1. Ceza Dairesi 2017/3555 E. , 2019/4735 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tasarlayarak öldürme ve bu suça yardım, kasten yaralama, suç delillerini gizleme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında;
Tasarlayarak öldürme suçundan TCK'nin 82/1-a, 29, 53. maddeleri uyarınca 22 yıl hapis cezası.
Sanık ... hakkında;
Tasarlayarak öldürme suçundan TCK'nin 82/1-a, 62, 53. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası.
Sanık ... hakkında;
Tasarlayarak öldürmeye yardım suçundan TCK'nin 82/1-a, 39, 29, 62, 53. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası.
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında;
Kasten yaralama suçundan TCK'nin 86/2, 31/3, 62, 50/1-a, 52. maddeleri uyarınca 4.000.- TL adli para cezası.
Sanıklar ... ve ... hakkında;
Suç delillerini gizleme suçundan TCK'nin 281/1, 62, 53, 51. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası, erteleme.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Katılanın doğrudan zarar görmediği ve katılma hakkı bulunmadığı, suç delillerini gizleme suçundan kurulan hükümleri temyiz etmeye hak ve yetkisi bulunmadığından, katılan ... vekilinin sanıklar ... hakkında verilen hükümleri temyize hak ve yetkisi bulunmadığından, bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar ... hakkında; maktul ...’a yönelik tasarlayarak kasten öldürme, sanık ... hakkında; tasarlayarak kasten öldürmeye yardım, sanıklar ... hakkında suç delillerini gizleme, yok etme, değiştirme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun suç nitelikleri tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı nedenlerin nitelik ve derecesi kabul ve takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... ve müdafiinin, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, tasarlamanın gerçekleşmediğine; sanık ... müdafiinin, sanığın suçsuz olduğuna, eyleme yardım etmediğine, tasarlamanın koşullarının oluşmadığına; sanık ... müdafiinin, suçun tasarlanarak işlenmediğine, tahrik indiriminin yetersiz olduğuna, cezadan takdire bağlı indirim yapılmamasına; sanıklar ... müdafilerinin, kararın yanlış olduğuna, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin; vesaireye, katılan vekilinin, olayda haksız tahrik sebebi bulunmadığına, cezanın eksik olduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddiyle,
Sanıklar ... hakkında; maktul ...’a yönelik tasarlayarak kasten öldürme, sanık ... hakkında; tasarlayarak kasten öldürmeye yardım, sanıklar ... hakkında; suç delillerini gizleme, yok etme, değiştirme suçları yönünden;
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK'nin 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama kanuna aykırı ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, CMUK'un 322. maddesinin tanıdığı yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan TCK'nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün 'Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek TCK'nin 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine' şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında maktul ...'a yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanık ...'ın eşi olan ...'ın, evlenmeden önce maktûl ... ile arkadaşlık yaptığı dönemde cinsel birlikteliklerinin de olduğu, sanık ... evlendikten sonra ...'ın, çevrede bu ilişkilerinden bahsettiği, maktulün sanık ...'nün iffeti ile ilgili uygunsuz sözler söylediğinin öğrenilmesi üzerine geçimleri de olumsuz etkilenen sanıklar ... ve eşi ... ile ...'ın çalışanı ve yakın arkadaşı olan ...'in, ...'ın öldürülmesi amacıyla plan yaptıkları, ...'in kız arkadaşı olan ve olay tarihinde çocuk yaşta bulunan Meryem'i maktûl ile internet üzerinden tanışmaya ikna ederek, bir süre görüşüp oluşacak güvenden yararlanmak suretiyle tarafların buluşmasını sağlamaya aracılık etmesini istedikleri, başından beri amaçlarının konuşup yüzleşmek olduğunu söyledikleri, suça sürüklenen çocuğun da söylenenleri yerine getirerek bir süre maktûl ile internet üzerinden yazışıp olay günü itibarıyla Çorum ilinden dönen ... ile gece saatlerinde Abide Bey Çay Bahçesi yakınındaki tenha alanda planlandığı üzere buluştukları, bu sırada yanlarında ... da olduğu halde sanıklar ...'in gelerek maktûlü bulunduğu araçtan çıkardıkları, ...'ın Meryem'i olacakları görmemesi için uzaklaştırdığı, ...'in tekmeleyip bıçakladıkları maktûlü yaklaşık 50 metrelik uçuruma atarak öldürdükleri olayda;
Soruşturma ve kovuşturmanın tüm aşamalarında, ... ile geçmişteki ilişkileri konusunda yüzleştirileceğini düşündüğü maktûle zarar verileceğini bilmediğini beyan eden ve sonradan olayın mahiyetini anlayınca yakınları vasıtasıyla emniyet görevlilerine başvurup bildiklerini anlatarak cinayetin daha erken çözülmesini ve sanıkların olay içerisindeki konumlarının ortaya çıkmasını sağlayan suça sürüklenen çocuğun, tasarlayarak öldürme suçundan beraati yerine, maktûlün dövüleceğini düşündüğünden bahisle yaralama suçuna iştirak ettiğinin kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, Üye ...'ın suç delillerini gizleme suçundan katılan vekilinin hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunduğu yönündeki karşı oyu ve oy çokluğu ile 06/11/2019 gününde karar verildi.
