5. Ceza Dairesi 2017/5382 E. , 2018/9559 K.
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla suç örgütü kurmak ve yönetmek, suç örgütüne üye olma, suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme, zimmet, zimmet suçunun işlenmesine yardım etme, denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme, nitelikli tehdit, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, iftira, mala zarar verme, mala zarar verme suçuna azmettirme, güveni kötüye kullanma, kasten yaralama, görevi kötüye kullanma, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit suçuna azmettirme, yargı görevi yapanı etkileme, rüşvet verme, örgüt faaliyeti çerçevesinde rüşvet alma, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmalardan elde ettiği bilgiden yararlanma
HÜKÜM : A)1-Sanık ... hakkında açılan kamu
davasının ölüm nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in; suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan ayrı ayrı BERAATLERİNE,
3-Sanıklar ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme ve bu çerçevede görevi kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
4-Sanıklar (... ve... oğlu, 1988 D.lu) ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme ve bu çerçevede suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
5-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme ve bu çerçevede nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
6-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme, bu çerçevede nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
7-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
8-Sanıklar ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
9-Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
10-Sanıklar ... ve ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
11-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
12-Sanık ...'nin; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde rüşvet alma ve yargı görevi yapanı etkileme suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
13-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan ayrı ayrı BERAATLERİNE,
14- a-Sanık ...'nin; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüt adına suç işleme suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'nin; şikayetçi...'a yönelik tehdit suçundan MAHKUMİYETİNE,
15-Sanık ...'un; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma ve zimmet suçlarından BERAATİNE,
16-a-Sanık ...'un; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'un; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan MAHKUMİYETİNE,
17-a-Sanık ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'in; örgütün faaliyeti çerçevesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'in; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan MAHKUMİYETİNE,
18-a-Sanık ...'nin; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'nin; iftira suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'nin; nitelikli dolandırıcılık suçundan BERAATİNE,
d-Sanık ...'nin; örgüt faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçuna yardım etme suçundan BERAATİNE,
e-Sanık ...'nin; zimmet suçundan açılan kamu davasında eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle MAHKUMİYETİNE,
19-Sanıklar ..., ..., ... ve ...'nın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme ya da bizzat işleme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
20-a-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'ın; örgüt faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçuna yardım etme suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'ın; zimmet suçundan açılan kamu davasında eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle MAHKUMİYETİNE,
21-a-Sanık ...'nun; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'nun; nitelikli dolandırıcılık suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'nun; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan BERAATİNE,
d-Sanık ...'nun; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan MAHKUMİYETİNE,
22-a-Sanık ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'in; nitelikli dolandırıcılık suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'in; zimmet suçundan açılan kamu davasında eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle mahkumiyetine,
23-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit ve kasten yaralama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
24-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
25-Sanık ...'un; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet, nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
26-a-Sanık ...'nın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan BERAATİNE,
b-Sanık ...'nın; örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit suçundan BERAATİNE,
c-Sanık ...'nın; katılan...'a yönelik mala zarar verme suçundan MAHKUMİYETİNE,
27-a-Sanıklar ..., ... ve ...'nın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma suçundan ayrı ayrı BERAATLERİNE,
b-Sanık ...'ın; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan BERAATİNE,
c-Sanıklar ... ve ...'nın; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan ayrı ayrı MAHKUMİYETLERİNE,
d-Sanık ...'ın; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan MAHKUMİYETİNE,
28-Sanık ...'ün; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
29-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
30-Sanıklar..., ..., ..., ..., ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
31-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
32-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
33-a-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ...'un; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zimmet suçunun zincirleme işlenmesine yardım etme ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
b-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
c-Sanık ...'ın; zimmet suçundan açılan kamu davasında eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle MAHKUMİYETİNE,
34-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
35-a-Sanıklar ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zimmet suçunun zincirleme işlenmesine yardım etme ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
b-Sanıklar ... ve ...'in; zimmet suçundan açılan kamu davalarında eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle ayrı ayrı MAHKUMİYETLERİNE,
36-Sanık ...'nin; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma, nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
37-Sanıklar ... ve ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçuna yardım etme, denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
