6. Ceza Dairesi 2013/26246 E. , 2014/3298 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık savunmanının duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Hükmedilen cezaların türü ve sürelerine göre sanık savunmanının duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nun 318. maddesi gereğince REDDİNE;
Belli bir olay ile ilgili suç işlediği izlenimini veren ve hakkında herhangi bir araştırma yapılan kişi, şüpheli statüsüne girer. Şüpheli muhakeme hak ve yetkilerine sahiptir.
Yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözümü şeklinde özellikler vardır. O halde önce olay öğrenilmelidir. Yani sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi maddi mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak, yani nasıl meydana geldiğini belirlemektir. Olay belirlendikten sonra, olaya uygulanacak hukuki norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Olayın faillerinin kim olduğu ve bunların ceza hukuku karşısındaki sorumlulukları öncelikle olayın belirlenmesi ile mümkündür.
Olay ise deliller ile öğrenilebilir. Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal)’dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta aranan belirlilik ortaya çıkar. Yani belirliliğe şüphenin yenilmesi ile ulaşılır.
Ceza Muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Maddi gerçeğe ulaştıracak araç ise delillerdir. Deliller; Sanık açıklamaları, tanık açıklamaları, sanık ve tanıktan başka kişilerin açıklamaları, kolluk, savcı ve hakim tutanakları, özel yazılı açıklamalar, görüntü ve (veya) ses kaydeden araçlarla açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilir. Suç konusu ve/veya alet olayın bir parçası iken, olay yerinde kalan her türlü iz ve eser, belirti delil olup, olayı temsil eden dolaylı delildir. Yağma olaylarında genelde tanık yoktur, bu nedenle mağdurun beyanı ve teşhisi önemlidir. Şayet bu konuda duraksama varsa ortada yenilmesi gereken bir şüphenin olduğunu düşünülmesi gerekir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarakta deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Kuşkular yenilmelidir. Yani hükümde varsayıma dayalı kuşkulu kalan hususlar olmamalıdır. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. Kuşku ve çelişki yenilmeden karar verilemez. Bir suç varsa bunun failini belirlemede ancak kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa imkan vermemelidir. Yüksek ihtimal ile deliller yeterli toplanmadan bir ceza verilemez. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığı belirlenmesi için eylemin önce işlenip işlenmediğinin sorunu çözülerek başlanır. Bu da kanıtların yorumu ile cevaplanacaktır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını , kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizin ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu, sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm, normun yorumu ve en nihayet ulaşılan sonuç olan hüküm şeklinde olmalıdır.
Teşhisin yöntemine gelince; ceza yargılaması hukukumuzda teşhise ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta olup, bu konu ilk kez 02.06.2007 gün ve 5681 sayılı Kanunun 5. maddesiyle 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 6. maddesinde yapılan değişiklikle mevzuatımıza girmiş, anılan maddede teşhis işleminin ne şekilde yapılacağı,
'Polis, olaydaki failin gözaltına alınan şüpheli ile aynı kişi olup olmadığının belirlenmesi bakımından zorunlu olması halinde, Cumhuriyet savcısının talimatıyla teşhis yaptırabilir.
İşleme başlanmadan önce teşhiste bulunacak kişinin faili tarif eden beyanları tutanağa bağlanır.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birden fazla ve aynı cinsten olması, aralarında yaş, boy, ağırlık, giyinme gibi görünüşe ilişkin hususlarda benzerlik bulunması gerekir. Teşhis için gerekli olması halinde şüphelinin görünüşü ile ilgili gerekli değişiklikler yapılabilir. Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin her birinde teşhis sırasında bir numara bulundurulur.
Teşhiste bulunan kişi ile teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin birbirini görmemesi gerekir.
Teşhis işlemi en az iki kez tekrarlanır ve teşhiste bulunması istenen kişiye şüphelinin teşhis edilecek kişiler arasında yer almıyor olabileceği hatırlatılır.
Teşhis işlemine tâbi tutulan kişilerin, bu işlem sırasında birlikte fotoğrafları çekilerek veya görüntüleri kayda alınarak, soruşturma dosyasına konur.
