Ceza Genel Kurulu 2020/34 E. , 2021/447 K.
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 17-330
Mağdure : ...
Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.06.2009 tarihli ve 350-192 sayılı hükmün katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 07.11.2013 tarih ve 17321-11185 sayı ile;
'Mağdurenin aşamalardaki tutarlı ve samimi anlatımları, müşteki olarak dinlenen mağdurenin annesi ... ve tanık ...'ın beyanları, mağdure hakkında düzenlenen 13.08.2008 tarihli adli muayene raporu ve tüm dosya içeriğine göre, annesiyle birlikte tatil yapmak amacıyla tatil köyünde bulunan mağdurenin, saat 01:00 sıralarında sanığın odasının bulunduğu koridordan geçerken, sanığın mağdurenin üzerine atlayarak yere düşürdüğü ayaklarından tutup odasına çektiği ve ağzını kapatıp yere yatırarak göğüslerini sıktığı sabit olduğu hâlde, sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan mahkûmiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle beraatine karar verilmesi,' isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 16.12.2014 tarih ve 17-330 sayı ile sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiş, bu hükmün de sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 14.03.2019 tarih ve 9358-8240 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 24.09.2019 tarih ve 81571 sayı ile;
'...Müşteki ...'ın müracaat, şikayet, iddia ve anlatımları olayın ilk oluşu ile ilgili görgüye dayanmayıp kızı mağdure çocuk ...'un anlatımlarına, olay sonrası durumuna ilişkindir.
Mağdure çocuk ... Burhaniye Cumhuriyet savcısı tarafından temin edilen vekili huzurunda alınan 13.08.2008 tarihli ilk ifadesinde özetle, 13.08.2008 gecesi film seyrettiklerini, animatör ... beyin telefonla arayıp masada unuttuğu cep telefonunu odasına getirmesini istediğini, cep telefonunu götürürken koridorda ses duyduğunu, geri döndüğünde sanığın üzerine atladığını, koridorda düştüğünü, sanığın ayaklarından tutup odasına doğru çekerek götürdüğünü, kendisinin bağırdığını, sanığın ise eliyle ağzını kapattığını, sana bir şey yapmayacağım diyerek yere yatırdığını, göğüslerini sıktığını, çığlıkları üzerine tatil köyünde bulunan kişilerin toplandığını, şikayetçi olduğunu ifade etmiştir. Mağdure çocuk yargılama aşamasında talimatla alınan ifadelerinde ilk ifadesini tekrar etmiş, bozmadan sonraki aşamada şikayetinden de vazgeçmiştir. Mağdure çocuk ... ile ilgili Ören ... Sağlık Ocağı Tabipliği tarafından düzenlenen 13.08.2008 tarihli raporda 'sağ ve sol kol iç kısımda künt travmaya bağlı olduğu anlaşılan morarma ve cilt altı kanamalar görüldü.' denilmiştir. Burhaniye Devlet Hastanesi'nin aynı tarihli raporunda da aynı bulgularla birlikte, ilaveten alkolsüz olduğu da tespit edilmiştir.
Sanık ... Ören Polis Merkezi Amirliğinde 13.08.2008 günü saat 02.50 itibarı ile alınan ilk ifadesinde, özetle, ... İlinde ikamet ettiğini, mimar olduğunu, Ziraat Bankası Burhaniye lojmanında tadilat nedeni ile iş amaçlı bulunduğunu, Ören'de ... Tatil Köyünde konaklama için oda kiraladığını, saat 00.30'da odasında uyuduğunu, saat 01.00 sıralarında oda kapısının çalındığını, kapıyı açtığını, karanlıkta şahsı görmediğini, içeri buyur ettiğini, içeriye doğru bir adım attığında kız olduğunu gördüğünü, kız bağırmaya başlayınca paniklediğini, kızın dışarı çıktığını, otel çalışanlarının geldiğini, odasının içerisinde bir cep telefonunun çaldığını, kendisine ait olmadığından görevlilere verdiğini, yanlışlıkla kendi gözlüğünü de görevlilere vermiş olduğunu, askerde şizofreni tedavisi gördüğünü, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur. Sanık ... ile ilgili Ören ... Sağlık Ocağı Tabipliği tarafından düzenlenen 13.08.2008 tarihli raporda 'sağ ön kolda, sağ omuzda, boyun sağ yanında yüzeysel sıyrık' tespit edilmiştir. Burhaniye Devlet Hastanesi'nin aynı tarihli raporunda da aynı bulgularla birlikte, ilaveten alkosüz olduğu da tespit edilmiştir.