38-a-Sanık ...'un; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık, mağdur ...'a yönelik tehdit, müşteki ...'e yönelik 27/10/2010 tarihinde tehdit ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
b-Sanık ...'un; müşteki ...'e yönelik tehdit suçundan mahkumiyetine,
39-Sanıklar ... ve ...'nın; cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla kurulan suç örgütüne üye olma ve örgütün faaliyeti çerçevesinde yargı görevi yapanı etkileme suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
40-a-Sanık ... (... ve ...oğlu)'ün; cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla kurulan suç örgütüne üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit, nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
b-Sanık ... (... ve... oğlu)'ün; zimmet suçundan açılan kamu davasında eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu kabulüyle MAHKUMİYETİNE,
c-Sanık ... (... ve ... oğlu)'ün; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan MAHKUMİYETİNE,
41-a-Sanık ...'ın; cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla suç örgütü kurmak ve yönetmek, mağdurlar ..., ...,... ve ...'yı tehdit suçlarına azmettirme, müşteki ...'e yönelik yaralama suçuna azmettirme, yargı görevi yapanı etkileme, rüşvet verme, zincirleme zimmet, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, iftira ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
b-Sanık ...'ın; müşteki ...'ya yönelik kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan MAHKUMİYETİNE,
c-Sanık ...'ın; diğer sanıklardan ...'nın katılan...'a yönelik mala zarar verme suçuna azmettirme suçundan MAHKUMİYETİNE,
d-Sanık ...'ın; sanıklardan ...'u müşteki...'e yönelik tehdit suçuna azmettirme suçundan MAHKUMİYETİNE,
42-a-Sanık ...'ın; suç örgütünün yöneticisi olma, nitelikli tehdit, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, örgüt faaliyeti kapsamında mala zarar verme, nitelikli tehdit, iftira, yaralama, nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
b-Sanık ...'ın; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan MAHKUMİYETİNE,
43-a-Sanık ...'ın; suç örgütünün yöneticisi olma, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, örgüt faaliyeti kapsamında nitelikli tehdit, mala zarar verme, kasten yaralama, iftira ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
b-Sanık ...'ın; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan MAHKUMİYETİNE,
44-Sanık ...'nun; suç örgütünün yöneticisi olma, iftira, yargı görevi yapanı etkileme, zincirleme zimmet suçuna yardım etme, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, suç örgütü faaliyeti kapsamında nitelikli tehdit, mala zarar verme, yaralama, iftira, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
45-Sanık ...'ın; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçunun işlenmesine yardım etme ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATİNE,
46-Sanıklar ... ve ...'in; suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, örgütün faaliyeti çerçevesinde zincirleme zimmet suçuna yardım etme ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından ayrı ayrı BERAATLERİNE,
B-)Bizatihi suç teşkil eden suç eşyalarının müsaderesine, el konulan bir kısım eşyaların sahiplerine iadesine, diğer bir kısmının dosyada delil olarak saklanmasına ve vekalet ücretine hükmedilmesine.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanık ... hakkında tayin olunan cezanın miktarına göre müdafin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin DURUŞMASIZ YAPILMASINA, suç örgütünün yöneticisi olma, iftira, yargı görevi yapanı etkileme, zincirleme zimmet suçuna yardım etme, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, suç örgütü faaliyeti kapsamında nitelikli tehdit, mala zarar verme, yaralama, iftira, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından sanık ... ile suç örgütünün yöneticisi olma, nitelikli dolandırıcılık, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini zincirleme aklama, örgüt faaliyeti kapsamında nitelikli tehdit, mala zarar verme, kasten yaralama, iftira ve güveni kötüye kullanma suçlarından sanık ... haklarında atılı suçlardan kurulan beraat hükümleri yönünden temyizde hukuki yararlarının bulunmadığı anlaşılmakla, bu sanıklar müdafilerin anılan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin, diğer taraftan mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan 'suçtan zarar görme' kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; 'suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali' olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 tarihli ve 65–69, 22/10/2002 tarihli ve 234–366, 04/07/2006 tarihli ve 127–180, 03/05/2011 tarihli ve 155–80, 21/02/2012 tarihli ve 279–55, 15/04/2014 tarihli ve 599-190, 28/03/2017 tarihli ve 214-206 sayılı Kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 tarihli ve 41–54 sayılı Kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; sanıklar haklarında cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla suç örgütü kurmak, yönetmek, suç örgütünün yöneticisi olma, suç örgütüne üye olma, suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit, nitelikli tehdit suçuna azmettirme, yargı görevi yapanı etkileme, nitelikli dolandırıcılık, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, iftira, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, kasten yaralama, görevi kötüye kullanma, denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma suçlarından kurulan beraat, sanıklar ... ve ... hakkında tehdit, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında güveni kötüye kullanma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... (... ve ... oğlu, 1963 D.lu), ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet, sanık ... hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, tehdit ve mala zarar verme suçlarına azmettirme, sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan katılan Hazinenin usulsüz olarak bu suçlar yönünden de davaya katılmasına karar verilmesi hükümleri temyiz hakkı vermeyeceğinden Hazine vekilinin anılan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin, cebir ve tehdit yöntemlerini uygulamak suretiyle haksız ekonomik çıkar elde etmek amacıyla suç örgütü kurmak, yönetmek, suç örgütünün yöneticisi olma, suç örgütüne üye olma, suç örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna yardım etme, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli tehdit, nitelikli tehdit suçuna azmettirme, yargı görevi yapanı etkileme, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, iftira, mala zarar verme, kasten yaralama, görevi kötüye kullanma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan katılanlar ... Fabrikası A.