1. Ceza Dairesi 2020/3477 E. , 2021/13067 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle dosya okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Katılan ... vekilinin temyiz isteminin sanıklar ... ile ... haklarında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine ilişkin olduğu, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin ise sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükmü ile sanıklar ... ve ... haklarında kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde;
1) Sanık ... hakkında kasten yaralamaya teşebbüs ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ...’in katılan ...’in oğlu olup, maktul ...’in de kardeşi bulunduğu, sanık ... hakkında müşteki ...’e yönelik kasten yaralamaya teşebbüs suçu ile 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, bu haliyle katılan ...’in oğlu olan sanık ...’in eylemlerine ilişkin zarar gören sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, sanık ...’in eylemleri nedeniyle 5271 sayılı CMK'nin 237. maddesine göre katılan sıfatının olmaması nedeniyle hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmayan katılan ... vekilinin temyiz talebinin 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2) Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ... hakkında elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınarak beraatine hükmedilmiş, dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan ... vekilinin; sanık ...’in fikir ve eylem birliği içerisinde tasarlayarak adam öldürme suçundan TCK’nin 82. maddesi kapsamında cezalandırılmaları gerektiğine, bu nedenle hakkında beraat kararı verilmesinin hatalı bulunduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddiyle; hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
3) Sanıklar ... ile ... haklarında kasten öldürme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafiileri, katılan ... vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... ve ...’in maktul ...’ya karşı kasten öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre sanıklar hakkında verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; duruşmada ve temyiz dilekçesinde belirtilen mahkumiyet kararının yasaya ve dosyanın içeriğine aykırı olduğuna, sanığın atılı suçu işlemediğinden beraatine karar verilmesi gerektiğine, sanık ... müdafiinin; mahkumiyet kararının yasaya ve dosyanın içeriğine aykırı olduğuna, katılan ... vekilinin; sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde tasarlayarak adam öldürme suçundan TCK’nin 82. maddesi kapsamında cezalandırılmaları ve sanıkların üst hadden cezalandırılmaları gerektiğine, o yer Cumhuriyet savcısının; sanıklar hakkında TCK’nin 82/1-a maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddiyle,
Ancak;
Katılanlar ... ile İmhan Çeviker’in 10/06/2014 tarihli duruşmadaki istemleri üzerine baro tarafından kendilerine vekil atandığının anlaşılması karşısında, vekaletname ile temsil edilmeyen katılanlar lehine sanıklar ... ve ...’in vekalet ücreti ödemesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, katılan ... vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı BOZULMASINA, ancak 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi uyarınca bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün sanıkların katılanlar lehine vekalet ücreti ödemesine ilişkin (F) numaralı paragrafının çıkartılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4) Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan ... vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a) Gerekçeli karar başlığında katılan İmhan Çeviker’in katılan olarak gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
