22. Hukuk Dairesi 2018/11335 E. , 2018/17863 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı adına davalılar aleyhine ... 18. İş Mahkemesinde 2009/1036 esas sayılı dosya ile açılan kısmi alacak davasında, 15.3.2011 tarihli bilirkişi raporunda alacağının 11.443.44 TL olarak belirlendiğini, hüküm altına alınan 300.00 TL'lik kısım dışındaki miktara yönelik ... 30. İcra Müdürlüğünün 2011/5455 sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunduklarını, borçluların borca itirazıyla icra takibinin durduğunu belirterek borçlular tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, açılan davada yargılamaya gerek bulunduğunu belirterek davanın reddi ile icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Davacı davasını 09/09/2011 tarihinde açmış ise de, 6100 sayılı yasanın 448 maddesi gereğince dava şartlarına ilişkin 114/g maddesindeki düzenlemenin derhal uygulama kabiliyeti bulunduğu düşüncesiyle davacı vekiline 450.00 TL gider avansını karşılamak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine ilişkin ihtarname tebliğ edilmiş ise de, davacı yanca verilen süre içerisinde gider avansını karşılamadığı, dosyada masraf bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı yasanın 137 vd. maddelerinde öngörülen delillerin toplanması, ön incelemenin yapılması ve taraflara tebligatların yapılabilmesi için gerekli masrafın bulunmadığı, davacı yanın, verilen iki haftalık kesin mehile rağmen gider avans tarifesini karşılamaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Dava 26.09.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK'nda) gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesinde;
“(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
(2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” Hükmü getirilmiştir.
Anılan maddenin gerekçesinde ise: “Madde ile, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu düzenlenmiştir.
Maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanunda yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirilmiştir. Bu avansın yetmemesi durumunda ise tamamlanması için davacıya kesin süre verileceği hususu hüküm altına alınmıştır.
Avans miktarının, davanın türü ve özelliklerine göre her yıl Adalet Bakanlığınca ilân edilecek tarifeye göre belirleneceği, maddede yer almıştır.
Maddede yapılan bu düzenlemeyle, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır ”ifadelerine yer verilmek suretiyle, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğu getirildiği vurgulanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun delil ikamesi için avans başlıklı 324 maddesinde ise “ (1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
Anılan madde gerekçesinde de: “Harç ve avans ödenmesi” başlıklı 125 inci maddede davacının dava masraflarının karşılığı olarak avans ödemesi öngörülmüştür. Bu avans, davacının delillerinin toplanması için yapılması gereken harcamaları da kapsar. Bu maddede ise daha çok davalının delillerinin toplanması için ödenmesi gereken avans düzenlenmiştir. Öte yandan davacının avansı yönünden “Dava şartları” başlıklı 119 uncu maddede hüküm getirilmiştir. Davacının avansı yatırmış olması dava şartlarındandır. Şu hâlde davacı avansının yargılamanın devamı sırasında yetersiz kalması hâlinde, uygulanacak hüküm, bu maddeden ziyade 125 inci madde hükmüdür…” ifadelerine yer verilmek suretiyle, gider avansının davacının dava masraflarının karşılanması amacıyla delil avansının ise daha çok davalının delillerinin toplanması amacıyla getirildiği vurgulanmıştır.
03.04.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45. maddesinde: “(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade eder.
(2) Adli yardım talebiyle açılan dava ve işlerde adli yardım konusunda bir karar verilinceye kadar harç, gider ve delil avansı alınmaz. Kanunlardaki özel hükümler saklıdır.
(3) Gider avansının yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir. Dava şartı olan gider avansının yatırılmaması veya tamamlanmaması halinde, dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
(4) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır…” Hükmü getirilmiştir.
Yönetmeliğin 45. maddesinde gider avansı ve delil avansı birlikte düzenlenmiş olup, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderler için davacıdan alınan meblağı ifade ettiği, davacının, her yıl Bakanlıkça çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, delil avansının ise tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade ettiği vurgulanmıştır.