Ş. ve ...Pancar Ekicileri Kooperatifi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının usulsüz olarak bu suçlar yönünden de davaya katılmalarına karar verilmesi hükümleri temyiz hakkı vermeyeceğinden katılanlar vekillerinin anılan hükümlere ilişkin temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİYLE, incelemenin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (... ve... oğlu, 1963 D.lu), ... ve ... müdafilerin müvekkilleri hakkında, sanık ...'ün ise kendisi hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine, sanıklar ..., ... ve ... müdafilerin vekalet ücretine, katılan Hazine vekilinin zimmet, zimmete yardım etme ve rüşvet, katılanlar ... Fabrikası A.Ş. ve... Pancar Ekicileri Kooperatifi ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı vekillerinin ise zimmet, zimmete yardım etme, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet ve denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma suçlarından açılan kamu davalarına ilişkin olarak verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
A-)Sanık ... hakkında iddianamenin C/1, C/3, C/4 no'lu bölümlerinde belirtilen zimmet suçuna yardım, sanıklar ... ve ... hakkında iddianamenin C/6 no'lu bölümünde belirtilen güveni kötüye kullanma, sanık ... hakkında ise iddianamenin A/9 no'lu bölümünde belirtilen tehdit suçlarından açılan kamu davaları yönünden zamanaşımı süresi içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
B-)1-İddianamenin C/1 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ... ve ... hakkında zimmet suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında zimmete yardım etme suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma suçundan kurulan beraat,
2-İddianamenin C/6 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanık ... hakkında zimmet, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında zimmete neden olma, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında güveni kötüye kullanma suçlarından verilen beraat, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında 16-b, 22-c, 33-c ve 35-b no'lu hüküm fıkralarında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet,
Hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkumiyet hükümleri yönünden TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Tebliğnamede iddianamenin C/6 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklardan ..., ... ve ... hakkında verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 170/4. maddesine aykırılık, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... haklarında denetim görevinin ihmali suçundan verilen beraat hükümlerinin ise mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle bozulması istenilmiş ise de; sanıklar ..., ..., ... hakkında somut eylemleri bulunmasa da TCK'nın 220/5. maddesine göre bu eylemlerden sorumlu tutulup kamu davası açıldığı, diğer sanıklar yönünden de yapılan yargılama sonunda sanıkların leh ve aleyhlerindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddianın reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmaları tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaati karşısında beraatlerine karar verildiği gözetildiğinde tebliğnamedeki bu hususlarda beraat hükümlerinin bozulmasını isteyen düşüncelere iştirak edilmemiş, iddianamenin C/6 no'lu bölümünde anlatılan olayla ilgili olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 tarihli ve 2008/149-163 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesi zorunlu olduğu halde, kurulan mahkumiyet hükümlerinde ''hapis cezası ertelenmiş olmakla, hakkında TCK'nın 50. maddesi ile CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına'' şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye topluca başvurularak sanıklar haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre adı geçen sanıkların suçun işlenmesiyle oluşan zararları gidermediklerinin anlaşılması karşısında, bu husus sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, sanıklar ... ve ...'un, suçu, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez işledikleri kabul edilmesine rağmen haklarında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanmaması ile suçu TCK'nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen şirket yöneticisi ve denetçisi olan sanıklar ... ve ... hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen bir kısım sanıklar müdafileri ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C-)Sanıklar ... ve ... müdafilerin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan 'Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.' biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekille temsil ettiren ve beraatine karar verilen sanık ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Yine, kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar ... ve ... lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kanuna aykırı ve sanıklar müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının B/3 no'lu bölümündeki '...' ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılması ve hüküm fıkrasına 'Kendisini vekille temsil ettiren sanık ... için karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 3.000 TL'nin Hazineden alınarak adı geçen sanığa verilmesine', 'Kendilerini aynı vekille temsil ettiren sanıklar ... ve ... için karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 3.000 TL'nin Hazineden alınarak adı geçen sanıklara verilmesine,' ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
D-)1-İddianamenin A/1 no'lu bölümünde anlatılan olaya ilişkin olarak sanık ... hakkında mala zarar vermeye azmettirme suçundan 41/c no'lu hüküm fıkrasında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
11/04/2010 tarihinde meydana gelen olayla ilgili olarak katılanın 02/12/2010 tarihinde şikayetçi olduğunu bildirdiğinin anlaşılması karşısında, takibi şikayete bağlı olan mala zarar verme suçunda 6 aylık şikayet süresinin geçirilmiş olması gözetilerek soruşturma ve kovuşturma şartı gerçekleşmeyeceğinden CMK'nın 223/8. maddesine göre düşme kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a-)02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-)Cezası alt sınırdan saptanan ve ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesine aykırı olarak, denetime olanak verecek şekilde gerekçeleri gösterilip açıklanmadan, denetim süresinin alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi,
2-İddianamenin A/8 no'lu bölümünde anlatılan olaya ilişkin olarak; sanık ... hakkında tehdit suçuna azmettirme suçundan 41/d no'lu hüküm fıkrasında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-) 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
