8. Ceza Dairesi 2016/8407 E. , 2016/9320 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından; beraat.
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan; beraat.
Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından hükümlülük ve erteleme
Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık suçlarından hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Katılan ... şirketinin kendine yönelik özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık ile katılanlar ... ve ...'in kendilerine yönelik resmi belgede sahtecilik suçları dışında kalan suçlar yönünden yukarıda adı geçen şikayetçilerin doğrudan zarar görmeyip davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından da katılma kararı verilmiş olmasının hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; şikayetçiler adına vekillerinin diğer suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin CMUK.nun 317. maddesi gereğince oybirliğiyle (REDDİNE),
II- Sanık ...'un, katılan ...'e yönelik dolandırıcılık, sanık ... müdafiinin katılan Telekom şirketine yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizlerinin incelenmesinde:
Hükümden sonra, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, 24.11.2015 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine sanık ...'ın katılan Telekom şirketine yönelik dolandırıcılık, sanık ...'un katılan ...'e yönelik dolandırıcılık suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sübuta yönelik temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükümlerin oybirliğiyle (ONANMASINA),
III- Katılanlar ... ve ... vekilinin sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyizine gelince:
Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle sanık hakkında verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılanlar vekilinin suçun sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün oybirliğiyle (ONANMASINA),
IV- Sanık ...'ın katılanlar ... ve ...'e yönelik resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılanlar vekili ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
a) Sanığa ait adli sicil kaydında yazılı olan ilamın suç tarihlerinden sonra kesinleştiği anlaşılmakla tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
b) Kendisini vekil ile temsil ettiren ve suçtan doğrudan zarar gören katılanlar ... ve ... yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan TCK'nun 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım hükümden çıkartılmak, hükümde 5 ve 6. bölümlerinin son kısmına 'kendisini vekil ile temsil ettiren katılanların yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3000 lira maktu vekalet ücrete hükmolunması' ibaresi yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin oyçokluğuyla DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
V- Sanık ...'ın sahte üretilen kredi kartını kullanmak, katılan Telekom'a yönelik özel belgede sahtecilik, katılan ... ve Turkcell şirketlerine yönelik özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık, sanık ...'un katılan GSM şirketine yönelik özel belgede sahtecilik, sanık ...'ın resmi belgede sahtecilik ve katılan ... şirketine yönelik özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık ... müdafii ve sanık ..., katılan ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak:
1- Katılan ... şirketinden sahte belgelerle şikayetçi ... adına GSM hattı abone sözleşmesi düzenlediği ve kullandığı hattın borcunu ödemediğinden bahisle açılan davada; sanığın savunmasında suçlamayı kabul etmemesi ve mahkeme huzurunda alınan yazı ve imza örnekleri ile yapılan karşılaştırma sonucu sözleşme üzerindeki yazı ve imzaların sanığa aidiyetinin saptanamaması karşısında, abone sözleşmesinin düzenleyen görevlinin tespiti ile dinlenmesi, sanığın suç tarihinden önce resmi dairelerde bulunan imzaları temin edilip tüm örnekler birlikte incelenmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, bu hattın kime ait telefonda kulanıldığının belirlenmesi açısından İMEİ numaralarının tespiti, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Katılan ... şirketine ait formlardaki yazılar sanık tarafından yazıldığı tespit edilmişse de imzaların aidiyeti saptanamamış olup sanığında hattı alıp kullandığını kabul etmemesi karşısında, abone sözleşmesinin düzenleyen görevlinin tespiti ile dinlenmesi, sanığın suç tarihinden önce resmi dairelerde bulunan imzaları temin edilip tüm örnekler birlikte incelenmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, bu hattın kime ait telefonda kulanıldığının belirlenmesi açısından İMEİ numaralarının tespiti, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Katılan ...'a yönelik sahte ürettirilen kredi kartını kullanmak suçunda, sanık ...'ın suçlamayı kabul etmemesi, bilirkişi raporunda ilgili belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa aidiyetinin saptanamaması, dosya içinde hesap özetinin bulunmaması karşısında, şikayetçi ...’in kimlik bilgileri kullanmak suretiyle adına kredi kartı için katılan ...’a telefon bankacılığı ile başvuruda bulunup, başvurunun kabulüyle suça konu kart üretilip düzenlenen sözleşme ile teslim alınması suretiyle sahte kredi kartı üretilmesi suçu ile ilgili dava açılması sağlanarak bu dava ile birleştirilip tüm belgeler üzerinde inceleme yapılması için suç tarihinden önce resmi dairelerde bulunan imzaları temin edilip tüm örnekler birlikte incelenmek üzere Adli Tıp Kurum'una gönderilmesi, bankadan hesap özeti getirtilip suça konu kartın kullanıldığı iş yerleri tespit edilerek işyeri sahiplerinin bu hususta bilgilerine başvurulması, işyerlerinden ve bağlı bulundukları bankalardan sliplerin temini, imza bulunduğu takdirde inceleme yapılması sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile sübutu halinde zincirleme suç hükmü de değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Sanık ... hakkında katılan ...'in kimlik bilgilerini kullanıp ...mahallesi muhtarından sahte nüfus cüzdanı talep belgesi alarak, üzerinde sanık ...'ın fotoğrafı bulunan ve ... Nüfus Müdürlüğünden alınan sahte nüfus cüzdanını düzenlemek ve bu nüfus cüzdanıyla katılan ... şirketinden GSM hattı alıp kullanması nedeniyle özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan davada, sanığın suçlamayı kabul etmemesi, suç tarihinde cezaevinde olduğunu belirtmesi, bilirkişi incelemesinin sadece huzurda alınan örnekler üzerinde yapılması, gerek kimlik üzerindeki resmin sanığa ait olması gerekse diğer sanığın teşhisi karşısında, sanığın suç tarihlerinde cezaevinde olup olmadığının araştırılması, sanığın suç tarihinden önce resmi dairelerde mevcut yazı ve imza örnekleri temin edilip tüm örnekler birlikte incelenmek üzere Adli Tıp Kurum'una gönderilmesi, sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi,
