4. Ceza Dairesi 2019/7658 E. , 2019/19064 K.
Tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Acıpayam 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19/02/2019 tarihli ve 2019/58 esas, 2019/60 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararının kaldırılmasına ilişkin, mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/03/2019 tarihli ve 2019/352 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 04/09/2019 gün ve 94660652-105-20-8073-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2019 gün ve 2019/87891 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire'ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı ilâmında ayrıntıları açıklandığı şekilde, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinde tekerrür hükümlerinin uygulanması için öngörülen sürelerin geçmiş olduğu hâllerde, önceki mahkûmiyet hükümlerinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmayacağının kabulünün adalet ve hakkaniyete uygun olacağı, somut olayda sanığın adlî sicil kaydında yer alan Denizli 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2012 tarihli ve 2012/360 esas, 2012/1087 sayılı ilamına konu erteli hapis cezasının 15/12/2013 tarihinde infaz edilmiş sayılması gerektiği, Acıpayam Sulh Ceza Mahkemesinin 06/10/2010 tarihli ve 2006/309 esas, 2007/41 sayılı kararının ise 16/03/2011 tarihinde infaz edildiği, dosyaya konu sanık tarafından 16/08/2018 tarihinde işlenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suçun, anılan kararlardaki cezalarının infaz edilmiş olduğu tarihlerden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin dolmasından sonra gerçekleştiği, adlî sicil kaydındaki suçların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği gözeltilmeksizin itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Acıpayam 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19/02/2019 tarihli ve 2019/58 esas, 2019/60 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararının kaldırılmasına ilişkin, mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/03/2019 tarihli ve 2019/352 değişik iş sayılı kararının, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı ilâmında ayrıntıları açıklandığı şekilde, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinde tekerrür
hükümlerinin uygulanması için öngörülen sürelerin geçmiş olduğu hâllerde, önceki mahkûmiyet hükümlerinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmayacağının kabulünün adalet ve hakkaniyete uygun olacağı, somut olayda sanığın adlî sicil kaydında yer alan Denizli 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 22/11/2012 tarihli ve 2012/360 esas, 2012/1087 sayılı ilamına konu erteli hapis cezasının 15/12/2013 tarihinde infaz edilmiş sayılması gerektiği, Acıpayam Sulh Ceza Mahkemesinin 06/10/2010 tarihli ve 2006/309 esas, 2007/41 sayılı kararının ise 16/03/2011 tarihinde infaz edildiği, dosyaya konu sanık tarafından 16/08/2018 tarihinde işlenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suçun, anılan kararlardaki cezalarının infaz edilmiş olduğu tarihlerden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin dolmasından sonra gerçekleştiği, adlî sicil kaydındaki suçların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği gözeltilmeksizin itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik itirazın, sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olduğu gerekçesiyle kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına dair mercii kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK'nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle 'sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.' cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle 'Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez' cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1) Suça ilişkin olarak;
a-Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2)Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim tarafından her olayda re'sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun, 'Adli Sicil Bilgilerinin Silinmesi' başlıklı 9 . maddesi;
'(1) Adlî sicildeki bilgiler;
a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,
b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,
c) Ceza zamanaşımının dolması,
d) Genel af,
Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.
(2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.
(3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4 üncü Maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.' şeklinde düzenleme içermekte olup, anılan Kanunun 'Arşiv Bilgilerinin Silinmesi' başlıklı 12. Maddesi ise;
'(1) (Değişik fıkra: 05/04/2012-6290 S.K./2.md.) Arşiv bilgileri;
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b)Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c)Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.
(4)(Ek fıkra: 24/11/2016-6763 S.K./40. md) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanmasıyla tamamen silinir.' biçimindedir.