Olayın meydana geldiği ... Tatil Köyü resepsiyon görevlisi ... Ören Polis Merkezi Amirliğinde alınan ifadesinde özetle, resepsiyon bölümünde bulunduğu sırada koridor tarafında 3-4 defa bir bayan çığlık sesi duyup gittiğinde sanığın konakladığı C-13 numaralı oda önünde birkaç kişinin toplanmış olduğunu, sorduğunda olayı sanığın anlatıp kargaşada birisinin düşürdüğünden bahisle bir gözlük verdiğini, bir bayanın cep telefonunu gören oldu mu diye sorduğunu, cinsel saldırıya uğradığını söyleyen bayanın da koridorda olduğunu ifade etmiştir.
Tatil Köyü müdürü tanık ...'in anlatımları olayın oluşuna ilişkin görgüye dayanmamaktadır. Animtör ...'in sanığın odasına yakın mesafede bir odada kaldığını ifade etmiştir.
Sanığa atfedilen suçun gerçekleşip gerçekleşmediğinin mağdure çocuğun anlatımları, sanığın savunmaları, tanık ...'ın anlatımı, mağdure çocuk ... ve sanık ... ile ilgili alınan doktor raporları birlikte değerlendirilerek tespiti gerekmektedir. Mağdure çocuk ... koridordan geçerken ses duyup döndüğünde sanıkla karşılaştıklarını, kendisini yere düşürüp ayaklarından çekerek odaya götürdüğünü yere yatırdığını, yerde göğüslerini sıktığını ifade etmiş ancak rapor bulguları ile birlikte değerlendirildiğinde, vücudunda yere düşürme, koridordan odaya sürükleme, göğüslerini sıkma ile oluşabilecek hiç bir iz ve emare tespit edilmemiştir.Morarma, kızarıklık, sıyrık olarak tanımlanan yaralanmalar sadece kollarında bulunmaktadır. Sanık ise konakladığı oda kapısının gece geç saatte uyurken çalındığını, kapıyı açtığını, ilk önce karanlıkta kim olduğunu fark etmediğini odaya bir adım atınca kız olduğunu gördüğünü, bağırmaya başlayınca paniklediğini, askerlikte şizofreni tedavisi gördüğünü savunmuştur. Tedavi gördüğüne ilişkin tedavi belgeleri örneklerini dava dosyasına ibraz etmiştir. Gerek mağdure çocuğa ve gerekse sanığa ait doktor raporları bulguları savunma ile örtüşmektedir. Mağdure çocuk ile sanık önceden birbirlerini tanımamaktadır. İlk olarak olay nedeni ile karşılaşmışlardır. Mağdure çocuğun olay sırasında önceden tanıştığı tatil köyünün animatörü ...'e masada unuttuğu cep telefonunu isteği üzerine odasına götürürken, ...'in odası ile yakınında bulunan sanığın odalarını karıştırarak, sanığın odasının kapısını yanlışlıkla çalması üzerine olayın geliştiği, tanımadığı birisi ile karşılaşması üzerine mağdure çocuğun korkup çığlık attığı, çığlıklar üzerine de önceden şizofreni tedavisi de gören sanığın da paniklediği, mağdure çocuğu sakinleştirmeye, susturmaya çalıştığı, aralarında bir kargaşa, itiş kakış yaşandığı, kargaşa ve itiş kakış sırasında basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif biçimde yaralandıklarının, itiş kakış sırasında cep telefonu ve gözlüğün yere düştüğünün kabulü gerekmektedir. Sanığın savunmaları tanık ...'ın anlatımları ile de uyumlu bulunmaktadır. Olayın oluş şekli, yer ve zamanı, sanığın sosyal ve kültürel durumu itibarı ile mağdure çocuğun anlattığı biçimde bir cinsel istismar olayının yaşanması ihtimali de mümkün görülmemektedir. Dava dosyası içerisinde mevcut deliller sanığın üzerine atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter derecede değildir. Mağdure çocuk ...'un anlatımlarında diğer delillerle örtüşmeyen kısmi çelişkiler bulunmaktadır. Ayrıca sanık tarafından mağdure çocuğa hitaben söylendiği ifade edilen 'sana bir şey yapmayacağım' şeklindeki sözlerin savunma ile de uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Sanığın korkup panikleyen mağdure çocuğu sakinleştirmeye matuf söylenen sözler olarak değerlendirilmelidir. Sanığa atılı suçla ilgili delillerin yeniden değerlendirilmesinde yarar görüldüğü,' görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Dairesince 12.12.2019 tarih ve 7015-13269 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