b) Sanık ...’in kız kardeşi Sultan’ın temyiz dışı sanık ... ile evli olup, arasındaki geçimsizlikler nedeniyle Sultan’ın yaklaşık bir yıldır babasının evinde kaldığı ve ... ile ayrı yaşadığı, bu nedenle iki aile aralarında husumet oluştuğu ve sanıklar ... ve ailesi ile maktul ... ve kardeşi ... arasında birden çok adli olaylar yaşandığı, nitekim bu husumet nedeniyle ...'in kardeşi olan Sabri'nin de sanık ...'in diğer çocukları tarafından öldürüldüğü, sanık ...'in Sabri’nin ölümü nedeniyle iki çocuğunun cezaevinde tutuklu bulunduğu, olay günü maktul ...'nın, öldürülen kardeşi Sabri'nin devam eden dava dosyası ile ilgili olarak avukatla görüşmek için ...’dan günübirlik ...'ya geldiği, ... ile maktul ...'nın emaneten tanık ...'tan aldıkları araç ile Sultan'ın yaşamakta olduğu baba evinin önünden 3-4 sefer geçtikleri, bu durumdan haberdar olan sanıklardan ...'in yanına çocukları diğer sanıklar ... ile ...’u da alarak fırıncılık yapan tanık ... vasıtası ile ...’ın akrabası olan tanık ...'a ulaşarak maktule ...’ın araç verilmemesi konuşmak için saat 18:00 sıralarında ...'ın fırınına gittikleri, sanık ...'in çocukları ile birlikte geldikleri aracı yol kenarına park ettikleri, sanık ...’in fırına girdiği, aracında ise çocukları olan ... ile ...'un bekledikleri, ...’in ...'dan kayınbiraderi ...'la konuşmasını aracını ...'e vermemesini istediği, ...'ın bu nedenle iki sefer ... ile telefonda konuştuğu, ancak ...'ın onların yanına gelmediği, tanık ...'ın ...'in evinde yemek yediği, tanık ...’ın aracı içerisinde ... ve maktul ... olduğu halde fırının yanına geldikleri, yolun dar olmasından dolayı içinde bulundukları aracı yoldan geçememesi üzerine tanık Mahmut'un korna ve sellektör yaparak yol istediği, bu sırada ...'in '...'in oğlu' diyerek araçtan indiği, maktul ...'nın ...'e 'gitme' dediği, ancak ...’in inmesi üzerine onun da araçtan indiği, 28/12/2013 tarihli kolluk tutanağı içeriğine göre, sanık ...’un fırından çıkan ...’e “baba ...” diye bağırması üzerine, önce ...’in yanında bulunan ...’in tüfek ile ...’ya doğru ateş etmeye çalıştığı, ancak tüfeğin patlamadığı, bu esnada ...’un maktul ...’yı yakaladığı, ...’in de ...’in elindeki tüfeği alarak ...’ya doğru 3 kez ateş ettiği, daha sonra her üç sanığın tüfek ile birlikte araçlarına binerek olay yerinden kaçtıkları, maktul ...’nın vücudunda tespit edilen av tüfeği toplu giriş yaraları nedeniyle kaburga, ekstremite, kemik kırıkları ile birlikte iç organ ve büyük damar yırtılması sonucu öldüğü olayda;
Sanıklar ..., ... ve ...’un aynı suç işleme kararı ile fikir ve eylem birliği içerisinde ele geçirilemeyen av tüfeği ile ateş edilmesi suretiyle maktul ...’yı kasten öldürdüklerinin anlaşılması karşısında, sanık ...’un 5237 sayılı TCK’nin 37. maddesi delaletiyle TCK’nin 81/1. maddesi uyarınca kasten öldürme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde yanlış gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekili ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle, 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, Üye ...’in sanık ...'un beraat kararının doğru olduğu kanaatiyle bu sanık yönünden onama kararı verilmesi gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oy çokluğu ile 05/10/2021 gününde karar verildi.
