10. Ceza Dairesi 2021/18657 E. , 2022/4373 K.
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Aliağa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 17/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 12/03/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu,mercii ve süresinin gösterildiği, ancak itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, suç tarihinin de karara “09/03/2017” olarak hatalı yazıldığı, kararın şüpheliye 22/06/2018 tarihinde tebliğ edilerek tedbirin infazı için İstanbul Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Şüphelinin 27/11/2018 tarihinde İstanbul ilinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalandığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarihli ve 2019/30850 soruşturma, 2019/7408 sayılı kararı ile, 27/11/2018 tarihli eylemin Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 31/05/2018 tarihli erteleme kararının ihlali niteliğinde olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/5.maddesi gereğince ayrı bir soruşturma konusu yapılamayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/03/2019 tarihli ve 2019/1888 soruşturma, 2019/86 sayılı birleştirme kararı ile, evrakın 2018/4907 sayılı soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verildiği,
3- Şüphelinin 27/11/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2019 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2019/753 esas, 2019/750 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53.maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Aliağa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararı ile, “kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın 05/11/2020 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine ve 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin kullanmak için bulundurduğu uyuşturucu maddenin erteleme süresi içinde 27/11/2018 tarihinde ele geçirilmesi üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarihli ve 2019/30850 soruşturma, 2019/7408 sayılı yetkisizlik kararını müteakip, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2019 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2019/753 esas, 2019/750 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, erteleme süresi içerisinde işlenen ihlale ilişkin ikinci suçun 12/03/2018 tarihli olduğu ve kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçundan başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, Cumhuriyet savcısının, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracağı ve kişinin, erteleme süresi zarfında, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde hakkında kamu davası açılacağının hükme bağlandığı nazara alındığında;
Dosya kapsamına göre, 09/03/2017 tarihinde, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçunu işlediğinden bahisle şüpheli hakkında Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği, şüphelinin aynı suçu denetim süresi içerisinde 27/11/2018 tarihinde tekrar işlemesi nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/30850 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığı ve bu ikinci suçun denetimin ihlali niteliğinde olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verildiği, dosyanın Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/4907 soruşturma sayılı dosyası ile birleştirilmesi kararı verilmesini müteakip şüpheli hakkındaki erteleme kararı 18/03/2019 tarihinde kaldırılarak kamu davası açılması üzerine, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan yapılan yargılama sonunda, Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesince, sanığın ihlale ilişkin ikinci eyleminin hatalı bir şekilde erteleme kararından önceki tarihli olduğu ve kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle durma kararı verilmiş ise de,
Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını kapsayan soruşturma dosyasının incelenerek, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği, denetimli serbestlik tedbirlerinin usulüne uygun olarak infaz edilip edilmediği hususlarının değerlendirilip, bir hukuka aykırılık tespit edilmesi halinde 5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesinde yer alan, 'Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz
gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir.' şeklindeki düzenleme gereğince, açılan kamu davasının durmasına karar verilerek, şüpheli hakkında denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi, denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girilerek hüküm kurulması; kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usulüne uygun olarak kesinleştiği ve denetimli serbestlik tedbirlerinin usulüne uygun olarak infaz edildiğinin anlaşıldığı somut olayımızda, kamu davasının açılmasının ertelenmesine konu suç tarihinin 09/03/2017, erteleme karar tarihinin 31/05/2018, şüphelinin ihlal niteliğinde olan kullanmak için bulundurduğu uyuşturucu maddenin erteleme süresi içinde 27/11/2018 tarihinde ele geçirilmiş olduğu dosya münderecatından açıkça anlaşılmış olmakla, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/03/2019 tarihli ve 2019/30850 soruşturma, 2019/7408 sayılı yetkisizlik kararına konu ikinci suç tarihinin 27/11/2018 olduğu nazara alınıp kamu davasının ertelenmesi kararının ihlal edilmiş olacağı hususları gözetilerek yargılamaya devamla işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 12/03/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, erteleme kararında suç tarihinin hatalı olarak “09/03/2017” olarak yazıldığı, kararın şüpheliye 22/06/2018 tarihinde tebliğ edilerek tedbirin infazı için İstanbul Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, şüphelinin 27/11/2018 tarihinde İstanbul ilinde tekrar uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine başlatılan soruşturma evrakının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarihli ve 2019/30850 soruşturma, 2019/7408 sayılı yetkisizlik kararı ile Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 27/11/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-b maddesindeki emredici hüküm nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2019 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2019/753 esas, 2019/750 sayılı iddianamesi ile Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Aliağa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararı ile, “sanığın ihlale ilişkin ikinci eyleminin erteleme kararından önceki tarihli olduğu ve kovuşturma şartının gerçekleşmediği” gerekçesiyle “kamu davasının durmasına” karar verildiği, anlaşılmaktadır.
