Ceza Genel Kurulu 2011/5-28 E., 2011/32 K.
Ceza Genel Kurulu 2011/5-28 E., 2011/32 K.
CİNSEL SALDIRI
YOKSUN BIRAKMA
ZİNCİRLEME SUÇ
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 43 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 53 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 102 ]
"İçtihat Metni"
Sanık H.... D.......'nın nitelikli cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı TCY'nın 102/2, 102/3-a-c, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık hakkında 5237 sayılı TCY'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2009 gün ve 235-119 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 10.02.2010 gün ve 13570-767 sayı ile;
'Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 08.09.2008 ve 27.01.2009 günlü raporlarında; sanığın, mağdureden alınan ceninin biyolojik babalığının reddedildiğinin bildirilmesi nedeniyle; mağdureyi hamile bırakan kişiler hakkındaki soruşturma evrakının tefrik edildiği ve hükümden sonra sanık müdafiinin mahkemeye sunduğu 22.04.2009 günlü dilekçe içeriği ve ekinde yer alan Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 27.02.2009 günlü raporundan mağdurenin abisi M..... Ü.....hakkında soruşturma yapılıp dava açıldığının anlaşılması karşısında; bu davanın akıbetinin araştırılıp, gerektiğinde davaların birleştirilerek sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesinde zorunluluk bulunması' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra yargılama yapan Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesince 06.04.2010 gün ve 90-107 sayı ile;
'Sanığın, mağdureyi hamile bırakan kişi olmamakla beraber, mağdurenin sanığa yönelik tavırları, tanık H......'nin değişmeyen beyanlarında sanığın iki kez kardeşi olan mağdure ile ilişkiye girerken gördüğünü belirtmiş olması, sanığın mağdurun kaldığı evde hiç kalmadığını savunması karşısında tanık (H…
……. oğlu) H.... İ.......'in, sanığın, mağdurun evinde kaldığını söylemesi karşısında savunmaya itibar edilmeyerek sanığın müsnet suçu işlediği' kanaatine varılarak hüküm tesis edilmiş olduğu, bilahare sonlandırılan hamileliğe ilişkin ceninden alınan örnek ile mağdurun kardeşi olan (tefrik edilen dosya ile ilgili) sanık M..... Ü.....'den alınan örneklerinin uyum sağlaması ile mağduru hamile bırakan kişinin tespit edilebilmiş olmasının, her iki dosya yönünden ve mağdurun zaten var olan ruh sağlığı durumu nedeniyle eylemler sonucunda ruh sağlığı bozulması hususunun söz konusu olamayacağının anlaşılması karşısında dosyamız sanığı H.... D.......'nın hukuki durumunun etkilenmeyeceği, mahkememiz kararındaki gerekçelerin başka delillere dayandırılmış olması ve suç sabit görülmesi nedeniyle de, M..... Ü.....ile ilgili davanın akıbetinin araştırılmasına gerek olmadığı, dolayısıyla her iki dosyanın birleştirilmelerinde de bir zorunluluk bulunmadığı, her bir davanın sonuçlarının diğerini etkilemeyeceği, bununla beraber M..... Ü.....hakkındaki davanın da sonuçlandırılarak mahkumiyetine ilişkin kararın temyiz incelemesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (25.12.2009 tarihinde) gönderilmiş olduğunun anlaşılması karşısında, bu dosyanın dönüşünün de uzun zaman alıp dosyamızın sonuçlandırılmasını gereksiz yere uzatacağı, düşünceleri ile Yargıtay 5.Ceza Dairesinin ilgili bozma ilamına uyulmamıştır' gerekçeleriyle direnilerek ilk hükümdeki gibi karar verilmiştir.
Hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının 'bozma' istekli 19.01.2011 gün ve 262055 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, katılana yönelik olarak nitelikli cinsel saldırı suçunu gerçekleştirdiğinden bahisle hükümlülüğüne karar verilen olayda, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hükmün eksik soruşturmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
26.06.2006 günü Selimiye Jandarma Karakoluna başvuran şikayetçi R..... Ü.....'in fiziksel ve zihinsel engelli olan 1976 doğumlu kızı A... Ü....'in akrabaları olan H.... D....... tarafından cinsel saldırıya uğradığını belirttiği,
Kolluk görevlileri tarafından mağdure A... Ü....'in ifadesinin alınmak istendiği, ancak mağdurenin söylenilenleri anlamadığı, sorulan sorulara cevap veremediği ve söyledikleri anlaşılmadığından ifadesinin alınamadığı,
Milas 75. Yıl Devlet Hastanesince düzenlenmiş olan 26.06.2008 gün ve 442 sayılı rapora göre mağdure A... Ü....'in 16 haftalık gebe olduğunun tespit edildiği,
Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince düzenlenmiş olan 08.07.2008 gün ve 8580 sayılı rapora göre, mağdure A... Ü....'in ağır mental retardasyon (zeka geriliği) hastalığının bulunduğu ve ruhsal açıdan kendisini savunamayacağının belirtildiği,
Muğla Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 01.08.2008 gün ve 1154 sayılı raporunda, 5237 sayılı TCY'nın 102/5. maddesi kapsamında, şahsın kendi annesinin beyanına göre Şubat 2008 tarihinde işlendiği söylenen cinsel istismar suçu nedeniyle beden ve ruh sağlığının bozulmamış olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığınca düzenlenmiş olan 08.09.2008 gün 852 ve 27.01.2009 gün 98 sayılı raporlarla, şüpheli H.... D.......'nın mağdure A... Ü....'den alınan ceninin biyolojik babası olmadığının tespit edildiği,
Mağdureden alınan ceninin biyolojik babasının tespiti için Milas Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/3304 sayılı soruşturma evrakı üzerinden ayırma kararı verilerek soruşturma dosyasının 2008/4784 hazırlık sırasına kayıt edildiği,
Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığınca düzenlenmiş olan 27.02.2009 gün ve 138 sayılı raporda mağdurenin ağabeyi M..... Ü.....'in mağdure A... Ü....'den alınan ceninin %99,99 ihtimalle biyolojik babası olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği,
Sanık müdafiinin temyiz dilekçesine eklemiş olduğu ve dosya içerisinde bulunan Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.11.2009 gün ve 112-345 sayılı kararı ile de sanık M..... Ü.....'in kız kardeşi olan mağdure A... Ü....'e karşı işlemiş olduğu nitelikli cinsel saldırı suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCY'nın 102/1, 102/3-a-c ve 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtaya gönderildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikayetçi R..... Ü..... aşamalarda özetle; 'Mağdure A... benim kızım olur. Sanık benim eşimin kızkardeşinin kocasıdır. Aynı zamanda da oğlumun kayınpederi olur. Yani benim oğlum ile sanığın kızı evlidirler. Sanık benim evime devamlı gelip giderdi. Geceleri benim evimde kalırdı. Kendi kızında kalmaz benim evimde kalırdı. Kaldığı günlerde evimiz iki odalı olduğu için kendi odamızda misafir etmek istedik ancak benim yattığım odada rahat edemediği için kızlarımın yattığı odada kalmak istediğini söyledi. Bu nedenle daha sonraki gelişlerinde de sürekli kızlarımın odasında kalıyordu. Ben kendisinden hiç şüphelenmediğim için bunda bir sakınca görmemiştim. Kızım küçükken menenjit geçirdi bu yüzden aklı yönde sorun yoktur, sadece sağlığının yerinde olmadığını söylediler. Konuşabilir ancak sadece bunu ben anlayabiliyorum. Kızım A...'ye kendisini kimin hamile yaptığını sorduğumda bana H.... D.......'nın hamile bıraktığını söyledi. Adli tıp kurumu raporunu kabul etmiyorum, zira söz konusu kan örnekleri üzerinde usulüne uygun inceleme yaptırılmış değildir. Sanık bizim evimizde kalmadığını beyan etmesine rağmen bizim evde kaldığına dair yeterli şahit getirebilirim.H......oğlu H.... İ....... A....ve Ş.... oğlu H.... İ....... A....bunlara hitaben 'ben şeytana uydum ne masrafları varsa karşılarım' gibi suçunu kabullendiğine dair beyanlarda bulunmuştur' şeklinde anlatımda bulunmuş, 10.02.2009 günlü duruşmada ise sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçmiştir.