05/10/2021 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı Semra Özdinç'in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat ...'un yokluğunda 07/10/2021 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
KARŞI OY
Maktul ...’nın sanıklar ... ve Muhammet tarafından kasten öldürüldüğü sübuta eren olayda sanık ...’un maktulün ölümünden sorumlu tutulmasını gerektirir delil bulunmadığını düşündüğümden, bu sanık yönünden yerel mahkemece verilen beraat kararının onaylanması gerektiği kanaati ile dairemizin bu sanık yönünden verdiği bozma kararına katılmıyorum. Şöyleki;
Akraba olan ancak olay öncesi aralarında husumet ve kan davası bulunan taraflardan maktul ...’nın İstanbul’da yaşadığı ancak olay öncesi karşılıklı bir davaları nedeniyle ...’ya geldiği, şehirde sanıklarla işlerini halletmesi için fırın çalıştıran ...’ın kayınbiraderi olan tanıdıkları ...’tan aracını ödünç aldıkları, bu tarafa hasım olan sanık ..., ve yakınlarının hasımlarının ...’a ait bir araçla gezdiklerini görünce aracını hasımlarına vermemesi için onu uyarmak maksadı ile eniştesi fırıncı ...’ın dükkanına sanıklarımız baba olan ..., ve iki oğlu olan ... ve ...’in geldiği, ...’in ...’ın yanına gidip konuyu görüştüğü ve ...’ın ...’ı arayarak maktullerin tarafına aracını vermemesi konusunda uyarıda bulunduğu, bu sırada ...’in iki oğlunun ise geldikleri araç dükkanın önünde yolu kapatacak şekilde ve kendileri de aracın yanında babalarını bekledikleri, bu sırada Mahmut'un kullandığı araç ile oraya gelip yolun kapalı olması nedeniyle yoldan geçemeyen ... ve ...’in de bulunduğu araçtan korna çalınıp yol istendiği, sanık ...’un aracı yoldan çekmek için araca geldiği sırada ...’in hasımlarından olan ...’u tanıyarak araçtan indiği, maktul ...’nın buna engel olamadığı ve araçtan kardeşi ...’in peşinden indiği, maktulleri getiren araç şoförünün tarafların hasım olduğunu bildiği için oradan kaçtığı bu sırada sanıklar tarafından araçta bulunan av tüfeği alınarak maktul ...’ya ateş edilip ölümüne sebebiyet verildiği olayda tarafların (özellikle de sanıkların) olay yerine tasarlayarak karşı tarafı öldürmek amaçlı gelmedikleri, sanıkların ani gelişen olaylar üzerine hasımları olan maktul tarafı gördükleri sabittir. Bu şekilde gelişen olayda sanık ...’un maktule yönelik eylemi tespit edilmediğinden maktulün ölümünden sorumlu tutulmaması gerektiği kanaatindeyiz. Zira, sanıkların olay öncesi birlikte suç işleme kararı vermedikleri, olayın ani geliştiği kabul edilir ise maktulün ölümünden sanık ...’un hangi nedenle sorumlu olduğu maddi delillerle ispatlanmalıdır.
Sanık ...’un diğer sanıklarla birlikte bu suçu işlediğine dair olay öncesi aralarında kan davası olan ...’in beyanı hükme esas alınamaz. Zira ..., olay mahallinde olay yerinde olmayan ve beraat eden ...’in de olay yerinde olup kendilerine ateş ettiğini söylemiştir, kaldı ki taraf konumundaki katılan ...’in böyle beyanda bulunması da makuldür, ancak sadece bu beyan sanık ...’un mahkumiyeti için yeterli delil sayılamaz. ...’un cezalandırılabilmesi için hasımları ...’in beyanı dışında bu suça katıldığına dair deliller bulunmalıdır.
Sanık ... aleyhine olabilecek tek delil dosyada bulunan 28.12.2013 günü (olay günü) saat 19:00’da polis memurları ..., ...ve ... tarafından tanık ...’nın şifahi beyanı şeklinde düzenlenen ancak tanık ...’nın imzası bulunmayan yazıcıdan çıktı alınarak imzalanmış kolluk tutanağıdır. Bu tutanakta tanık ...’nin kendilerine önceden tanıdığı ... ve iki oğlu fırının önünde bekliyorlardı, kendisi ikametine doğru giderken bu gençlerden birinin baba ... diye bağırdığını dönüp baktığında maktül ... ve ...’i gördüğünü, ...’in yanındaki ikinci genç şahsın elindeki pompalı silahla ...’ya ateş etmeye çalıştığını, silahın patlamadığını, ...’in kaçtığını bu sırada baba ... diye bağıran kişinin ...’yı yakaladığını, ...’in de elinde tüfek bulunan genç şahıstan tüfeği alarak ...’ya ateş ettiğini, kendileri sanıklara engel olmak isteyince ...’in kendilerini de tehdit ettiğini söylemiştir.