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak suçundan başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, Cumhuriyet savcısının, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracağı ve kişinin, erteleme süresi zarfında, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde hakkında kamu davası açılacağı hükme bağlanmıştır.
İncelenen dosyada, sanığın 12/03/2018 tarihinde Aliağa ilçesinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ve 27/11/2018 tarihinde İstanbul ilinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu olmak üzere iki ayrı eylemi vardır, gerek erteleme kararında gerekse iddianamede ve gerekçeli kararda belirtildiği gibi sanığın 09/03/2017 tarihli bir eylemi yoktur.
İlk olayda, 09/03/2018 tarihinde Aliağa KOM Şube Müdürlüğü görevlilerince, ... isimli şahsın Aliağa ilçesine uyuşturucu madde getireceği yönünde istihbari bilgiler alınması üzerine çalışma başlatıldığı, 12/03/2018 günü şüphelinin daralı 2 gram plaka esrar ve 990 gram esrar ile birlikte yakalandığı, Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığının raporuna göre şüpheliye ait kan ve idrar örneklerinde esrar metaboliti THC-COOH, amfetamin ve metamfetamin maddesinin pozitif olarak tespit edildiği, sanığın uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi üzerine “Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan yürütülen 2018/2364 sayılı soruşturmada, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 25/05/2018 tarihinde tefrik kararı verilerek 2018/4907 soruşturma sırasına kaydedildiği, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 31/05/2018 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2018/37 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararda itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, erteleme kararının şüpheliye 22/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin beş yıllık erteleme süresi içerisinde 27/11/2018 tarihinde İstanbul ilinde uyuşturucu madde ile yakalanması üzerine başlatılan soruşturma evrakının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01/03/2019 tarihli ve 2019/30850 soruşturma, 2019/7408 karar sayılı yetkisizlik kararı ile Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini takiben, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/03/2019 tarihli ve 2019/1888 soruşturma, 2019/86 sayılı birleştirme kararı ile, evrakın 2018/4907 sayılı soruşturma evrakı ile birleştirilmesine karar verildiği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 27/11/2018 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-b maddesindeki emredici hüküm nedeniyle erteleme kararı kaldırılarak Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığının 19/03/2019 tarihli ve 2018/4907 soruşturma, 2019/753 esas, 2019/750 sayılı iddianamesi kamu davası açıldığı anlaşıldığından;
Aliağa 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararındaki “sanığın ihlale ilişkin ikinci eyleminin erteleme kararından önceki tarihli olduğu ve kovuşturma şartının gerçekleşmediği” şeklindeki gerekçesinin dosya içeriğine ve olayın oluş biçimine uygun olmadığı anlaşılmakla birlikte;
Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40.maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2.maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; şüpheli hakkında Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca 31/05/2018 tarihinde verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında itiraz süresinin 7 gün olarak gösterildiği, şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye tebliğ edilmiş ise de, söz konusu karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru süresinin “15 gün” olarak değil “7 gün” olarak belirtilmesi nedeniyle şüphelinin yanıltılmış olduğu, bu durumda kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın kesinleşmediği, dolayısıyla 27/11/2018 tarihli ihlal teşkil eden eylemin erteleme süresi içerisinde işlendiğinden sözedilemeyeceği anlaşıldığından; açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat
işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi için Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğine ve olayın oluş biçimine uygun olmayan gerekçe ile “kamu davasının durmasına” karar verilmesi nedeniyle durma kararı sonuç olarak doğru olmakla birlikte kararın, gerekçesine yönelik olarak kanun yararına bozulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle;
Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2019/400 esas, 2020/776 sayılı kararına karşı, kararın gerekçesine yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE,
06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.