13.08.2008 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen yakalama ve üst arama tutanağına göre; ... tatil köyünde bir kadına cinsel saldırıda bulunulduğu anonsu üzerine olay yerine intikal edildiği, mağdureyle yapılan görüşmede; mağdurenin aynı tatil köyünde kalmakta olan bir şahsın kendisine cinsel saldırıya teşebbüste bulunduğunu beyan ettiği, bunun üzerine sanığın yakalandığı,
13.08.2008 tarihinde saat 02.35’te Burhaniye Devlet Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; alkolsüz olduğu, sol ön kolunda yüzeysel sıyrık bulunduğu, sağ el bileğinde ve sağ dirsek iç kesiminde kızarıklık ve yüzeysel sıyrık bulunduğu,
13.08.2008 tarihinde saat 09.45’te Sağlık Bakanlığı Ören ... Sağlık Ocağı Tabipliğince mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağdurenin sağ ve sol kol dirsek iç kısmında morarma ve ağrılarının olduğu yönünde şikâyetinin bulunduğu, mağdurenin sağ ve sol kol dirsek iç kısmında künt travmaya bağlı olduğu anlaşılan morarma ve cilt altı kanamalar görüldüğü, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği,
13.08.2008 tarihinde Edremit İlçe Devlet Hastanesi Nöroloji Servisinde görevli nöroloji uzmanı doktor tarafından düzenlenen rapora göre (raporun üst kısmında psikiyatri uzmanının 13.08.2008 tarihinde nöbet izninde olduğunun belirtildiği,); mağdurenin cinsel saldırı nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun, akut anksiyete bozukluğu şikâyetleri gösterdiğinin mütalaa edildiği,
13.08.2008 tarihinde saat 01.45’te Burhaniye Devlet Hastanesince sanık hakkında düzenlenen rapora göre; sanığın alkolsüz olduğu, sağ ön kol, sağ omuz ve boynun sağ yanında yüzeysel sıyrık ve kızarıklıkların bulunduğu,
13.08.2008 tarihinde saat 09.45’te Sağlık Bakanlığı Ören ... Sağlık Ocağı Tabipliğince sanık hakkında düzenlenen rapora göre; sağ ön kolunda, sağ omzunda ve boyun sağ yanında yüzeysel sıyrık bulunduğu, basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği,
Kasımpaşa Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalığı Polikliniğince sanık hakkında düzenlenen ve tarih kısmı okunamayan raporda; muayene ve tedavi sonucu bölümünde; tek hecme hâlinde geçirilmiş psikotik bozukluk tanısının konulduğu,
Kasımpaşa Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisince sanık hakkında düzenlenen ve tarih kısmı okunamayan raporda; yatış tarihinin 08.12.2006- çıkış tarihinin 13.12.2006 olduğu, psikolojik bozukluk tanısının konulduğu, karar kısmında; 'Sağlık Kurulu’nun 13.12.2006 tarih ve 488 sayılı raporu: ….. istirahat kararıyla taburcu edilmesi uygundur.” şeklindeki ibarenin yer aldığı, raporun ikinci sayfasında sanığın yakınmasının; sıkıntı, şiddet uygulama isteği olarak belirtildiği, ruhsal muayenesinde; “dış görünümü yaşında, ayakta, çevresine ilgisi azalmış, ses tonu normal, mimik ve jestleri monoton, hareketleri yavaşlamış, serbest zamanlarında odasında yatar, oturur, yeme, işeme ve dışkılama tabii, yönelim hastalığı hakkında bozuk, algı tabii, bilinci açık, düşünce akışı yavaşlamış olup amacına varıyor. Düşünce içeriğinde …. fikirler tarzında bozulma vardır. Dikkat azalmış. Belek Dismnezik. Yargılama bozuktur. Duygulanımda sıkıntı tarzında bozukluk vardır. Gözleme göre; davranışları psikomotor aktivitesi azalmış olup sosyal ilişkileri sınırlıdır.