Tanık ... tarafından maktul ... olaydan hemen sonra hastaneye götürülmüş orada 28.12.2013 günü saat 19:30’da yine aynı polis memurlarına elyazısı ile verdiği (dosyadaki biraz önce bahsettiğimiz kolluk tutanağından 30 dakika sonra ifade verildiği ve altını tanık ...’nin imzaladığı anlaşılmıştır) ifadede ise evinde, istirahat ederken silah sesleri duyup dışarı çıkıp arkadaşı ...’yı yerde yaralı görünce hastaneye getirdiğini, olayın oluş şeklini görmediğini söylemiştir.
Tanık ...’nin Cumhuriyet savcılığında olaydan bir ay kadar sonra 24.01.2014’te verdiği ifadesinde ise olay günü kendisinin ...’ın fırınında olduğunu, ...’in gelerek ...’ın hasımlarına aracını vermemesi için uyardığını bu konuşmalar sırasında dışarıdan silah sesleri duyduğunu, dışarıda ...’in çocuklarından birinde silah olduğunu ancak hangisinde olduğunu bilmediğini ...’in çocuklarının kolundan tutarak araca binip hızla uzaklaştıklarını söylemiştir.
Dosyadaki tanık ...’ye ait bir tutanak ve iki ifade (üçüde) birbiriyle çelişmekte olup fırıncı olan sanık ... hazırlıktaki ilk beyanlarından olay sırasında ...’nin fırında olmadığı fırında kendisi ve işçisi Müslüm’ün yalnız olduklarını söylemiş böylece olay anında ...’nin fırında değil sokakta olduğu anlaşılmıştır.
Tanık ...’nin sokakta olayın oluş şeklini gördüğü ancak verdiği ilk ifadeleri ile dosyadaki kolluk tutanağının birbiri ile çeliştiği, polis memurları olayın sıcağı sıcağına hastanede ...’nin elyazılı ifadesini alırken ... olayın oluşunu görmediğini söylerken bu ifadeden sonra karakola giden polislerin bilgisayar ile tuttukları tutanakta ise ...’nin kendilerine yazılı ifade vermesinden önce gördüklerini şifahen anlattığına dair tutanak tutmuşlardır. ...’nin imzası olmayan kolluk tutanağı dikkate alınırsa sanık ... ve iki oğlu yani üç sanıkta suça katılmış ancak ...’nin bu tutanak dışındaki imzalı kolluk ve savcılık beyanları dikkate alınır ise bu kez sanık ... dışındaki diğer iki sanık (... ve ...) bu suçu birlikte işlemişlerdir. Sanık ... olay yerindedir ancak ani gelişen olaya fiiller iştirak etmemiştir.
Dosyadaki bu tutanak ile tanık ...’nin birbirleri ile çelişen beyanları arasındaki çelişki yargılama merciince giderilmemiş, ...’nin imzası olmayan tutanağı düzenleyen tutanak tanıkları olan polislerin hiçbiri mahkemede dinlenmediği gibi tanık ...’ye kendisi ile ilgili tutulan bu tutanak okunup çelişki giderilmemiştir.
Yargılama mercii Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanırken verdiği kararlarda dosyadaki delillere dayanarak hüküm vermek zorundadır. Dosyada mevcut olmayan veya delil kuvvetinde bulunmayan emareler ile karar verilemez heleki mahkumiyet hükmü asla kurulamaz. Dosyadaki deliller usulünce incelendikten ve çelişkiler giderildikten sonra mahkeme hangi delile niçin üstünlük tanıdığını açıklayarak hükmünü kurmalıdır.
Şüpheden sanık yararlanır ilkesi ispat yükünü müddeiye yüklemektedir, sanık ...’un olaydaki sorumluluğu delillerle ispatlanmalıdır. Mevcut dellillere göre sanık ...’un ani gelişen olayda babası ... ve kardeşi ...’le birlikte maktule yönelik herhangi bir fiili bulunduğu şüpheden arınmış bir şekildebelirlenmediğinden şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın müsnet suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği kanaat ile dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.