Tanık H...... Ü.... aşamalarda özetle; 'A... Ü.... benim ablam olur. Milas Sakarkaya Köyünde birlikte kalırız ve geceleri aynı odada yatmaktayız. Bizim evimiz iki odalıdır. Birinde annem ve babam, diğerinde ise ablam A... ile ben kalmaktayım. H.... D....... bizim evimize gelir gider. Kendisi bizim eniştemiz olur yani halamın kocası, ağabeyimin de kayınpederidir. Eniştem bize geldiğinde yengem olan ağabeyimin eşinin yanında kalmaz hep bizde kalırdı. Kaldığı zamanlarda bizim odamızda kalıyordu. 2008 yılı Şubat aylarında yine evimizde kaldığında sanık kardeşim olan A... Ü....'in yatağına geldi, üzerinde bulunan elbiseleri çıkardı ve kardeşime tecavüz etti. Ailemin etkisinde kalarak bunları aileme anlatamadım. Babamın elinden bir kaza çıkar diye korktum. Ben bu olayları bir hafta arayla gördüm. Ben duş almaya girdiğimde sanık gelmiş, zannediyorum benim evde olmadığımı düşünüyordu kapı aralığından baktığında gördüm. Sanık ablama sus işareti yaparak susmasını söylüyordu. Eliyle ağzını kapatarak zor kullanmak suretiyle ablama iki kez tecavüz etti. Ben ablamın başka biriyle birlikte olduğunu görmedim. Ablam hiçbir yere gidip kalmazdı. Bizim evde gece dışarıdan gelip kimse kalmazdı. Ablam gezmeye giderdi, belli başlı yerlere giderdi, ama oralarda kalmazdı' ,
Tanık H.... İ....... A....(Ş.... oğlu) aşamalarda özetle; 'Ben olayı görmedim. Görgüye dayalı bilgim yoktur. Etraftan bir takım şeyler duymaktayız. Ancak sanık Hasan ile bu konuda her hangi bir şey görüşüp konuşmuş değilim. Yani bana 'ben şeytana uydum, ne masrafları varsa karşılarım' gibi bir beyanda bulunmadı. Ayrıca ben sanığın Milas'a geldikçe mağdur ve müştekiye ait evde kalıp kalmadığını bilmiyorum. Ancak zaman zaman geldikçe benim ve ağabeyimin evinde kalırdı' ,
Tanık H.... İ....... A....(Hüseyin oğlu) ise aşamalarda özetle; 'Benim görgüye dayalı bilgim yoktur. Ancak bu olaylardan sonra sanık Hasan ile görüştüğümüzde kendisinin yiyecek ekmeği olmadığını, oraya buraya gidecek durumunun bulunmadığını ve bu olayın kendi üzerine yıkılmaya çalışıldığını söyledi. Bunun dışında 'ben şeytana uydum, ne masrafları varsa karşılarım' gibi bir ifade kullanmadı. Ayrıca sanık Hasan Milas'a geldikçe birçok evde kalırdı. Aynı zamanda mağdur ve müştekinin bulunduğu evde de kaldığı olmuştur. Bunu ben biliyorum' biçiminde anlatımda bulunmuşlardır.
Sanık H.... D....... aşamalardaki savunmalarında özetle; 'Ben üzerime atılı suçu işlemedim. Bana iftira atılmaktadır. Bana niçin iftira attıklarını bilmiyorum. A... Ü.... benim eşimin erkek kardeşinin kızıdır. Ben Koçarlı İlçesinde ikamet etmekteyim. Selimiye Güllük mevkiinde kendime ait arazilerim vardır. Bu sebeple yılda birkaç kez Milas'a gelirim. Aynı gün akşam geri dönerim. Ben mağdurun evinde kalmış ve kendisine tecavüz etmiş değilim. Kendisini daha önceden tanırım. Aramızda herhangi bir husumet yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum. Benim tanık H...... Ü.... ile herhangi bir husumetim yoktur. Niçin böyle ifade verdiğini bilemiyorum' şeklinde savunmada bulunmuştur.