b-)Cezası alt sınırdan saptanan ve ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesine aykırı olarak, denetime olanak verecek şekilde gerekçeleri gösterilip açıklanmadan, denetim süresinin alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi,
3-İddianamenin B/2 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanık ... hakkında rüşvet verme, sanık ... hakkında rüşvet alma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
... Fabrikası A.Ş'nin yönetim kurulu başkanı olan sanık ... ile ... Ticaret Odası başkanı olarak görev yapan sanık ...’nin fikir ve eylem birliği içerisinde ... Fabrikası yönetim kurulu başkanının değiştirilmesi, yönetim kurulu üyelerinin imzalı dilekçelerinin istifa dilekçeleri olarak gösterilip usulsüz olarak üyeliklerinin düşürülmesi gibi işlemlerin ticaret siciline tescil sürecinde sanık ... lehine olan işlemlerin ticaret siciline tescilini usulsüz olarak gerçekleştirdikleri, aleyhine olan işlemleri ise tescil ettirmedikleri ya da geç tescil ettirilmesini sağladıkları, bu işlemler karşılığında sanık ...'ın diğer sanığa menfaat temin ettiği iddiasıyla yapılan yargılamada; tüm dosya kapsamına göre rüşvet alma ve verme suçlarından mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına dair gerekçe isabetli ise de; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve suç niteliğinin tayini bakımından, ticaret siciline tescil işlemlerinde sanık ...'nin bir görevinin bulunup bulunmadığı, ticaret sicil memurluğunun bu tescil işlemlerinin yapılması sırasında sanık ...'den bir talimat alıp almadığı hususlarının, sahte istifa dilekçelerinin tesciline ilişkin olarak özel belgede sahtecilik suçundan Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/195 Esas, 2011/164 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama dışında sanıklar hakkında söz konusu tescil sürecindeki usulsüzlüklere dair başkaca bir kamu davası olup olmadığının da araştırılmasından sonra tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde tescil işlemlerinin sanıkların eylemleri sonucunda usulsüz olarak yapıldığının sübutu halinde, eylemlerin aynı suçu oluşturması durumunda, zincirleme suç hükümleri de gözetilip menfaat temin edildiği ispatlanamasa dahi sanık ... yönünden 5174 sayılı Kanunun 76. maddesi yollamasıyla TCK'nın 257/1. maddesinde tanımlanan görevi kötüye kullanma suçundan, sanık ... yönünden ise TCK'nın 38/1. maddesi uyarınca özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçuna azmettiren olarak sorumlu tutulup tutulamayacakları karar yerinde tartışılmadan, eksik inceleme sonucu yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
4-İddianamenin B/3 no'lu bölümünde anlatılan eylemle ilgili olarak; sanık ... hakkında kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan 41/b no'lu hüküm fıkrasında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesinin TCK'nın 133/1. maddesinde; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesinin aynı Kanunun 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlandığı, söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesinin, TCK'nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmadığı hususları nazara alındığında; ... Fabrikası A.Ş'nin yönetim kurulu seçim çalışmaları kapsamında bir düğün salonunda mağdurların çiftçilere yönelik yaptığı konuşmaların kaydedildiği CD'nin sanığın iş yerinden ele geçirilmesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; aleni olmama unsurunun bulunmadığı, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
5-İddianamenin C/2 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ...'a ait olup ...'te bulunan fabrikaların değerinden yüksek fiyata satın alınması sonucu ... Fabrikası A.Ş'nin toplam 10.745.352,27 TL tutarında zarara uğratıldığı iddiasıyla fabrikaların satın alınmasına karar veren yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan sanıklar hakkında yapılan yargılamada; Ticaret Bakanlığı rayiç bedelleri esas alınarak düzenlenen müfettiş raporu ile ... Sigortadan alınan ekspertiz raporu arasında çelişki bulunduğu gözetilerek, iddiaya konu fabrika ve fabrika bünyesindeki eşyaların ve diğer malzemelerin olay tarihindeki değerlerinin inşaat ve makine mühendisleri, emlakçı ve konunun uzmanı diğer teknik bilirkişiler vasıtasıyla belirlenmesinden sonra dosyanın Sayıştay emekli uzman denetçilerinden seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilip, her bir sanığın sorumluluğunu, görev sürelerini de nazara alarak ayrı ayrı irdeleyen, ayrıntılı, önceki müfettiş ve ... sigortadan alınan raporlar arasındaki çelişkiyi de karşılar şekilde gerekçeli rapor alınıp, hasıl olacak neticeye göre tek eylemi bulunan sanıklar bakımından eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar yönünden ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir sonuca varılması gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
6-İddianamenin C/3 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık, zimmet, zimmete yardım ve zimmete neden olma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tebliğnamede iddianamenin C/3 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 170/4. maddesine aykırılık nedeniyle bozulması istenilmiş ise de; adı geçen sanıklardan ... hakkında iddianamede anlatım bulunduğu, diğer sanıklar hakkında ise somut eylemleri bulunmasa da TCK'nın 220/5. maddesine göre bu eylemlerden sorumlu tutulup kamu davası açıldığı gözetildiğinde söz konusu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
... Fabrikası A.Ş. ile bayilik sözleşmesi bulunan ... ve ... şirketlerine sözleşmedeki iskonto oranları aşılarak toplamda 22.036.920,54 TL tutarında fazladan prim ödemesi yapılarak fabrikanın zarara uğratıldığı ve her iki şirketin de başka fabrikalara şeker satarak sözleşmeye aykırı davrandıkları tespit edilmesine rağmen fabrika yönetimince ceza uygulanmadığı iddiasıyla ilgili olarak sanıklar hakkında yapılan yargılamada; söz konusu bayilerden prim oranlarının artırılmasına dair bir talep gelip gelmediğinin, yönetim kurulunun prim artırım kararlarının dayanaklarının neler olduğunun, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, aynı tarihlerde kamu şeker fabrikaları olan Türkiye ... Fabrikaları A.Ş'nin %10 oranında indirim yapıp yapmadığının, ayrıca aynı tarihlerde Şeker Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile piyasadaki diğer Şeker Fabrikalarının prim oranlarının ne olduğunun ilgili kurumlardan sorulup belirlenmesinden, bilirkişi raporundaki tespitler karşısında, adı geçen bayilerin sözleşmeye aykırı davranmaları durumunda ... Fabrikası yönetiminin bu durumun tespitini ne şekilde gerçekleştireceği, bayilere yönelik bir denetim yapıp yapamayacağı, yapılması gereken cezai işlemi fabrika yönetiminin uygulayıp uygulayamayacağı gibi hususların araştırılıp gerektiğinde bilirkişi raporu ile saptanmasından sonra her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre tek eylemi bulunan sanıklar yönünden eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar bakımından ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir sonuca varılması gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