Şüphelinin fotoğrafı üzerinden de teşhis yaptırılabilir. Ancak tek bir fotoğraf veya aynı kişinin farklı fotoğrafları üzerinden teşhis yaptırılamaz. Değişik kişilerin fotoğraflarının aynı büyüklük ve özellikte olmaları gerekir.
Teşhis işlemi tutanağa bağlanır' şeklinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaylara gelirsek;
Birinci olayımızda; yakınan ...'ın ... Üniversitesi Hastanesi acil servisinde polise yaptığı 19.04.2009 tarihli müracaatında, ...'ten kızını tedavi ettirmek için eşiyle birlikte 16.04.2009 günü ...Üniversitesi Hastanesine geldikleri, eşinin hastaneye yatışına karar verilen çocuğun yanında, kendisinin ise arkadaşında kaldığı, 18.04.2009 günü saat 15:00 sıralarında hastane içinde tanıştığı tahmini 45-50 yaşlarındaki erkek bir şahısla birlikte ... yolundan karşıya Türkeş'in mezarına doğru geçip ağaçların altına oturdukları, bu şahsın verdiği meyve suyunu içince daha sonrasını hatırlamadığı, uyandığında yanında kimsenin olmadığı, ceplerini kontrol ettiğinde siyah deri para cüzdanı ile içindeki 500 TL parası ve nüfus cüzdanının çalındığını anladığı,...Üniversitesi Hastanesine yürüyerek geldiği, kendisine ilaçlı meyve suyu içiren şahsı tanımadığı, fakat görse tanıyabileceği iddiasıyla şikayetçi olduğu,
20.04.2009 tarihli ve 09:00 saatli tutanak içeriğine göre; yakınan...'nin tedavisi devam ederken hastaneden ayrılması nedeniyle kesin raporunun alınamadığının ve sabıkalılar albümünden fotoğraf teşhisinin yaptırılamadığının anlaşıldığı,
Yakınan ...'nin adli raporuna göre; başkası tarafından ilaçlı meyve suyu içirilme ve yabancı madde alımı iddiasıyla 19.04.2009 günü saat 12:30' da yatış ve tedavisine başlandığı, ilaç verilme hususunun tespit edildiği ve aynı gün saat 20:00'de çıkış yaptığının anlaşıldığı,
Evrakın ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2009/64784 soruşturma kaydıyla 13.05.2009 günü daimi aramaya alındığı,
Katılan ... 'a yönelik yağma iddiası (2.olaya ilişkin) nedeniyle 18.01.2011 günü ...'deki evinde yakalanan sanığın aynı gün ...'ya getirildiğinde, ... İl Emniyet Müdürlüğü'nün istemiyle yakınan ...'ye yönelik yağma olayıyla ilgili ... İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce düzenlenen 18.01.2011 tarihli (fotokopiden ibaret) fotoğraf teşhis tutanağında; polnet üzerinden sanığa ait resimlerin gönderilip yakınan ...'a gösterildiğinde, sanığı net olarak teşhis ettiğini beyan ettiği ve tekrar sorulduğunda sanığı net ve kesin olarak teşhis ettiği tespitine yer verildiği,
... Asliye Ceza Mahkemesinin 07.02.2012 tarihli talimat ifade tutanağında; talimat ekinde sanığa ait fotoğraf gönderilmediği için yakınan ...'ye teşhis yaptırılamadığının anlaşıldığı ve yakınanın sanığı 50-55 yaşlarında, esmer, orta boylu, hafif şişman, bıyıklı, saçları dökülmüş olarak tarif ettikten sonra, sanıkla ilgili daha önce emniyette gösterilen fotoğrafları tam olarak benzetemediğini, yeniden teşhis yapmak istemediğini beyan ettiği,
Mahkemenin 06.12.2012 günlü oturumda; yakınan ...'nin, ...i Hastanesinde tanıştığı sanık tarafından öğlen saatlerinde verilen ilaçlı kola nedeniyle uyuduğunu, ertesi gün uyandığında 350 TL parası ile kimliğinin olmadığını anladığını söyledikten sonra huzurda hazır bulunan sanık gösterilerek sorulduğunda, olay günü kendisine kola içirip yağmalayan kişinin sanık olduğunu kesin olarak teşhis ettiği,
Sanığın kullanıldığı iddia edilen ..., ...no'lu telefonlara ait getirtilen görüşme kayıtlarında; suç tarihi olan 18.04.2009 gününe ilişkin herhangi bir veriye ulaşılamadığı,
İkinci olayımızda ise; katılan ... 'un ... Üniversitesi Hastanesi acil servisinde polise yaptığı 06.10.2010 tarihli müracaatında, çocuğunun rahatsızlığından dolayı ...i Üniversitesi Hastanesinde bulunduğu sırada saat 09:30'da hastane bahçesinde tanıştığı, tanımadığı 50-55 yaşlarındaki kirli sakallı, gözlüklü, boyu 175-180 cm civarında olan hafif saçları dökük ve kumral saçlı erkek bir şahsın birlikte çay içme teklifini kabul ederek hastaneden ayrılıp birlikte uzun bir yol yürüyerek metro alt geçidinden geçtikten sonra boş bir alanda tepeye çıkıp, bu şahsın verdiği meyve suyundan içtiği, uykuya daldığı, uyandığında kalkmakta güçlük çektiği ve cebinde bulunan cüzdanı ile içindeki 500 TL parası, nüfus cüzdanı ve kredi kartının çalındığını anladığı iddiasıyla şikayetçi olduğu,
Katılan ... ...'un 06.10.2010 ve 10.12.2010 tarihli geçici ve kesin raporlarına göre; vücudunda basit tıbbi müdahale ile iyileşir nitelikte ilaç zehirlenmesi tespit edildiği,
07.10.2010 tarihli tutanağa göre; katılan ...'ın polisle birlikte olay yeri olarak gösterdiği yere gidildiğinde sanıkla birlikte içtiklerini söylediği ... marka vişne suyu kutularının küçük eczane poşeti içinde bulunduğu,
23.10.2010 tarihli Ekspertiz raporunda; olay yerinde bulunan bu iki meyve suyu kutusu üzerinde parmak izine rastlanılmadığının tespit edildiği,
08.10.2010 tarihli BYL-10-07597 sayılı uzmanlık raporunda; olay yerinde bulunan meyve suyu kutularından birinin pipet kısmı üzerinden alınan tükrük örneğinin genotipik olarak katılan ... ...'a ait olduğunun, diğer meyve suyu kutusunun pipet kısmından alınan tükrük örneğinin ise farklı genotipik özelliklerine sahip kimlik bilgileri tespit edilemeyen erkek bir şahsa ait olduğunun ve bu genotipiğin veri bankası taramasına göre, ... Emniyet Müdürlüğü'nün 25.03.2010, 06.10.2010, 13.04.2010 ve 15.07.2010 tarihli ve ... Emniyet Müdürlüğü'nün ise 26.07.2010 tarihli yazılarıyla gönderilen örnekler üzerinden alınan 5 ayrı faili meçhul yağma olaya ilişkin kayıt ile uyumlu olduğunun belirlendiği,
18.01.2011 tarihli BYL-11-00556 sayılı uzmanlık raporunda; sanık ...'dan alındığı belirtilen sıvı kan örneğinden elde edilen genotip'in BYL-10-07597 sayılı uzmanlık raporunda belirtilen genotiplerden farklı olduğunun tespit edildiği,
07.10.2010 tarihli fotoğraf teşhis tutanağına göre; katılan ... ...'a polnet sistemi üzerinde benzer suçlara karışan faillere ait fotoğraflar gösterildiğinde,...ve ... oğlu ... 1954 doğ. ...'yu bilgisayar ortamındaki fotoğrafından kesin olarak teşhis ettiğini ve kendisine meyve suyu içirip cüzdanını alan kişinin... olduğuna dair teşhisinde yanılmadığını beyan ettiği,
Delice Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun 21.10.2010 tarihli yazısı ile doğrulanan 14.12.2010 tarihli tutanak içeriğinden; katılan ... 'un ilk teşhisine göre, olayın faili olarak yakalanması için çalışma yapılan ...'nun suç tarihini de kapsar şekilde 03.08.2010 tarihinden beri Delice Kapalı Ceza İnfaz Kurumda tutuklu olarak bulunduğunun tespit edildiği,
