Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/12420 E. , 2022/426 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/12420
Karar No : 2022/426
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR): 1- Kendi Adına Asaleten, …, …, … ve
…adına velayeten …
2-…
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davalı idare tarafından aleyhine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Sur ilçesi, … Mahallesi, … Mezrasında 12/05/2016 tarihinde bomba yüklü araç ile gerçekleştirilen patlama sonucu yakınları …'ın hayatını kaybetmesi olayıyla ilgili olarak imzalanan 25/05/2016 onay tarihli sulhnamenin iptali ve maddi ve manevi tazminat istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Diyarbakır Valililiği Hukuk İşleri Şube Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile davacılardan anne …, yaşı küçük kardeşler …, …, … ve … için ayrı ayrı 20,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve anne … için 100.000,00 TL, kardeşler …, …, …, … ve … için ayrı ayrı olmak 50.000,00 TL, dede … ve nine … için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu tazminat başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemi yönünden; işlemin ön karar niteliğinde olduğu, kesin ve icrai nitelikte bir idari işlem niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine; sulhnamenin iptali ve sulhname kapsamındaki maddi tazminat istemleri yönünden, sulhnamenin taraflarının, 5233 sayılı Kanun uyarınca başvuru yapan davacı Meliha Yaman ile idare olduğu, kararın müracaatçı ve/veya mirasçıları adına alındığı, mirasçı sıfatını haiz olmayan davacı dede ve ninenin sulhnamenin iptalini isteme hususunda ehliyetli olmadıkları gerekçesiyle bu davacılar açısından davanın ehliyet yönünden reddine; diğer davacılar yönünden, sulhname ile 5233 sayılı Kanun'da öngörülen, davacıların uğradığı zararların tazmin edilmek suretiyle uyuşmazlığın ortadan kalktığı, sulhnamenin sakatlığından veya başkaca bir nedenle hukuka aykırı olarak düzenlendiğinden de söz edilemeyeceğinden sulhnamenin tarafları bağladığı, dolayısıyla uyuşmazlığın tekrar yargıya taşınamayacağı gerekçesiyle sulhnamenin iptali ve sulhname kapsamındaki maddi tazminat istemleri yönünden davanın reddine, sulhname kapsamı dışındaki maddi tazminat (destekten yoksun kalma) istemi yönünden, olayın meydana gelmesinde yetkili makamların sorumlu tutulmasını gerektirecek ihmal ya da kusur bulunmadığından söz konusu zararın sosyal risk ilkesi ve genel hükümlere göre tazminine olanak bulunmadığı gerekçesiyle maddi tazminat istemlerinin reddine; davacıların manevi tazminat istemi yönünden, olayda hizmet kusuru bulunmadığı, olayın oluş şekli ve uğranılan zararın niteliği karşısında davacıların uğradığı manevi zararın sosyal risk ilkesine göre tazmin edilmesi gerektiği gerekçesiyle olay nedeniyle davacıların duyduğu elem ve ızdırabı kısmen de olsa gidermek üzere takdiren anne … için 50.000,00 TL, kardeşlerden herbiri için ayrı ayrı 30.000,00 TL ve dede … ile nine … için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 220.000,00 TL manevi zararın başvuru tarihi olan 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinafa konu kararın, tazminat ödenmesi istemli başvurunun reddine ilişkin işlem yönünden davanın incelenmeksizin reddine ilişkin kısmı ile sulhnamenin iptali talebi bakımından davacılardan … ve … bakımından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin kısımları hakkında davacıların istinaf başvurularının reddine; sulhnamenin iptali isteminin diğer davacılar yönünden reddine ilişkin kısmına yönelik olarak müteveffa …'ın varislerinin annesi … ile birlikte 18 yaşından küçük dört (…, …, … ve …) ve 18 yaşından büyük bir (…) kardeşi olduğu, olay nedeniyle uğranılan maddi zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini talebiyle anne … tarafından 20/05/2016 tarihinde yapılan başvurunun kendisi ve velayeti altındaki çocuklara ilişkin olduğu, başvuru esnasında 18 yaşından büyük olan …'ın annesine vekaletname verdiğine ilişkin dosyada bir bilgi veya belge bulunmadığı, ölüm olayı nedeniyle uğranılan ve 5233 sayılı Kanun uyarınca hesaplanan zararın tamamının mirasçılardan bir kısmına ödenmesine sebep olunacak şekilde düzenlenen dava konusu sulhnamede davacılardan … bakımından hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacılardan … yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile sulhnamenin iptaline, diğer davacılar yönünden istinaf başvurularının reddine; istinafa konu kararın, manevi tazminata yönelik tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü, kısmen reddi ile davacı anne … için 50.000,00 TL, ölenin kardeşleri …, …, …, … ve …'ın her biri için ayrı ayrı 25.000,00 TL, dede … ve nine … için ayrı ayrı 12.500,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 19/12/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine; maddi tazminat talebinin reddine ilişkin davacıların istinaf başvurularına yönelik olarak, davacılar tarafından, davalı idareye başvurularak 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca genel hükümlere göre maddi ve manevi tazminat talep edildiği, İdare Mahkemesince, davacıların maddi tazminat istemi hakkında genel hükümlere göre hukuki irdeleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın sulhname imzalanması ile uyuşmazlığın sona erdiği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile eksik irdeleme ve gerekçeden oluşan kararın bu