....
T.C.
BURSA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/969 Esas
KARAR NO : 2022/440
BAŞKAN :....
ÜYE :....
ÜYE :....
KATİP : ....
DAVACI : ....
VEKİLİ : Av. ....
DAVALI :....
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Davacının davalı şirketin ortağı olduğu 27.07.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında sermaye arttırımına karar verildiğini bu arttırımın davacının ayrılma akçesinin düşürülmesi amacıyla yapıldığının alınan kararın bu nedenle dürüstlük kuralına aykırı ve kötü niyetli olduğunun ihtarı gerektiğini bu kararın çoğunluğun azınlığı ezmesine yol açacak şekilde alındığını Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/659 Esas sayılı dosyasında davacının şirketten ayrılmasına karar verildiğini davacının bu yolla şirketteki hissesi küçültülerek ayrılma akçesinin düşürülmeye çalıştığının bu kötü niyetli olduğunu davacının olumsuz oy kullanmasına rağmen muhalefet şerhi tutanağa işlenmeden tutanağın kapatılarak toplantının sonlandırıldığının toplantı tutanağında düzenlenen rüçhan hakkından vazgeçildiğini kaydın geçerli olmadığını her konuda aksi yönde oy kullanan davacının rüçhan hakkından vazgeçmesininde hayatın olağan akışına aykırı olduğunun rüçhan hakkının sınırlandırılmasının haklı sebeplerin varlığı halinde esas sermayenin %60'nın olumlu oyu ile genel kurul kararıyla sınırlandırılabileceğini haklı sebeplerin varlığına ilişkin bir hususun bulunmadığını bu sebeple davalı şirketin 27.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafa tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe;
Dava limited şirket genel kurulunda sermaye artırımına ilişkin olarak alınan kararın iptaline ilişkindir taleplidir.
Davacı taraf davalı şirketin ortağı olduğu 27.07.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında sermaye arttırımına karar verildiğini bu arttırımın davacının ayrılma akçesinin düşürülmesi amacıyla yapıldığının alınan kararın bu nedenle dürüstlük kuralına aykırı ve kötü niyetli olduğunun iptali gerektiğini bu kararın çoğunluğun azınlığı ezmesine yol açacak şekilde alındığını belirtmiştir.
Davacı davalı şirkette sermaye arttırımı öncesi ortaklık paylarının ... ... %31,6, ... ... %31,6, ... ... %31,6, ... ... %5,2 olduğunu, Sermaye arttırımı sonrası ise ... ... %75,87, ... ... %13,60, ... ... %8,35, ... ... %2,20 olduğunu ileri sürmüştür.
Davacının ileri sürdüğü iddialar özetlenecek olursa aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir.
* Davacının şirketten ayrılabilmek ve ayrılma akçesini alabilmek adına Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2019/659 E 2021/155 K sayılı dosyasında şirket ortaklığından çıkmak için dava açıldığını davacının şirket ortaklığından ayrılmasına karar verildiğini, şirket hakim ortakları tarafından tamamen kötü niyetli olarak davacının ayrılma akçesinin azaltılabilmesi için 27/07/2021 tarihli ortaklar kurulu toplantısında sermaye arttırımına gidildiği,
* Davacının kararda olumsuz oy kullanmasına rağmen muhalefet şerhinin tutanağa işlenmediği,
*Rüçhan hakkının kullanılmayacağına dair toplantı tutanağında genel çoğunlukla bir karar alınmadığını, alınan kararın sadece kurul üyelerinin kendi rızaları ile haklarından vazgeçtikleri yönünde düzenlendiğini, bu yönüyle her konuda aksi yönde oy kullanmış olan davacının rüçhan hakkından vazgeçmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu,
* Genel kurulun, sermayenin artırımına ilişkin kararı ile pay sahibinin rüçhan hakkı, ancak haklı sebepler bulunduğu takdirde ve en az esas sermayenin yüzde altmışının olumlu oyu ile sınırlandırılıp veya kaldırılabileceği,
Türk Ticaret Kanunu’nun 445. maddesi, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabileceğini belirtmektedir,
Her şeyden önce iptal davası açılabilmesinin ön şartı genel kurul toplantısına katılmak ve olumsuz oy kullanarak muhalefetini tutanağa geçirtmektir. Genel kurul toplantısında hazır bulunan söz konusu karara muhalif olup ve muhalefet şerhini tutanağa geçirten pay sahipleri, genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkına sahiptirler. İptal davası açabilmek için ilk şart, pay sahibinin karara olumsuz oy vermiş olmasıdır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesi uyarınca toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri ile toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açma hakkına sahiptir.
