Hukuk Genel Kurulu 2018/1117 E. , 2019/264 K.
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacağı' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Diyarbakır 1. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 11.05.2016 tarihli ve 2015/672 E.-2016/789 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli ve 2017/30552 E.-2018/2754 K. sayılı kararı ile;
'…Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin, davalı asıl işverene ait işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin haksız feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile çalışma süresi boyunca ödenmeyen yol ve yemek ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı DEDAŞ vekili; davacının kurumlarında ihale usulü anahtar teslimi iş alan yüklenici şirkette çalışması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını, davacının talep ettikleri alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası itirazları yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, muvazaa iddiasının yersiz ve reddinin gerektiğini, davacının talep ettiği yol ücretine ilişkin olarak yapılan işin mahiyeti gereği işçilere iş yapmaları için yüklenici tarafından araç tahsis edildiğini, davacının yemek ücreti talebine ilişkin olarak, kurumun kendi bünyesinde tüm çalışanlara yemek hizmeti sunan yemekhanesinin bulunduğunu ve kurumda çalışan tüm personelin bu hizmetten faydalandırıldığını, ücret bordrolarının kayıtsız şartsız imzalandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının yol ve yemek ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık vardır.
Mahkemece, emsal dava dosyalarında verilen kararlar, alt şirketlerle DEDAŞ arasında yapılan Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin sayfa 14, madde 38, sayfa 15, madde 39 ve sayfa 16, madde 41 ile diğer hükümlerde işverenin yemek ve yol yardımı yapacağı hususu belirtildiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun usul ve denetime açık olduğu, davacı vekilince zamanaşımı süreleri dikkate alınarak davanın ıslah edildiği gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece idari şartnameler ve davalı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin Diyarbakır İl Müdürlüğü’nün 31.10.2012 tarihli yazısına dayanılarak, davacının beyan ettiği aylık yemek ve yol ücreti tutarları esas alınarak yapılan hesaplamaya göre yol ve yemek ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır. Ancak yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir.
Şöyle ki; davacının çalıştığı alt işverenlerin davalı ile yaptıkları hizmet alım sözleşmesi ve ekleri dosyaya kapsamında bulunmamaktadır. Emsal dava dosyasına atıf yapılmış ise de, dosya ekinde emsal olduğu belirtilen dava dosyası fiziken dosya içerisinde yer almadığından bu aşamada bir değerlendirme yapılması mümkün değildir. Anılan sebeple, öncelikle, davacının çalıştığı alt işveren şirketlere dikkat edilerek, herbir sözleşme döneminde çalışmaya dayanak hizmet alım sözleşmeleri, teknik ve idari şartnameler ile hizmet sözleşmeleri sair ekleri davalıdan ve davacının çalıştığı alt işverenden celp edilerek incelenmeli, şartnamede yemek ve yol yardımına ilişkin hüküm bulunup bulunmadığı ve ihale sözleşmelerinde şartnameye atıf olup olmadığı ve sözleşmede birim fiyata yol ve yemek ücretinin dahil edilip edilmediği denetlenmelidir. Emsal dava dosyası da dosya ekine alınarak, içeriğindeki bilgi ve belgeler incelenmeli, aylık 200,00 TL yol ücreti ve aylık 300,00 TL yemek ücreti ödenmesine ilişkin kabullerin dayanaklarının ne olduğu belirlenmelidir.
Başka bir dava dosyasına cevaben düzenlendiği anlaşılan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Diyarbakır İl Müdürlüğü’nün 31.10.2012 tarihli yazısında, yol ve yemek ücretlerinin nakdi olarak ödendiğine ilişkin ifade bulunmakta olup, bu yazı üzerinde durularak, hangi tarih aralıklarında ne miktarda ödeme yapılması hususunun kararlaştırılmış olduğu, ilgili müdürlükten sorularak, alınacak cevabi yazı ve ekleri incelenmelidir.
Yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra davalının yemek ve yol ücreti ödemesi gerektiği anlaşılıp da ödenecek yemek ve yol yardımının miktarının belirlenememesi halinde ilgili oda ve kurumlara müzekkere yazarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı ve gidiş geliş toplu taşıma ücreti sorulmalı, yine davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı günlük yemek ücreti konusunda emsal araştırması yapılmalı, gelen yazı cevapları ve araştırma yazıları ile birlikte dosya bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır...'
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı işveren nezdinde arıza bakım ve onarım teknisyeni olarak işe başladığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalı işverenin asıl işveren olması nedeniyle tüm alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, yol ve yemek ücretleri ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) vekili, müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile alt işverenler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinde davacıya yapılacak ücret ve diğer ödemelerin alt işverenler tarafından yapılacağının belirtildiğini, buna ilişkin ücret bordrolarının alt işverenlerden istenilerek ücretlerin yatırıldığı banka hesap ekstrelerinin getirtilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ücret bordrolarının sunulmamasının davacının yemek ve yol ücretlerini kazandığına dair bir karine olacağı, emsal Yargıtay kararları da dikkate alınarak davacının yol ve yemek yardımı taleplerinin yerinde olduğu, bu nedenle bilirkişi raporunda yapılan hesaplama uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, emsal nitelikte birçok kararın Yargıtay tarafından onandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca incelenen dosyalarda dahi somut olaydaki gibi bozma kararı verilmediği dikkate alınarak önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacının yol ve yemek ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı ile mahkemece bu yönde yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Asıl-alt işverenlik ilişkisi 10.06.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu'nun “Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan madde uyarınca “...Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir…” .