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, mağdur ...'a yönelik olarak, 16.08.2018 tarihli eylemleri nedeniyle, TCK'nın 106/1-1. cümle, 125/1-4, 53, 58. maddeleri uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle 05.02.2019 tarihinde kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda sanığın, Acıpayam 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19/02/2019 tarihli ve 2019/58 esas, 2019/60 sayılı kararıyla, TCK'nın 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, hakaret suçundan açılan kamu davsının ise şikayet yokluğu nedeniyle düşürülmesine hükmedildiği, verilen karara Denizli Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine itiraz edildiği, mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, 26/03/2019 tarihli ve 2019/352 değişik iş sayılı kararla, sanığın adli sicil kaydında daha önceden kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunduğu ve bu kaydın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel olduğu gerekçesiyle itiraz kabul edilip, anılan kararın ortadan kaldırılmasına kesin olarak karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına hükmeden Mahkeme hakimince yapılan ihbar sonucunda ise, anılan mercii kararına karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde; Acıpayam Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 14.02.2007 tarihli, 2006/309 esas, 2007/41 sayılı kararıyla, sanık hakkında, TCK'nın 106/1-1, 29,62, 50. maddeleri uyarınca hapisten çevrili 740 Tl adli para cezasına hükmedildiği, kararın 16.03.2011 tarihinde infaz edildiği, yine Denizli 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22/11/2012 tarihli ve 2012/360 esas, 2012/1087 sayılı sayılı ilamıyla, sanığın, TCK'nın 86/2, 86/3-a, 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 15.12.2012 tarihinde kesinleştiği ve 1 yıl denetim süresinin bittiği 15.12.2013 tarihinde cezanın infaz edilmiş sayılmasının gerektiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma şartlarından birisi de, sanığın daha önce kasıtlı suçtan mahkum edilmemiş olmasıdır. Sanık ...'ın adli sicil kaydında, kasıtlı suçlardan mahkum edildiği iki adet geçmiş hükümlülüğünün bulunduğu görülmektedir. Burada çözülmesi gereken sorun, bu kayıtların, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olup olmayacağı hususudur.
Sanığın adli sicil kaydında yer alan, Acıpayam Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 14.02.2007 tarihli, 2006/309 esas, 2007/41 sayılı kararında yer alan hapisten çevrili 740 Tl adli para cezasının, 16.03.2011 tarihinde infaz edildiği, bu şekilde yukarıda belirtilen Kanun hükümleri gereğince arşive alınma şartlarının oluştuğu, infazdan itibaren, incelemeye konu suç tarihine kadar 5 yıllık sürenin geçmesiyle birlikte de, arşiv kaydından silinme şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Yine, sanığın adli sicil kaydında yer alan, Denizli 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 22/11/2012 tarihli ve 2012/360 esas, 2012/1087 sayılı sayılı ilamıyla, sanığın, TCK'nın 86/2, 86/3-a, 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen cezanın aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararın 15.12.2012 tarihinde kesinleştiği ve 1 yıl denetim süresinin bittiği 15.12.2013 tarihinde cezanın infaz edilmiş sayılmasının gerektiği, infazdan itibaren de tekerrür hükümlerinin düzenlendiği TCK'nın 58/2-b maddesinde öngörülen 3 yıllık sürenin, incelemeye konu suç tarihine kadar dolduğu belirlenmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, 03.02.2009 tarihli, 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde işlenen suçlardan dolayı mahkum edilenler yönünden, anılan Kanun'un tekerrür hükümlerinin uygulanması için 58. maddede düzenlenen sürelerin nazara alınması ve bu sürelerin geçmiş olduğu hallerde, adli sicil kaydındaki önceki mahkumiyetlerin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmayacağının kabulünün adalat ve hakkaniyete uygun olacağı, sanık ...'ın adli sicil kaydında yer alan ilamlarından ilkinin, yukarıda belirtildiği gibi, adli sicil ve arşiv kaydından silinme koşulunun oluştuğu, diğerinde ise tekerrür uygulaması için belirlenen üç yıllık sürenin dolduğu, dolayısıyla söz konusu bu kayıtların, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmediği belirlenmiş olup, sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1.cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıllık denetim süresine tâbi tutulmasına dair Acıpayam 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 19/02/2019 tarihli ve 2019/58 esas, 2019/60 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile anılan kararının kaldırılmasına ilişkin, mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/03/2019 tarihli ve 2019/352 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, mercii Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/03/2019 tarihli ve 2019/352 değişik iş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 05/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.