12. Ceza Dairesi 2019/11989 E. , 2019/11403 K.
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Kasten yaralama, hakaret, tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal
Hükümler : 1- Şikayetçi sanık ...'nin sanık ...'e yönelik hakaret, sanıklar ..., ..., ... ve...'nin şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama, sanık ...'in şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik tehdit, sanık ...'nin şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından dolayı CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine ilişkin hükümler
2- Şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'un sanık ...'a yönelik kasten yaralama suçundan dolayı TCK'nın 86/2, 31/3, 52/2; sanık ...'e yönelik kasten yaralama suçundan dolayı TCK'nın 86/2, 86/3-e, 31/3, 52/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyetine ilişkin hükümler
3- Sanık ...'un şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçundan dolayı TCK'nın 86/2, 52/2; hakaret suçundan dolayı TCK'nın 125/2. maddesi yollamasıyla 125/1, 43/1, 52/2; özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı TCK'nın 134/1-2, 53/1-3; tehdit suçundan dolayı TCK'nın 106/1-1, 43/1, 53/1-3. maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyetine ilişkin hükümler
Şikayetçi sanık ...'nin sanık ...'e yönelik hakaret, sanıklar ..., ..., ... ve...'nin şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama, sanık ...'in şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik tehdit, sanık ...'nin şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından beraatlerine, şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'un sanıklar ...'a ve ...'e yönelik kasten yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ..., şikayetçi sanık ... ve şikayetçi suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından, sanık ...'un şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 15.05.2019 tarihli tevdi kararı uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, şikayetçi sanık ...'nin sanık ...'e yönelik hakaret, sanık ...'nın şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçlarından beraatlerine, şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'un sanıklar ...'a ve ...'e yönelik kasten yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik sanık ..., şikayetçi sanık ... ve şikayetçi suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyizi ile ilgili olarak görüş içeren ek tebliğnamenin düzenlendiği belirlenerek; ayrıca, şikayetçi olduğunu beyan etmesine rağmen katılma hakkı kendisine hatırlatılmayan şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'un CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilip, suçlardan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığıyla hükümleri temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçi suça sürüklenen çocuk ...'un CMK'nın 237/2. madde ve fıkrası uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
A) Katılan suça sürüklenen çocuk ...'un sanıklar ...'a ve ...'e yönelik kasten yaralama, sanık ...'un katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama ve hakaret suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanun'un 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 23.02.2016 tarihinde katılan suça sürüklenen çocuk ... hakkında sanık ...'a yönelik kasten yaralama suçundan doğrudan hükmedilen 1600 TL, katılan suça sürüklenen çocuk ... hakkında sanık ...'e yönelik kasten yaralama suçundan doğrudan hükmedilen 2400 TL, sanık ... hakkında katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçundan doğrudan hükmedilen 2400 TL ve sanık ... hakkında katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik hakaret suçundan doğrudan hükmedilen 2240 TL'den ibaret mahkumiyet hükümlerine karşı suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafii ve sanık ...'un temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca kısmen isteme uygun olarak REDDİNE,
B) Şikayetçi sanık ...'nin sanık ...'e yönelik hakaret ve sanık ...'nın katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık ... ile şikayetçi sanık ... ve katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafii tarafından, şikayetçi sanık ...'nin sanık ...'e yönelik hakaret ve sanık ...'nın katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçlarından beraatlerine dair hükümlere yönelik temyiz isteminin vekalet ücretine ilişkin olduğu tespit edilerek yapılan incelemede:
