4. Ceza Dairesi 2018/7667 E. , 2018/21208 K.
Silahla tehdit suçundan sanık ... hakkında ....7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/449 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, aynı suçtan sanık hakkında ....(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/473 esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle birleştirmeye muvafakat edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine, birleştirmeye muvafakat verilmemesine rağmen, ....7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04/07/2017 tarihli ve 2017/449 esas, 2017/333 sayılı kararla her iki davanın birleştirilmesi üzerine, ....6. Asliye Ceza Mahkemesince birleştirme kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 25/10/2018 gün ve 94660652-105-33-3262-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/11/2018 gün ve 2018/87886 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan, '(1)Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir' hükmü karşısında, muvafakat alınmadan birleştirme kararı verilemeyeceği gözetilmeden, birleştirme kararına yönelik itirazın kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Silahla tehdit suçundan sanık ... hakkında ....7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/449 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sırasında, aynı suçtan sanık hakkında ....(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/473 esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava ile hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan bahisle birleştirmeye muvafakat edilip edilmeyeceğinin sorulması üzerine, birleştirmeye muvafakat verilmemesine rağmen, ....7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04/07/2017 tarihli ve 2017/449 esas, 2017/333 sayılı kararla her iki davanın birleştirilmesi üzerine, ....6. Asliye Ceza Mahkemesince birleştirme kararına yapılan itirazın reddine ilişkin ....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı
./..
.2.
kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 16. maddesinde yer alan, '(1)Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir. (2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir' hükmü karşısında, muvafakat alınmadan birleştirme kararı verilemeyeceği gözetilmeden, birleştirme kararına yönelik itirazın kabulüne karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sanık ... hakkında ....7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/449 esas sayılı dosyası ve ....(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/473 esas sayılı dosyalarının, birleştirmeye muvafakat verilmemesine karşın birleştirilmesinde isabet bulunup bulunmadığının ve buna bağlı olarak ....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı kararının yasaya uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın 'Bağlantı kavramı' başlıklı 8. maddesi; '(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır. (2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır' şeklinde, anılan Kanun'un 'Davaların birleştirilerek açılması' başlıklı 9. maddesi; 'Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir' biçiminde düzenlenmiştir.
Anılan Kanun'un 'Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme' başlıklı 11. maddesinde; mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görmesi halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır.
Yine anılan Kanun'un 'Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması' başlıklı 10. maddesi; '(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur' şeklindedir.
Ceza Genel Kurulu'nun 11/07/2014 tarihli ve 2014/5-52 esas, 2014/354 sayılı kararında da belirtildiği üzere; CMK'nın 8. maddesinin birinci fıkrasında; bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması veya bir suçta birden fazla sanık bulunması şeklinde dar
./..
.3.
bağlantı tanımlanmış, maddenin ikinci fıkrasında da, suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerinin de bağlantılı suç sayılacağı belirtilerek, bu halde de fiiller arasında bağlantının varlığı kabul edilmiştir. Kanunun 11. maddesinde ise geniş bağlantı tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, yapılan yargılamada mahkemece bakılmakta olan birden fazla dava arasında bağlantının saptanması halinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa dahi, yargılamanın birlikte yapılarak hükme bağlanması için davaların birleştirilmesine karar verilebilecekir. Maddede, ne tür bağlantıların bu kapsamda değerlendirileceği yönünde bir sınırlandırmaya yer verilmemiş, yalnızca mahkemenin bakmakta olduğu birden çok davada bağlantı görmesi yeterli kabul edilmiştir. Bu hükmün amacı, görülmekte olan uyuşmazlıkların birlikte yargılanmasında ve karara bağlanmasında yarar bulunmasıdır. Bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, daha adil bir kararın verilmesi ve verilecek hükümlerde muhtemel değerlendirme hatalarının engellenmesi hedeflenmiştir. Görüldüğü gibi, ceza muhakemesinde genel kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılamanın yapılmasıdır. Ancak, uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğu zaman, bağlantının özelliği gereği bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi, birleştirilerek de görülebilecek olup, istisnai hallerden biri olan yargılamaların birleştirilmesi kararı verilebilmesi için; davalar arasında bağlantı olmalı, davaların birleştirilmesinde yarar görülmeli, birleştirme yasağı söz konusu olmamalıdır.