Öyküsünden; sivil yaşamında da mevcut olan psikotik tablonun askerde alevlenmesi, mevcut, alınganlık ve şüphelerinin, uyum sorunlarının olması, tarzındadır.
Tanı ve karar teklifi: Psikotik bozukluk, 2 ay istirahat.' değerlendirmelerinin bulunduğu,
Kasımpaşa Asker Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Servisince sanık hakkında düzenlenen ve tarih kısmı okunamayan raporda; remisyonda psikotik bozukluk tanısının konulduğunun, tedavisinin devamı ve kontrolünün uygun olduğunun belirtildiği,
13.08.2008 tarihinde ... Devlet Hastanesinde görevli psikiyatri uzmanınca sanık hakkında düzenlenen rapora göre; psikiyatrik muayenesi sonucu hakkında kanaat oluşmadığı, hakkında karar verilmek üzere ... Ruh Sağlığı Hastanesine sevkinin uygun olduğunun bildirildiği,
14.08.2008 tarihinde ... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde görevli dört psikiyatri uzmanı tarafından sanık hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporunda; 13.08.2008 tarihinde işlendiği iddia olunan cinsel saldırı suçuna karşı işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceğinin ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığının bulunmadığının, cezai ehliyetinin tam olduğunun, olay ile rahatsızlığı arasında ilişki saptanmadığının oy birliğiyle mütalaa edildiği,
25.04.2014 tarihinde Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağdureyle 24.02.2014 tarihinde yapılan görüşmede; ruhsal şikâyeti olmadığını, ilk günlerde karanlıkta yürüyememe korkusu ve uyku sorunları olduğunu, ilk günlerde de ruhsal problemi olmadığını söylediği, mağdurenin zekâsının normal olarak değerlendirildiği, işlevselliğinde bozulma olmadığı, sonuç olarak; 24.02.2014 tarihinde yapılan muayenesinde ve dosya tetkikinde geçirilmiş akut stres bozukluğu tespit edildiği, hâlen maruz kaldığı olaya bağlı psikopatoloji bulunmadığı, bu duruma göre; mağdurenin 13.08.2008 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulmadığı,
Sanık müdafisi tarafından dosyaya Uyap ortamında sunulan 13.05.2019 tarihli ve ... tarafından yazıldığı belirtilen imzalı ve altında kimlik ve telefon numarası bulunan dilekçede; verdiği ifadesine ilişkin ek açıklamada bulunmak istediğini, olay günü sanığın geç saatte otele geldiğini, sanığa C-13 numaralı odayı tahsis ettiğini, sanığın daha sonra gelerek odanın kilidinin çalışmadığından şikâyet ettiğini ancak otelin dolu olması nedeniyle odasına dönüp istirahat ettiğini, mağdure, mağdurenin ablası olduğunu zannettiği ... ve onun animatör sevgilisi ...’in ise havuz başında eğlendiklerini, sonra saat 01.00 sıralarında C blokta bir arbede yaşandığını, gittiğinde C-13 numaralı odanın önünde mağdureyi gördüğünü, etrafında 4-5 kişinin olduğunu, mağdurenin şaşkın bir hâlde göründüğünü, yanlış odaya girdiğini söylediklerini, kendisinin odaya girip sanığa ne olduğunu sorduğunu, sanığın odaya bir kadının geldiğini, kendisini gördükten sonra korkup çığlık attığını, panikleyip kadını dışarı ittiğini, onun dışında bir şey yapmadığını söylediğini, orada bulunanlara kendisinin resepsiyonist olmasına rağmen odaları karıştırdığını belirterek dağılmalarını istediğini belirttiği,