7- İddianamenin C/4 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık, zimmet, zimmete yardım ve zimmete neden olma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
... ve Çamur Boşaltma ihaleleri sonrasında herhangi bir yük taşıma işi yapmadıkları halde ... Fabrikası A.Ş'den ... Hafriyat isimli şirketin toplam 662.316,23 TL, ... Nakliyat isimli şirketin ise toplam 1.713.640,24 TL haksız ödeme aldıkları iddiasıyla ilgili olarak yapılan yargılamada; ihale evrakları ve yapılan sözleşmelerin getirtilip incelenmesinden, sözleşmeye uygun olarak nakliye ve kepçe hizmetleri ile istenilen sayıda kepçe verilip verilmediğinin hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için, çiftçilerin fabrikaya pancar taşıdıkları kendi araçlarının adı geçen firmaların yaptığı nakliye ve kepçe hizmetleri kapsamında gösterilip gösterilmediğinin, bu kapsamda firmaların hizmet verdiği araçlar ile çiftçilere ait araçların plaka kayıtlarının karışıp karışmadığının denetime olanak verecek şekilde tespit edilmesinden, çiftçilere ait olduğu belirtilen araçların sahiplerinin olayla ilgili olarak beyanlarına başvurulmasından ve fabrikaya yaptıkları taşıma işlerini hangi araçlarla gerçekleştirdikleri de sorularak varsa buna ilişkin belgelerin dosya arasına getirtilmesinden, yine bilirkişi raporunda '... firmasına menfaat temin edildiği iddiası ile ilgili olarak gerçek plakası ve kime ait olduğu tespit edilemeyen ... plakadaki rakam ve harflerin birbirine çok yakın olduğu, gerçekte bu ... plakanın 2 ya da 3 araca ait olabileceği, dosya kapsamında yapılan incelemede hatalı yazılan plakaların gerçek olanlarının tespit edilemediği, ancak ihaleyi alan firmanın ... İnşaat, ... Taşımacılık...İnşaat ve ... Otomotiv gibi firmalardan hizmet aldığının Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Suç Duyurusu raporunda yer almasına karşılık, bu şirketlere ait araçların plakalarının yazılmadığı, bahse konu plakaların bu firmalara ait araçlar olabileceği' hususunun belirtilmesi karşısında, belirtilen eksik hususlar ile raporda değinilen plakaları hatalı girilen araçların sayısının ve yanlış girilme sıklığının araştırılmasından sonra dosyanın yeniden bilirkişi kuruluna tevdi ile ek rapor alınarak olaya dair dinlenen fabrika bünyesinde çalışan görevlilerin iddiayı doğrulayan beyanları üzerinde de durularak sonucuna göre her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilerek, tek fiili bulunan sanıklar açısından eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar bakımından ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir sonuca varılması gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,8-İddianamenin C/6 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ... ve ... (... ve... oğlu, 1963 D.lu) haklarında 17/c, 18/e, 35/b ve 40/b no'lu hüküm fıkralarında güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet, sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında ise zimmet, zimmete neden olma ve güveni kötüye kullanma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre mahkumiyet hükümleri yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden; dosya kapsamındaki bilirkişi raporunda ''... Fabrikasının olay tarihlerinde yönetim ve denetim kurulu başkan ve üyeleri olan sanıklardan ...'un 14/07/2009 tarihinde aldığı avansı 04/08/2009, ...'un 08/01/2010 tarihinde aldığı avansı 09/02/2010, ...'ın 02/12/2009 tarihinde aldığı avansı 09/02/2010, ...'ın ise 01/05/2009 tarihinde aldığı avansı 09/02/2010 tarihlerinde müfettiş soruşturmasından önce kapattıkları, harcırah ve masraf avansları ödemelerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, harcırah olarak verilen avanslarda gidilmesi gereken yerlere gidilmediği ile masrafların gerçekte yapılmadığına ilişkin bir tespitin ve isnadın mevcut olmadığı, şirket anasözleşmesinde avansların ne zaman kapatılacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, alınan harcırahların şirketin iş ve hizmetleri için alınmadığına ilişkin somut tespitlerin de görülemediği''nin belirtilmesi karşısında; dosyada mevcut fabrika yönetimince yayımlanan genelgede avansların görev bitimine müteakip 10 gün içerisinde iade edilmesi gerektiğinin belirtildiği gözetilerek, sanıklara söz konusu avansların hangi görev için verildiği, görevlerinin başlama ve bitiş tarihlerinin ne olduğu, avansları görev bitimine müteakip üzerlerinde ne kadar süreyle tuttukları gibi hususların araştırılmasından sonra suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilip neticesine göre suçun sübut bulması halinde eylemlerin aynı suçu oluşturması durumunda zincirleme suç hükümleri de gözetilip TCK'nın 155/2. maddesindeki güveni kötüye kullanma suçundan sorumlu tutulup tutulamayacakları karar yerinde tartışılmadan, eksik inceleme sonucu yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
Mahkumiyet hükümleri yönünden kabule göre de;
a-) Sanıklardan ... ve ... haklarında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki 'suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur' şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması zorunluluğuna uyulmayarak sanıkların mal edindikleri kabul edilen miktarların değeri gözetildiğinde, olayın oluş biçimine ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçelerle, hak ve orantılılık kuralları gözetilmeden, temel cezaların asgari hadlerin üzerinde belirlenmesi suretiyle fazla cezalar tayini,
b-)Sanık (... ve... oğlu) ...'ün atılı suçu bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez işlediği kabul edilmesine rağmen hakkında TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
c-)Sanık ... tarafından 24/10/2013 tarihinde, sanık ... tarafından 01/07/2013 tarihinde, sanık (... ve ... oğlu) ... tarafından 09/11/2006 tarihinde mal edindikleri kabul edilen tutarların ödendiğinin kabul edilmiş olması karşısında, adı geçen sanıklar hakkında 5237 sayılı Yasanın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
9-İddianamenin C/7 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... (... ve... oğlu, 1963 D.lu) ve ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tebliğnamede iddianamenin C/7 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak, sanıklardan ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 170/4. maddesine aykırılık nedeniyle bozulması istenilmiş ise de; sanıklar hakkında somut eylemleri bulunmasa da TCK'nın 220/5. maddesine göre bu eylemlerden sorumlu tutulup kamu davası açıldığı gözetildiğinde söz konusu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