5- 10.11.2008 gün ve 27050 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ve yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki 'işletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı bilgi verilmez' hükmü karşısında; sanıkların GSM operatörlerinde sahte abonelik sözleşmeleri düzenletmek şeklindeki eylemlerinin ilgili şirket sayısınca, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde tartışılmasında zorunluluk bulunması,
6- Sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçları yönünden uygulanan TCK.nun 58. maddesine esas alınan hükümlülüğün, incelenmekte olan suçların işlendiği tarihlerden sonra kesinleştiğinin dikkate alınmaması,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ..., katılanlar Vodafone şirketi ile ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 05.10.2016 gününde V. bendin 5 nolu bozma düşüncesi yönünden ...'nin karşı görüşü ile IV. bendindeki 'düzelterek onama' düşüncesi yönünden ... ve ...'in karşı görüşü nedeniyle oyçokluğu, diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; sanıklardan ...'ın 07.09.2007 tarihinde ...'in, 25.09.2007 tarihinde ise ...'in kimlik bilgilerini kullanıp muhtarlıktan temin ettiği nüfus cüzdanı değiştirme belgeleri ile Nüfus Müdürlüğünden mağdur ...'in kimliğine kendi fotoğrafını, mağdur ...'nın kimliğine ise diğer sanık ...'ın resmini yapıştırarak nüfus cüzdanı çıkartmak suretiyle teselsülen işlediği resmi belgede sahtecilik suçunun tek bir zincirleme sahtecilik suçu mu, yoksa iki ayrı zincirleme sahtecilik suçu mu oluşturduğu noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun zincirleme suç kavramını açıklayan birçok ve en son 22.04.2014 gün, 2013/11-397 esas, 2014/202 sayılı kararlarında;
'aynı suç işleme kararından' yasanın aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bir suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi uygun görmesinin, bu plan çerçevesinde hareket etmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm bu hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması, aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işleme zamanı, fiiller arasındaki geçen süre, ihlal edilen değer ve süre, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özelliklerin değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği, suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok zaman aralığı bulunması, suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı,
Bu bağlamda; gerek 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, gerekse 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmemesi, belgede sahtecilik suçlarının hukuki konusunun kamunun güveni olması ve bu suçların kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunması hususları gözönüne alındığında, bu suçların mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının yani kamunun olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde hükmolunacak sonuç ceza miktarlarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 3. maddesinde ve gerekçesinde belirtilen ölçülülük ilkesine aykırı olacağı, neticeden sahtecilik suçlarında suçun mağdurunun genel anlamda kamu güveni olup suçun işlenmesiyle suçtan zarar gören gerçek kişilerin sayısının birden fazla olmasının zincirleme suç hükümlerinin uygulanması koşullarını etkilemeyeceği, ancak Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi çerçevesinde temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabileceği gerektiği düşünüldüğünden,
Sanık ...'in 07.09.2007 ve 25.09.2007 tarihlerinde gerçekleştirdiği sübut bulunan zincirleme olarak resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin eylemlerinin 204/1, 43 maddesi ile bir kez cezalandırılması, suçtan zarar gören kişi sayısının Türk Ceza Kanunu 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken gözetilmesi ve yerel mahkemenin bu hususla ilgili kararının bozulması gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun buna dair mahkemece verilen birden fazla zincirleme sahtecilik suçu işlendiğinin kabulü ile Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 43 maddelerinin iki kez uygulanmasına ilişkin hükmün 'düzeltilerek onanması' yönündeki görüşüne katılmıyoruz.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında, Türk Telekom, Vodafone ve Turkcell Şirketlerine karşı özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin, sanıklar ve katılanlar tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun bozmaya ilişkin diğer gerekçelerine katılmakla birlikte, V. bendin 5 nolu bozma düşüncesine katılmıyorum. Şöyle ki;
Dosya kapsamı ve anlatımlardan, eylem birliği içerisinde olan ve haklarında TCK.nun 207/1. maddesinden hüküm kurulan sanıkların, ... ve ...’in kimlik bilgilerini kullanarak sahte olarak çıkarttıkları nüfus cüzdanlarının fotokopileri ile sözleşme yapıp Türk Telekom, Vodafone ve Turkcell Şirketlerinden telefon hatları alıp kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu şekilde gelişen olayda; sanıkların eylem birliği içerisinde sahte nüfus cüzdan fotokopileri kullanıp abonelik sözleşmesi yaparak hatları kullandıklarının sabit olması halinde, yapılan sözleşmelerin sahte özel belge niteliğinde bulunması nedeniyle yerel mahkemenin özel belgede sahteciliği düzenleyen TCK.nun 207/1. maddesinden cezalandırılmaları yerinde olup, 5809 sayılı Yasanın 56. maddesinden cezalandırılmaları gerekçesiyle bozulmasına karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 05.10.2016