Sanık müdafisi tarafından dosyaya Uyap ortamında sunulan, ... tarafından yazıldığı belirtilen, imzalı ve altında kimlik numarası bulunan dilekçede; olay tarihinde tatil köyünde animatör olarak çalıştığını, kendisinin kız arkadaşı, mağdurenin ise kuzeni olan ..., ...’in annesi ve mağdurenin otelde tatil yaptıklarını, olay hakkında bilgi sahibi olduğunu, olay tarihinde ... ve mağdureyle birlikte otelin diskosunda eğlenip alkol aldıklarını, eğlence bittikten sonra ... ve kendisinin odaya geçtiklerini, bir süre sonra ...’in telefonunu diskoda unuttuğunu fark ettiğini ve mağdureyi telefonla arayıp odaya getirmesini istediğini, kendisinin yorgun ve terli olduğunu, o nedenle duşa girdiğini, o esnada çığlık sesi duyduğunu, durulanarak hemen çıktığını, kalabalığın geldiğini gördüğünü, koridorun ışıklarının yanmadığını, olayı öğrenmeye çalıştığını, ...’le görüşmesinde mağdurenin kendi odası yerine bitişiğindeki odaya girdiğini ve panikleyerek çığlık attığını, sanığın, mağdurenin bağırmaması için eliyle ağzını kapattığını anlattığını, mağdurenin olayı abarttığını, kendisinin mağdureyi kesinlikle aramadığını, onu telefonla arayan kişinin ... olduğunu, mağdurenin yanlış odaya girdiğini bildiğini, gerçeklerin ortaya çıkması ve mağdur olunmaması için dilekçeyi yazdığını bildirdiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdure ... Kollukta; tatil köyüne olaydan 5 gün önce giderek yerleştiklerini, tatil köyünde film izlediklerini, orada animatör olarak çalışan ... Bey’in kendisini telefonla arayıp masada cep telefonunu unuttuğunu ve getirmesini söylediğini, masadaki cep telefonunu alıp ... Bey’in odasına götürürken koridorda bir ses duyduğunu, dönüp baktığında üzerine sanığın atladığını, yere düştüğünü, sanığın, ayaklarından çekip odasına götürdüğünü, kendisinin bağırmaya devam ettiğini, sanığın, ağzını kapatarak 'Sana bir şey yapmayacağım.' diyerek kendisini yere yatırdığını, göğüslerini sıkmaya başladığını, kendisinin çığlık sesleri nedeniyle tatil köyünde bulunan kişilerin toplandığını, sanığın, kıyafetlerini çıkarmaya çalışmadığını,
Mahkemede; önceki ifadesini tekrar ettiğini, şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini, mahkeme gözleminde; mağdurenin ağlamaklı bir vaziyette olduğu, devamlı elleriyle gözlerini sildiğinin görüldüğü,
Psikolog bilirkişi Mahkemede; mağdurenin olayı kendisine anlattığını, anlatırken ifadesinde samimi olduğunu, yoğun endişe duygusu yaşadığının ve bunun olay nedeniyle oluştuğunun gözlemlendiğini, ifadesine itibar edilebileceğini, etki altında olmadığını, olayı anlatırken de depresif bir durum (umutsuzluk, endişe, kendine güven duygusunda azalma) içerisinde olduğunu,
Bozma sonrası Mahkemede; olayla ilgili daha önce verdiği ifadelerin doğru olduğunu ancak artık şikâyetçi olmadığını, bozma konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını, sanık müdafisi tarafından olay günü sanığın dairesinin zilini yanlışlıkla çalıp çalmadığının sorulması üzerine; olay günü sanığın kapısının zilini çalmadığını, koridorda normal şekilde yürürken olayın gerçekleştiğini, sanık müdafisi tarafından olay sırasında telefonunun sanığın odasında olup olmadığının sorulması üzerine; o gün telefonunun elinde olduğunu, sanık tarafından odaya çekildiğinde telefonun elinden düşüp orada kalmış olabileceğini, olayın gerçekleşmesini müteakip kaçtığını,