kısmının kaldırılmasına belirtilen eksiklik yönüyle irdelenip hüküm kurulmak üzere dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, sulhname imzalandığından maddi zararın bulunmadığı, manevi zarar yönünden illiyet bağı bulunmadığından zararın tazmin edilemeyeceği ve faiz yürütülemeyeceği belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bölge idare mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, Diyarbakır ili, Sur ilçesi, … Mahallesi, … Mezrasında 12/05/2016 tarihinde bölücü terör örgütü mensuplarınca bomba yükla araç ile gerçekleştirilen patlama sonucu yakınları …'ın hayatını kaybettiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun, vefat eden davacılar yakını hakkında daha önce 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödenmesine karar verilerek sulhname imzalandığından yeniden yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığından bahisle Diyarbakır Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğünün … tarih ve E. … sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine bu işlemin ve Diyarbakır Valiliği Zarar Tespit Komisyonunun tazminat ödenmesine ilişkin kararına istinaden … ile imzalanan 25/05/2016 onay tarihli sulhnamenin iptali ile olayın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı ve idareye yapılan başvurunun 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi kapsamında bir başvuru olduğu belirtilerek maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
A)Temyize Konu Kararın, Manevi Tazminat İsteminin Kısmen Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, temyize konu manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) Temyize konu kararın, davacılardan … yönünden sulhnamenin iptaline ilişkin kısmının incelenmesi;
Dava konusu olayda, …'ın vefat etmesi sebebiyle zararlarının karşılanması amacıyla 5233 sayılı Kanun kapsamında müteveffanın annesi … tarafından 20/05/2016 tarihinde yapılan başvuru hakkında Diyarbakır Valililiği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonunun …'ın mirasçılarına 32.568,31 TL ödenmesine karar verilmesi üzerine Komisyon tarafından düzenlenen 25/05/2016 onay tarihli sulhnamenin davacılardan … tarafından '… vekili' sıfatı ile imzalandığı görülmektedir. … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname ile davacı … tarafından muris …'dan intikal edecek 5233 sayılı Kanun kapsamında her türlü iş ve işlemleri takibe, her türlü tazminatları almaya, ahzu kabza, sulh ve ibraya yetkili olmak üzere …'ın vekil tayin edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı … tarafından sulhnameyi imzalayan …'a değil, sulhnameyi imzalayan … tarafından davacı …'a, murisleri …'ın intikal edecek 5233 sayılı Kanun kapsamındaki her türlü iş ve işlemleri yapmaya, tazminatı almaya, ahzu kabza, sulh olmaya yetkili kılındığına dair vekaletname verilmiş ise de; …'ın vekaletname ile kendisine verilen yetkiler dikkate alındığında, sulhnamedeki ödemeden haberinin bulunmamasının mümkün olamayacağı sonucuna varıldığından, Bölge İdare Mahkemesince sulhnamenin iptali istemi yönünden davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmesi gerekirken, …'ın istinaf başvurusunun kabulü ile bu davacı yönünden sulhnamenin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
C) Temyize Konu Kararın, Maddi Tazminata İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 'İstinaf' başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiş; maddenin 3. fıkrasında, 'Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.'; 4. fıkrasında, 'Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.'; 5. fıkrasında, 'Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.' hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinde; bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine yaptığı incelemede, kararı hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldıracağı ve işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kuralına yer verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesini gerektiren sebepler ise anılan maddenin 5. fıkrasında, ilk inceleme üzerine verilen kararların istinaf başvurusunun haklı bulunması, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması şeklinde tahdidi olarak sayılmış olup bu hallere yorum yoluyla ilave yapılması mümkün değildir.
Bölge İdare Mahkemesince, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına yönelik istinaf incelenmesinde, maddi tazminat talebi hakkında genel hükümlere göre hukuki irdeleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın destekten yoksun kalmaktan kaynaklı maddi tazminat talebinin reddedildiği, bu nedenle eksik irdeleme ve gerekçeden oluşan kararın bu kısmının belirtilen eksiklik yönüyle irdelenip hüküm kurulmak üzere kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kararın maddi tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiş ise de; bu gerekçe 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 5. fıkrasında sayılan sebeplerden birine ilişkin olmadığından, Bölge İdare Mahkemesince kararın bu kısmı yönünden işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, kararın kaldırılarak dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararının, temyize konu manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, davacılardan … yönünden sulhnamenin iptaline ilişkin kısmı ile maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 07/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.