a-)Bilirkişi raporlarında '...muhtelif tarihlerde ... Fabrikası A.Ş. tarafından ... Spor Kulübü Derneğine, Pan-Küp ... Kulübü Derneğine,... Spor Kulübü Derneğine, Türkiye Kızılay Derneğine, Sayıştay Denetçiler Derneğine, Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine yapılmış olan bağışlarla ilgili olarak; bağış tutarı paranın ... Fabrikası A.Ş'nin hangi görevlisi tarafından ne şekilde (banka havalesi mi, makbuz karşılığı mı) fiilen havale yapıldığının veya elden ödendiğinin, bağış tutarı paranın, ilgili derneğin hangi hesabına yatırıldığının, bunu kanıtlayan banka havale yazısının, elden ödenmiş ise hangi makbuz karşılığı, şirketin hangi görevlisi tarafından dernek görevlilerinden kime ne miktarda ödeme yapıldığının sorulması, ilgili ödeme belgelerinin ve eki ödemeyi kanıtlayıcı belgelerin (makbuz, banka dekontu) istenilmesi, belgelerde isim yok ise imzaların kime ait olduğunun sorulması gerektiği, eylemin sorumlularının sözü edilen belgelerin incelenmesinden sonra tespit edilebileceği, tüm bu konulara ilişkin makbuzların, banka dekontlarının, kayıtların, imzaların ve ilgili işlemlerin, dolayısı ile sorumluların daha kısa sürede ve sağlıklı olarak tespitinin mahallinde (şirket merkezinde) incelenmesi ile mümkün olduğu, bu nedenle şirket merkezinde inceleme ve tespit yaptırılmasının uygun olacağı,' belirtilmesine rağmen, söz konusu eksik hususların araştırılmasından sonra bu konuda ek bilirkişi raporu alınıp neticesine göre her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilerek tek eylemi bulunan sanıklar bakımından eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar açısından ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir hükme varılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
b-)İddianamede dava konusu bu olayla bağlantılı olduğu belirtilen Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/3161 sayılı soruşturma dosyasının akıbetinin de araştırılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
10-İddianamenin C/8 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tebliğnamede iddianamenin C/8 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak, sanıklardan ..., ..., ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 170/4. maddesine aykırılık nedeniyle bozulması istenilmiş ise de; sanıklar hakkında somut eylemleri bulunmasa da TCK'nın 220/5. maddesine göre bu eylemlerden sorumlu tutulup kamu davası açıldığı gözetildiğinde söz konusu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
... Fabrikası A.Ş'de kurulu bulunan makinaların tamir ve bakımı yapılmış gibi gösterilerek ..., ..., ..., ..., ... ve ... isimli şirketler adına toplam miktarları birbirine yakın 40 adet sahte fatura kesilmek suretiyle 893.071,20 TL paranın fabrika hesabından aktarılması biçiminde gerçekleştiği anlaşılan olayda; söz konusu paravan şirketlerin sahibi olarak gözüken sanıklar ..., ... ve ..., sahte faturalarda yazan paraları bankadan çeken sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..., sahte faturalara konu paraların teslim edildiği kişiler olan sanıklar ... ve ...'in katılan şirket aleyhine fikir ve eylem birliği içerisinde kendilerine menfaat sağlama biçimindeki eylemlerinin, olayla bağlantılı olduğu belirtilen özel belgede sahtecilik ve 213 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından adı geçenler haklarında Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/799 Esas ve Kayseri 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/219 Esas sayılı dosyalarında görülen kamu davalarının akıbetleri de araştırılıp, her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilerek tek eylemi bulunan sanıklar yönünden eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar bakımından ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir hükme varılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
11-İddianamenin C/9 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tebliğnamede iddianamenin C/9 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak, sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında verilen beraat hükümlerinin CMK'nın 170/4. maddesine aykırılık nedeniyle bozulması istenmiş ise de; sanıklar hakkında somut eylemleri bulunmasa da TCK'nın 220/5. maddesine göre bu eylemlerden sorumlu tutulup kamu davası açıldığı gözetildiğinde söz konusu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
... Fabrikası A.Ş'ye ait İncesu gebe düve ve süt üretim tesisleri inşaatı yapımı ile ilgili olarak yapılan ihalede, ihaleyi kazanan firmanın sunduğu iş bitirme belgesinin yeterli olmadığı ve hak edişlerde firmaya fazla para ödenerek şirketin zarara uğratıldığı iddiaları ile ilgili olarak ihaleye katılan firma yetkilileri, ihale komisyonu üyeleri ve hak edişlerde görevli sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulmuş ise de; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, kazanan firmanın ihaleye sunduğu iş bitirme belgesinin usulüne uygun ve yeterli olduğu belirtilirken, hak edişlerde fazladan para ödenmesi ile ilgili olarak idarenin hak ediş sırasında rapor aldığı Yapıtek firmasının sorumlu olabileceğinin belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi açısından, ihaleye konu işle ilgili hak edişlerin ve ihale sürecindeki işlemlerin sözleşme ve şartnamelere uygun olarak yapılıp yapılmadığı, hak ediş ile yapılan işler arasında fark bulunup bulunmadığı, bu kapsamda her bir sanığın sorumluluğunu ayrı ayrı irdeler şekilde konunun uzmanlarından oluşan yeni bir bilirkişi kurulundan alınacak raporun sonucuna göre her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilerek tek eylemi bulunan sanıklar yönünden eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar yönünden ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir hükme varılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
12-İddianamenin C/10 no'lu bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-)... ve... isimli firmalara yapılan ödemelere ilişkin olarak;
