1. Hukuk Dairesi 2021/7334 E. , 2022/820 K.
MAHKEMESİ : KAHRAMANKAZAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 3 parsel sayılı taşınmaz (dahili davalılar ... ... ... ve ... ...) yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ... ..., ... ..., ... ... ve ... ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... ... vekili tarafından, Mahkemece verilen 07/06/2021 tarihli ek karar ise davalı ... ... San. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, davalı ...’ye karşı açtıkları muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini, davalı ...’nin hükmün infazını engellemek amacıyla; asıl davada dava konusu 2730 ada 20, 2755 ada 5, 2754 ada 25, 2757 ada 4 ve 147 ada 2 parsel sayılı taşınmazları satış göstermek suretiyle davalılara devrettiğini, birleştirilen davada dava konusu 3394 ada 5, 3395 ada 3, 3398 ada 1 ve 3399 ada 2 parsel sayılı taşınmazları ise yine satış göstermek suretiyle davalı ...'e devrettiğini, tüm temliklerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde miras paylarına isabet eden bedelin davalı ...'den tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada birleştirilen davada dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden davayı takipsiz bıraktıklarını bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar ve birleştirilen davada davalı ..., dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını belirterek, asıl ve birleştirilen davada davalı ..., davacıların muvafakati ile dava konusu taşınmazların satıldığını, davacıların miras paylarına isabet eden bedeli az bulunca satış bedellerini almayarak dava açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalı ...'nin ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28/10/2014 tarihli ve 2013/223 E. - 2014/312 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazlardaki payların mülkiyetinin mahkeme kararı ile davacılara geçtiği ve davalıların iyiniyet savunmasına değer verilemeyeceği gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 15/03/2018 tarihli ve 2015/17619 E. - 2018/7357 K. sayılı kararıyla; '...Somut olayda, yukarıda değinilen ilkelere göre bir değerlendirme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi davalı ...’den çekişmeli diğer taşınmazları temlik alan davalıların iyiniyetli olup olmadıklarının, bir başka ifadeyle Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacaklarının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir..'' gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30/03/2021 tarihli ve 2019/78 E. - 2021/166 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz bakımından davayı takip etmeyeceğini bildirdiği, bu parsel bakımından davanın 09/07/2020 tarihinde HMK'nın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına, davacı vekilinin dava dilekçesi ile yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel tazminini talep ve dava ettiği, tapu iptali ve tescil talebini bir kısım davalılara, tazminat talebini ise davalılardan ... ...'e sonrasında ... ... mirasçılarına yönelttiği, bu hali ile davacı taleplerinin 6100 Sayılı HMK uyarınca terditli dava olarak nitelendirilemeyeceği, yine 6100 sayılı HMK madde 125/1 ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarihli ve 2015/17619 Esas, 2018/7357 karar sayılı bozma ilamı gereğince davacı vekiline seçimlik hakkının hatırlatıldığı ve davacı vekilinin '...biz HMK 125/1 uyarınca seçimlik hakkımızı tapu iptal ve tescil talebimize yönelik olarak kullanıyoruz yani davamıza tapu malikleri yönünden devam ediyoruz.' şeklinde beyanda bulunduğu gerekçesiyle ... ... mirasçıları bakımından davanın pasif husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, tapu siciline güvenerek iyi niyetle kazanım sağlayan üçüncü kişi konumundaki davalıların iyiniyetli olmadıklarını gösterir bir delil sunulamadığı, tanıkların verilen kesin sürede bildirilmediği, davacının kötüniyet iddiasını ispatlayamadığı, davalıların TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacakları gerekçesiyle diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bu karardan sonra asıl davada davalı ... ... San. Tic. A.Ş. vekili tarafından dava konusu 28 parsel yönünden ve vekalet ücretine ilişkin olarak; birleştirilen davada davalı ... ... vekili tarafından vekalet ücretine ilişkin olarak anılan kararın düzeltilmesi talebi üzerine; Mahkemece 07/06/2021 tarihli Ek Karar ile davalıların tavzih taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve birleştirilen davada davalı ... ... vekili, 07/06/2021 tarihli Ek Kararına karşı ise davalı ... ... San. Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar tarafından tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine dair terditli dava açıldığını, Yargıtay bozma ilamında terditli dava ile ilgili herhangi bir bozma ve açıklama bulunmadığını, iki ayrı dava değil tek dava bulunduğunu, Mahkemece yapılan usuli işlemin hukuka uygun olmadığını, davacıların seçimlik hakka zorlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yetersiz ve denetime elverişli olmayan gerekçe ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazların satım bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğunu, bir kısım davalıların sınır komşusu, akraba, bir kısmının müşterek malik olduklarını, kendilerinden beklenen özeni göstermediklerini, mahkemenin bu hususları dikkate almadığını, davalıların kötüniyetli olduklarını, iyiniyet kuralından faydalanmalarının mümkün olmadığını, tanık dinletme isteğinin Mahkemece reddedildiğini, tanıkların dinlenilmemesinin usul, kanun ve hakkaniyete aykırı olduğunu, 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tekraren hüküm kurulduğunu, asıl ve birleştirilen davanın karıştırıldığını, vekalet ücretlerinin yanlış hesaplandığını, verilen kararın tamamının usule, kanuna, hakkaniyete ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
5.2. Birleştirilen davada davalı ... ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararı katılma yolu ile temyiz ettiğini, asıl dava ve birleştirilen davanın taraflarının aynı olmadığını, kararın vekalet ücreti yönünden hukuka aykırı olduğunu, vekalet ücreti yönünden hükmün bozulmasına (usul ekonomisi açısından düzeltilerek onanmasına) karar verilmesini talep etmiştir.