30.09.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 1. maddesinde tarifenin amacının; dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmıştır. Tarifenin 4 maddesinde gider avansı olarak, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri, dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri, dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 75 TL ulaşım gideri, dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti, diğer iş ve işlemler için 50 TL nin davacı tarafından ödeneceği belirtilmiştir. Tarifenin 6. maddesinde tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirileceği açıklanmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 448. maddesine göre: “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi yer almakta olup, anılan düzenlemeye göre; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.
Yukarıda açıklandığı üzere, Yönetmelikte gider avansının içinde delil avansı için gerekli giderler de gösterilmiştir. Gider avansının yatırılmaması halinde açılan dava, dava şartı yokluğundan reddedilir (Yön. m. 45/3); delil avansının yatırılmaması halinde ise, o delilden vazgeçilmiş sayılır(Yön. m. 45/3). Bu durumda; Yönetmeliğin 45. maddesinin 1. fıkrası ile 4 ve 5 fıkraları arasında uyum bulunmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesi gözetilerek Yönetmeliğin 45. maddesinin 4. ve 5. fıkralarının öncelikle uygulanması gerekir. ( ...../ .... Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku 13. Bası s. 880 )
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun basit yargılama usulüne tabi dava ve işler başlıklı 316/g maddesine göre: “Diğer kanunlarda yer alan ve yazılı yargılama usulü dışındaki yargılama usullerinin uygulanacağı belirtilen dava ve işler.” düzenlemesi mevcuttur. Anılan madde gereği, İş Mahkemelerinde uygulanacak yargılama usulü basit yargılama usulüdür.
Basit yargılama usulünde; dava ve cevap dilekçesi dışında cevaba cevap (replik) ve ikinci cevap (düplik) dilekçeleri verilmez (HMK. 317/3). İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı dava açılması ve cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesi ile başlar (HMK 319), bu yargılama usulünde; dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat ve hüküm aşaması dışında, yazılı yargılamada olduğu gibi tahkikatın tamamlanmasından sonra sözlü yargılama için ayrıca bir aşama öngörülmemiştir.( ..... y.a.g.e, s. 736)
Tüm bu açıklamaların ışığında somut olaya gelince; İş Mahkemesinde açılıp görülmekte olan bu dava, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde 26.09.2011 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibari ile davanın ilk aşaması olan dilekçeler aşamasının tamamlandığı ve “gider avansı ile ilgili olarak eksik yatırılan avansın iki hafta içinde ikmal edilmesi için kesin süre verilmesine” ilişkin ara kararın 19.01.2012 tarihinde verildiği, tebligat üzerine davacının uzun zamandır işsiz olduğunu henüz asgari ücretli bir işe girmiş olması nedeniyle avans giderini ödeyemeyeceğini beyanla 24.02.2012 tarihinde adli yardım talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece Adli Yardım talebi hakkında hüküm kurulmaksızın 02.03.2012 tarihli duruşmada davanın usulden reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120 maddesi, gerekse; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 45. maddesindeki düzenlemelere göre; tarifede sayılan gider avanslarının dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken gider olması nedeni ile, dilekçeler aşamasının tamamlanmış bulunması ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 448 maddesinin açık hükmü karşısında, dava dilekçesinde tanık ve bilirkişi deliline dayanmış olan davacı yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle; mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesi uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir.
Yukarda açıklandığı üzere, uyuşmazlığa konu davanın mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu zamanında açıldığı, dilekçelerin verilmesi aşamasının tüketilip, tahkikat aşamasına geçildiği gözetilerek, sadece Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, yazılı şekilde gider avansı istenmesi yerinde olmadığı gibi; davacının Adli Yardım talebi hakkında da hüküm kurulmaksızın davanın usulden reddi hatalı olmuştur.
Ayrıca Mahkemece hüküm kurulduktan sonra davacı tarafından 10.03.2012 tarihinde davalı ile anlaşmaya varıldığını bildirilerek protokol sunduğu ve ekli protokol nedeniyle ödeme yapıldığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasını talep ettiği, ancak Mahkemece davacı tarafından sunulan protoköl değerlendirilmeden hüküm kurulduğu görülmüştür.
Belirtilen sebeplerle yazılı gerekçe ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair hatalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.