Davacı genel kurulda olumsuz oy kullandığını iddia etmişse de muhalefet şerhinin tutanağa işlemediği toplantı tutanağından anlaşılmaktadır. Davacı olumsuz oy kullanmasına rağmen muhalefet şerhinin tutanağa işlenmediğini toplantının kötüniyetle oldu bittiye getirildiğini ileri sürmüşse de davacının muhalefet şerhine ilişkin dava şartını genel kurul sırasında yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Bu konuda ;4 numaralı karar ile ilgili olarak, alınan bu karara usulune uygun muhalefet şerhi bulunmadığından bu karar açısından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığına dair Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/562 E, 2022/2588 K sayılı ilamı, genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava açılabilmesi için dava açan ortağın iptalini istediği kararın alındığı genel kurula katılıp kararlarda aleyhte oy kullanması ve oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gerektiği, bu gereklilik dava şartlarından olup, somut olayda iptali istenen kararlar alındıktan sonra davacının muhalefet şerhlerini tutanağa geçirilmesi gerektiğine dair dair Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7083 E, 2022/2003 K sayılı ilamı, Yargıtayın yerleşim uygulamasını ortaya koymaktadır.
Genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde 4. Maddede 2018-2019-2020 Yılları Bilânço ve kâr/zarar hesapları okundu ve müzakere edildiği, yapılan oylama sonucunda, 2018-2019-2020 yılları bilânço ve kâr/zarar hesapları bir (1) olumsuz oya karşılık üç (3) olumlu oy ile tasdik edildiği Şirket kârından öncelikle dönem zararı mahsup edildikten sonra kalan karlardan Kanun ve esas sözleşme gereği yapılması gereken miktarlar ayrıldıktan sonra kalan kısmın dağıtılmayarak olağanüstü yedek olarak ayrılmasına bir (1) olumsuz oya karşılık üç (3) olumlu oy ile karar verildiği görülmektedir.
5 .maddede Şirket Sermayesinin 430.000,00 TL.'sından 1.000.00,00 TI.'sına artırılmasına ve ana sözleşmenin 7.Maddesinin Sermaye başlıklı maddesinin aşağıdaki gibi değiştirilmesine bir (1) olumsuz oya karşılık üç (3) olumlu oy ile karar verildiği. ... ... sermaye artırımına katılmış olup, diğer ortaklardan ... ..., ... ... ve ... ... sermaye artırımına katılmayarak rüçhan hakkını kullanmayacaklarına dair onay verdikleri görülmektedir.
5.madde incelenecek olursa diğer ortakların rüçhan hakkınnı sınırlandırılması yönünde bir karar alınmadığı ortaklardan ... ..., ... ... ve ... ... sermaye artırımına katılmayarak rüçhan hakkını kullanmayacaklarına dair onay verdikleri yani sermeye arttırımına katılmama yönünde irade gösterdikleri anlaşılmaktadır. Zaten şirketten ayrılmak için dava açan ortağın sermaye artışına katılması da beklenir değildir. Burada alınan karar doğrudan bir kısım ortakların rüçhan hakkının kısıtlanmasını içeren bir karar değildir. Bu nedenle bu maddedeki kararı bu kapsamda mütalaa etmek mümkün değildir. Madde metni bir hakkın hak sahibi tarafından kullanılmayacağını açıklayan içeriktedir. Diğer yönüyle madde içeriğinde sermaye arttırımına olumsuz oy kullandığını beyan eden davacının aynı şekilde maddenin devamında da rüçhan hakkının kullandırılmamasına olumsuz oyla görüş beyan etmeliydi.
Genel kurul toplantısından çıkan sonuç; davacı sermaye arttırımına yönelik olumsuz rey kullanmış ancak arttırım gerekli çoğunlukla kabul edildiğinden ve kendisi de şirketten ayrılmak istediği için sermaye arttırımına iştirak etmek istememiştir.
Dolayısıyla rüçhan hakkının sınırlandırılmasının söz konusu olmadığı kabul edilmiştir.
İptal davası açılabilmesinin ön şartı genel kurul toplantısına katılmak ve olumsuz oy kullanarak muhalefetini tutanağa geçirtmek olsada alınan karar yasanın öngördüğü çoğunlukla alınmamışsa bu durumda karar yok hükmünde olacağından bu durumda muhalefet şerhi aranmayacaktır.