Beraat eden ve kendilerini aynı vekil ile temsil ettiren sanık ... ile şikayetçi sanık ... yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ... ve şikayetçi sanık ... müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasına, “Beraat eden sanık ... ve şikayetçi sanık ... yargılamada kendilerini aynı vekil ile temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık ... ile şikayetçi sanık ...’ye verilmesine,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C) Sanık ...'in katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik tehdit, sanık ...'nin katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Taraflar arasında çıkan tartışma ve kavga esnasında, sanık ...'in, eski kız arkadaşı olan katılan suça sürüklenen çocuk ...'a “Seni daha ormana götüreceğim, çırılçıplak soyup döveceğim.” diyerek tehdit ettiği, sanık ...'nin de katılan suça sürüklenen çocuk ...'un fotoğrafını cep telefonu ile çekip, çektiği fotoğrafı sanık ...'in nişanlısı olan sanık ...'a gönderdiği iddialarına konu olayda;
Sanıklar ... ve...'nin üzerlerine atılı tehdit ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını işlediklerine dair, dosya kapsamında, savunmalarının aksine, mahkumiyetlerine yeter, her türlü derecede şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması, olayın akabinde sanık ...'ye ait cep telefonunda teknik inceleme yapılmaması nedeniyle gelinen aşamada bu yönde maddi bir delil elde etmenin mümkün olmaması, soruşturma evresinde “...Kavga anında çekilen fotoğrafı ben çekmedim. ...'in yanında bulunan... isimli şahıs bana gönderdi...” biçiminde beyanda bulunan sanık ...'un, duruşmada alınan “......'un resmini ben çektim, ... çekip bana göndermiş değildir...” şeklindeki savunmasıyla önceki ifadesini doğrulamaması karşısında, yerel mahekemece verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiş olup, sanık ... hakkında tehdit ve sanık ... hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyet kararı verilmemesinden dolayı beraat hükümlerinin bozulmasını öneren tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanıklar ... ve... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin kararın bozulması istemine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümlerin esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. madde ve fıkrasına uyulmaması,
Kanuna aykırı olup, katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının 4 ve 5 numaralı bölümlerindeki “BERAATİNE,” ibarelerinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına, “CMK'nın 223/2-e madde, fıkra ve bendi gereğince” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D) Sanıklar ..., ... ve...'nin katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik kasten yaralama suçundan beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre, katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Katılan suça sürüklenen çocuk ...'un soruşturma evresindeki “… 29.06.2015 günü saat: 14.00 sıralarında ... isimli soy ismini bilmediğim arkadaşım beni telefon ile aradı ve konuşmak için... yanına çağırdı. Ben belediyenin karşısında bulunan ... Taksi durağının yan sokağına geldim... Ben ...'a bakarken arkamdan ... geldi ve direk boğazıma sarıldı ve beni yere yatırdı. Sonra bana vurmaya başladı. Yanında 5-6 kişi daha vardı. Ben bu şahısları tanımıyorum ancak görsem birkaç tanesini tanırım...” ve kovuşturma evresindeki “...Olay sırasında müştekiler ... ve ... ... yanlarında bulunan diğer 3 erkek şahıs ve 3 bayan şahıs ile birlikte beni dövdüler...” şeklindeki iddiaları, sanık ... tarafından katılan suça sürüklenen çocuk ...'a gönderilen; “...'i de tanımış oldun deme sen kimsin deyip duruyordun ya oydu işte...” biçimindeki mesaj, dosyada mevcut olay anınında çekilen fotoğraflar karşısında,
Maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi amacıyla; dosyada mevcut mesajların ve olay anınında çekilen fotoğrafların içerikleri ile ilgili tarafların beyanları alınıp, katılan suça sürüklenen çocuk ...'dan olay günü kendisini darp edenlerin sanıklardan hangisi ya da hangileri olduğu sorularak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip, iddia ve savunmaların doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,
E) Sanık ...'un katılan suça sürüklenen çocuk ...'a yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
1- 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik CMK'nın 253/1-a madde, fıkra ve bendi gereğince uzlaşma kapsamında olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı soruşturma evresinde CMK'nın 253. maddesi uyarınca sanıkla şikayetçi arasında uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden dava açıldığı, kovuşturma evresinde de aynı Kanun'un 254. maddesi uyarınca bu eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla, mahkemece CMK'nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. madde hükümleri uygulanmak suretiyle sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, uzlaştırma işlemleri tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 34. maddesi ile değişik CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve TCK'nın 106/1-1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK'nın 7/2. madde ve fıkrası uyarınca; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre tehdit suçu açısından sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ...'un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.