14. Hukuk Dairesi 2016/7484 E. , 2018/7310 K.
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.06.2005 gününde verilen dilekçe ile asıl dava ve birleştirilen 2012/68 Esas, 2011/246 Esas sayılı dava dosyalarında taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademede tazminat, birleştirilen 2011/159 Esas sayılı davada elatmanın önlenmesi, kal ve evrimisil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleştirilen 2012/68 Esas ve 2011/246 Esas yönünden açılmamış sayılmasına, 2011/159 Esas yönünden kabulüne, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine dair verilen 06.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davacılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava ve birleştirilen 2012/68 Esas ve 2011/246 Esas sayılı davalar taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat, birleşen dava 2011/159 Esas sayılı dava elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar ... ve ... vekili; davalı ...’ın 31.08.1979 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca 1 ada 1 sayılı parselde kayıtlı taşınmazdaki miras hissesine tekabül eden yerden 1000m2’ lik kısmını davacıların murisi ...’a satmayı vaat ettiğini, sözleşme uyarınca zilyetliğin ...’a devredildiğini, daha sonra imar uygulaması ile 1 ada 1sayılı parselin başka parsellere ayrıldığını, 18.05.1998 tarihinde davalı ...’ın ifraz sonucu oluşan 182 ada 3 sayılı parseli kötü niyetli ..., ... ve ...’e tapuda devrettiğini, muris ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil talepli ... Sulh Hukuk Mahkemesi 2000/362 Esas sayılı dava dosyasının takipsizlik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu karar ile ifraz sonucu oluşan diğer parsellerdeki ihtiyati tedbir kararının kalkmasıyla 24.09.2004 tarihinde davalı ...’ın 179 ada 2 sayılı parseldeki 28/1500 hissesini, 180 ada 4 sayılı parseldeki 187/1505 hissesini ve 27.10.2004 tarihinde de 180 ada 2 sayılı parseldeki 144/1503 hissesini davalı ...’e, 11.02.2005 tarihinde de 180 ada 3 sayılı parseldeki 150/1391 hissesini ...’e devrettiğini, bu nedenle anılan hisselerin iptali ile müvekkiller adına tesciline karar verilmesini, bu talebin kabul edilmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 85.000TL’nin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... vekili cevabında; davalıların 182 ada 3 sayılı parselin maliki olduklarını, 1998 yılında muris ...’a karşı el atmanın önlenmesi davası açtıklarını, davalının müdahalesinin men’i ile tek katlı binanın kal’ine, ecrimisile ilişkin talebin ise feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, ancak hükmün Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin davalı ... tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/159 Esas numarasını alan davanın 2005/517 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiğini, muris ...’dan sonra davacılar tarafından ikinci kez açılan davada davacıların kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevabında; 180 ada 3 sayılı parseldeki 250 m2'lik kısmı 1985 yılından bu yana kullandığını, bu yeri ...’tan satın aldığını beyan etmiştir.
Davalı ... vekili cevabında; muris ...’ın mirasçılarının tamamının davacı olarak davada yer almadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte taşınmazın murisi ...’a ait olduğunu, satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin sadece 100.000TL’sinin ödendiğini, ...’ın satış vaadi sözleşmesi yapıldıktan 25 gün sonra 25.09.1979 tarihinde noterde düzenleme şeklinde yapılan “düzenleme satış vaadinden doğan bir kısım hakkın devri başlıklı sözleşme” ile 1000 m2'lik yerin 250 m2’sini dava dışı ...’a, 260 m2’sini dava dışı ...’a devrettiğini, 21.05.1980 tarihli noterde düzenleme şeklinde yapılan “Satım Vaadinden Doğan Bir Kısım Hakkın Devri” başlıklı sözleşme ile de geriye kalan 490 m2’lik kısmı dava dışı ...’a devrettiğini, 08.04.1997 tarihinde kadastro işlemleri kesinleştikten sonra davalının davacıların murisine hisse vermeyi teklif ettiğini, ancak ...’ın bedel ödemeden tapu iptal ve tescil istediğini, bu nedenle adına intikal yapılamadığını, davacıların toplamda 100 m2'lik bir yeri kullandığını, bu yerin de 182 ada 3 sayılı parsel içerisinde kaldığını, bu nedenle diğer parseller yönünden hak talep etmelerinin mümkün olmadığını, sözleşme yapıldığı tarihte toplam 41.400 m2 olan 1 ada 1 sayılı parselin kadastro sonrası 25.000 m2’sinin ...’un mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, imar uygulaması ile de ...’a ait toplam 288 m2 yer kaldığını, sözleşmenin aynen ifasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı, ... davaya cevap vermemiştir.
Birleştirilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/246 Esas sayılı davada davacı ... vekili; davacıların murisi ...’ın mirasçılarından ... ve ...’ın mirası reddettiklerini ancak davacının ...’ın mirasçısı olduğunu beyanla 182 ada 3 sayılı parselin davacı adına tescili, satış vaadinde yüklenilen borcun uyarlanarak müvekkil adına tescili, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde dava konusu yerin dava tarihindeki değerinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2005/517 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
Birleştirilen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait 2012/68 Esas sayılı davada davacı ... vekili de; asıl dava dosyasındaki davacıların murisi ...’ın mirasçılarından Kadir ve ...’ın mirası reddettiklerini ancak kendisinin ...’ın mirasçısı olduğunu, bunun tespiti için ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine 2015/274 Esas sayılı dosyada dava açtıklarını beyanla 182 ada 3 parselin davacı adına tescili, satış vaadinde yüklenilen borcun uyarlanarak müvekkil adına tescili, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde dava konusu yerin dava tarihindeki değerinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesini, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2005/517 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
Birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2011/159 (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi bozması öncesi 1998/473 Esas ) Esas sayılı davada davacılar ..., ... ve ... vekili; davalı ...’ın 182 ada 3 parselde bulunan taşınmazlarının tahminen 500 m2'lik kısmını haksız ve yersiz bir şekilde müdahale ederek kullandığını, murisin ölümü ile davacıların taşınmazın bir kısmına ruhsatsız olarak bina inşa ettiklerini, bu nedenle müdahalenin önlenmesi, kaçak binanın kal’i ve 18.05.1998’den dava tarihine kadar 100.000TL ecrimisil talep etmiş, daha sonra ecrimisil talebinden feragat etmişlerdir.
Davalılar, birleştirilen davada davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 2005/517 Esas sayılı ana dava dosyası yönünden davanın reddine, birleştirilen 2012/68 Esas sayılı dosya ile 2011/246 Esas sayılı dosya yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Birleştirilen ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/159 Esas sayılı dosyası yönünden ise davanın kabulü ile; davacılar adına kayıtlı ... İlçesi, ... köyü, ... mevkii 182 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik dosya içerisinde bulunan fen bilirkişisi ...'ın 02/06/2014 tarihli rapor ve ekli krokisinde A harfi ile gösterilen 137,30 m2'lik kısmına dahili davalılar ..., ... ve ...'ın müdahalesinin men'ine, tek katlı binanın yıkımına, ecri misil talebinin feragat nedeniyle reddine, dahili davalılardan ... yönünden açılan davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve birleştirilen davacılar ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Mirasçılar tarafından açılan davalarda tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olayın incelenmesinde; davacıların murisi ... ile davalı ... arasında 31.08.1979 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedilmiş olup, ... 20.09.2000 tarihinde vefat etmesiyle alınan mirasçılık belgesine göre geriye ..., ..., ... ve ... mirasçı olarak kalmıştır. Ancak ... Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait 2000/1147 Esas, 2001/248 Karar sayılı dosyada ... ve ... mirası kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. Mirası reddinden sonra alınan ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2011/618 Esas sayılı mirasçılık belgesine göre ...’ın mirası 16 pay kabul edilerek 4 pay ..., 3’erden 6 pay mirası reddeden ...’ın çocukları ... ve ...’a, 6 payın da ...’a aidiyetine karar verilmiştir. ... mirasçıların ... ile birlikte ... da mirası reddettiği halde ...’un reddettiği mirasın akıbeti hakkında karar verilmemiştir.
Öte yandan ... tarafından ...’ın mirasçısı olduğundan bahisle ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan mirasçı olduğunun tespiti istemli davada ...’nın ... mirasçısı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar henüz kesinleşmemiştir. Ancak ... kendi adına asaleten ... adına velayeten avukat ...’e vekaletname vererek 2011/246 Esas sayılı dava dosyasında ... adına 2012/68 Esas sayılı dava dosyasında kendi adına tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacılar vekili ...’in 12.05.2015 tarihli 31. celseye mazeret göstermeksizin katılmadığı gerekçesiyle HMK 150/3. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacılar ... ve ... vekili tarafından 14.05.2015 Uyap kayıt tarihli, 18.05.2015 evrak onaylanma tarihli süresinde yenileme dilekçesi verildiği halde mahkemece 07.07.2015 tarihinde 1 aylık süre geçtikten sonra dilekçenin havale edildiği, yenileme harcının yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Asıl dava dosyası yönünden ise mirasçı ... tarafından açılmış bir dava olmadığı, ... ve ... tarafından açılan davaların açılmamış sayılmasına karar verildiği, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda mirasçılardan birinin ya da bir kaçının kendi payını ileri sürerek dava açamayacağı, diğer mirasçıların paylarını da kapsayan bir dava da açılmadığından terekeye temsilci tayini sureti ile de davaya devam edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Halbuki taraf teşkili mahkemece re'sen denetlenmesi gereken bir dava şartı olup, davanın her aşamasında dikkate alınması gerekir.
Diğer yandan dava tarihi itibariyle ... reşit olmadığından annesi ... tarafından velayeten avukata yetki verilmiş ise de 16.7.1997 doğumlu ...’ın hüküm tarihi itibariyle reşit olduğu anlaşıldığından bizzat kendisi tarafından avukata verilmiş vekaletname var ise dosya arasında eklenerek taraf teşkili buna göre sağlanmalıdır.
Açıklanan nedenlerle ... tarafından açılan ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2015/274 Esas sayılı dava dosyası kesinleşmiş ise kesinleşme şerhi ile birlikte gerekçeli kararın bir örneğinin dosya arasına alınması, karar tarihi itibariyle reşit olan ... tarafından avukat ...’e verilmiş vekaletname var ise dosya arasına alınması ve ...’ın terekesine temsilci tayin edilmesi için davacı tarafa yetki ve süre verildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.