Bu konuda; şirket ana sözleşmesine aykırı kararın yok hükmünde olduğu, bu nedenle toplantıya katılma ve muhalefet şerhini tutanağa geçirme şartının aranmayacağı istinaf sebepleri ana sözleşme ile atanan müdürlerin değiştirilmesine ilişkin kararın, TTK'nın 447. maddesinde düzenlenen butlana tabi kararlardan olmadığı ve TTK'nın 446. maddesine göre; dava açan ortağın iptalini istediği kararın alındığı genel kurula katılıp kararlarda aleyhe oy kullanması ve oylamadan sonra da muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gerekli kararlardan olduğu davacı şirket temsilcisinin toplantıyı terk ettiği, muhalefet şerhini de tutanağa geçirmediği, genel kurulda alınan kararların batıl olmadığına dair Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2302 E, 2021/7282 K sayılı ilamı Yrgıtayın yerleşik uygulamasını ortaya koymaktadır.
Bu bakımdangGenel kurul toplantısını yasanın aradığı çoğunluk bakımından değerlendirmek gerekmektedir.
Genel kurul öncesi paydaşlık yapısı ... ... %31,6, ... ... %31,6, ... ... %31,6, ... ... %5,2 şeklindedir.
Sermaye arttırım kararında davacı %31,6 payla olumsuz oy kullanmıştır. Sermayeni %68,4 oranında pay sahibi olan 3 ortak ise olumlu oy kullanmıştır. Ortak sayısı bakımından 1 ortak olumsuz 3 ortak olumlu oy kullanmıştır.
TTK.621/1-d maddesi uyarınca sermaye arttırımı için temsil edilen oyların en az 2/3 sinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabilir.
2/3 oran yüzdesel olarak %66.66 ya tekabül etmektedir. Ortak sayısı olarak;1 ortak olumsuz, 3 ortak olumlu oy kullandığından olumlu oy oranı %75'e tekabül etmektedir. Esas sermayenin tamamının salt çoğunluğuda 2/3 ile bir arada arandığından sermayenin %68,4'ü sermaye arttırımına olumlu oy kullanmıştır. Karar yasanın öngördüğü çoğunlukla alınmıştır. Karara yokluk müeyyidesinin uygulanmasına olanak yoktur.
Sermaye arttırım kararının kötüniyetli olduğu ileri sürülmüşse de, bu olgunun incelenebilmesi için Türk Ticaret Kanunu’nun 446. Maddesi uyarınca muhalefetin toplantı tutanağına işlenmesi davanın dinlenebilme şartı olduğundan ve toplantı ve karar çoğunluğuna göre yokluk yaptırımının uygulanması da söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Daha öncede benzer biçimde davalı şirkette hisse oranlarında değişiklik olduğu bu durumun Bursa BAM 5.HD'nin 02/07/2019 tarih ve 2018/1625-2019/435 E/K sayılı ilamına da yansıdığı anlaşılmaktadır.
Bursa 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2019/ 659 E, 2021/115K sayılı dosyasında önceki kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa BAM 5.HD'nin 02/07/2019 tarih ve 2018/1625-2019/435 E/K sayılı ilamı ile '....dava, TTK 531 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi, olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi istemine ilişkindir..... Yine davalı şirketin ticaret sicil dosyasının tetkikinden davacının hisse oranında değişiklik olduğu görülmüştür. Bu değişiklik göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirme yapılması gerekir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere şirket ortaklığından ayrılma davalarında ayrılma akçesi ile ilgili karar karar tarihine yakın tarihteki değerlere göre yapılmalıdır. ..' gerekçesiyle mahkeme hükmünün kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davanın fesih tasfiye, olmadığı takdirde çıkarma davasının sonucunu bekleyip beklemeyeceği tartışılacak olunur ise, eldeki davada bu davanın sonucunun beklenmesinin aksine genel kurul kararıyla sermaye oranlarında değişiklik olduğundan Bursa BAM 5.HD'nin 02/07/2019 tarih ve 2018/1625-2019/435 E/K sayılı ilamında da; davalı şirketin ticaret sicil dosyasının tetkikinden davacının hisse oranında değişiklik olduğu görülmüştür. Bu değişiklik göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirme yapılması gerekir şeklinde belirtildiği üzere mahkememiz dava dosyasının değil aksine diğer davanın eldeki davayı beklemesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan başlangıçta alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-
Davacı ve davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2022
Başkan ....
e-imzalıdır
Üye ....
e-imzalıdır
Üye ....
e-imzalıdır
Katip ....
e-imzalıdır