tarihli bilirkişi raporu ile 08.04.2010 günlü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı raporunda; keşideci imzasının ...’un el ürünü olmadığı tespitine yer verildiği, 28.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise; çek muhtevasındaki yazı ve rakamlar ile birinci ciranta “...” yazılarının, sanıkların ve ...’un el ürünü olmadığı, ... adına atfen atılı imzanın sanık ...’ın elinden çıkmadığı, bu şahsın imzasına benzetilmek gayretiyle takliden atıldığı, çek üzerinde ilk bakışta dikkati çekip, kolaylıkla anlaşılabilir nitelikte sahtecilik arıza ve emaresi bulunmayıp, normal bir kambiyo senedi olarak tedavül etme özelliği taşıdığından iğfal kabiliyetini haiz olacağı şeklindeki görüşe yer verildiği,
...’un, 28.03.2008 tarihinde Akbank Şubesine çek yaprağının kaybolduğuna ilişkin bildirimde bulunduğu,
Yenimahalle Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü hakediş raporuna göre; sanıkların şirketinin park yapım işini aldığı, taahhütleri arasında sentetik çim yapılmasının da bulunduğu, işe 07.08.2007 tarihinde başladıkları, işin süresinin 90 gün olarak belirlendiği, fakat 04.12.2007 tarihine kadar işin bitirilememesi üzerine 30 günlük ek süre verildiği, 07.12.2007 tarihinde yapılan denetimde işin %95 oranında ve çim alanı yapım işinin tamamlanmadığı tespitinin tutanağa bağlandığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ...; ..... Spor Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ortağı ve müdürü olduğunu,... T Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketi adına Ankara’da çim yolu yaptıklarını, adı geçen şirketin, yetkilisi olduğu şirkete iki adet çek vermesi gerekirken yerine senet verdiğini, senetlerin ödenmemesi üzerine sözleşmenin ödeme şeklinin, 5.000 Lirası peşin, kalan kısmı için ise 25.150'şer Liralık 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli çekler verilmek üzere değiştirdiklerini, kendisini ... olarak tanıtan şahsın çekin üstünü doldurarak keşide ettiğini, söz konusu çeki sanıkların hem şirket adına hem kendi adlarına cirolayarak verdiklerini, daha sonra kendisinin cirolayıp başka şahıslara verdiğini, ancak çek karşılıksız çıkınca icra takibine giriştiğini, kendisini dolandırmalarından ve sahte çek keşide ettirmelerinden dolayı sanıklardan şikayetçi olduğunu,
Karşılıksız çek keşide etme suçundan hakkında ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen ...; çeki boş olarak kaybettiğini, ... ve sonraki cirantaları tanımadığını, çekin ön ve arka yüzündeki yazılardan hiçbirinin kendisine ait olmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... soruşturma aşamasında; sanık ... ile gayriresmi iş ortaklığı yaptığını, sanık ...'ın şikâyetçiden anlaşma gereğince aldıkları mala karşılık çek vermiş olduğunu, bilgisi olmadığı halde çeke adını yazıp imzasını taklit etmek suretiyle ciro yapıp kendisini de borç altına soktuğunu, hakkında icra takibi yapıldığında konuyu öğrendiğini ve imzanın kendisine ait olmadığına dair dava açtığını, çekin cirosunun kendisine ait olmadığını, çekin keşidecisi ...'un kim olduğunu bilmediğini, mahkemede ise; belediyeye... T Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketi adına yapmış oldukları iş nedeniyle hakedişlere ...'ün gerçek olmayan alacaklar yaratıp, onlar adına icra takibi yaptırıp haciz koydurduğunu, katılanın samimiyetine binaen kendisine güvenip kefaleti karşılığında malzeme göndermeyi istediğini, ancak kendisinin kefil olamayacağını söylediğini, malzemenin gelmediğini, ancak sanık ... ile ortaklığı bittikten sonra katılandan mal geldiğini gördüğünü,
Sanık ... aşamalarda;... T Mimarlık Mühendislik İnşaat Turizm Gıda Tekstil Ticaret Limited Şirketinin ortağı ve müdürü olduğunu, katılan şirketten malları teslim almadan önce anlaşma gereği parça bonolar düzenleyip katılan ...'a verdiğini, katılan ...'ın senetlerle kendilerine mal vermeyeceğini, nakit ya da çek karşılığında vereceğini söylemesi üzerine şirketin gayriresmi ortağı olan sanık ...'ın 'ben çek bulurum' diyerek şikâyete konu çeki getirdiğini, çek geldiğinde keşidecisi tarafından imzalanmış olduğunu, ....'ın yanında ciro ettiğini, ....'dan sonra kendisinin de şirket adına ve kendi adına çeki ciro ederek katılana gönderdiklerini, keşideci ...'u tanımadığını, çek verildikten 15-20 gün mal teslimatının yapıldığını,
Savunmuşlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 'Dolandırıcılık' başlıklı 157. maddesinde; 'Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir' şeklinde dolandırıcılık suçunun temel şekli düzenlenmiş, aynı kanunun 158. maddesinde suçun nitelikli halleri sayılmıştır.
