23. Hukuk Dairesi 2014/9741 E. , 2015/6287 K.
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2012/321-2014/176
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada davacı M.. M.. tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacı M.. T.. tarafından açılan davanın kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin de üyesi olduğu davalı kooperatifin 44 ortağı olmasına karşın 22 villa inşa edildiğini, her villaya iki ortak düşecek şekilde dağıtım planlandığını, ancak bu durumda belediyeden iskân alınamayacağını, 2006 yılında yapılan genel kurulda tek bağımsız bölümün iki ortağa tahsisi yönünde alınan kararın batıl olduğundan iptaline karar verildiğini, buna rağmen 08.02.2009 tarihli genel kurulda inşaatların yapılması için aidat belirlendiğini ileri sürerek, ortaklardan 850,00 TL inşaat aidatı toplanmasına ilişkin gündemin 6/C maddesindeki genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, mevcut durumda yapılacak inşaatların kooperatifin amacına uygun olmadığını, inşaatların devamı ve bu inşaatlar için aidat toplanmasına ilişkin kararların kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, benzer genel kurul kararlarının daha önce batıl olduğunun tespitine ve iptaline karar verildiğini, mevcut ortaklara bile yetecek sayıda konut bulunmamasına rağmen yeni ortak kabulüne ilişkin kararların da iptali gerektiğini ileri sürerek, 08.02.2009 tarihli genel kurulda alınan alt yapı işlerinin yapımına ilişkin 6/A, alt yapı için aidat toplanmasına ilişkin 6/C maddelerinde alınan kararların batıl olduğunun tespitine ve iptaline, boş üyelik için giriş aidatı belirlenmesine ilişkin 6/E maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davalı kooperatifin 08.02.2009 tarihli genel kurulunda alınan kararların, kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 6/C bendinde alınan kararın yoklukla batıl olduğunun tespitine, iptaline; birleşen davanın kabulü ile genel kurulun 6/C ve 6/E maddelerinin iptaline dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili ile birleşen davada davacı Ö.. S.. tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 20.03.2012 tarih ve 2011/1763 Esas, 2012/2116 Karar sayılı ilamı ile, birleşen davada 08.02.2009 tarihli genel kurulda alınan 6/A, 6/C ve 6/E numaralı kararların iptali talep edilmiş olup, mahkemece, C ve E maddelerinin iptalinin hüküm altına alındığı, A maddesi ile ilgili olarak ise olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı belirtilerek birleşen davada davacı Ö.. S.. yararına, asıl davada, inşaat yapımı için aidat toplanmasına ilişkin kararın yok hükmünde kabul edilerek muhalefet şerhi aranmamış ise de, birleşen davada yine konusu aidat toplanmasına ilişkin olan 6/C numaralı kararın yalnızca iptaline (iptal edilebilirliğe) karar verilmekle çelişkiye düşüldüğü, yokluk ve iptal edilebilirliğin dava açma koşulları ve sonuçları bakımından farklı olduğu, genel kurulda alınan aynı kararla ilgili çelişkili nitelendirme yapılarak karar verilmesinin doğru olmadığı, yargılama aşamasında
davalı vekilince, asıl davada davacılardan M.. M..'ya ait olduğu savunularak, 16.07.2009 tarihli davadan feragat iradesini içerir dilekçe fotokopisi sunulduğu, davacı vekiline bununla ilgili olarak açıklama yapmak üzere iki kez süre verildiğinin anlaşıldığı, fakat mahkemece bu dilekçe hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı, birleşen davada davacı vekilinin, 6/C maddesi ile belirlenen iki aidat türünden yalnızca altyapı işleri için toplanması öngörülen aylık 850,00 TL aidatla sınırlı olarak kararın iptalini talep ettiği, mahkemece, HUMK'nın 74. maddesine (HMK m.26) aykırı olarak talep aşılarak kararın tümünün iptalinin hatalı olduğu, öte yandan, gerek asıl ve gerekse birleşen davada, genel kurulda alınan 6/C ve 6/E maddelerinin iptalinde, daha önce benzer genel kurul kararlarının iptaline dair mahkeme kararlarına dayanıldığı, gerçekten de davalı kooperatifle ilgili açılmış dört ayrı davada (Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/286-390, 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/438-579, 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/425-405 ve 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/43-35 esas ve karar sayılı ilamları) benzer mahiyetteki genel kurul kararlarının yokluğunun tespiti ile iptallerine karar verildiği, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/43 Esas sayılı dosyasında, daha önce verilen mahkeme kararına (2007/425) aykırı olarak aynı konuda genel kurulda karar alınmasının yokluk nedeni sayıldığı, iptale karar verilerek kararın onandığı, somut uyuşmazlıkta da mahkemece, eski kararlara atıfla, genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline karar verildiği, fakat her davanın kendi öznel koşulları içinde ele alınması gerektiği, mahkeme kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen genel kurul kararlarının, somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiği, davalı vekilinin, kooperatif kayıt ve defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna itirazında, inşaatların resmi merciilerden alınan ruhsata ve projesine uygun olarak tamamlandığını, değişen yönetimce gerekli girişimlerin yapıldığını ve gelinen aşamada mevzuata aykırı bir yön kalmadığını savunmasına karşın, mahkemece bu savunma üzerinde hiç durulmadığı, bir anlamda önceki durum aynen devam ediyormuşçasına karar verildiği, bu durumda mahkemece, davalının somut olayda aykırılıkların giderildiği savunması üzerinde durularak, bu konudaki belgeler ilgili yerlerden getirtilerek ve gerekli görüldüğü takdirde ek rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Gölbaşı Belediye Başkanlığı'nca inşaatın % 95 seviyesinde tamamlandığı ve iskân raporu