17. Ceza Dairesi 2019/11829 E. , 2019/13780 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
Hükümlü ...'ın hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nin 142/1-b, 143/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay 20 gün hapis; iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan ise aynı Kanun’un 116/4, 119/1-c, 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair...12. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2009 tarihli, 2009/339 Esas ve 2009/182 Karar sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26/05/2014 tarihli, 2012/3240 Esas ve 2014/10419 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip hükümlünün 6763 sayılı Kanun hükümleri uyarınca uzlaşma hükümlerinden faydalanma yönündeki talebinin reddine ilişkin...12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2017 tarihli, .... Karar sayılı ek kararına yönelik itirazın kabulüne dair...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2017 tarihli, ... değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 12/09/2019 tarihli ve... Kyb sayılı “Kanun Yararına Bozma” talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başavcılığının 30/09/2019 tarihli ve 2019/92988 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının İstem yazısında;
“Dosya kapsamına göre,...3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 'Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz' hükmünün 26/09/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği gerekçesiyle suçun işlendiği 31/01/2009 tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat gereği hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçları bakımından itirazın kabulüne ve 12. Asliye Ceza Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına karar verdiği, ancak kararın devamında sadece nitelikli hırsızlık suçundan verilen ceza yönünden ayrıca infazın durdurulmasına karar verilmiş ise de gerek nitelikli hırsızlık suçunun gerek onunla birlikte işlenen konut dokunulmazlığını ihlal suçunun fiil tarihinde yürürlükte olan mevzuatta ve daha sonra yürürlüğe giren mevzuatta uzlaşmaya tabi suçlar arasında zikredilmediği cihetle, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Öncelikle konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi ile birlikte işlenmesi durumda, başka bir anlatımla TCK’nin 116. maddesi ile 119. maddesinin birlikte uygulanması gereken ahvalde suçun uzlaşma kapsamında olup olmadığı hususu değerlendirilmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarihli, 2012/6-1142 Esas, 2013/17 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin 73. maddesinin 8. fıkrasında, “Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet Savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir' hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nin 253, 254 ve 255. maddelerinde, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması halinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiş, suça sürüklenen çocuklarla ilgili uzlaşma şartları ise 15.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 24. maddesinde düzenlenmiştir.
06.12.2006 tarihli 5560 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 73. maddesinin 8. fıkrası ile madde başlığında yer alan “Uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, aynı kanunun 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nin 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiş, 5395 sayılı Kanun’un 24. maddesi de, yine aynı Kanunun 40. maddesi ile değiştirilmek suretiyle, çocuklar ile büyüklerin durumları arasında paralellik sağlanmıştır. Daha sonra 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin 3. fıkrasına eklenen cümle ile uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak suç tarihinden sonra 5918 sayılı Kanunla yapılan bu değişiklik, açıkça hükümlü aleyhine olduğundan somut olayda uygulanma ihtimali bulunmamaktadır.
5271 sayılı CMK'nin 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değiştirilen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5.Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.' şeklinde belirlenmiştir.
Konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu ise 5237 sayılı TCK'nun 116. maddesinde;
'(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur' şeklinde düzenlenmiş, aynı kanunun 'Ortak hüküm' başlıklı 119. maddesinde;
'(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır' hükmü ile de diğer bazı suçlarla birlikte konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin nitelikli haller öngörülmüştür.
Hükümlünün eylemi geceleyin birden fazla kişi tarafından birlikte konut/iş yeri dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturduğundan şikayete tâbi olmayıp bu nedenle CMK'nin 253/1-a maddesi kapsamına girmemektedir. Bu durumda aynı madde ve fıkranın b-3 bendindeki düzenleme kapsamına girip girmediği önem kazanmaktadır.