Dolandırıcılık suçunun maddi unsurlarından olan hareket, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 503. maddesinde; 'bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yapma' biçiminde tanımlanmasına karşın, 5237 sayılı TCK'nun 157. maddesinde; 'hileli davranışlarla bir kimseyi aldatma' şeklinde ifade edilerek, 765 sayılı Kanunda yer alan 'desise' kavramına 5237 sayılı Kanunda yer verilmemiş ve hileye desiseyi de kapsayacak şekilde geniş bir anlam yüklenmiştir.
Malvarlığının yanında kişilerin irade özgürlüğünün korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi ya da başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Fail, kendisi ya da başkasına yarar sağlayabilmek amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar gerçekleştirmeli, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve gerçekleşen zarar da nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenebilecek ekonomik bir zarar olmalıdır.
Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suçlardan farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden fazla hukuki konusu olan bu suç gerçekleştirilirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdur veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyi niyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği, irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
Suçun oluşabilmesi için, mağdur veya bir başkasına verilen zarar, failin hileli davranışlarından sonra ve bu nitelikteki davranışların sonucu oluşmalıdır. Failin, mağdurun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamasından sonra mağdura karşı hileli davranışlarda bulunması halinde ise dolandırıcılık suçu oluşmaz. Zira bu durumda zarar, hileli davranışlar sonucu oluşmamıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...’ün ortağı ve yetkilisi, sanık ...’ın ise gayriresmi ortağı olduğu şirketin 55.300 Lira karşılığında, katılan ...’ün yetkilisi olduğu katılan ..... Spor Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile 1850 metrekarelik suni çim alanı yapılmak üzere anlaştıkları, sanıkların, katılan şirkete çek yerine senet verdikleri, senetlerin ödenmemesi üzerine katılan ...’ın ödemenin nakden ya da çek ile yapılmasını talep etmesi üzerine 05.02.2008 tarihinde sözleşmeyi yeniledikleri, bu kez ödemenin 5.000 Lirasının peşin, geri kalan kısmının 20.04.2008 ve 20.05.2008 tarihli çeklerle yapılmasının kararlaştırıldığı, ancak sanıkların katılan ...'a sözleşme gereğince verdikleri 20.04.2008 tarihli çekin sahte olduğu, sanıklardan ...'ün suça konu sahte çekin, sentetik çim karşılığında katılan ...'a verilmesinden 15-20 gün sonra malın kendilerine teslim edildiğini belirttiği olayda; sanıkların sahte çeki sentetik çimin kendilerine teslimini sağlamak amacıyla verdikleri, bu durumda katılan ...'ı hileli davranışlarla aldatıp, katılanları zarara uğratarak kendilerine yarar sağladıkları anlaşıldığından, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan mâhkumiyetlerine ilişkin hükümlerin Özel Dairece onanması isabetlidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine, dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.10.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.