Katılan ......'un ikinci (olumlu) fotoğraf teşhisine ilişkin 14.01.2011 tarihli tutanağa göre; suç işleyen şahıslara ait fotoğraf albümünde bulunan resimler gösterildiğinde, sanık ...'a ait resmi göstererek, kendisini yağmalayan şahıs olarak kesin ve net teşhis ettiğini, teşhisisinde kesinlikle yanılmadığını beyan ettiği,
Katılan ......'un ikinci (olumlu) fotoğraf teşhisi nedeniyle 18.01.2011 günü ...'deki evinde arama yapılan ve yakalanan sanığın aynı gün ...'ya getirildiği,
Katılan ......'un olumlu canlı teşhisine ilişkin 18.01.2011 tarihli tutanağa göre; teşhise katılan 6 kişi arasından sanık ...'ı kesin ve net olarak teşhis ettiğini, teşhisinde kesinlikle yanılmadığını beyan ettiği,
Mahkemenin 26.04.2011 tarihli oturumunda; katılan ...'ın...'un, huzurda hazır bulunan sanığı tereddütsüz olarak teşhis ettiğini, (karşılıklı konuşma ortamı sağlandıktan sonra) konuşmalarından da bu kişi olduğu kanısına vardığını, sanığın olay günü gözlük takdığını, sakallı ve şapkalı olduğunu, 18.01.2011 tarihli canlı teşhis tutanağının doğru olduğunu söylediği, yine 07.12.2010 tarihli tutanak (ilk fotoğraf teşhisi) kendisine okunup çelişki giderilmeye çalışıldığında ise, bir haftada ancak ayılabildiğini, bu kişinin (...'nun) olabileceğini ifade ettiğini, kesin o kişi diyemediğini, gösterilen fotoğraftaki kişinin (...'nun) suçun faili olmadığını belirttiği,
24.01.2011 inceleme tarihli SGD-11-000041 uzmanlık numaralı raporda; olay yeri olan metro içinden elde edilen güvenlik kamerası görüntüleri ile mukayese konusu sanığa ait fotoğraflar arasında morfolojik (yüzün anatomik karakteristiğinin incelenmesi) yöntemler kullanılarak yapılan karşılaştırmalı inceleme neticesinde; genel vücut yapısı ve kafa anatomisi yönlerinden uyum görüldüğünün, söz konusu kayıtlardaki şahıs görüntüleri ile mukayese konusu sanığa ait fotoğrafların ''mümkün'' derecesinde aynı şahsa ait olduğu kanaatine varıldığının; ancak tetkik konusu görüntülerin kayıt çözünürlüğünün düşük olması, hedef şahsın güvenlik kamerasına göre uygun açı ve pozisyonda bulunmaması ve buna bağlı olarak şahsın yüzüne ait diğer morfolojik yapıların (kaş, göz, burun, kulak, yanak, ağız ve çene yapıları) net olarak görülememesi nedeniyle, daha ileri derecede bir kanaat beyanında bulunulması mümkün olmadığının belirtildiği,
06.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda; şüpheli şahıslara ait güvenlik kamerası görüntüleri ile bilirkişi tarafından kaydedilen sanığa ait mukayese fotoğraflar arasında morfolojik (yüzün anatomik karakteristiğinin incelenmesi) ve antropolojik (yüzde bulunan yapılar arasındaki mesafe ölçümü) metotlar kullanılarak yapılan karşılaştırmalı incelemede; metro içi görüntülerinde yer alan beyaz kasketli şahıs ile sanık arasında yüzde bulunan uzuvlar açısından bir inceleme yapılmak istendiğinin, ancak beyaz kasketli şahsın kameraya uygun açı ve mesafede olmaması nedeniyle kaydın adli bir inceleme için elverişli görüntüler içermediğinin tespit edildiği, bu nedenle yüzde bulunan uzuvların değerlendirildiği herhangi bir incelemenin yapılması mümkün olmadığının; ancak söz konusu metro içi görüntülerde şüpheli şahsın şikâyetçi şahıs (katılan ......) ile yan yana yürüdüğünün anlaşılıp, buradan hareketle yapılan boy mukayesesi incelemesinde, görüntüdeki kasketli şüpheli şahsın, şikâyetçi şahıstan daha uzun olduğunun tespit edilerek, bu nedenle metro içi görüntülerdeki şahsın sanık ... olmadığı kanaatine varıldığının belirtildiği,