Müşteki ... Kollukta; Burhaniye’ye tatil için annesi, kız kardeşi, kız kardeşinin kızı ve kendi kızı mağdure ile birlikte gittiklerini, iki oda tuttuklarını, tatil köyünde geçirdikleri 5. günde saat 01.00 sıralarında odasında olduğunu, dışarıdan sesler geldiğini ve kalabalık olduğunu gördüğünü, kalabalığın yanına gittiğinde mağdurenin titrediğini gördüğünü, mağdurenin yanına gittiğinde mağdurenin 'Sakinim anne. Sakinim.' dediğini, daha sonra sanığın, odasının önünden geçerken mağdureyi kollarından ve ayaklarından tutarak içeri doğru çekmeye çalıştığını, oda içerisine çekip kapıyı kapattığını, mağdureyi yere yatırıp üzerine çıkarak elleriyle ağzını kapattığını, göğüslerini sıktığını, ardından mağdurenin bağırdığını, otelde bulunan kişilerin bağırma seslerine gittiklerini, mağdureyi sanığın elinden aldıklarını öğrendiğini, olay nedeniyle mağdurenin psikolojisinin bozulduğunu,
Mahkemede; kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
Bozma sonrası Mahkemede; olay nedeniyle daha önce verdiği ifadelerin doğru olduğunu ancak artık şikâyetçi olmadığını, bozma konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını,
Tanık ... Kollukta; mağdurenin kaldığı tatil köyünde resepsiyon görevlisi olarak çalıştığını, olay günü saat 01.00 sıralarında resepsiyonda bulunduğu sırada bir kadının 3-4 defa çığlık attığını duyduğunu, sesin geldiği yere koşarak gittiğini, C-13 numaralı odanın önünde birkaç kişinin toplanmış olduğunu gördüğünü, odaya girip odada kalmakta olan sanığa ne olduğunu sorduğunu, sanığın, kendisine bir kadının gelerek kapıyı çaldığını, kapıyı açtıktan sonra onu içeri buyur ettiğini, o esnada kadının çığlık attığını söylediğini, sanığın şaşkın bir vaziyette olduğunu, kargaşa esnasında birisinin gözlüğünü düşürdüğünü söyleyerek sanığın, kendisine gözlük verdiğini, o sırada kapının önünde bulunan bir kadının 'Telefonu gören oldu mu?' şeklinde soru sorduğunu duyduğunu, çığlık üzerine sanığın odasına gittiği sırada sanığın, odasında, mağdurenin ise koridorda bulunduğunu, olayı bizzat kimsenin görmediğini, sesten sonra insanların toplandığını,
Mahkemede; odadan çıktığında mağdurenin diğer şahıslar tarafından oradan uzaklaştırılmış olduğunu gördüğünü, bu nedenle mağdureye olaya ilişkin herhangi bir şey sormadığını,
Tanık ... Kollukta; tatil köyünün müdürü olduğunu, sanığın 2. kat C blok 13 numaralı odada, mağdurenin ise 1. kat G blok 3 numaralı odada kaldığını, tatil köyünde çalışan ... ile mağdurenin yeğeninin arkadaş olduğunu duyduğunu, olayı görmediğini, mağdurenin ... isimli çalışanın odasına telefonunu götürmek için C bloğa gittiğini, orada sanığın saldırısına uğradığını duyduğunu, sanık ve ... Bey’in odaları arasında 3 oda bulunduğunu, mağdurenin yanlışlıkla sanığın odasının kapısını çalmış olabileceğini tahmin ettiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık Kollukta; mimar olup iş nedeniyle Burhaniye’de bulunduğunu, saat 20.00 sıralarında Burhaniye’ye gittiğini, tatil köyünde bir oda kiraladığını, saat 00.30 sıralarında odaya giderek uyuduğunu, saat 01.00 sıralarında odanın kapısının çaldığını, kapıyı açtığını, karanlık olduğu için kapıyı çalan şahsı göremediğini, bu nedenle şahsı odaya davet ettiğini, şahsın bir adım atması üzerine onun bir kadın olduğunu gördüğünü, mağdurenin hemen bağırmaya başladığını, bunun üzerine paniklediğini, ardından mağdurenin dışarı çıktığını, yaklaşık 15 dakika sonra otel çalışanlarının odaya geldiğini, o esnada odasında bir telefonun çaldığını, kime ait olduğunu bilmediği için telefonu görevlilere verdiğini, kendisine ait gözlüğü de yanlışlıkla otel görevlilerine teslim ettiğini sonradan fark ettiğini, askerdeyken şizofreni tedavisi gördüğünü, bu duruma ilişkin Kasımpaşa Deniz Hastanesinden verilen raporunun bulunduğunu,