KARŞI OY:
Sanıklar ... ve ... haklarında TCK'nin 281/1. maddesinden cezalandırılmaları için açılan kamu davasında yerel Mahkeme sanıkların mahkumiyetine karar vermiş, bu kararın katılanlar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin sayın çoğunluğu katılanların bu suçları temyiz haklarının olmadığını belirterek temyiz isteklerinin CMUK'un 317. maddesi gereğince reddine karar vermiştir.
Dairemizin sayın çoğunluğunun temyiz isteğinin reddine dair kararına katılmıyorum.
TCK'nin 281. maddesinde düzenlenen ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçu ile ilgili, Dairemizin, katılanların temyiz isteklerinin reddine dair verdiği çok sayıda kararı olduğu gibi, katılanların temyiz isteğini esastan inceleyerek vermiş olduğu çok sayıda kararı da bulunmaktadır.
Dairemizin 2016/2986 Esas ve 2017/3883 Karar, 2016/3234 Esas ve 2017/3437 Karar, 2016/649 Esas ve 2017/465 Karar, 2016/1213 Esas ve 2017/3625 Karar, 2016/2162 Esas ve 2017/3171 Karar, 2016/2833 Esas ve 2017/3874 Karar, 2016/4470 Esas ve 2017/1433 Karar, 2015/5575 Esas ve 2017/1407 Karar, 2018/140 Esas ve 2018/2491 Karar, 2018/1012 Esas ve 2018/3187 Karar, 2017/1144 Esas ve 2018/4095 Karar, 2017/1918 Esas ve 2018/2323 Karar, 2017/2208 Esas ve 2018/1870 Karar, 2017/2251 Esas ve 2018/997 Karar, 2017/2800 Esas ve 2018/1720 Karar, 2018/2988 Esas ve 2018/4647 Karar, 2018/3053 Esas ve 2018/3450 Karar, 2017/3086 Esas ve 2018/905 Karar, 2016/5844 Esas ve 2018/2051 Karar, 2017/3003 Esas ve 2019/2811 Karar, 2018/5375 Esas ve 2019/3371 Karar sayılı ilamlarında, katılanların temyiz isteği incelenmiş ve temyiz istekleri red edilmeksizin esastan kararlar verilmiştir. Dairemizin aynı doğrultuda verdiği karar sayısı burada sınırlı olarak sayılanlardan çok daha fazla olup, sadece örnek olması için bir kısmı buraya alınmıştır.
Dairemizin, 2016/3234 Esas ve 2017/3437 Karar sayılı 24/10/2017 tarihli ilamında, yerel Mahkemenin katılma talebi ile ilgili karar vermediği durumlarda katılma isteğinin Yargıtay'da karara bağlanabileceği belirtilerek, sanıklar Kadir ve Mustafa hakkında açılan ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçunda maktulün babasının katılan olarak davaya iştirakine karar verilmiş ve temyiz isteği esastan karara bağlanmıştır.
Dairemizin, 2017/1144 Esas ve 2018/4095 Karar sayılı 15/10/2018 tarihli ilamında; ''Sanık Onurcan'ın, diğer sanık İsmail ile birlikte maktule vurarak eylem üzerinde hakimiyet kurmak suretiyle TCK.nin 37/1. maddesi kapsamında suça iştirak ettiği iddiası ile açılan kamu davasında, eylem ikiye bölünerek beraat kararı verilip, ayrıca suçluyu kayırma ve suç delillerini gizleme, yok etme veya değiştirilmesi
suçlarından suç duyurusunda bulunulmak suretiyle çelişkiye düşülmesi,'' denilmek suretiyle, öldürme suçuna iştirakten açılan davaların suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna dönüşebileceği kabul edilmiştir.
Dairemizin, 2017/3086 esas ve 2018/905 karar sayılı, 28/02/2018 tarihli ilamında; ''Kasten öldürme ve öldürmeye yardım suçlarından açılan kamu davalarının suç delillerini gizleme suçuna dönüşebilmesi mümkün olduğu kabul edilmekle, sanıklara CMK'nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede ve esas hakkındaki mütalaada belirtilmeyen TCK'nin 281/1. maddelerinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,'' denilmek suretiyle kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüse yardım suçlarının ''suç delillerini gizleme'' suçuna dönüşebileceği açıkça kabul edilmiştir.
Dairemizin, 2017/3003 Esas ve 2019/2811 Karar sayılı 15/05/2019 tarihli ilamında; sanık Ali Kemal hakkında öldürme ve yaralama suçlarından verilen beraat kararları ile suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin incelendiği ve sanığın eyleminin öldürme ve yaralama suçlarına TCK'nin 39. maddesi kapsamında katılma olduğu denilmek suretiyle hükmün bozulduğu görülmektedir.
Dairemizin, 2018/4881 Esas ve 2019/1381 Karar sayılı 06/03/2019 tarihli ilamında, yerel Mahkemenin ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan vermiş olduğu kararın vasıftan temyiz edildiği belirtilerek işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmiş ve esastan inceleme yapılmıştır.