Olaya dair düzenlenen bilirkişi raporunda; firmaların verdiği reklam hizmetinin gerçekte ne kadar değer taşıdığının tespit edilmesi imkanı bulunmadığının, sadece iddiaları doğrulayan tape kayıtları ve beyanlara göre değerlendirme yapılması halinde, ... Ltd. Şti. ve ... Ltd. Şti. firmalarının verdikleri hizmetlere karşılık hizmet değerinin üzerinde faturalar düzenledikleri sonucuna varılması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi açısından söz konusu firmalara yapılan ödemelerin gerçek hizmet bedelini yansıtıp yansıtmadığı, ödemeler ile verilen hizmet arasında iddiadaki gibi fahiş farklar bulunup bulunmadığı, bu kapsamda her bir sanığın sorumluluğunu ayrı ayrı irdeler şekilde konunun uzmanlarından oluşan yeni bir bilirkişi kurulundan alınacak raporun sonucuna göre katılan ... Fabrikası A.Ş.görevlilerinin iddiaları doğrulayan olaya dair beyanları üzerinde de durularak, her bir sanığın suç kasıtları ayrı ayrı değerlendirilip tek eylemi bulunan sanıklar yönünden eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar yönünden ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir sonuca varılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
b-)Altınbey isimli firmaya yapılan ödemelere ilişkin olarak;
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında... firmasından yüksek miktarlı fatura kesildiği iddiasıyla ilgili olarak “iddiayı doğrulayacak herhangi bir fatura, bilgi ya da belgenin gösterilmediği” belirtilmiş ve bu konuyu inceleme dışı bırakan rapor doğrultusunda sanıklar hakkında beraat hükümleri kurulmuş ise de; müfettiş raporunda yer almayan ancak soruşturma fezlekesinde olayla ilgili olarak “... unvanlı şirketten reklam bedeli, uçak biletleri, fuar katılım bedeli, Suriye'den gelen misafirlerin uçak bedeli için, 01/05/2007-30/04/2008 tarihleri arasında 107.658,10 TL, 01/05/2008-30/04/2009 tarihleri arasında 158.461,28 TL, 01/05/2009–30/04/2010 tarihleri arasında 474.803,73 TL, 01/05/2010-30/04/2011 tarihleri arasında 264.800,00 TL ve 01/05/2011–08/07/2011 tarihleri arasında 3.319,00 TL olmak üzere toplam 1.009.042,21 TL' hizmet satın alındığı, bu şekilde 2010-2011 yılları arası esas alındığında sanık ... yönetiminde 2 aylık hizmet bedeli 44.333,33 TL olduğu halde sonraki yönetimde 2 aylık hizmet bedelinin ise bu miktarın oldukça altında 3.319 TL olduğu,' şeklinde tespitlerin yer aldığının anlaşılması karşısında, söz konusu firmaya yapılan ödemelerde bir usulsüzlük olup olmadığı, firmaya yapılan hizmet ya da alınan mal dışında bir ödeme yapılıp yapılmadığı, fazla bir ödeme yapılmış ise bu konuda her bir sanığın sorumluluğunu ayrı ayrı irdeler ve iddiayı karşılar şekilde ek bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre tek eylemi bulunan sanıklar yönünden eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h maddesinde tanımlanan nitelikli dolandırıcılık suçunun, birden fazla eylemi bulunan sanıklar yönünden ise bu eylemleri ile iddianamenin farklı bölümlerinde anlatılan ve aynı suçun konusunu oluşturan diğer eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-h, 43/1. maddelerinde tanımlanan zincirleme biçimde nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı karar yerinde tartışılarak bir sonuca varılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması,
13-İddianamenin G bölümünde anlatılan eylemlerle ilgili olarak; sanıklar ..., ... ve ... (... ve ... oğlu, 1963 D.lu) haklarında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan 40/c, 42/b, 43/b no'lu hüküm fıkralarında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Cezaları alt sınırdan saptanan ve ertelenen sanıklar haklarında TCK'nın 51/3. maddesine aykırı olarak, denetime olanak verecek şekilde gerekçeleri gösterilip açıklanmadan, denetim süresinin alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesi,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 tarihli ve 2008/149-163 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesi zorunlu olduğu halde, kurulan mahkumiyet hükümlerinde ''hapis cezası ertelenmiş olmakla, hakkında TCK'nın 50. maddesi ile CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına'' şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye topluca başvurularak sanıklar haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
E-)Genel olarak kabule göre de;
1-Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından öncelikle ceza muhakemesi hukukunun en önemli ilkelerinden biri olan 'delillerin serbestliği' ve 'hukuka aykırı yöntemle elde edilen delillerin kullanılması' konuları üzerinde durulması gerektiği,
Uygulamada yerleşmiş içtihatlarda da işaret edildiği üzere, ceza yargılamasının amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak biçimde kesin olarak belirlenmesi olup, maddi hakikate ulaşılmasında kullanılan tek vasıtanın deliller olduğu, Anayasanın 38/6. maddesine göre kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği, 5271 sayılı CMK'nın 'delilleri takdir yetkisi' başlıklı 217. maddesinin ikinci fıkrasındaki 'Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.' biçimindeki düzenleme ile 'delillerin serbestliği' ilkesine de vurgu yapıldığı, buna göre; ceza yargılamasında hangi hususun hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp, yargılama yapan hakimin, hukuka uygun şekilde elde edilen tüm delilleri kullanmak suretiyle, sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek, her türlü şüpheden arınmış bir neticeye ulaşması gerektiğinden, yargılamaya konu olan olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her aracın delil olarak kabul edileceği, bahse konu maddenin gerekçesinde 'Maddenin son fıkrası, usul hukuku yönünden olağanüstü önem taşıyan ve adil yargılama ile bağlantılı ilkeyi belirtmektedir. İlke, delilin doğruluğunu, haklılığını, hakkaniyete uygunluğunu sağlamak amacını gütmektedir. Böylece ister soruşturma ister kovuşturma evrelerinde olsun, hukuka aykırı olarak; örneğin, işkence, narko analiz, hataya sürükleyici eylemler, sorgulamalar, baskılar, kişinin fizik ve moral bütünlüğüne saldırılar yolu ile elde edilmiş deliller hükme esas alınamayacaktır' denilmek suretiyle bir delilin hükme esas alınmasına engel oluşturan hukuka aykırılığın 'sanığın temel haklarını' ihlal eden aykırılıklar olduğunun belirtildiği, keza CMK'nın 206/2-a maddesinde ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunacağının, 230/1-b maddesinde ise mahkumiyet hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerektiğinin ifade edildiği,
Ayrıca, Anayasanın 22. maddesinde herkesin haberleşme hürriyetine sahip olduğu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış mercin yazılı emri bulunmadıkça haberleşmenin engellenemeyeceğinin ve gizliliğine dokunulamayacağının hüküm altına alındığı,
Taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 8. maddesinde ise herkesin özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu, bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesinin ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzeninin korunması, suç işlenilmesinin önlenilmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabileceğinin belirtildiği,