Savcılıkta; iş için Burhaniye’ye gittiğini, kalacak bir yer aradığını, tanımadığı bir şahsın yol üzerinde oteller olduğunu söylediğini, tatil köyüne giderek bir oda kiraladığını, tatil köyünü beğenmediği için saat 21.00 sıralarında akşam yemeği yedikten sonra dışarı çıkarak başka bir otel aradığını, saat 23.00 sıralarında tatil köyünün resepsiyonunda çay içtiğini, saat 00.00 sıralarında odaya çıkıp yattığını, bir süre sonra odanın kapısının çaldığını duyduğunu, kapıyı açtığını, koridorda ışık olmaması nedeniyle karanlık olduğunu, loş bir ışık bulunduğunu, şahsı net olarak seçemediğini, 'Buyrun.' dediğini, bir iki adım attıktan sonra bir kadın olduğunu gördüğünü, kadının hemen bağırmaya başladığını, cinsel saldırıda bulunmadığını, askerde şizofreni tedavisi gördüğünü, ... ile Kasımpaşa Deniz Askeri Hastanesinden alınmış raporunun bulunduğunu, raporun Bucak ilçesinde olduğunu, istenildiği takdirde sunabileceğini,
Mahkemede; işinin bitmemesi nedeniyle tatil köyünde oda kiraladığını, odanın kapısının kilidinin bozuk olduğunu, koridorun ışığının yanmadığını, bu durumları resepsiyona bildirdiğini, aşağı inip su aldığını, suyu odaya bıraktığını, dışarı çıkıp etraftaki otelleri dolaştığını, saat 23.00 sıralarında otele geri döndüğünü, 5-10 dakika resepsiyonda televizyon izlediğini, ilerleyen saatlerde istirahat etmek için uzandığını, bir ara kapının çaldığını, resepsiyon görevlisinin gelmiş olabileceğini düşünerek yarı uyur vaziyette kapıyı açtığını, henüz karşısındaki kişiyi görme fırsatı olmadan bir bağırma sesi duyduğunu, onu dışarı doğru iteklediğini, yaklaşık 15 dakika sonra resepsiyon görevlisi ve otel müdürünün geldiğini, olayın şoku nedeniyle kendisine ait gözlüğü mağdureye ait olabileceği düşüncesiyle görevlilere verdiğini, 5-10 dakika sonra odada bir telefon sesi duyduğunu, ışığı yakarak telefonu açtığında karşıdaki kişinin 'Kızım neredesin?' dediğini, ardından kapının önünde kalabalığın oluştuğunu gördüğünü, içlerinden birisinin kendisini tehdit ettiğini, telefonun o kişiye ait olabileceğini düşünerek telefonu ona verdiğini, ardından polislerin gelerek kendisini emniyete götürdüğünü, sorulması üzerine; mağdurenin odaya girmeye çalışması nedeniyle onu iteklediğini, karşılıklı olarak birbirlerini iteklemeleri nedeniyle fiili olarak bir eyleminin olduğunu, vücutlarındaki ekimozların bu nedenle meydana gelmiş olabileceğini düşündüğünü, karşıdaki kişinin çığlığını duyunca ani bir refleksle itelediğini,
Bozma sonrası Mahkemede; bozma ilamına uyulmamasını talep ettiğini, önceki savunmalarını tekrar ettiğini, mağdurenin beyanını kabul etmediğini, kesinlikle onu içeri almadığını,
Savunmuştur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 103. maddesinde;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.' şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile;
'(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur', biçiminde değişikliğe uğramış,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile de;
'Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur' şeklinde son hâlini almıştır.
