20. Hukuk Dairesi 2016/12004 E. , 2017/4918 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı - birleştirilen dosya davacısı Orman Yönetimi vekili, davalılar Hazine temsilcisi, ... vekili, davacı - dahili davacı ... Kıssal ve arkadaşları vekili ile tereke temsilcisi ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 102 ada 2, 106 ada 7 ve 8, 110 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 260509,28 m², 11469,91 m², 318090,99 m², 207707,26 m², 3489,52 m² ve ... mahallesi 318 ada 1 parsel sayılı 137093,23 m² yüzölçümündeki taşınmazlar davalı olduklarından, malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmişlerdir.
Davacı ..., ... köyünde bulunan sınırlarının belirtiği taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, dayanak tapu kaydının kapsamında ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanununun 713. maddesi hükmüne göre miras hissesi oranında adına tescili istemiyle dava açmış, ... ve arkadaşları davaya katılmışlardır.
Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmaları yapılıp taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle dosya görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
...Yönetiminin, dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu halde orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, bu alanların orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili istemiyle kadastro mahkemesine açtığı davalarının eldeki dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece asıl ve birleşen davalarının kısmen kabulüne,
Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 106 ada 7 ve 8 parsel ile 318 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler ...ve ...'ın 25/06/2012 tarihli ek rapor ve ekli krokide (A) harfi ile gösterdikleri 222458.64 m²'lik kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
Dava konusu ... ili, ... ilçesi,... köyü 110 ada 2 sayılı parselin tamamı ile 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler... ve ...'ın 25/06/2012 tarihli ek rapor ve ekli krokide (B) harfi ile gösterdikleri 38050.64 m²'lik ve 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın... ve ...'ın 11/06/2012 tarihli ek rapor ve ekli krokide (1A) ile gösterdikleri 25299.09 m²'lik kısmının taşınmazlardan ifrazı ve yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle 102 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmının 2 adet taş ev ve bahçesi, 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (1A) ile gösterilen kısmının bahçe vasfıyla ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/05/2002 tarih ve 2002/42 E. - 2002/68 K. sayılı veraset ilamında belirtilen payları oranında gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tesciline,
Dava konusu ... ili, ... ilçesi,... köyü 110 ada 1 parsel sayılı taşınmazın ... ve ...'ın 11/06/2012 tarihli ek rapor ve ekli krokide (1B) ile gösterdikleri 182408.18 m²'lik kısmının ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı - birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimi vekili, davalılar Hazine temsilcisi, ... vekili, davacı - dahili davacı ... Kıssal ve arkadaşları vekili ile tereke temsilcisi ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece gerçek kişilerce dayanılan 174 cilt 41 sahife 6 numaralı kaydın asıllarının istenilerek ilgili kaydın 3402 sayılı Kanunu 14. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığının araştırılmadığı, kayıt maliki olarak gözüken kişiler ile davacı gerçek kişilerin arasındaki irsî bağın kurulmadığı, dayanak kaydın yapılan keşifte uygulanarak kapsamının tam olarak belirlenmediği, asliye hukuk mahkemesinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokiler zemine uygulanarak dava kapsamının net olarak belirlenmediği, dava konusu 110 ada 1 ve 102 ada 2 sayılı parsellerin batısında kalan komşu Dere-...kadastro çalışma alanında kalan parsellerle kenarlaştırma yapılıp komşu mahalle sınırları içinde kalan komşu parsellerin tespit edilmediği, dava konusu taşınmazlara komşu tüm parsellerin kadastro tutanakları, davalı iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanaklarının eksiksiz olarak getirilmediği, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içinde belgesizden tesbit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılmadığı, taşınmazların bulunduğu yeri kapsar dava tarihinden 20 yıl öncesini gösteren resmî belgeler getirtilerek keşifte uygulama yapılmadığı gibi orman bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazlar ve geniş çevresini gösterir kadastro paftası ile keşifte uygulandığı bildirilen 1959 tarihli hava fotoğrafında da çakıştırma yapılmadığı, aynı gün Dairemizin 2016/11795 E sayılı dosyası üzerinden temyiz incelemesi yapılan dava konusu taşınmazlara komşu 106 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ... Yönetimi tarafından açılan davada, ... Kadastro Mahkemesince 07.11.2014 gün ve 2014/3-135 sayılı karar ile davanın kabulüne, taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği görülmüş, eldeki dosya kapsamında mahkemece yapılan keşif ve yargılama esnasında ise bahsi geçen dava dosyasının nazara alınmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca; keşifte taşınmazların bir kısmının mera vasfında olduğunun beyan edilmiş olmasına rağmen mahkemece usulüne uygun mera araştırması ve davacılar