4857 sayılı İş Kanunu uyarınca çıkarılan Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 4’üncü maddesine göre, asıl-alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için; asıl işverenin iş yerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalı, alt işverene verilen iş, iş yerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır. Öte yandan alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o iş yerinde aldığı işte çalıştırmalıdır. Ayrıca alt işveren, daha önce o iş yerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ne var ki daha önce o iş yerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurulmasına engel teşkil etmez.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, asıl-alt işveren ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı vekili, davalı DEDAŞ’ın asıl işveren olduğunu, bir kısım işçilik alacağı yanında yol ve yemek ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek bu alacaklarının tahsilini talep etmiş, davalı vekili ise davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının asıl işveren olduğu, ücret bordrolarının sunulmamasının davacının yemek ve yol ücretlerini hak ettiğine dair bir karine olup, emsal Yargıtay kararları da dikkate alınarak davacının yol ve yemek ücreti alacaklarına hak kazandığı belirtilerek hüküm kurulmuştur.
Davalının asıl işveren olduğu uyuşmazlık dışı ise de, talep konusu yol ve yemek ücreti alacakların hüküm altına alınması için yapılan araştırma eksik incelemeye dayanmakta olup, hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; davacının çalıştığı alt işverenlerin davalı ile yaptıkları hizmet alım sözleşmesi ve ekleri dosyaya kapsamında bulunmamaktadır. Emsal dava dosyasına atıf yapılmış ise de, dosya ekinde emsal olduğu belirtilen dava dosyası fiziken dosya içerisinde yer almadığından bu aşamada bir değerlendirme yapılması mümkün değildir. Anılan sebeplerle öncelikle, davacının çalıştığı alt işveren şirketler göz önüne alınarak, davacının çalışmasına dayanak olan davalı asıl işveren ile alt işverenler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri, teknik ve idari şartnameler ile hizmet sözleşmeleri sair ekleri davalıdan ve davacının çalıştığı alt işverenden celp edilerek incelenmeli, şartnamede yemek ve yol ücretlerine ilişkin hüküm bulunup bulunmadığı ve ihale sözleşmelerinde şartnameye atıf olup olmadığı ve sözleşmede birim fiyata yol ve yemek ücretlerinin dahil edilip edilmediği denetlenmelidir. Emsal dava dosyası da dosya ekine alınarak, içeriğindeki bilgi ve belgeler incelenmeli, aylık 200,00TL yol ücreti ve aylık 300,00TL yemek ücreti ödenmesine ilişkin kabullerin dayanaklarının ne olduğu belirlenmelidir.
Başka bir dava dosyasına cevaben düzenlendiği anlaşılan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. Diyarbakır İl Müdürlüğünün 31.10.2012 tarihli yazısında, yol ve yemek ücretlerinin nakdi olarak ödendiğine ilişkin ifade bulunmakta olup, bu yazı üzerinde durularak, hangi tarih aralıklarında ne miktarda ödeme yapılması hususunun kararlaştırılmış olduğu ilgili müdürlükten sorularak, alınacak cevabi yazı ve ekleri incelenmelidir.
Ayrıca bunlara ilaveten yapılan hizmet alım sözleşmelerinin dayanağı olan ve dava dilekçesinde de özellikle değinilen Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin dosya arasında bulunmadığı görülmekle, davalı DEDAŞ’dan istenilerek anılan Şartnamede talep konusu yol ve yemek ücretlerine ilişkin bir düzenleme olup olmadığı belirlenmelidir.
Yine davalının davaya cevap dilekçesinde, alt işverenlerin tamamından kayıtların ve belgelerin celp edilmesi talebi bulunmaktadır. Mahkemece davacının çalıştığı alt işveren şirket ya da şirketlere talep doğrultusunda yazı yazıldığına dair dosya içeriğinde bilgi bulunmamaktadır. Anılan sebeplerle, davacının çalıştığı bütün alt işveren şirket ya da şirketlerden de uyuşmazlık konusuna ilişkin iş yeri kayıtları (bordro, ödeme belgeleri ve banka hesap bilgileri vs) istenilmeli, ibrazı hâlinde yol ve yemek ücreti ödemeleri yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, banka hesap bilgilerinin sunulması durumunda da ilgili banka ekstrelerinin de dosya arasına alınmalıdır.
Yukarıda belirtilen eksiklikler tamamlandıktan sonra davalının yemek ve yol ücreti ödemesi gerektiğinin anlaşılması ancak ödenecek yemek ve yol ücretlerinin miktarının belirlenememesi hâlinde, ilgili oda ve kurumlara müzekkere yazarak, davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı ve gidiş geliş toplu taşıma ücreti sorulmalı, yine davacının çalıştığı döneme ilişkin her yıl için ayrı ayrı günlük yemek ücreti konusunda emsal araştırması yapılmalı, gelen yazı cevapları ve araştırma yazıları ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Hâl böyle olunca direnme kararı Özel Daire bozma kararı yanında, yukarıda belirtilen ilave nedenlerle bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle ve yukarıda açıklanan ilave sebeplerle BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.03.2019 gününde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.