4. Ceza Dairesi 2018/5000 E. , 2018/16463 K.
Tehdit suçundan sanık ...'in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 04/07/2018 gün ve 94660652-105-21-9045-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2018 gün ve 2018/60237 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
5237 sayılı Kanun'un 58/1. maddesinde yer alan “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.' ve anılan Kanun'un 58/2. Maddesinde yer alan ' Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz” şeklindeki hükümler dikkate alındığında, tekerrüre esas alınan ...1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/300 esas, 2007/364 sayılı kararının kesinleşme tarihinin 08/03/2016 olduğu,...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli kararına konu suç tarihinin ise 11/10/2015 olması karşısında, şartları oluşmadığı halde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ...'in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararının, 5237 sayılı Kanun'un 58/1. maddesinde yer alan “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.' ve anılan Kanun'un 58/2. Maddesinde yer alan ' Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz” şeklindeki hükümler dikkate alındığında, tekerrüre esas alınan ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/300 esas, 2007/364 sayılı kararının
./..
.2.
kesinleşme tarihinin 08/03/2016 olduğu,...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli kararına konu suç tarihinin ise 11/10/2015 olması karşısında, şartları oluşmadığı halde sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık hakkında hüküm kurulurken, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesinde isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K.'nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen 'Kanun yararına bozma' kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında TCK'nın 125/1-2, 43/1, 106/1, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle 23/06/2016 tarihli iddianamenin düzenlendiği, yargılama neticesinde hakaret suçu yönünden şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine, tehdit suçu yönünden ise,...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararıyla sanığın TCK'nın 106/2-a, 43/2, 62, 50/1-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, hükmün sanığa yöntemince tebliğ edilmesine karşın kanun yoluna konu edilmediği ve bu suretle kesinleştiği, yargılama aşamasında uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmediği, infaz aşamasında...Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı ek kararıyla infazın durdurulmasına, uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Sanık hakkında hüküm kurulurken uygulama maddesinin TCK'nın 106/1-1. cümlesi yerine 106/2-a olarak hatalı gösterilmesi ve sanığın mağdura karşı atılı suçu değişik zamanlarda birden fazla işlediği kabul edilip cezada artırım yapılırken uygulama maddesinin TCK'nın 43/1 maddesi yerine 43/2. maddesi olarak belirtilmesi, dosya içeriği ve kabule göre mahallinde düzeltilebilir maddi yanılgılar olarak kabul edilmiştir.
Sanık hakkında temel ceza alt sınırdan 6 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, zincirleme suç hükümleri uyarınca 1/4 artırım yapılarak ceza 7 ay 15 gün hapis cezasına yükseltilmiş, TCK'nın 62. maddesi
./..
.3.
uyarınca 1/6 indirim yapılırken ceza 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün olarak eksik belirlenmiştir. TCK'nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca sonuç ceza da 3.740,00 Türk lirası yerine 3.500,00 Türk lirası olarak eksik hesaplanmıştır. Ayrıca adli para cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine hükmolunmuştur.
Bu bağlamda;
1)02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine mevcut (2) ve (3) numaralı alt bentlerden sonra gelmek üzere (3), (5) ve (6) numaralı alt bentler eklenmiştir. Bu bentlere göre, tehdit (madde 106, birinci fıkra), hırsızlık(madde 141), dolandırıcılık (madde 157) suçları uzlaşma kapsamına alınmıştır.
Aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan 'etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile' ibaresi madde metninden çıkarılmış, 09/07/2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 8. maddesiyle fıkraya eklenen ikinci cümlesinde yer alan 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaştırma hükümleri uygulanmaz' şeklindeki düzenlemede bir değişiklik yapılmamıştır.
Uzlaştırma CMK'nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde' (1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. ' denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanığa yükletilen TCK'nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığında şüphe bulunmamaktadır.
./..
.4.
Sanığa isnat edilen suç yargılama aşamasında uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Mahkeme sanığa isnat edilen suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin gerçekleştirmesi için dosyayı CMK'nın 254. maddesi uyarınca uzlaştırma bürosuna göndermesi gerekirken yargılamaya devam ederek sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair hüküm kurmuş ve hüküm kesinleşerek infaza verilmiştir. Her ne kadar infaz aşamasında...Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı ek kararıyla uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ise de, sanığa isnat edilen suçun yargılama aşamasında uzlaştırma kapsamına alınması ve TCK'nın ''zaman bakımından uygulama'' başlığını taşıyan 7. maddesinin 2. fıkrasındaki ''suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanıp, infaz olunacağına''na dair düzenleme nedeniyle uzlaştırma işlemlerinin yargılama sırasında yerine getirilmesi gerekmekte, anılan yasal değişikliğin hükümden önce yürürlüğe girmesi sebebiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun ''Mahkûmiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında duraksama başlığını'' taşıyan 98/1. maddesinde yer alan ''... ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.'' şeklindeki amir hükmünün olayımızda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle infaz aşamasında verilen,...Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı uzlaştırma işlemleri için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesine dair ek kararı hukuki değerden yoksundur. Sanık hakkında yargılama sırasında uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden kurulan...Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2017 tarihli ve 2016/78 esas, 2017/20 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
2)5237 sayılı TCK'nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
' (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
(3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
(4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
./..
.5.
(6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
(8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
(9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejiminin, yalnızca hapis cezalarına ilişkin olduğu ve aynı Kanunun adli para cezalarının infaz yöntemini gösteren 106. maddesinde de mükerrirlikle ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Bu nedenle sanık hakkında tayin edilen sonuç cezanın adli para cezası olması karşısında, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde bu yönden de isabet bulunmamaktadır.
3)Sanık hakkında temel ceza alt sınırdan 6 ay hapis cezası olarak tayin edilmiş, zincirleme suç hükümleri uyarınca 1/4 artırım yapılarak ceza 7 ay 15 gün hapis cezasına yükseltilmiş, TCK'nın 62. maddesi uyarınca 1/6 indirim yapılırken ceza 6 ay 7 gün hapis cezası yerine 5 ay 25 gün olarak eksik belirlenmiştir. TCK'nın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca sonuç ceza da 3.740,00 Türk lirası yerine 3.500,00 Türk lirası olarak eksik hesaplanmıştır. Bu husus yasaya açıkça aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 04/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.