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirinin 5271 sayılı CMK'nın 135. maddesinde, bu yolla elde edilen tesadüfi delillerin hukuki durumunun ise aynı Kanunun 138/2. maddesinde düzenlendiği, buna göre telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak 135. maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse, bu delilin muhafaza altına alınacağı ve durumun Cumhuriyet savcılığına derhal bildirileceğinin belirtildiği,
Belirtilen düzenlemeler ışığında somut olaylar değerlendirildiğinde;
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/02/2010 tarih ve 2010/573 Değişik İş sayılı Kararı ile Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/03/2011 tarih ve 2011/830 Değişik iş sayılı Kararı arasındaki iletişimin tespiti kararlarıyla sanıkların kullandıkları telefon hatları ile ilgili olarak iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararlarının verildiği, bu kapsamda yapılan tespit sırasında temyizin kapsamı da dikkate alındığında CMK'nın 135/8. madde ve fıkrasındaki katalog suçlar arasında sayılmayan iddianamenin A-1 ve A-8 no'lu bölümlerinde anlatılan mala zarar verme ve tehdit suçlarına ilişkin görüşmelerin tespit edildiği, Ceza Genel Kurulunun 03/07/2018 gün ve 2015/1-396 Esas, 2018/323 sayılı Kararında da belirtildiği üzere; telefon dinlemesi sırasında tesadüfen elde edilen kanıtların dikkate alınabilmesi için, söz konusu suçun da 135. maddede sayılan katalog suçlardan birisine uygun olmasının gerektiği, bu kapsamda CMK'nın 135/8. madde ve fıkrasında belirtilen katalog suçlar arasında sayılmayan suçlar açısından aynı Kanunun 138/2. madde ve fıkrası gereğince düzenlenen iletişimin tespiti tutanaklarının bu suçların delili olarak kullanılamayacağının, elde edildikleri tarihte yürürlükte bulunan kanunlara uygun olarak tespit edilmeyen kanıtların hukuka uygun delil olduklarından söz edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
2-Mahkumiyet hükümleri yönünden sanıklar haklarında TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanması lüzumu,
3-Yine, mahkumiyet hükümleri yönünden suçu TCK'nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen şirket yöneticisi ve denetçisi olan sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan 'Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir.' biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekille temsil ettiren ve beraatine karar verilen sanık ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve 2008/149-163 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesi zorunlu olduğu halde, kurulan mahkumiyet hükümlerinde ''Hapis cezası ertelenmiş olmakla, hakkında TCK'nın 50. maddesi ile CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına'' şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye topluca başvurularak sanıklar haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılanlar vekilleri, bir kısım sanıklar müdafileri ile sanık ...'ün temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin mahkumiyet kararları yönünden kazanılmış hak hükümleri saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozmanın mahiyetine göre CMUK'nın 325. maddesi gereğince hükmü süresinde temyiz etmeyen sanık ...’ya 26/c no'lu hüküm fıkrasındaki mala zarar verme suçu açısından verilen mahkumiyet hükmü yönünden TEŞMİLİNE, 06/12/2018 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanıklar hakkındaki bozma ilamına konu olan ve eksik tahkikatla hüküm kurulduğu yönündeki çoğunluk görüşüyle aynı düşüncede olunmakla beraber, bu tahkikat neticesinde hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki statüleri ve bu bağlamda eylemlerinin hukuki niteliği konusunda sayın çoğunluk ile farklı görüşte olduğumdan karara bu yönüyle muhalif kalınmıştır.
Şöyle ki:
Dosya kapsamına, mevcut delillere ve bilirkişi raporuna nazaran ... Fabrikası A.Ş. 1955 yılında kurulmuş 2002 yılında özelleştirilmiş olup, fabrikanın %38 oranındaki ağırlıklı ortağı S.S. Kayseri ve civarı Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifidir. Söz konusu fabrikanın diğer ortakları ise Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (%9,99), S.S. ... Pancar Ekicileri Kooperatifi (%8,33), ... Pancar Ekicileri Kooperatifi (%7,73) ile %0,13-5 oranları arasında değişik miktarlarda ... Pancar Ekicileri Kooperatifleri ile çok düşük bir miktarın ise, ... Sigorta A.Ş. ile ... A.Ş. ve...'tir.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulunun 17/08/2010 tarihli raporuna göre de; şirketin rapor tarihi itibarıyla sermayesine %9,99 oranında T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresinin, %50,51 oranında da ... Pancar Ekicileri Kooperatifinin iştirak ettiği, kalan sermayesinde ise çok sayıdaki pancar ekicileri kooperatifinin, muhtelif şirketlerin ve Pankobirlik'in iştirakinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Sanıklardan ..., ..., ..., ... ve ... ise suç tarihlerinde ... Pancar Ekicileri Kooperatifinin yönetim kurulu üyeleri olup, aynı zamanda ... Fabrikası A.Ş'de yönetim kurulu ve denetim kurulu üyesi olarak görev yapmışlardır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 62. maddesindeki düzenlemede de 'Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarfeder.
Yönetim Kurulu, kendi tutanakları ile Genel Kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerin muntazam hazırlanıp, tutulup, saklanmasından ve işletme hesabıyla, yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanıp tetkik olunmak üzere denetleme kuruluna verilmesinden sorumludur.
Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.' hükümleri yer almaktadır.
Bu itibarla kooperatifin yönetim kurulu üyeleri olan sanıkların aynı zamanda sermayesinin yarısından fazlası kooperatife ait olan şirketin malvarlığına yönelik eylemlerde hisse oranı da nazara alındığında şirketin malvarlığının kooperatife ait sayılması, görevleri sebebiyle koruma ve gözetim yükümlülüklerinin bulunması, buna bağlı olarak da şirketin malvarlığına karşı gerçekleştirilen eylemlerinin (avans alıp kapatmayan ve yönetim kurulu üyesi olmayan sanıkların eylemleri hariç olmak üzere) yapılacak kovuşturma neticesinde, diğer eksik tahkikatların tamamlanarak unsurların oluşması halinde Dairemizin 28/05/2007 tarihli ve 2007/3692 Esas, 2007/4007 Karar; 11/02/2008 tarihli ve 2007/6830 Esas, 2008/776 Karar; 18/12/2015 tarihli ve 2013/10337 Esas, 2015/17539 Karar; 10/12/1997 tarihli ve 1997/3399 Esas, 1997/4524 Karar; 17/02/2000 tarihli ve 1999/5519 Esas, 2000/608 Karar sayılı ilamlarında da vurgulandığı üzere kül halinde zincirleme zimmet suçunu oluşturacağı, bu sanıkların eylemlerine iştirak eden diğer sanıkların eylemlerinin ise TCK'nın 40/2. maddesi uyarınca buna iştirak niteliğinde olacağı düşüncesiyle, sanıkların fiillerini nitelikli dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma olarak niteleyen sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.