Sanığın kullanıldığı iddia edilen ..., ... no'lu telefon hatlarına ilişkin HTS raporlarına ve baz istasyonu sinyal verilerine göre; suç tarihi olan 06.10.2010 günü ... no'lu hattın ... ilindeki baz istasyonlarından sinyal kaydının bulunduğunun ve ... no'lu telefon hattına ilişkin ise herhangi bir veri yer almadığının anlaşıldığı,
Sanığın her iki olaya ilişkin savunmalarında; ısrarla suçlamayı kabul etmediği, İstanbulda kirada evi olduğunu, emekli ve eski mesleğinin kuyumculuk olduğunu, halen kuyumcular için kuryelik yaptığını, işi gereği sadece ... ve ... İli arasında trenle seyahat ettiğini, iddia konusu suç tarihlerinde ... ilinde olmadığını, ...'de yaşadığını, en son 2008 yılında Ankaraya geldiğini, telefon baz istasyonu verilerinden de bu hususun anlaşılabileceğini, yakınan ve katılanın asıl faille ilgili verdiği eşgal bilgilerinin kendi eşgali ile uyuşmadığını, kendisinin sürekli başka bir kimseye benzetildiğini, bu nedenle benzer yağma iddialarıyla yargılandığını, bu yargılamalar sırasında da mağdurların kesin teşhisi bulunduğunu, ancak olay tarih ve saatinde başka yerlerde bulunduğunu güvenlik kamerası görüntüleriyle ve tanık beyanlarıyla ile ispatlayıp suçu işlemediği sabit görülerek beraat ettiğini, hakkında bu tür iddialar ortaya çıkınca korkarak yaptığı tüm seyahat, alışveriş ve para çekme işlemlerine ilişkin bilet ve fişleri sakladığını, bu beraat ettiği olaylar için çekilen fotoğraflarının emniyette saklanıp fotoğraf teşhislerinde mağdurlara gösterilmeye devam edildiğini savunarak, ... ile ... ... istasyonu arasındaki seyahatlerine ilişkin çok sayıda tren biletleri, alışveriş ve bankamatik işlemlerine ilişkin makbuzları ve benzer bir iddia ile yargılanıp suçu işlemediği sabit görülerek beraatine karar verilen 05.11.2010 tarihli ... 1. ... Ceza Mahkemesinin 2010/85-233 E.K. sayılı ilam örneğini dosyaya ibraz ettiği, sunulan bilet ve makbuzlar incelendiğinde suç tarihlerine ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı,
1-) Sanığın, yakınan...'a yönelik 18.04.2009 tarihli yağma eylemiyle ilgili olarak; ilk ifadesinde olayın failine ilişkin herhangi bir eşgal bilgisi vermeyen, başka bir suç iddiası nedeniyle yakalanan sanığı, olayın üzerinden 1 yıl 7 ay geçtikten sonra 18.01.2011 günü emniyetteki fotoğraflardan teşhis eden yakınanın, bu teşhisi ise 07.02.2012 tarihli talimat ifadesinde doğrulamadığı ve 06.12.2012 tarihli mahkeme oturumda ise hazır bulunan sanığı kesin olarak teşhis ettiğini belirtmek suretiyle tek delil niteliğindeki teşhiste çelişkiye düştüğünün anlaşılması karşısında; yakınanın beyanlarına göre, suç tarih ve saati kapsayacak şekilde, ...i Üniversitesi Hastanesi, ...'in mezarlığı ile bu iki yer arasındaki yol güzergahı üzerinde bulunan kamu ve özel tüm kurumlara ait güvenlik kamerası ve mobese kamera görüntülerinin temini ile bunlar içinde sanık ve yakınanı birlikte veya sanığa ait görüntülerin olup olmadığı ve ... Emniyet Müdürlüğü'nce 18.01.2011 tarihli fotoğraf teşhisine esas alınan fotoğrafların dosyaya getirtilip, sanığa ait olup olmadığı, bu fotoğrafların hangi olay ve/veya olaylarla ilgili ve ne zaman emniyet kayıtlarına girdiği hususları araştırılmaksızın, ayrıca sanığın duruşmada gözlemlenip eşgal bilgilerinin (fiziksel özellikleri) tutanağa geçirilerek, yakınanın 07.02.2012 günlü talimat ifadesinde verdiği bilgilerle örtüşüp örtüşmediği tespit edilmeksizin;