Kanun koyucu, açılan her dava üzerine ayrı yargılama yapılmasını kural olarak benimseyip istisnai durumlarda davaların birleştirilebileceğini hüküm altına alırken, birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının her olayda araştırılmasını yargılamayı yürüten hakime bırakmış, istisnaen de, yargılamaların birleştirilip birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Örneğin 4483 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yer alan; “Bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur üst memur ile aynı mahkemede yargılanır” şeklindeki hükümle birleştirme zorunluluğu vurgulanırken, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca sanıkların yargılama sırasında başka suçları olduğu anlaşılsa dahi davaların birleştirilerek görülemeyeceği, benzer şekilde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 346/1. maddesi uyarınca İcra Tetkik Merciinin yetkisine giren ceza davalarının diğer davalarla birleştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Birleştirme zorunluluğu ya da birleştirme yasağının söz konusu olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davalar birleştirilebilecektir. Fakat birleştirme zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Peki birleştirme kararlarına ilişkin olarak mahkemeler arasında çıkan uyuşmazlıklar nasıl çözümlenecektir?
CMK'nın 'Görülmekte Olan Davaların Birleştirilmesi ve Ayrılması' başlıklı 10. maddesinde, kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemede yer alan yüksek görevli mahkeme tanımından anlaşılması gereken, bağlantılı davaları görmekte olan mahkemelerden yüksek görevli olanıdır. Yani bağlantılı davalar, davalardan birini görmekte olan yüksek görevli mahkemenin kararıyla
./..
.4.
birleştirilebilecektir. Bu durumda alt görevli mahkemenin muvafakati gerekmemektedir. Tabi ki yüksek görevli mahkeme öncelikle bağlantılı gördüğü davaya ilişkin dosyayı inceleyecek, dava dosyaları arasında sanıklar ve suçlar yönünden şahsi, hukuki ve fiili irtibat bulunduğunda ve davaların birlikte yürütülmesinde yarar görüldüğünde birleştirme kararı verecektir.
Farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme ise, CMK'nın 16. maddesine göre yapılacaktır. Anılan maddenin 1. fıkrasında; değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davalarının, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebileceği, 2. fıkrasında; bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsinin veya bir kısmının bu mahkemelerin birinde birleştirilebileceği, 3. fıkrasında ise; mahkemeler arasında uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkemenin birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar vereceği hüküm altına alınmıştır. Yani farklı yetki alanlarında bulunan mahkemeler arasında birleştirme, mahkemelerin uyuşması üzerine olacak, mahkemeler uyuşamazsa ortak yüksek görevli mahkeme, birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verecektir.
Aynı yetki çevresinde ve aynı derecede olan mahkemeler arasında çıkan birleştirme uyuşmazlıkları nasıl çözümlenecektir? Buna dair 5271 sayılı CMK'da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza muhakemesi hukukunda kıyasın mümkün olması nazara alındığında CMK'nın 16. maddesinde yer alan 'mahkemeler arası uyuşma' ve 'ortak yüksek görevli mahkeme' kavramları bu uyuşmazlığa kıyasen uygulanabilecek ve sorun böylece çözülmüş olacaktır. Aksi takdirde mahkemeler arasındaki birleştirme uyuşmazlığı istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurulduğunda bölge adliye mahkemesi ya da Yargıtay tarafından denetlenene kadar çözülemeyecek ve bu durum da yargılamanın sürüncemede kalması gibi arzu edilmeyen neticelere sebep olacaktır.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında 04/03/2017 tarihinde eski baldızı... 'e karşı gerçekleştirdiği silahla tehdit eylemi nedeniyle 23/05/2017 tarihinde kamu davası açıldığı, açılan davanın ....7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/449 esas sırasına kaydedildiği, iddianamenin bu dosya üzerinden 12/06/2017 tarihinde kabul edildiği, yargılama sırasında tensiple ....15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/473 esas sayılı dosyasından birleştirme hususunda muvafakat talep edildiği, mahkemesince muvafakat konusunda herhangi bir cevap verilmediği, 04/07/2017 tarihinde sanığın savunmasının alındığı ve aynı tarihte 2017/333 sayılı kararla her iki davanın birleştirilmesine, yargılamanın ....15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/473 esas sayılı dosyası üzerinden yapılmasına karar verildiği,
....15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/473 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, sanık ... hakkında 04/03/2017 tarihinde eski eşi Belgin Özeken'e karşı gerçekleştirdiği silahla tehdit, kasten yaralama ve hakaret eylemleri nedeniyle 29/05/2017 tarihinde kamu davası açıldığı, açılan davanın .... 15. Asliye Ceza
./..