Dairemizin, 2018/5932 Esas ve 2019/1886 Karar sayılı 27/03/2019 tarihli ilamında; ''Sanık ... hakkında suç delillerini gizleme suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar CMK’nin 286/2-g maddesi uyarınca kesin nitelikte ise de, katılan Cemalettin vekillerinin temyizinin suç vasfına yönelik olduğu görülmekle,'' denilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Dairemizin, 2018/5735 Esas ve 2019/3371 Karar sayılı 25/06/2019 tarihli ilamında; ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçunda katılanın temyiz isteğinin vasıftan olduğu kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Dairemizin, 2016/4231 Esas ve 2018/238 Karar sayılı 24/01/2018 tarihli kararı ile kasten öldürme suçuna TCK'nın 39. maddesi kapsamında katıldıkları kabul edilen iki sanık yönünden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16/02/2019 tarihli itiraznamesi ile itiraza gelmiş ve sanıkların eylemlerinin TCK'nın 281. maddesindeki suçu oluşturacağı iddiası ileri sürülmüştür. Dairemiz itirazla ilgili 2019/773 Esas ve 2019/2659 karar sayılı ilamı ile itirazı ret etmiştir.
TCK'nin 281. maddesindeki ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçu, Türk Ceza Kanununun dördüncü kısmında ''Millete ve Devlete Karşı Suçlar'' ana başlığının ikinci bölümünde ''Adliyeye Karşı Suçlar'' alt başlığı altında düzenlenmiştir.
Kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarından zarar görenlerin ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan sanık olan kişiler hakkında açılan davaya katılamayacaklarını kabul eden düşüncenin temelinde, bu suçun ''adliyeye karşı suçlar'' bölümünde düzenlenmiş olduğu gerekçesi vardır. TCK'nin 281. maddesinde düzenlenen ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçunun salt ''adliyeye karşı suçlar'' bölümünde düzenlenmiş olması nedeniyle kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçunun mağdurlarının bu suça katılamayacağını kabul etmek katılma isteğinde bulunan kişilerin haklarının haleldar olması sonucunu doğurabilecektir. Yukarıda karar numarası belirtilerek verilen karar örneklerinde olduğu gibi, TCK'nin 39. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir fiil pekala ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçu kapsamında karara bağlanmış olabilir. Esasen TCK'nin 39/2-a maddesinde ''fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek,'' suretiyle öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarına katılma suçu ile TCK'nin 281. maddesindeki ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçu arasında çok ince bir çizgi bulunmaktadır. Dairemizin yukarıda ayrıntıları yazılan kararlarında da vurgulandığı gibi öldürme ve öldürmeye teşebbüse yardımdan açılan davaların ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçuna dönüşmesi, hakeza ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan açılan davaların, öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarına katılma suçuna da dönüşmesi mümkündür.
TCK'nin dördüncü kısmında ''Millete ve Devlete Karşı Suçlar'' ana başlığı altında düzenlenen suçlarla ilgili açılan davalarda, kişilerin CMK'nin 237. maddesi kapsamında davaya katılıp katılmayacaklarına ilişkin değerlendirmelere gelince; TCK'nin dördüncü kısmında ''Millete ve Devlete Karşı Suçlar'' ana başlığı altında düzenlenen bazı suçlar yönünden de kişilerin davaya katılmalarının mümkün olduğu kabul edilmektedir. Yargıtay'ın TCK'nin 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunda kamu görevlilerinin cismani bir zarar görüp görmemelerini aramaksızın kamu görevlilerinin davaya katılabileceğini kabul ettiği bir vakıadır. Yine TCK'nin 257/1. maddesinde düzenlenen ''görevi kötüye kullanma'' suçunda ''kişilerin mağduriyetine'' neden olma bir unsur olarak öngörüldüğünden, görevi kötüye kullanma suçuna da kişilerin katılabileceği kabul edilmektedir. Bu uygulamalardan çıkan sonuca göre, suçun hangi kısımda düzenlendiğinin bir önemi yoktur. Önemli olan davaya katılmak isteyen kişinin davaya katılmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığıdır.
TCK'nin 281. maddesinde ''gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla'' suçun işlenmiş olması bir unsur olarak tanımlanmıştır. Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla işlenen bir suça, öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarının mağdurlarının katılamayacaklarını söylemek, gerçeğin meydana çıkmamasından zarar göreceklerin davada delil ve iddia ileri sürememeleri sonucunu doğuracaktır ki; ceza hukukunun maddi gerçeği araması gerektiği düşüncesinden hareket ettiğimizde bu sonucu kabul etmek mümkün değildir. Zira katılanın maddi gerçeğe ulaşma noktasında katkılarının olabileceği ve hukuki yararı olduğu gözardı edilmemelidir.
Dairemizin sayın çoğunluğunun kasten öldürme suçundan açılan davaya katılan olarak iştirak eden kişinin ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'' suçundan açılan davaya katılamayacağına dair düşüncesini kabul etmediğim için karara muhalifim.
07/11/2019 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı...'ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar ... ve ... müdafii Avukatlar ... ve ...'un yokluklarında 07/11/2019 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.