verilmediğinin bildirildiği, dava konusu genel kurul tarihinde ve halen davalı kooperatifin 44 ortağı olmasına karşın 22 villa inşa ettiği, her villaya 2 ortak düşecek şekilde dağıtım yapıldığı, gelinen aşamada mevzuata aykırılığın devam ettiği, davalı kooperatif anasözleşmesinin 6. maddesine göre kooperatifin amacının ortakların konut ihtiyacını karşılamak ve yaptırılan konutların mülkiyetini ortaklara aktarmak olduğu, yapı ruhsatı 28 konut inşaatı için alındığından önceki 6 adet inşaat dışında kalan 22 ikiz villanın 44 ortağa ayrı ayrı mülkiyetinin aktarılamayacağı, belediyece yapı ruhsatı ile ilgili yeni bir izin verilmediği, yalnızca 2009 yılında konutların yüzölçümü, elektrik proje değişiklikleri yapılarak yeni bir yapı ruhsatı alındığı, ancak konut sayısında bir değişiklik bulunmadığı, davacı M.. M..'nun davadan feragat ettiğinin davacı vekilince bildirildiği gerekçesiyle, davacı M.. M.. tarafından açılan asıl davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacı M.. T.. tarafından açılan asıl davanın kabulüne, 08.02.2009 tarihli genel kurulun 6/C maddesinde altyapı gideri için toplanması öngörülen aidatın ayda 850,00 TL olarak belirlenmesine ilişkin kararın yok hükmünde olduğunun tespitine, iptaline; birleşen davada ise davanın kabulüne, 08.02.2009 tarihli genel kurulun 6/A ve 6/C maddesindeki altyapı gideri için toplanması öngörülen aidatın ayda 850,00 TL olarak belirlenmesine ilişkin kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline, 6/E maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-a) Davalı vekilinin asıl davada davacı M.. M..'ya yönelik temyiz itirazları yönünden;
Asıl davada davacı M.. M.. tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğine göre, davalı kooperatif lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı olarak M.. M..'nun davalı olduğunun kabulü ile M.. M.. lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
b) Davalı vekilinin asıl davada davacı M.. T..'ya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bu davacı dava konusu genel kurula katılmamış olup, 850,00 TL aidat toplanmasına ilişkin 6/C maddesinde alınan kararın batıl olduğunu ileri sürerek, iptalini talep etmiştir. Alınan kararda toplantı ve karar nisabı bulunduğu gibi, butlanına ilişkin bir neden de bulunmadığından, iptali kabil olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiasında da bulunmayan bu davacının kararın yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmesi için, toplantıya katılması, ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davayı toplantıyı izleyen bir ayın içinde açması gerekmektedir. Dava süresinde açılmış ise de, HMK'nın 114/2. madde hükmü yollaması ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. ve davalı kooperatifin anasözleşmesinin 38. madde hükmünde aranan genel kurula katılmış olmaya, ret oyu ve muhalefet şerhi vermeye yönelik dava şartlarının gerçekleşmediği gözetilerek, HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile hem butlana, hem iptale karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Davalı vekilinin birleşen davaya yönelik (6/A, 6/C ve 6/E maddelerine ilişkin) temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin, 6/E maddesinde alınan kararın iptaline yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b) 6/A ve 6/C maddelerinde alınan kararlara yönelik hükme ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında, davalının inşaatların resmi mercilerden alınan ruhsata ve projesine uygun olarak yapıldığı, gerekli girişimler sonucu ve gelinen aşamada mevzuata aykırı bir yön kalmadığı yönündeki savunması üzerinde durularak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Mahkemece, bozma sonrasında Gölbaşı Belediye Başkanlığı'na yazılan 28.12.2012 tarihli cevabi yazıda inşaatlara iskân ruhsatı verilmediği, iskân raporu için müracaat edilmemiş olduğunun bildirildiği belirtilmiştir. Davalı vekilince 03.04.2014 tarihli karar duruşmasında; inşaatların proje ve ruhsata uygun olarak bitirildiği, kapı numaralarının alındığı, ikiz villa şeklinde inşa edildiği beyan edilmiş, temyiz dilekçesi ekinde 12.02.2014 tarihli yapı kullanım izin belgesi sunulmuştur. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin duruşmadaki ikiz villa olarak inşaatların bitirildiği yolundaki beyanı gözetilerek, belediye başkanlığı ile yeniden yazışma yapılıp, binalara iskân ruhsatı verilip verilmediği sorularak, ikiz villa şeklindeki yapımla her bir üyeye bağımsız bölüm isabet edip etmeyeceğinin belirlenmesi ve davacı Ö.. S..'ın ret oyu kullandığı, karara muhalefet şerhi koyduğu, davayı bir ay içinde açtığı, toplantı ve karar nisabının bulunduğu, kararın batıl değil, iptali kabil olduğu gözetilerek, iptal istemi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak ve hem butlana, hem iptale ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Diğer yandan, genel kurulun 6/A maddesinde
450,00 TL aidat alınmasına karar verildiği halde, hüküm fıkrasında aidat miktarının 850,00 TL olduğunun belirtilmesi de hatalı olmuştur.
3) Kabule göre; mahkemece, birleşen davada genel kurulun 6/A ve 6/C maddelerinin yok hükmünde olduğu tespit edildiğine göre, anılan maddelerin yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yok hükmünde olan kararların baştan beri hüküm ifade etmeyeceği, iptali kabil kararların ise iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, bir başka anlatımla yokluk ve iptali kabilliğin dava açma koşulları ve sonuçları bakımından farklı olduğuna Dairemizin uyulmasına karar verilen bozma ilamında da işaret edildiği gözardı edilerek, ayrıca 'iptaline' de karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 1-a, 1-b, 2-b numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.