.5.
Mahkemesinin 2017/473 esas sırasına kaydedildiği, iddianamenin bu dosya üzerinden 12/06/2017 tarihinde kabul edildiği, ....15. Asliye Ceza Mahkemesinin kapatılması nedeniyle anılan dosyanın ....6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/719 esasına kaydedildiği, 29/09/2017 tarihinde sanığın savunmasının alındığı,
....6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/719 esas sayılı dosyası üzerinden 27/09/2017 tarihinde her iki dosyanın, ....7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 04/07/2017 tarihli ve 2017/449 esas, 2017/333 sayılı birleştirme kararının usule aykırı olduğu gerekçesiyle itirazen incelenmesi için ....8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,
....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı kararıyla dosyaların birleştirilmesi hususunda muvafakat alınmasının kanunda düzenlenmediği ve birleştirme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Dosyamıza konu uyuşmazlığın çözümünden önce, birleştirme kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulup başvurulamayacağı değerlendirilmelidir.
5271 sayılı CMK'da kanun yoluna başvurma hakkı, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlara, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla avukatlara, şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşine tanınmıştır. İtiraz kanun yolu olağan kanun yollarından olup CMK'nın 267 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. CMK'nın 267. maddesinde; hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebileceği hüküm altına alınmıştır.
CMK'nın birleştirmeye ilişkin hükümleri incelendiğinde, bu kararlara karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine kanun koyucu 267. maddede mahkeme kararlarına karşı kanunun gösterdiği hallerde itiraz kanun yoluna başvurulabileceğini hüküm altına alarak mahkeme kararları yönünden anılan kanun yolu için sınırlama getirmiştir. İtiraz kanun yolunun kapsamı sınırlı olarak belirlendiğinden kıyas yoluyla genişletilmesi de olanaklı değildir. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde birleştirme kararlarına yönelik olarak itiraz kanun yoluna başvurulabilmesi mümkün değildir. Ancak CMK'nın 'İstinaf' başlıklı 272. maddesinin 2. fıkrasında hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabileceğinin düzenlenmesi hususu nazara alındığında, birleştirme kararına karşı hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ....7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/449 esas sayılı dosyasına ve ....6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/719(....(Kapatılan) 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/473) esas sayılı dosyasına konu eylemlerin sanığının ve suç tarihinin aynı olması, aynı olay bütünlüğü içerisinde gerçekleşmesi, sanık hakkında silahlı tehdit suçundan zincirleme suç hükümlerinin
./..
.6.
uygulanması ihtimalinin bulunması karşısında, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gözetilip davaların birlikte yürütülmesinde fayda bulunmaktadır. İncelemeye konu olayda mahkemeler arasında uyuşmanın sağlanamadığı ve olumsuz birleştirme uyuşmazlığının oluştuğu anlaşılmaktadır. Oluşan olumsuz birleştirme uyuşmazlığının, ortak yüksek görevli mahkeme olan ....Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesince giderilerek, birleştirmeye gerek olup olmadığının ve birleştirme olacaksa hangi mahkemede birleştirme yapılacağının belirlenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, birleştirme kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulamayacağı, ayrıca başvurulabileceği kabul edilse dahi mahkemelerin diğer mahkemelerin kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvuramayacağı gözetilip, ....6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/09/2017 tarihli ve 2017/719 esas sayılı talebinin, mahkemeler arasında oluşan olumsuz birleştirme uyuşmazlığının çözülmesi talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre bir karar verilmesi gerektiği değerledirilmeden, mahkemesince itiraz niteliğinde yazılan ve mercii tarafından da itiraz olarak kabul edilen talep üzerine 'dosyaların birleştirilmesi hususunda muvafakat alınmasının kanunda düzenlenmediği ve birleştirme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı' gerekçesiyle verilen itirazın reddine dair ....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, ....8. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2017 tarihli ve 2017/795 Değişik İş sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK'nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde merci mahkemesince yerine getirilmesine, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.