lehine zilyetlikle imar ve ihya koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının usûlünce araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Bunun yanı sıra; 6360 sayılı Kanunun gereğince, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmeden, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yetersiz araştırma ve incelemeye, denetlenemeyen bilirkişi raporuna dayanılarak eksik taraf teşkili ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; mahkemece öncelikle, 6360 sayılı Kanun gözetilip, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, gerçek kişilerce dayanılan 174 cilt 41 sahife 6 numaralı belgenin maliki olarak gözüken kişiler ile davacı gerçek kişilerin arasındaki irsî bağı gösterir belge veya belgelerin bulunup bulunmadığı hususu araştırılmalı, kaydın tercümesinin de yazılacak müzekkereye eklenerek; ilgili kaydın asıllarının Tapu Arşiv Dairesinden istenilmesi, bundan ayrı ilgili kaydın 3402 sayılı Kanununun 14. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığı tapu arşiv dairesinden sorulmalı, dava konusu 110 ada 1 ve 102 ada 2 sayılı parsellerin batısında kalan komşu Dere-...kadastro çalışma alanında kalan parsellerle kenarlaştırma yapılıp komşu mahalle sınırları içinde kalan parseller işaretlenerek, bu parselleri de gösterir paftalar kadastro müdürlüğünden istenmeli,
komşu mahalle kadastro sahasında kalan komşu parsellerin numaralarının tespiti ile dava konusu taşınmazlara komşu olan her iki mahallede kalan taşınmazların kadastro tutanakları, davalı
iseler dava dosyaları, kesinleşerek tapuya kaydedilmiş iseler tapu kayıtları ve dayanakları ile birlikte getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden eksiksiz olarak getirtilip, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, yerel bilirkişiler ile taraf tanıkları ve önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen bilirkişi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, asliye hukuk mahkemesinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen fen bilirkişi raporu ve ekindeki krokiler zemine uygulanarak dava kapsamı net olarak belirlenmeli, dava konusu taşınmazlar dışında dava edilen taşınmazlar olduğunun tespiti halinde bunların da dava konusu olduğu kabul edilerek taşınmazların kadastro tutanakları getirtilerek davalı hale gelmeleri saplanmalı, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce düzenlenmiş memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, çekişmeli taşınmazların eylemli durumu incelenerek değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli;yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ve taşınmazların orman içi açıklık olup olmadığını değerlendirecekleri, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, yöntemince mera araştırmasının yapılması ve komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazların kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı ve kural olarak bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için; taşınmazların yetkili ve idarî merciler tarafından mera olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde mera olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı özel idare müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca mera (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise, mera tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirtilmeli; bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu
taşınmazların bulunduğu köye komşu köyler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir uzman orman bilirkişisi, tapu fen memuru ve uzman bir ziraatçi bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı,
uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazların bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, öte yandan uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle taşınmazlar bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tesbit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı parsel yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, yine fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı ile ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, taşınmazlar üzerinde yer alan ağaçların yaşları ve çekişmeli taşınmazların zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı ne kadar süredir tarım alanı olarak kullanıldığı hususunda taş - toprak analizi de yapılmak suretiyle ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ziraatçi bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazların niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, dayanak kaydın yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanaklarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, kapsamı tam olarak belirlenmeli, uygulama fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmeli, dava konusu taşınmazlara komşu 106 ada 6 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Orman Yönetimi tarafından açılan ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava yapılan keşif ve yargılama esnasında nazara alınmalı, dava tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı - birleştirilen dosya davacısı ... Yönetimi vekili, davalılar Hazine temsilcisi, ... vekili, davacı - dahili davacı ... Kıssal ve arkadaşları vekili ile tereke temsilcisi ...'ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.