2-) Sanığın, katılan ......'a yönelik 06.10.2010 tarihli yağma eylemiyle ilgili olarak; olaydan bir gün sonra sıcağı sıcağına yapılan ilk teşhiste, benzer suçlara karışan sabıkalılara ait fotoğraflar içinden suç tarihinde cezaevinde bulunan ... isimli şahsı fail olarak kesin teşhis ettiğini söyleyen katılan ...'ın, teşhisinin hatalı olduğunun tespit edilmesiyle birlikte olaydan yaklaşık 3 ay sonra tekrar fotoğraf teşhisi yaptırıldığında bu seferde sanığı kesin olarak teşhis ettiğini söylemesi üzerine hazır edilen sanığı canlı olarakta 6 kişi arasından teşhis ettiği, mahkemede de sanığa yönelik teşhisini doğrulayıp tekrar ettiği, ilk teşhisi ile diğerleri arasındaki çelişkiye makul bir açıklama getiremediği, olay yerinden elde edilen birisini sanığın ilaçlı olan diğerini ise katılanın içtiği iddia edilen meyve suyu kutularından elde edilen biyolojik örneklerde sanığa ait genotip yapıya rastlanmadığı, bilakis meyve kutularının birindeki pipetten katılan ...'a ait, diğerinden ise 5 ayrı yağma olayına karışan kimliği tespit edilemeyen bir şahsa ait genotipin tespit edildiği, olay yeri görüntülerine ilişkin düzenlenen iki ayrı bilirkişi raporunun da olay günü metro içinde katılanın yanında yürüyen failin sanık olduğuna dair kesin nitelikte görüş içermedikleri ve rapor içeriklerinin çeliştiğinin anlaşılması karşısında; 14.01.2011 tarihli fotoğraf teşhisine esas alınan fotoğrafların ve 18.01.2011 tarihli canlı teşhis tutanağının varsa fotoğraf ve/veya görüntülerinin dosyaya getirtilip, fotoğraf teşhisinde gösterilen fotoğrafların sanığa ait olup olmadığı, hangi olay ve/veya olaylarla ilgili ve ne zaman emniyet kayıtlarına girdiği ve canlı teşhise sanık dışında dahil olan diğer 5 kişinin fiziksel özellikleri ve giyimleri bakımından sanıkla aralarında belirgin farklılıklar bulunup bulunmadığı hususları araştırılmaksızın, DNA incelemesine ilişkin 08.10.2010 tarihli BYL-10-07597 sayılı uzmanlık raporundaki ... Emniyet Müdürlüğü'nün 25.03.2010, 06.10.2010, 13.04.2010 ve 15.07.2010 tarihli ve ... Emniyet Müdürlüğü'nün ise 26.07.2010 tarihli yazılarında bahsi geçen 5 ayrı faili meçhul yağma olayına ilişkin soruşturma dosyalarının, dava açılmış ise dava dosyalarının birer örneğinin getirtilerek, faillerinin tespit edilip edilmediği, içeriklerinde sanığa ilişkin herhangi bir iddia yada bilginin bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilmeksizin, 24.01.2011 inceleme tarihli SGD-11-000041 uzmanlık numaralı rapor ile 06.05.2011 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde güvenlik kamerası görüntüleriyle uygun açıdan (yukarıdan) çekilmiş fotoğrafları kullanılarak katılan ...'ın yanındaki kişinin sanık olup olmadığı yönünde yeniden ve daha ayrıntılı rapor alınmaksızın; deliller ayrı ayrı ve gerektiğinde bir bütün olarak değerlendirilmeksizin, iddia savunma ve diğer delillerden birini diğerine üstün kılan nedenler karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, eksik kovuşturma ile yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.