Katılan A... Ü....'e ilişkin yerel mahkemenin tespitleri; 'mağdurenin konuşamadığı ve sorulan sorulara cevap veremediği anlaşıldı. Sanığa yönelik yüksek sesle tepkiler verdiği gözlemlendi. Bu arada mağdurenin sanığa yönelik pis ve git gibi kelimeleri ona bakarak söylediği anlaşılabildi. Ayrıca sanığın savunması alınırken ve kimlik tespiti sırasında mağdurenin sanığa yönelik bağırdığı, el kol işaretleri yaptığı, yüzünde üzgün bir ifadenin belirdiği masanın üzerine kapanıp sanığa doğru el kol işaretleri yaparak sanığa doğru tepkilerde bulunduğu ve annesi ve mübaşir vasıtası ile yatıştırıldığı gözlemlendi' şeklindedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yerel mahkeme tarafından olayın tek görgü tanığı olarak kabul edilen ve katılanla aynı evde yaşayan kız kardeşi tanık H...... Ü....'in aşamalardaki 'ablası katılanın yaklaşık, bir hafta onbeş gün arayla iki kez sanığın cinsel saldırısına maruz kaldığını, babasından korktuğu için bu durumu anlatamadığı' şeklindeki beyanlarının; Milas 75. Yıl Devlet Hastanesince düzenlenen ve katılanın 16 haftalık gebe olduğunu saptayan raporu ile katılan A... Ü....'den alınan ceninin % 99,99 olasılıkla biyolojik babasının katılan ve tanık H...... Ü....'in kardeşi olan M..... Ü.....olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının 27.02.2009 günlü raporu karşısında, kuşkulu hale geldiği, bu yöndeki beyan ve şikayetlerin tanık H...... Ü....'in ağabeyi, şikayetçi R..... Ü.....'in ise oğlu olan Mehmet'in eyleminin ortaya çıkmasını engellemek, Mehmet'i kollamak ve korumak düşüncesinden kaynaklanmasının olasılık dahilinde olduğu,
Diğer taraftan, yerel mahkemece sanığın eyleminin sabit olduğuna yönelik olarak tanık H......'nin anlatımları ile birlikte katılanın yargılama sırasında sanığa karşı göstermiş olduğu tepkiler gerekçe olarak gösterilmiş ise de, Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesince düzenlenmiş olan 08.07.2008 günlü raporda katılanın ağır mental retardasyon (zeka geriliği) hastası olduğunun belirtilmiş olması karşısında, katılan tarafından duruşma sırasında gösterilen böyle bir tepkinin ceza yargılamasında mahkumiyete yeterli delil olarak kabul edilemeyeceği gibi şikayetçi Raziye'nin beyanına göre de yalnızca annesi ile diyalog kurabilen katılanın, ailesinin yönlendirmesi sonucu sanığa karşı bu şekilde tepki vermesinin de mümkün olduğu, ayrıca sanığa atılı suç ile aynı tarihlerde işlendiği iddia olunan M..... Ü.....'in katılana yönelik nitelikli cinsel saldırı suçunun ne şekilde ortaya çıktığı da dosya içeriğinden anlaşılamadığı,
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, sanık H.... D.......'nın yüklenen suçu işleyip işlemediği konusunda kuşkunun oluştuğu, ceza yargılamasının amacı usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü kuşkudan uzak bir biçimde kesin olarak saptanması olduğuna göre; hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme olanağı bulunan kanıtların ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, öne sürülen ve olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm kanıtların araştırılıp tartışılmasında zorunluluk vardır.
Bu nedenle, sanık H.... D.......'nın yüklenen suçu işleyip işlemediği konusunda oluşan kuşkunun giderilip, somut gerçeğe ulaşılabilmesi için sanık H.... D....... hakkındaki incelemeye konu bu dava ile M..... Ü.....hakkında açılan dava birleştirilerek, tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekmektedir.
Bu itibarla, sanığın cezalandırılmasına ilişkin eksik soruşturmaya dayalı hükümde direnilmesi isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Bozma kararına göre ve sanığın tutuklu kaldığı süre göz önüne alındığında tahliyesine de karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,
1- Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.04.2010 gün ve 90-107 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Sanığın tutuklu bulunduğu bu suçtan TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu bulunmadığı takdirde derhal salıverilmesinin temini için Yargıtay C.Başsavcılığına yazı yazılmasına,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2011 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliği ile karar verildi.