20. Hukuk Dairesi 2016/241 E. , 2016/6428 K.
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki, kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 03.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı - birleştirilen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 07.06.2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı - birleştirilen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili Av. ... ile ... vekili Av. ... ile karşı taraftan ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
3402 sayılı Kadastro Kanununun Geçici 8. maddesine istinaden yapılan tescil harici yerlerin kadastrosu sırasında; ... köyünde bulunan, 59.654,94 m2 yüzölçümlü 223 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiş; kadastro tutanağının beyanlar hanesine, “Parsel üzerindeki ev ... oğlu ...'e aittir” şerhi yazılmıştır.
... köyünde bulunan 223 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 62250,20 m2 ve 3 parsel sayılı taşınmaz ise 52925,01 m2 yüzölçümü ile tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., 2013/554 Esas sayılı dosyada bulunan 26.07.2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... köyünde bulunan ve ... adına tarla vasfıyla tespit edilen 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazla ilgili yapılan kadastro çalışmaları sırasında, bilgilendirme askısının 25.04.2013 - 10.05.2013 tarihleri arasında askıya çıktığını, askı tutanağında ... oğlu ... adına şerh konulduğunu ve bunun üzerine komisyona askı ilânında itiraz edildiğini, daha sonra 24.06.2013 - 24.07.2013 tarihleri arasında kesin askı cetvelinin ilâna çıkarıldığını, bu ilânda beyanlar hanesi boş ise de itiraza konu hususların kadastro müdürlüğünce reddedildiğini, dava konusu taşınmazın özel mülke konu olabilecek taşınmazlardan olmadığını belirterek 223 ada 2 sayılı parsele ait bilgilendirme ilânında kadastro tutanağında belirtilen kullanıcı beyanı ve süresi ile sonuçlarını gösterir kesin askı ilân cetvelinin beyanlar ve şerhler hanesinde davalıların murisi lehine bulunan kullanıcı şerhinin ve kullanım süresinin kaldırılmasını, taşınmazın tespit gibi ... adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen 2013/536 Esas sayılı dava dosyasında davacı ..., ...'e karşı açtığı dava ile ... köyü 233 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı lehine verilen şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiş; mahkemece, davanın 2013/554 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen 2013/551 Esas sayılı dava dosyasında, davacı ... vekili, Hazineye karşı açtığı dava ile ... köyü 223 ada 3 parsel sayılı taşınmazın murisinden kendisine kaldığı, taksimle kendisine düşen ve zilyetliğinin uzun yıllardır devam ettiği taşınmazın ... adına tespit edildiğini belirterek, tapunun beyanlar hanesine taşınmazın kendi kullanımında olduğunun şerh edilmesini talep ve dava etmiş; mahkemece, dosyanın 2013/556 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen 2013/553 Esas sayılı dava dosyasında, davacı ... vekili, Hazineye karşı açtığı dava ile ... köyü 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazın murisinden kendisine kaldığı, taksimle kendisine düşen ve zilyetliğinin uzun yıllardır devam ettiği taşınmazın ... adına tespit edildiğini belirterek tapunun beyanlar hanesine taşınmazın kendi kullanımında olduğunun şerh edilmesini talep ve dava etmiş; mahkemece, dosyanın 2013/554 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen 2013/556 Esas sayılı dava dosyasında, davacı ..., davalı ...'e karşı açtığı dava ile ... köyünde bulunan ve ... adına tarla vasfıyla tespit edilen 223 ada 3 parsel sayılı taşınmazla ilgili yapılan kadastro çalışmaları sırasında, bilgilendirme askısının 25.04.2013 - 10.05.2013 tarihleri arasında askıya çıktığını, askı tutanağında ... oğlu ... adına şerh konulduğunu ve bunun üzerine komisyona askı ilânında itiraz edildiğini, daha sonra 24.6.2013 - 24.07.2013 tarihleri arasında kesin askı cetvelinin ilâna çıkarıldığını, itiraza konu hususların kadastro müdürlüğünce reddedildiğini, dilekçe ekindeki uydu görüntüleri ve zeminde yapılan tespite göre taşınmazın kısmen çalılık kısmen dere kısmen de ormanlık alanda görüldüğünü, kullanımların eskiye dayanmadığını ve kesin askıda belirtildiği gibi taşınmazın vasfının tarla olmadığını görülmekle, ... adına tespit edilen 223 ada 3 parsel numaralı taşınmaza ait kadastro tutanağında belirtilen kullanıcı beyanı ve süresi ile sonuçlarını gösterir kesin askı ilân cetvelinin beyanlar hanesinde bulunan kullanıcı beyanının kaldırılmasını talep ve dava etmiş; mahkemece, davanın 2013/554 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen 2015/7 Esas sayılı dava dosyasında, davacı ..., Hazineye karşı açtığı dava ile ... köyü 223 ada 1 parsel sayılı taşınmazın murisinden kendisine kaldığı, taksimle kendisine düşen ve zilyetliğinin uzun yıllardır devam ettiği taşınmazın ... adına tespit edildiğini belirterek, ... adına yapılan tespitin iptali ile taşınmazın adına tescilini talep ve dava etmiş; mahkemece, davanın 2013/554 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sırasında; davacılar ... ve ... 223 ada 2 ve 3 sayılı parsellerle ilgili açtıkları davayı ıslah ederek taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu;
- Asıl dosyada davacı Hazinenin 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin iptali davasında tutanağın beyanlar hanesinde herhangi bir kaydın olmayıp boş olduğundan davanın konusuz olması nedeni ile reddine,
- Birleştirilen 2013/536 Esas sayılı dava dosyasında davacı Hazinenin 223 ada 1 sayılı parsel beyanlar hanesindeki şerhin iptali davasının reddine,
- Birleştirilen 2013/551 Esas sayılı dava dosyasında davacı ...'in dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 223 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin beyanlar hanesine adının kullanıcı şerhinin düşülmesi davasının reddine,
- Birleştirilen 2013/553 Esas sayılı dava dosyasında 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'ın kullanıcı olduğuna dair şerh talebinin reddine,