5.3. Asıl davada davalı ... ... San. Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; her bir davalının satın aldığı taşınmazın miktar ve değerlerinin farklı olduğunu, vekalet ücretlerine ayrı ayrı hükmedilmesi gerektiğini bildirerek, Mahkemece verilen kararı ve tavzih taleplerinin reddine ilişkin ek kararı temyiz ettiklerini bildirmiş, vekalet ücretine ilişkin olarak hükmün düzeltilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı TMK'nın 1024/2. maddesinde ''Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.'',
6.2.2. 4721 sayılı TMK'nın 1025/1 maddesinde ise ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.''
hükümlerine yer verilmiştir.
6.2.3. Öte yandan, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; “davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2012 tarihli ve 2012/310 Esas-388 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazların davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verildiği, İİK’nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin ilgili tapu sicil müdürlüğüne bildirilmediği, kararın 10.01.2013 tarihinde kesinleştiği ve kararın kesinleşmesi üzerine Mahkemece 28.02.2013 tarihinde dava konusu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırıldığı, davalı ...’nin dava konusu 257 ada 4 sayılı parseli 04.03.2013 tarihinde davalı ... A.Ş’ye, 147 ada 2 (eski 583) sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’a, 2730 ada 20 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalılar ... ve ...’a, 2754 ada 25 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’a, 2755 ada 5 sayılı parseli 10.04.2013 tarihinde davalı ...’ye, 3395 ada 3, 3399 ada 2, 3394 ada 5 ve 3398 ada 1 parsel sayılı taşınmazları da 22.04.2013 tarihinde davalı ...’e devrettiği, davalı ...’in 3395 ada 3 sayılı parseli 26.04.2013 tarihinde dahili davalı ...’e, ...’ün aynı taşınmazı yargılama sırasında 19.03.2014 tarihinde dahili davalı ...’a temlik ettiği, davacıların bozma ilamından sonra anılan 3395 ada 3 sayılı parsel yönünden davayı takipsiz bıraktıklarını bildirdikleri, dava konusu 3394 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ise 22/09/2014 tarihinde ifraz edildiği ve ifraz neticesinde 3394 ada 9 ve 10 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 9 sayılı parselin davalı ... tarafından 26/09/2014 tarihinde dava dışı ... ... ...'e satış suretiyle devredildiği, 10 parsel sayılı taşınmazın ise halen davalı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
6.3.2. Somut olaya gelince; davacı tarafın davayı takipsiz bıraktıklarını bildirdikleri dava konusu 3395 ada 3 parsel sayılı taşınmaz; birleştirilen davada dava konusu olduğu halde; asıl dava bakımından kurulan hükümde bu parsele yer verilmiş olması doğru değildir.
6.3.3. Dava konusu 3394 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan parsellerden 3394 ada 9 sayılı parselin davalı ... tarafından yargılama sırasında dava dışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşılmaktadır. O halde, kararın (IV/6.2.3. ) numaralı paragrafında yer verilen ve kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu olan yasal düzenlemeler Mahkemece uygulanarak davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, sonucuna göre işlem yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru değildir.
6.3.4. Davalı ...'nin yargılama sırasında öldüğü, mirasçıları olan çocukları ..., ..., ... ve ...'in davaya dahil edildiği, öte yandan ... ve ...'in mirası reddettiklerini bildirdikleri, Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/219 E., 2020/1812 K. sayılı ilamı ile ... ...'den intikal eden mirasın ... ... tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/110 E., 2020/78 K. sayılı ilamı ile ... ... mirasının mirasçısı ... ... tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği, ancak bu ilamın henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, kesinleşmeyen ilamın kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun değerlendirilmemiş olması da hatalı olmuştur.
6.3.5. Öte yandan, ölen davalı ... hakkında açılan dava terditli olup, tapu iptali ve tescil talepleri kabul edilmediği takdirde, davacıların terditli tazminat talebi bulunduğu gözetilmek suretiyle, mirası reddetmeyen ... mirasçılarının tazminattan sorumlu olacakları düşünülmeksizin, haklarında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yanlış olmuştur.
6.3.6. Birleştirilen davada davalı ...'in; diğer davalı ... ile paydaş oldukları dava konusu taşınmazların kendisine, bir kısmının ise davalı ...'ye (...'nin belirttiği kişiye) devredildiğini, bu suretle dava konusu taşınmazları satın aldığını belirtmiş ise de davalının bu savunmasına yönelik yeterli araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Mahkemece davalının bu savunmasının değerlendirilerek gerekli araştırmanın yapılması, tapu kayıtlarının getirtilmesi, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
6.3.7. Mahkemece 07/06/2021 tarihli Ek Karar ile davalıların tavzih istemlerinin reddine karar verilmiş olması doğru ise de; asıl ve birleştirilen davada dava konusu taşınmazlar farklı olup, davalılara temlik edilen taşınmazlar da farklıdır. Bu durumda her bir davalı ya da davalılara ayrı ayrı devredilen taşınmaz veya taşınmazlar bakımından değerlendirme yapılmak suretiyle, yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti yönünden her bir davalı yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
6.3.8. Davacıların, bozma ilamından önce kendilerine verilen ilk kesin sürede tanıklarını bildirmedikleri anlaşılmakla, Mahkemece davacıların tanık dinletme taleplerinin reddine karar verilmiş olması ise doğrudur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.