TCK'nın 103. maddesinde üç grup mağdura yer verilmiş olup birincisi onbeş yaşını tamamlamamış olan çocuklar, ikincisi onbeş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklar, üçüncüsü ise onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını tamamlamamış çocuklardır. Birinci ve ikinci grupta yer alan çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın dahi gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış istismar suçunu oluşturmakta, eylemin bu kişilere karşı cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi ise anılan maddenin dördüncü fıkrası uyarınca cezanın yarı oranında artırılmasını gerektirmektedir. Üçüncü grupta yer alan çocuklar yönüyle eylemin suç oluşturması için gerçekleştirilen cinsel davranışların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim cebir, tehdit ve hile olmaksızın onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, anılan Kanun'un 103. maddesinde düzenlenmiş olan çocukların cinsel istismarı suçundan değil, şikâyet üzerine 104. maddede düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırılacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mağdurenin, elindeki telefonu götürürken koridorda bir ses duyduğunu, dönüp baktığında üzerine sanığın atladığını, yere düştüğünü, sanığın, ayaklarından çekip odasına götürdüğünü, kendisinin bağırmaya devam ettiğini, sanığın, ağzını kapatıp 'Sana bir şey yapmayacağım.' diyerek kendisini yere yatırdığını, göğüslerini sıkmaya başladığını, kendisinin çığlık sesleri nedeniyle tatil köyünde bulunan kişilerin toplandığını, sanığın, kıyafetlerini çıkarmaya çalışmadığını iddia ettiği, sanığın Kollukta ve Savcılıkta; saat 00.30 sıralarında odaya giderek uyuduğunu, saat 01.00 sıralarında odanın kapısının çaldığını, odanın kapısını açtığını, karanlık olduğu için kapıyı çalan şahsı göremediğini, bu nedenle şahsı odaya davet ettiğini, şahsın bir adım atması üzerine onun bir kadın olduğunu gördüğünü, mağdurenin hemen bağırmaya başladığını, bunun üzerine kendisinin paniklediğini, ardından mağdurenin dışarı çıktığını, yaklaşık 15 dakika sonra otel çalışanlarının odaya geldiğini, Mahkemede; odanın kapısının kilidinin bozuk olduğunu, koridorun ışığının yanmadığını, bu durumları resepsiyona bildirdiğini, aşağı inip su aldığını, suyu odaya bıraktığını, dışarı çıkıp etraftaki otelleri dolaştığını, saat 23.00 sıralarında otele geri döndüğünü, 5-10 dakika resepsiyonda televizyon izlediğini, ilerleyen saatlerde istirahat etmek için uzandığını, bir ara kapının çaldığını, resepsiyon görevlisinin gelmiş olabileceğini düşünerek yarı uyur vaziyette kapıyı açtığını, henüz karşısındaki kişiyi görme fırsatı olmadan bir bağırma sesi duyduğunu, onu dışarı doğru iteklediğini, mağdurenin odaya girmeye çalışması nedeniyle onu iteklediğini, karşılıklı olarak birbirlerini iteklemeleri nedeniyle fiili olarak bir eyleminin olduğunu, vücutlarındaki ekimozların bu nedenle meydana gelmiş olabileceğini düşündüğünü, karşıdaki kişinin çığlığını duyunca ani bir refleksle itelediğini savunduğu olayda;
Tatil köyü müdürü tanık...’in sanık ve animatör ...’in odaları arasında 3 oda bulunduğunu belirtmesi, mağdurenin aşamalarda istikrarlı bir şekilde unutulan telefonu teslim etmek için koridorda yürüdüğü esnada sanığın, üzerine atladığını, yere düşmesi üzerine ayaklarından tutarak odaya çekmeye çalıştığını beyan etmesi, mağdurenin alınan doktor raporlarında sağ el bileğinde ve sağ dirsek iç kesiminde kızarıklık ve yüzeysel sıyrık bulunduğunun ve sol kol dirsek iç kısmında künt travmaya bağlı oluştuğu anlaşılan morarma ve cilt altı kanamalar görüldüğünün mütalaa edilmesi, sanığın alınan raporunda sağ omuz ve boynun sağ yanında yüzeysel sıyrık ve kızarıklıkların bulunduğunun belirtilmesi, Mahkemede mağdurenin beyanı alındıktan sonra dinlenen psikoloğun mağdurenin olayı kendisine anlattığını, ifadesinde samimi olduğunu, yoğun endişe duygusu yaşadığının ve bunun yaşadığı olay nedeniyle oluştuğunun gözlemlendiğini, ifadesine itibar edilebileceğini, etki altında olmadığını ifade etmesi ve mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumet bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun sabit olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 05.10.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.