- Birleştirilen 2013/556 Esas sayılı şerhin iptali davasının davacı Hazinenin ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 223 ada 3 sayılı parsel beyanlar hanesindeki şerhin iptali davasının tutanağın beyanlar hanesinde herhangi bir kayıt olmayıp boş olduğundan dava konusuz olması nedeni ile reddine,
- Davacılar ... ile ...'in dava konusu 223 ada 2 ve 3 sayılı parsellere yönelik ıslah yolu ile adlarına tapuya tescil taleplerinin reddine,
- Birleştirilen 2015/7 Esas sayılı dava dosyasında davacı ...'in 223 ada 1 sayılı parselin adına tesciline ilişkin davasının reddine,
Dava konusu 223 ada 1, 223 ada 2 ve 223 ada 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespit tutanağındaki gibi tapuya tesciline,
karar verilmiş; hüküm, davalı ve birleştirilen dosya davacıları ... ve arkadaşları ile davacı -birleştirilen dosya davalısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 28/05/1981 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve 02/06/1999 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Hazinenin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, kadastro sırasında temyize konu 223 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla ... adına tespit edildiğine, kadastro sırasında taşınmaz üzerinde bulunan evin ...'e ait olduğunun belirlenerek bu durumun tutanağın beyanlar hanesine yazılmış olduğuna, temyize konu 223 ada 2 ve 3 parseller de tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiş olup, kesin askı ilânına alınan kadastro tutanağında davalılar lehine kullanım şerhi verilmemiş olduğuna ve mahkemece bu gerekçe gösterilerek Hazinenin davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
2) Davalı - birleştirilen dosya davacısı ... ve arkadaşlarının temyiz itiazları bakımından;
3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında dava konusu taşınmazların tamamı tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiş, 223 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin ...'e ait olduğu şerh düşülmüştür. Birleştirilen dosyada ... 223 ada 1 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemi ile, ... 223 ada 2 parsel sayılı taşınmazda, ... ise 223 ada 3 parsel sayılı taşınmazda kullanıcı olduklarının tutanakların beyanlar hanesine yazılmasını istemi ile dava açmışlardır. Birleştirilen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sırasında ... ve ..., 223 ada 2 ve 3 parsellerle ilgili şerh yönünden açtıkları davalarını harcını yatırmak sureti ile ıslah etmişler ve taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir. Mahkeme imar ve ihya koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar vermişse de yeterli inceleme ve araştırma yapmamıştır. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar, 1961 yılında yapılan kadastro sırasında 318 parsel sayısı ile dava dışı ... adına tespit edilmiş; ... ve ... tarafından açılan dava sonucu Tapulama Mahkemesinin 1965/39 E. - 1966/132 K. sayılı dosyası ile taşınmazın orman vasfıyla tescil harici bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar, 1967 yılında kesinleşmiştir. Daha sonra yörede 1981 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında taşınmazlar kesinleşen orman sınırları dışında bırakılmış ve orman tahdidi kesinleşmiştir. Bu durumda, taşınmazın orman kadastro sınırları dışında bırakıldığı tarihten ... adına tespitin yapıldığı tarihe kadar davacılar lehine TMK'nın 713, 14 ve 17. madde koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, bu araştırma yapılırken tanık ve mahalli bilirkişi beyanları yanında tespitten 15, 20 ve 25 yıl önceki memleket haritaları ve yapımlarına esas hava fotoğrafları kullanılarak taşınmazların davacılar tarafından kullanılıp kullanılmadığı, bu kullanımın kanunun aradığı anlamda davacılar adına tescili sağlayacak nitelikte olup olmadığının tartışılması gerekirken mahkemece yalnızca en eski tarihli memleket haritası değerlendirilmiş, zirai bilirkişilerce taşınmazların değişik bölümlerinden yeterli derinlikten toprak örnekleri alınıp incelenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Ayrıca, taşınmazların sınırında dere bulunmakta olduğu saptanmış ise de taşınmazların dere yatağının etkisi altında olup olmadığı hususları da araştırılmamıştır. Bundan başka, dava konusu taşınmazlara komşu olan taşınmazların tapu kayıtları davalı ise dosyaları getirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur.
O halde, mahkemece, dava konusu taşınmazları ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ve kadastro tespit tarihinden 15, 20 ve 25 yıl önce çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, 1990'lı yıllara ait ortofoto haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan üç ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi, bir jeolog ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, taşınmazın dere yatağında kalıp kalmadığı, derenin etkisi altında kalan sahada bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalı, üç kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazlar ile komşu taşınmazlar arasında ayırıcı unsur olup olmadığı, niteliği, eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü ile özel mülke konu olup olamayacağını belirtir şekilde taşınmaz bölümü üzerinde varsa ağaçların yaşları, cinsleri ve ne suretle kullanıma konu oldukları, taşınmaz bölümü ve çevresinin işaretli olduğu değişik yönlerden çekilmiş ve geniş açıdan gösteren fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra davalı-birleştirilen dosya davacıları yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı-birleştirilen dosya davacıları ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün bozulmasına, karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı-birleştirilen dosya davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100,00.-TL vekâlet ücretinin davacı-birleştirilen dosya davalısı Hazineden alınarak, davalı-birleştirilen dosya davacısı ... ve arkadaşlarına verilmesine, taraflarca 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nın 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/06/2016 günü oy birliği ile karar verildi.