Kanun koyucu, CMK'nin 253/1-b maddesinde, 'Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın' Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı suçları tek tek saymak suretiyle uzlaşma kapsamına almış, bununla da yetinmeyerek ilgili kanun maddesini de parantez içinde madde metnine eklemiştir. Bu kapsamda, konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da uzlaşma kapsamına alan kanun koyucu CMK'nin 253/1-b-3 maddesinde açıkça TCK'nin 116. maddesini göstermiş, buna karşın 119. maddesini ise göstermemiştir. Bunun kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu aynı bendin 1 nolu alt bendindeki kasten yaralamaya ilişkin 'Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88)' şeklindeki düzenlemeden de anlaşılmakta olup bu düzenleme ile TCK'nin 86. maddesinin 3. fıkrası ile 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' başlıklı 87. maddesi uzlaşma kapsamına alınmamıştır. Tercih edilen bu düzenleme şekli ile TCK'nin 119. maddesindeki hallerin gerçekleşmesi durumunda konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaşma kapsamında olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulunca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin olarak verilen 30.03.2010 tarihli ve 43-71 Esas Karar sayılı karar da bu kabulü teyit etmektedir.
Bu nedenle, konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunda TCK’nin 116. maddesiyle birlikte 119. maddesinin de uygulanması gereken ahvalde artık suç uzlaşma kapsamından çıkmış olacaktır.
Çözümlenmesi gereken diğer husus ise, hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamında olup olmadığı meselesidir.
5271 sayılı CMK'nin 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değiştirilen ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5.Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.' şeklinde belirlenmiştir.
Suç ve karar tarihinden sonra 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı 'Uzlaştırma' olarak değiştirilmiş ve;
'(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz...' şeklinde kapsamı genişletilmiştir.
Suç ve karar tarihinden sonra 24.10.2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile yapılan değişiklikle 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesinin 1. fıkrası;
(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
6. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
7. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Güveni kötüye kullanma (madde 155),
8. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
9. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.)(2) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),
10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239) suçları.
c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü gibi, 6763 ve 7188 sayılı Kanunlar ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, 5237 sayılı TCK’nin 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve suçu uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır.
Yukarıda bahsedilen yasal düzenlemeler göz önüne alındığında, gerek suç tarihinde yürürlükte bulunan gerekse suç tarihinden sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümlerine göre 5237 sayılı TCK’nin 142. maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamında olmadığı anlaşılmaktadır.
İnceleme konusu somut olayda:
Hükümlü ...'ın hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nin 142/1-b, 143/1, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay 20 gün hapis; iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan ise aynı Kanun’un 116/4, 119/1-c, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair...12. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2009 tarihli, 2009/339 Esas, 2009/182 Karar sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26/05/2014 tarihli, 2012/3240 Esas, 2014/10419 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip hükümlünün 6763 sayılı Kanun hükümleri uyarınca uzlaşma hükümlerinden faydalanma isteminde bulunduğu, bu talebin...12. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/06/2017 tarihli, 2009/339 Esas, 2009/182 Karar sayılı ek kararı ile reddedildiği, hükümlünün itirazı üzerine talebi inceleyen...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2017 tarihli, 2017/974 değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün itirazının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
5237 sayılı TCK’nin 142. maddesinde düzenlenen hırsızlık ile aynı Kanun’un 116/4, 119/1-c maddelerinde düzenlenen gece vakti, birden fazla kişiyle birlikte konut/iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan olmamaları ve gerek suç tarihinde yürürlükte bulunan gerekse suç tarihinden sonra 6763 ve 7188 sayılı Kanunlar ile yapılan değişikliklere rağmen 5271 sayılı TCK’nin 253. maddesinde sayılan uzlaşma kapsamındaki suçlar arasında anılan suçların belirtilmemesi karşısında; söz konusu suçların uzlaşma kapsamında olmadığından bahisle hükümlünün itirazının reddi yerine kabulüne dair...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2017 tarihli, 2017/974 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden,...3. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/07/2017 tarihli, 2017/974 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı Yasa'nın 309. maddesinin 4. fıkrası uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi